Teknik liselerin makine ve makine ressamlığı bölümlerine daha fazla kız öğrenci alınarak staj eğitimlerinde üretimin birçok bölümünde pratik kazanmalarına imkann tanınmasının...

Teknik liselerin makine ve makine ressamlığı bölümlerine daha fazla kız öğrenci alınarak staj eğitimlerinde üretimin birçok bölümünde pratik kazanmalarına imkan tanınmasının, ilerleyen süreçte sektördeki kadın çalışan sayısının artmasına zemin hazırlayabileceğini söyleyen Asil Makina İhracat ve İthalat Müdürü Sevda Kılıçkıran, “Ayrıca makine mühendisliği bölümlerinden mezun olanların da teknik bilgileri olmasına rağmen üretim kısmında deneyimlerinin bulunmaması çok büyük bir sorun. Birebir imalatı yönetecek bir idarecinin süreci bilmemesi, çalışanlar tarafından kabul görmesini zorlaştırıyor” dedi. Kılıçkıran, makine sektöründe kadın yönetici olmanın zorlu yanları ve avantajlarını Moment Expo okurlarıyla paylaştı.

Sevda Kılıçkıran kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

İstanbul’da 1985 yılında doğdum. Kocaeli Üniversitesi İşletme Bölümü’nün ardından İstanbul Üniversitesi Uluslararası İşletmecilik Bölümü’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Üniversiteden sonra da eğitim hayatına uzak kalmadım. Dış ticaret ve satış, nöromarketing konularında birçok eğitim programına katıldım. Ayrıca özel ilgim olan NLP ve yaşam koçluğu sertifikalarına da sahibim. Sürekli gelişen ve değişen dünyada bir insanın aynı kalmaması gerektiğine inandığım için fırsat buldukça kendimi geliştirmeye yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum.

İş hayatına nasıl adım attığınızın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Bugün itibarıyla hangi görevleri üstleniyorsunuz?

İş hayatına başlamam aslında çok daha eskilere dayanıyor. Üniversiteye hazırlanırken özel ders vererek para kazanmaya başladım. Üniversiteye başladıktan sonra da okulun yazı işlerinde part-time olarak iki yıl çalıştım. Son sınıftayken iş güvenliği kıyafetleri üreten bir firmanın üretim planlama bölümünde görev üstlendim. Üniversite biter bitmez, babam aile şirketimizde işe başlamam konusunda ısrarcı oldu fakat ben iki ayrı firmada bir yıldan fazla bir süre çalışmaya devam ettim. Sonrasında da Asil Makina’da göreve başladım. Önümüzdeki Haziran ayında sekiz yılımı tamamlamış olacağım. İlk yıllarda muhasebe ve finans ile daha çok ilgilenirken zamanla satış, ithalat ve ihracat işlemlerini de yürütmeye başladım. Firmamızda satın almadan ihracata, insan kaynaklarından finansa kadar her şeyle ilgileniyorum. Babamın da işleri devretmesiyle genel olarak tüm kararları ben alıyorum. Ayrıca dört yıl önce bir firmayı devraldık. Asil Makina olarak üretmediğimiz fakat aynı müşterilere hitap eden ürünleri ithal etmeye başladık. İki ay öncesine kadar ithal ettiğimiz ürünlerin satışını yaptığımız firmamıza, beş adet makine alarak iplik ve dokuma makineleri yedek parçalarının üretimine de başladık.

Yoğun bir iş temposuna sahip makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Severek yapılan her işin sonucunda başarı kazanılacağını düşünüyorum. Başarının en büyük anahtarlarından bir tanesi de kişisel inovasyon. Her gün yeni bir şey öğrenmek, yeni deneyimler kazanmak ve bunları uygulamak gerekli. Genellikle şöyle bir yol izliyorum: Gelecekten beklentilerimi belirleyip, bulunduğum durumdan gelecekte istediğim noktaya ulaşmak için gerekli koşulları planlıyorum. “Olayların sonuçları= kendimiz+başkalarının davranışları ya da durumlar” denklemine inanıyorum. Olayların sonuçlarını değiştirebilmek için, karşımızdaki kişileri değiştiremeyeceğimize göre kendimizi değiştirmek veya iyileştirmek gerekli diye düşünüyorum.

Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz?

Firmamızda sekiz yılı geride bıraktım. Çalışanlar tarafından yönetici olarak kabullenilmem ise son dört yıllık bir süreci kapsıyor. Onun öncesinde firmamızın imalat bölümünde bile zaman zaman çalıştım. Çalışan kadın ve erkek personel oranına baktığımızda, kadınların sayısı, erkeklerin yarısı kadar bile değil. Fakat çalışanlarımız, şahsi çabalarımın farkında. Bu yüzden yönetici olarak herhangi bir zorluk yaşamıyorum. Hatta genellikle iş arkadaşlarım takdir edip tavsiyelerde bulunuyor. Hepimiz firmamızı daha ileriye taşımak için çabalıyoruz. En azından firmamız özelinde erkek egemen anlayış kırıldığı için mutluyum.

İş hayatında kadın yönetici olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı?

Dünyaca ünlü birçok filozof erkeklerin her konuda kadınlardan daha üstün olduğuna dair yazılar yazmıştır. Örneğin Arthur Schopenhauer kadınların, yetişkin birey olan erkekle çocuk arasında bir varlık olduğunu, iyi bir kitap yazamayacağını, ünlü bir ressam olamayacağını, teknik konulardan anlamayacağını savunur. Hatta onların sadece yemek yapmalarını, ibadet etmelerini ve çocuk yetiştirmelerini tavsiye eder. 19. yüzyılın sonlarından 21. yüzyılın başına kadar kadın-erkek ayrımıyla alakalı çok fazla yol kat edemediğimizi düşünüyorum. Kadın olmaktan kaynaklanan problemler hayatımızın her alanında yaşanıyor. Ben şahsi olarak bu konuda çok fazla sorun yaşamadım fakat bunda aile şirketinde çalışmamın etkisi olduğunu düşünüyorum. Ailemin, özellikle de babamın kadının toplumdaki yerine önem veren bakış açısı ve desteği sayesinde daha az sorunla karşılaştım.

Asil Makina’da sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/yöneticiler var mı?

Firmamızda daha öncesinde telefonlara bakıp çay servisi yapan bir arkadaşımız vardı. O dönemde iş yerimizdeki muhasebe sorumlusu ayrıldı. Mutfak işlerinde çalışan arkadaşımız gerçekten çok çalışkan ve azimli birisiydi. Onu muhasebe birimine çektim. İki ay kadar eğitim vererek çalışmalarını denetledim. Gerçekten muhasebe konusunda çok başarılı oldu. Sonrasında kendisini İngilizce kursuna ve bazı dış ticaret ve satış eğitimlerine gönderdim. Şu an yurt dışı satışlar ve dış ticaret operasyonları konusundaki en büyük yardımcım kendisi. İşyerindeki hemcinslerime her zaman şunu söylüyorum: Şu anki eğitimimiz, bilgimiz firmamız için yeterli. Ama firma olarak yakın bir gelecekte farklı yerlerde olmayı hedefliyoruz. Bu yüzden gelecek için her zaman kendimizi geliştirmeliyiz.

