Geçmiş üç sayımızda küresel sanayinin geçirdiği aşamaları incelemiş ve nihayetinde Sanayi 4.0 olarak adlandırılan yeni dönemin ayak izlerini takip etmiştik. İlk Sanayi Devrimi’nin...

Geçmiş üç sayımızda küresel sanayinin geçirdiği aşamaları incelemiş ve nihayetinde Sanayi 4.0 olarak adlandırılan yeni dönemin ayak izlerini takip etmiştik. İlk Sanayi Devrimi’nin yapı taşı olan buhar gücünün harekete çevrilmesinden Üçüncü Sanayi Devrimi’ndeki üretimde otonomlaşmaya uzanan bu süreçte atılan her adım, günümüz üretim teknikleri ve teknolojisinin önemli aşamalarıydı. Sanayi 4.0 olarak adlandırılan ve öncekilerden çok daha hızlı gelişeceği düşünülen yeni devrim ise siber fiziki sistemlerle akıllı fabrikalarda akıllı ürünlerin üretildiği, 21’inci yüzyılın benzersiz üretim devrimini tarif ediyor.

Sanayi 4.0’ın imalata getirdiği radikal değişiklik ise “Fabrika 4.0” olacak. Bu konseptte veriler tedarikçilerden, müşterilerden ve şirketin kendisinden toplanıp analiz edilecek ve sonuçlara göre imalat yeniden şekillenecek. Fabrika 4.0, sensörler, yeni nesil robotlar ve 3D yazıcılar gibi yeni teknolojileri giderek daha fazla kullanacak. Böylece üretim süreçleri optimum şekilde ayarlanacak, kısa sürede değişen koşullara ayak uydurabilecek ve yeniden üretime geçebilecek.

ALMANYA’NIN VİZYONU YENİ SANAYİ DEVRİMİNİN TEMELİNİ OLUŞTURDU

Dünyada Sanayi 4.0 hamlesinde başı çeken ülke Almanya… Bir sanayi projesi olarak temel bulan ve Şansölye Merkel’in öncülüğünde başlayan Sanayi 4.0, özünde, güçlü Alman endüstrisini bilişim teknolojisiyle daha çok buluşturmayı amaçlayan bir içeriğe sahipti. 2011 Hannover Sanayi Fuarı’nda ilk kez dünya kamuoyuna tanıtılan Sanayi 4.0 projesi, Büyük Veri, Nesnelerin İnterneti, robot ve otomasyon teknolojilerini daha fazla kullanarak “akıllı fabrikalarda”, “akıllı ürünler” üretilmesini hedefliyordu.

Almanya’nın bu sanayi hamlesine ilk yanıt ABD’den geldi ve halen bu iki ülkenin teknolojik liderliğinde devam eden Sanayi 4.0 trendi, halen kürsel ölçekte bir yarışa dönüşmüş durumda. Yeni devrimde hedeflere ulaşılırsa, tamamen talebe yönelik bir üretim modeliyle gereksiz üretim ortadan kalkacak, enerji ve hammadde israfı önlenecek. Güvenlik ve verimlilik en üst seviyeye çıkarken, ürün fiyatları daha da düşecek ve böylece hayat standartları da daha yüksek seviyelere çekilebilecek. Sanayi 4.0 henüz yeni bir strateji. Şu anda bir ticari operasyonda tam ölçekli bir Fabrika 4.0 uygulaması henüz bulunmuyor. Ancak Türkiye’nin de aralarında olduğu pek çok ülkedeki üretim tesislerinde bunun ilk adımları atılmaya başlandı. Üretim süreçleri içerisinde kademeli olarak kurulan ve Sanayi 4.0 uyumlu mini tesisler, gelecekte neler olabileceğine ilişkin öngörüleri netleştiriyor.

Sanayi 4.0 ilkeleriyle tam anlamıyla uyumlu ilk yeni fabrikaların en erken dört ila beş yıl içinde üretime geçeceği tahmin ediliyor. Tesislerin dönüştürülmesi ve yükseltilmesi konusunda işler daha hızlı ilerliyor. İlk tesislerin, bazı siber-fiziksel üretim ilkelerine göre çalışmasının iki veya üç yıl içinde başlayacağı tahmin ediliyor.

