Uluslararası rekabette yüksek performansı ile öne çıkan Ostwestfalen- Lippe (Doğu Vestfalya-Lippe), Almanya’nın makine üretim üssü  Kuzey Ren-Vestfalya’da...

Uluslararası rekabette yüksek performansı ile öne çıkan Ostwestfalen- Lippe (Doğu Vestfalya-Lippe), Almanya’nın makine üretim üssü Kuzey Ren-Vestfalya’da yer alan en güçlü ekonomi merkezlerinden biri. Ostwestfalen-Lippe’de (OWL) ekonominin belkemiğini orta ölçekli aile şirketleri oluşturuyor.

2003 yılında kurulan endüstri ve yenilikçilik ağı OWL MASCHINENBAU ise 14 yıldır bölgenin ekonomi ve teknolojideki öncü rolünü daha da güçlendirmek için faaliyetler yürütüyor. Kuruluşundan bu yana Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin önemli teknoloji networklerinden ‘it’s OWL’ üyesi olan OWL MASCHINENBAU’nun üyeleri ve işbirlikleri arasında bölgedeki makine mühendisliği ve bölgesel otomasyon şirketleri, tedarikçiler, katma değer yaratan ortaklıklar, üniversiteler, araştırma tesisleri ve bölgeye bağlı kalkınma ve geliştirme şirketleri yer alıyor. Kurum, büyük çoğunluğu KOBİ’lerden oluşan üyelerine insan kaynakları ve organizasyon, bilgi ve deneyim transferi, inovasyon yönetimi, uluslararasılaşma ve konum tabanlı pazarlama alanlarında destek verirken farklı işbirliği olanakları da sunuyor.

Bölgeyi Almanya ve dünya makine sektörü için önemli bir merkez üssü haline getiren en önemli unsurun gelişmiş işbirliği kültürü olmasından hareketle ortaklıklara önem veren OWL MASCHINENBAU’nun stratejik iş partnerlerinden biri de Türkiye’nin Makinecileri. İki kurumun işbirliği, teknoloji transferi ve yenilikçiliğe yatırımla küresel rekabette daha güçlü hale gelmek isteyen Türkiye ve Alman makinecileri için önemli fırsatlar sunuyor.

OWL MASCHINENBAU’nun Yönetim Kurulu Başkanı ve Sözcüsü Hans-Dieter Tenhaef ve Genel Müdürü Holger U. Nord ile bölgenin makine sektöründeki yerini, Endüstri 4.0 kapsamında gelinen aşamayı ve iki kurum arasındaki işbirliğini konuştuk.

OWL MASCHINENBAU’nun Yönetim Kurulu Başkanı ve sözcüsü olarak kurumun kuruluş hikayesini kısaca anlatır mısınız?

Hans-Dieter Tenhaef: Ostwestfalen-Lippe bölgesini özel kılan gücü, bölgede bulunan şirketler ve üniversiteler arasında en başından itibaren var olan gelişmiş işbirliği kültüründen geliyor.

Bölgedeki bu işbirliğinin ilk öncülerinden biri 2003 yılının Ekim ayında kurulan endüstri ağımız OWL MASCHINENBAU. Bugün, geride bıraktığımız başarı ile geçen 14 yılın ardından 200’den fazla şirket, ortak ve bilim kurumu, şirket odaklı kuruluşumuzun üyelerini ve destekleyenlerini aynı çatı altında biraraya getiriyor.

Birliğinizin kuruluş amacı, hedefleri ve bu doğrultuda yürüttüğü faaliyetler nelerdir?

Hans-Dieter Tenhaef: OWL MASCHINENBAU’nun temel amacı Ostwestfalen-Lippe’in küresel rekabette öne çıkan teknoloji bölgesini güçlendirmek. Bu vesileyle bölgede mekanik mühendislik, otomasyon ve üretim teknolojileri alanlarında faaliyet gösteren KOBİ’lerin mevcut ekonomik ve teknolojik performans kapasitelerini, birbirleri ile yaptıkları fikir, deneyim iletişimi ve alışverişini de dikkate alarak artırmak. Söz konusu bu amaç, dünyanın dört bir yanındaki çok sayıdaki tedarikçilerimizi ve katma değer yaratan hatırı sayılır ortaklarımızı da kapsıyor. OWL bölgesinin itici gücü olan tüm sorumlu şirketler, hem ürünün hem de üretim yetkinliğinin ulusal ve uluslararası düzeyde bütün ilgili hedef gruplarına sunulması için kuruluşumuza dahil ediliyor.

OWL MASCHINENBAU bugün kaç üyeye sahip? Üye şirketlerin yapısı, ortak özellikleri ve Alman makine sektörü içindeki yeri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Holger U. Nord: Şu anda Ostwestfalen- Lippe’de makine sektörü ve tedarikçi endüstrisinden, yıllık cirosu 15 milyar eurodan fazla olan yaklaşık 400 firma var. Bu sayede OWL, Avrupa’nın önde gelen bölgesel makine kümeleri arasında yerini alırken, ülke içinde ise Alman makine mühendisliği sektörünün çok yönlü çeşitliliğini ve yenilikçi kapasitesini temsil ediyor. Yapısal olarak bakıldığında ise OWL’deki şirketlerin büyük çoğunluğunu KOBİ’ler ve aile şirketleri oluşturuyor. Bu işletmeler de OWL MASCHINENBAU endüstri ağı tarafından sağlanan avantajlardan yararlanıyor.