İş ile ilgili gerçekleştirdiğiniz yurt dışı seyahatlerinizde, makine sektöründe yönetici pozisyonda görev alan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Fuarlar ve müşteri ziyaretlerine özellikle ben gidiyorum. Değişik kültürleri tanımak, insanlarla arkadaşlık ve dostluklar kurmak ve satış anlaşmalarını sonuçlandırmak gerçekten çok keyif verici. Öncelikle insanlar karşılarında bir kadın yönetici görünce çok şaşırıyor ve teknik konularda cevap alamayacaklarını düşünüyor. Son olarak katıldığımız INDIA ITME Fuarı’nda bir müşteri makine modelini söyleyip iki parça sordu. Ben de kendisine ürünle alakalı teknik detayları sorunca şaşırdı. Beyefendinin gözlerindeki şaşkınlığı görmek beni çok mutlu etti. Yurt dışı gezilerinde yabancı müşteriler kadar kendi sektörümüzdeki Türk firmalarının temsilcileri de bazen bu durumu şaşkınlıkla karşılıyor. Tek başıma Mısır’a, Hindistan’a nasıl gidebildiğimi, korkup korkmadığımı soruyorlar. Eğer kendinize güveniyorsanız ve ayrıca donanımınız da varsa bilmediğiniz yerlere bile gitmek hem çok daha kolay oluyor hem de aldığınız tepkiler fazlasıyla keyif veriyor.

Erkek egemen bir yapıya sahip makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın yönetici görev yapıyor?

Makine imalat sektöründe kadın yönetici sayısının az olmasının en önemli nedeninin, makine veya yedek parçaların imalat bölümlerinde kadın personellerin görev almaması olduğunu düşünüyorum. Ancak yine de imalat dışındaki pozisyonlar ve departmanlarda kadın çalışanlara ürün bilgisi, teknik donanım gibi konularda destek verilirse sektörde kadın yönetici sayısının artabileceğine inanıyorum.

Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?

Öncelikle teknik liselerin makine ve makine ressamlığı bölümlerine daha fazla kız öğrenci alınmalı ve bu öğrenciler stajlarında erkekler de olduğu gibi üretimin birçok bölümünde çalıştırılmalı diye düşünüyorum. Kız öğrenci stajyerlere işyerinde torna, freze, matkap, tesviye işlemleri yaptırılmıyor. Ayrıca makine mühendisliği bölümlerinden mezun olanların da teknik bilgileri olmasına rağmen üretim kısmında deneyimlerinin olmaması çok büyük bir sorun. Birebir imalatı yönetecek bir idarecinin imalatı bilmemesi, çalışanlar tarafından kabul görmemesine neden oluyor. Bu durum satış aşamasında da çok değişmiyor. Makine imalat sektörünün nihai ürünlerinin müşterileri, alımlarını ürünlerin teknik detaylarını araştırarak yapıyor. Bu noktada bir kadın çalışanın verdiği teknik bilgiler alıcıları tatmin etmiyor. Bir kadın çalışanın da teknik konulara erkekler kadar vakıf olabileceği kabul edilip, kadın çalışanların da erkekler kadar üretim süreçleri ve teknik detayları öğrenmesine imkan tanınmalıdır.

Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor?

Türkiye’de tekstil makineleri ve aksesuarları sektöründe benim haricimde çalışan sadece dört kadın yönetici tanıyorum. Onlar da firmaların genellikle sahipleri ve daha çok idari ve finansal konularla ilgileniyor. Şimdiye kadar gittiğim farklı ülkelerdeki fuarlardan ve müşteri ziyaretlerinden çıkardığım sonuç da aynı. Kadın çalışanlar/yöneticiler genellikle firma içerisinde, idari ve finansal konularla ilgileniyor. Durum Türkiye’den çok da farklı değil.

Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Esasen bu soruya sadece makine imalat sektörünü düşünerek değil de genel olarak cevap vermek isterim. Kadınlar olarak hangi sektörde, hangi alanda olursa olsun bizlere inanılıp güvenilmediği için daima ikinci plandayız ve bazı zorluklar yaşıyoruz. Bu durum karşısında kendimize güvenmeli, gücümüze inanmalı ve sürekli olarak kendimizi geliştirmeliyiz. Hedeflerimiz belli ve hedefe ulaştıracak yollarımız planlanmış olmalı. Engelleri aşmak için ihtiyacımız olan tek şey kararlılık ve azim.