Universite ve meslek okullarındaki eğitimin kız öğrenciler için özendirici hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Türkeli Ray İhracat Müdürü Melike Ök...

Universite ve meslek okullarındaki eğitimin kız öğrenciler için özendirici hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Türkeli Ray İhracat Müdürü Melike Ök Karakoçoğlu, “Üretim tesislerinde staj imkanları yaratılarak mesleklerini aktif olarak icra etmelerine de zemin hazırlanmalı. Aynı zamanda kadın yöneticilerin ofis ortamından uzaklaşarak üretim sahasına inmesi de bu çerçevede örnek oluşturacaktır” diyor. Karakoçoğlu, makine imalat sektöründe kadın istihdamının artırılması için yapılması gerekenleri Moment Expo’ya anlattı.

Melike Ök Karakoçoğlu kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

Denizli’de 1981 yılında doğdum. Ortaöğretimimi Mehmet Akif Ersoy Yabancı Dil Ağırlıklı Lisesi’nde tamamladıktan sonra yüksek öğrenimime 1999-2003 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde devam ettim.

İş hayatına adım atmanızın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?

Üniversiteden yeni mezun olmanın heyecanıyla 2003 yılında İzmir’de özel bankacılık sektöründe bir kaç iş başvurusu tecrübem oldu. Bu süreçte, yaşamımda büyük rolleri olan ailemin, özellikle babamın olumsuz tepkileriyle karşılaştım. Demir-çelik sektörüne 35 yılını vermiş, zorluklarla mücadele ederek dönemin imkanları çerçevesinde kendi çizdiği yolda başarıya ulaşmış harika bir babaya sahibim. Aile şirketinde çalışmam konusundaki ısrarları sonucunda iş yaşamına ilk adımımı firmamızda attım. Lise ve üniversite öğrenimim süresince yabancı dile olan ilgim ve aldığım eğitimler beni ilk olarak uluslararası ticaret departmanına yöneltti. Bu süreçte dış ticaret eğitimlerine katılarak gerekli temel bilgileri edindim. Bunun yanın sıra firmamızın ismini uluslararası alana taşıma fikri de dış ticaret konusuna yönelmemdeki temel sebeplerden biri oldu.

Bulunduğunuz görevi kaç yıldır sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor?

Yaklaşık olarak 13 yıldır iş hayatının içerisindeyim. İhracatın yanı sıra finansman konusunda 

faaliyet gösteriyorum. Kendi şirketinizde çalışıyor olmak size iş seçme gibi bir hak tanımıyor. Tüm departmanlarla ilgili az çok bilgi sahibi olmak ve gereklerini yerine getirmek gibi bir zorunluluğunuz var. e-postaların kontrolü, sipariş teklif formlarının değerlendirilerek geri dönüşlerinin sağlanması, sunulan günlük ödeme planlarının gözden geçirilmesi rutin bir iş gününü oluşturan uğraşlar arasında.

Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz?

Üretim tabanlı, imalat süreç ve teknolojisini geliştirmeye önem veren, takım ruhuyla hareket eden bir firma olmamız sektördeki başarımızın temellerini oluşturuyor. Üretimimizde dışa bağımlı olmamamız, çıkabilecek tüm olumsuzluları kontrol altında tutmamız yani “Kalite kontrol edilmez, üretilir!’’ felsefesini ilke edinmemiz de başarıyı getiren diğer faktörler arasında. Çalışma arkadaşlarımızla her birimizin zincirin birer halkasını oluşturduğumuz düşüncesiyle hareket etmemiz mevcut başarının da sürekli hale gelmesini sağlıyor.

Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz?

Kadın yönetici olarak elbette bir takım zorluklarla karşılaşıyorsunuz. Ne yazık ki erkek egemen bir toplum olma özelliğimiz güncel hayatımızda bile sorunlarla karşılaşmamıza temel sebepken, iş yaşamında bu durumun etkilerini yaşamamız yadsınamaz. Erkeklerin, “Kadınlar duygusal varlıklardır, duygularıyla doğru kararlar alamazlar!” fikri kadınların görev aldıkları firmalarda yükselmesine, yol almasına engel oluyor. Ancak kadınların bu noktada yılgınlık göstermeden fikirlerini her daim dile getirmesi ve başarılarının sonucunda elde ettikleri güven duygusuyla yollarına devam etmesi gerekiyor. Kadın, kendi işine odaklanır, sorumluluklarını layıkıyla yerine getirirse başarıya ulaşması zor olmayacaktır.

İş hayatında kadın yönetici olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı?