Sizlerin de az önce bahsetmiş olduğu gibi Ostwestfalen-Lippe Almanya’nın en güçlü ekonomi merkezlerinden biri. Bölgenin hem Almanya hem de dünya makine sektörü açısından önemi nedir?

Holger U. Nord: Doğru. Üstelik bu sadece şirketler için geçerli değil. Konu Almanya’daki ekonomik ve endüstriyel bölgeler olduğunda her zaman “gizli şampiyonlar” bulmak mümkün. İşte bu gizli şampiyonlardan biri de Ostwestfalen- Lippe bölgesidir. Bielefeld çevresindeki ekonomi bölgesini ise Kuzey Almanya’daki makine ve makine mühendisliği sektörünün beşiği olarak tanımlayabiliriz. Ostwestfalen- Lippe, makine sektörü içinde yüksek performansı ve çok yönlülüğü ile öne çıkan KOBİ’lerin temsil ettiği bir bölge. Bölgedeki şirketler, ya kendi branşlarında ya da endüstri sektöründe tüm dünya çapında ilk 10 arasında yer alıyor. Tüm bunlara ek olarak, endüstriyel elektronik ve otomasyon teknolojisi ise sürüş, kontrol ve bağlantı sistemleri alanlarında yüksek düzeyde uzmanlık sunuyor.

Türk ve Alman makine sektörünün işbirliği olanaklarının artırılması ve daha iyi pazar koşulları için neler yapılmalı?

Hans-Dieter Tenhaef: Alman makine ve tesis mühendisliği sektörünün karakteristik özelliği ağır ihracat yönelimi. Birçok KOBİ için uluslararası pazarlarda bulunmak ve ortaklarıyla süren mevcut işbirliği, büyük bir zorluk teşkil ediyor. Tedarikçiler ve satış gerçekleştirilen ülkeler söz konusu olduğunda piyasa stratejilerinin genellikle, yerel üretim ve hizmetlere katılımı da hesaba katması gerekiyor. Bu faaliyet alanı içerisinde, Türkiye gibi ülkelerdeki ortaklarımızla yaptığımız işbirliği ve deneyim alışverişi avantajları da beraberinde getiriyor.

Birliğinizin üyeleri, Endüstri 4.0 kapsamında hangi aşamada? Üyeleriniz bu alanda daha çok hangi konulara odaklanıyor?

Holger U. Nord: Alman makine ve tesis mühendisliği sektörü Dördüncü Sanayi Devrimi’nin eşiğinde. Tüm üretim ve üretim süreçleri dijitalleştiriliyor ve süreçler arasında network sağlanıyor. Böylece, dinamik ve örgütlü bir şekilde değer yaratan ağlar oluşturmak temel hedefimiz. Ayrıca tüm bu süreç yalnızca herhangi bir üretim alanının dijitalleştirilmesi ya da bağlanması anlamına gelmiyor, aynı zamanda şirketlerin ötesine geçerek onların farklı değerler yaratan adımlarını ulusal sınırların dışına taşıyarak bütünleştiriyor. Bu ve buna benzer yapıların yaratılması, OWL MASCHINENBAU işbirliğindeki şirketlerin çoğunluğunu oluşturan KOBİ’ler için son derece zorlu ve geliştirici bir görev. Bu durumda şirketler arası işbirliği ve bilgi transferi de başarının anahtarıdır. Başarı için ayrıca, inovasyon, sürdürülebilirlik, gelecek hedefleri ve günlük iş faaliyetleri arasındaki uyum da artırılmalıdır.

Birlik olarak, Endüstri 4.0 alanında üyelerinize nasıl destek veriyorsunuz?

Holger U. Nord: OWL MASCHINENBAU en başından beri ‘It’s OWL’ üyesidir. “Intelligente Technische Systeme OstWestfalenLippe’in (Akıllı Teknik Sistemler OstWestfalenLippe) kısaltması olan ‘It’s OWL’ Ostwestfalen-Lippe bölgesini Avrupa düzeyinde geliştirmeyi hedefleyen bir oluşum. Endüstri 4.0 bağlamında bölgeyi en son teknoloji için konumlandırmak amacıyla bölgesel bir kalkınma stratejisi öneriyor. İlgili şirketler, üniversiteler ve yetkinlik merkezleri ile OWL MASCHINENBAU gibi ticari kuruluşlar, bölgedeki makine, elektronik, mekanik ve elektrik mühendisliği sektörleri ve aynı zamanda otomotiv tedarikçileri arasındaki rekabet avantajını ve konumunu güçlendirmeyi amaçlayan bir küme stratejisini ortaklaşa yürütüyor. İş ve bilim dünyası, KOBİ’lere gerekli bilgi transferinin yapılmasını sağlamak için 100 milyon avro tutarında Endüstri 4.0 projesini hayata geçiriyor. Bu aynı zamanda uluslararası ortaklık ve işbirliğini de içeriyor.

MAİB ve OWL MASCHINENBAU üyeleri arasındaki işbirliğinin daha da geliştirilmesi için gelecek dönemde nasıl bir yol haritası izlenmelidir?

Hans Dieter Tenhaef: İşbirliğinin itici gücünün, güçlü uluslararası ortaklarla aktif işbirliği yürüterek, belirli projeler üzerinde yakın işbirliği içinde çalışmak olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Vizyon sahibi olmak, her iki tarafın da birbirinden öğrenebileceği ve kazanabileceği gerçek hedefleri gerektirir. Karşılıklı başarı öyküleri, stratejik ve derinlemesine ittifakların yolunu açar.