Türk makine sektörünün tarihi, Türkiye’nin sanayileşme yolculuğuyla eşzamanlı olarak yazıldı. Sektörümüzün geçmişi, kendi hayallerinin peşinden koşan girişimcilik öyküleriyle dolu. Zoru başaran firmalarımız 50 yıldan fazla bir süredir Türk sanayisine yön veriyor. Türkiye’nin Makinecileri olarak sektörümüzde yarım asrı geride bırakan firmalarımızı, Moment Expo dergisinin 100. sayısını kutladığımız anlamlı bir gecede bir araya getirdik.

Türk makine sektörünün tarihi, Türkiye’nin sanayileşme yolculuğuyla eşzamanlı olarak yazıldı. Sektörümüzün geçmişi, kendi hayallerinin peşinden koşan girişimcilik öyküleriyle dolu. Zoru başaran firmalarımız 50 yıldan fazla bir süredir Türk sanayisine yön veriyor. Türkiye’nin Makinecileri olarak sektörümüzde yarım asrı geride bırakan firmalarımızı, Moment Expo dergisinin 100. sayısını kutladığımız anlamlı bir gecede bir araya getirdik. Gecede, üretim güçleriyle Türkiye’nin sanayileşmesine katkı sağlayan firmaların kurucu nesli; üçüncü, hatta dördüncü nesil makinecilerle birlikteydi.

Paranın her dönemde çok kolay kazanıldığı durumlara rağmen makineciler hep zorluklarla yüzleşmiştir. Oysa bugün bir arazi alsanız üç yılda paranızı iki katına çıkarabilirsiniz. Ama makineci arsa almadı, fabrika kurdu, atölye kurdu, kendine yeni sorunlar yarattı ve o sorunlarla boğuştu, bir şeylerle mücadele etti. Ama o bir şeyler, Türkiye’nin o kadar çok ihtiyacı olan şeylerdi ki. Doğduğumdan bu yana - belki öncesinden beridir- Türkiye’nin dış ticaret açığı konuşuluyor. Bir türlü kapanmadı o açık. Peki, nereden geliyor bu açık? Birincisi enerjiden. Çünkü petrolümüz, doğal gazımız yok. İkinci ise yatırım malları, makinelerdir. Bu apaçık gerçek herkesin gözünün önündedir, yani makineciler de aslında göz önündedir ama, medyada görünmezler, onlardan bahsedilmez, insanların gündeminde yer almazlar. Ülkenin en önemli meselesini çözebilecek bir topluluk yani makineciler, adeta görünmez insanlardan oluşuyor; görünmez bir güç.

MAİB Yönetim Kurulu Başkanı olarak göreve geldiğimizde, makine sektörünün önemi doğru dürüst bilinmiyordu. O nedenle bizler de hem halk, hem bürokrasi hem de Türkiye’de makine kullanan insanlar sektörümüzün farkına varsın diye popüler kültürü kullanarak “Tıkır tıkır” sloganıyla bir reklam kampanyası başlattık. Söz konusu lobi çalışmamız çok başarılı oldu ve bugün Türkiye’de üretim araçlarını üretmenin önemini bilmeyen kalmadı. Sektörün lobiye olan ihtiyacından hareketle Makine Tanıtım Grubu ve MAKFED’i hayata geçirdik ve bugün itibarıyla Türkiye’nin en güçlü lobisinin Türk makine sektörü olduğunu açıkça ifade edebiliriz.

“Tıkır Tıkır” kampanyasının ardından yurt içi odaklı yeni iletişim kampanyamızda Türk makine sektörünü, Türkiye’nin “Büyüme Makinesi” olarak tanımladık. Bu çerçevede, dünya makine ihracatında küresel ortalamanın üzerinde artış kaydeden iki ülkeden biri olan Türkiye’deki makine sektörünün yeni dönem hedeflerini ve yol haritasını bu sloganla ilişkilendirdik. “Büyüme Makinesi” temalı yeni reklam filmimiz de çeşitli mecralarda yayınlanmaya başladı. Makine sektörümüzün Türkiye’yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve altyapısı mevcut. Türkiye bu potansiyeli iyi kullanabilir ve “Büyüme Makinesini” doğru işletebilirse, tüm dünyada takdir edilen bir başarı hikâyesi yazabilir. Türkiye’nin Makinecileri olarak tüm dünyada bilinen güçlü bir marka olmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.