İş yaşamına yeni adım attığım zamanlarda kadın olmaktan çok yaştan dolayı sıkıntılarla karşılaştım. Yaşımın genç ve dolayısıyla henüz deneyimsiz olmam, karşımdaki kişileri ikna etmemi zorlaştırdı. Tabii ki bu sorunu aşmamda en büyük destekçim, yol 

göstericim, iş ortağım aynı zamanda ağabeyim Nejdet Bey oldu. Kendisi bana, deneyim sahibi oluncaya kadar geçirdiğim süreçte proaktif hareket etmeyi öğretti. Bu noktada kendisinin arkasından gelen bir kuşak olarak, yol haritasını izlemem ve insanlarla olan iş ilişkilerimi düzenlemem, yaşımın genç olma dezavantajını avantaja çevirdi. Çünkü genç yaşıma rağmen kısa sürede güzel bir iletişim ve ikna yeteneği geliştirdiğimi düşünüyorum.

İş ile ilgili gerçekleştirdiğiniz yurt dışı seyahatlerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda  görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemlerinizi paylaşır mısınız?

Özellikle periyodik olarak düzenlenen sektörel fuarlarda katılımcı firma olarak yer almamız ve bunun yanı sıra iş sürekliliği adına müşteri ziyaretleri amacıyla çeşitli yurt dışı seyahatlerimiz oluyor. Söz konusu seyahatlerde makine sektöründe görev alan bir kadın yönetici olmanın çoğu zaman avantajları oluyor. kadınların da yer aldığı fuar ya da firma ziyaretleri kapsamındaki toplantılarda ortamda saygı ve nezaket muhakkak ön planda oluyor. Birçok zaman firma ziyaretlerimizde akşam yemeklerinde ailelerle birlikte zaman geçiriyor ve iş ilişkisi dışında müşterilerimizle dostane ilişkiler de geliştiriyoruz. Güven ve samimiyet duygusunun hakim olduğu bir ortamda iş ilişkileri de otomatik olarak olumlu yönde ilerliyor. Ayrıca yurt dışı seyahatleri kişiye, kendi iş alanına farklı perspektiflerden bakma 

fırsatı sağlıyor. Farklı kültürlerle tanışmak, üretim sahalarını yakından görerek inceleme fırsatı bulmak; kendi üretim sahanızla karşılaştırma, eksiklikleri görme ve hangi alanlarda çalışmanız gerektiği konusunda yol gösterici oluyor. Kısacası gelişmek ve işinizi geliştirmek için farklı coğrafya ve kültürleri görmek şart.

Erkek egemen bir yapıya sahip makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan/ yönetici görev yapıyor?

Sektörümüzün üretim sahalarındaki emek yoğun iş temposunun diğer sektörlere kıyasla kadın çalışanlara ağır gelmesi başlıca sebep olarak gösterilebilir. Ancak bu durum kadın çalışanların idari kadroda yer almamaları anlamını taşımaz. Kadınların doğaları gereği titiz bir yapıya sahip olmasının üretim aşamasında kalite kontrol üzerinde olumlu etki yapacağını düşünürsek, üretim alanlarının iyileştirilerek bu alanlarda kadınlarımıza daha fazla görev vermek firmalarımız açısından olumlu gelişmelere yol açacaktır.

Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?

Bu noktada öncelikle çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca makine imalat sektörünün erkekler için daha uygun olduğu ön yargısı yıkılmalıdır. Mühendisliğin sadece erkeklere özgü bir meslek olmaktan çıkarılması; üniversite ve meslek okullarındaki eğitimlerin kız öğrenciler için özendirici hale getirilmesi gerekiyor. Üretim tesislerinde staj imkanları yaratılarak mesleklerini aktif olarak icra etmelerine zemin hazırlanmalıdır. Kadın yöneticilerin ofis ortamından uzaklaşarak üretim sahasına inmesi de bu çerçevede çalışanlara örnek olacaktır. Tüm bu pratiğin üretimdeki kadın istihdamın artmasına olumlu etki edeceğini düşünüyorum.

Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe
daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor?

Gelişmiş ekonomilere sahip ülkelere baktığımızda, gelişen ve gelişmekte olan ekonomi sınıfındaki ülkelere kıyasla kadın çalışan oranın yüksek olduğunu görüyoruz. Almanya’da otomobil üretiminde kadınlar da çalışıyor. Bu durum bence en güzel örneklerden biridir. Gelişmiş ekonomilerin ortak özellikleri incelendiğinde eğitim hizmetlerinin oldukça ileri olduğu, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin mesleki eğitime önem verildiği ve bu hizmetlerden tüm bireylerin en iyi şekilde faydalandığı da görülüyor. Hal böyleyken gelişmiş ülkelerdeki kadın çalışan ve yönetici sayısının, gelişmekte olan ülkelere oranla yüksek olması sonucu oldukça doğal bir durum.

Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Öncelikle ‘’Kadın olmak’’ önyargısından sıyrılıp, birey olarak; yaptığımız işle ilgili gerekli bilgi donanımına sahip bir şekilde özgüvenle hareket etmenin birçok noktada sorunları ortadan kaldıracağını düşünüyorum.