SANAYİ 4.0’IN DÖRT ANA BAŞLIĞI

Sanayi 4.0, insanlığın endüstrileşme sürecinde gerçekleştirdiği diğer büyük devrimler gibi eşsiz bir pencere daha açıyor. Tamamen vazgeçilmesi mümkün olmayan geleneksel üretim süreçlerini, bilişim teknolojilerinin kazandırdığı pratiklerle geliştirmek için yapılan tüm girişimleri kapsayan Sanayi 4.0, dört ana başlıkta toplanabilecek birçok akımdan beslenerek, iş dünyasındaki paradigmalarda kökten değişikliklere yol açmaya hazırlanıyor. Bölgesel akımlar (ülkeler arasındaki sosyal etkileşim ve ticarette artış), ekonomik akımlar (yükselen yeni güçlü ekonomiler ve finansal kaynak akışları ile artan küreselleşme), teknolojik akımlar (artan bağlanırlık ve platform teknolojilerinin gelişmesi) ve meta akımlar (giderek kıtlaşan kaynaklar, çevre ve güvenlikle ilgili artan kaygılar) olarak özetlenebilecek bu akımlar; sensörlerin, üretim araçlarının ve bilgi teknolojilerinin birbirine artarak bağlandığı sistemlere zemin hazırlayarak, tek bir şirketin ötesine geçen endüstriyel değer zincirleri oluşturuyor. Siber-fiziksel adı verilen bu yeni bağlaşık sistemler, standart İnternet tabanlı protokolleri kullanarak birbirleriyle etkileşebiliyor ve hataları öngörmek, parametreler tanımlamak ve değişen şartlara uyum sağlamak amaçlarıyla verileri analiz ediyor. Sanayi 4.0 döneminde bu sistemler yaygınlaşarak, daha hızlı, esnek ve verimli süreçler oluşmasını sağlayacak ve daha yüksek kalitedeki malları, daha düşük maliyetle üretmeyi mümkün kılacak. Bu yapısal değişiklikler sayesinde üretimde verimlilik artarken, sanayide büyüme hız kazanacak ve beraberinde işgücü profilleri de değişecek.

Sanayi 4.0 üzerine yapılan sayısız çalışmanın ortaya koyduğu ve gelecek sanayi üretimini şekillendirecek teknolojiler ise; “Büyük Veri ve Analizi”, “Akıllı Robotlar”, “Simulasyon, Yatay/ Dikey Yazılım Entegrasyonu”, “Nesnelerin İnterneti”, “Siber Güvenlik”, “Bulut Teknolojileri”, “Eklemeli üretim” ve “Zenginleştirilmiş Gerçeklik” olacak.

ROBOTLAR DÖNEMİNE GEÇİŞ

Diğer yandan, tüm üretim süreçlerini tek başına yönetmeye aday robotların dönemine geçiş, insanoğlunun korkulu rüyası olan makineleşmenin işgücü talebini azaltacağına dair düşüncesini de robot teknolojisiyle birlikte yeniden gündeme taşıyor. Günümüzde karşılaşmaya başladığımız yeni bir kavram, tam da bununla ilintili: Teknolojik işsizlik… Oxford Üniversitesi’nin yaptığı bir çalışmaya göre önümüzdeki 20 yıl içerisinde ABD’deki işlerin yüzde 47’si yok olma riski ile karşı karşıya. Sadece çalışanların değil, şirketlerin de işleri yok olma yolunda ilerlerken, artan teknoloji, değişen dünya düzeni, ihtiyaçların farklılaşması ve bu ihtiyaçlara ayak uyduramayanların sistemden çıkacağına ilişkin öngörüler her geçen gün artıyor.

Benzer şekilde Sanayi 4.0, üretim şirketlerinin odaklanabileceği bir konu gibi görünüyor. Ancak bütün oyuncular bu yeni vizyonun beraberinde yeni yatırımları da getireceğini anlıyor. Birçok şirket için yatırımın geri dönüşünün ne kadar olacağı belirsizken henüz somut bir icra planının mevcut olmayışı daha büyük yatırımlar yapmış olan şirketlerin bu konuya tereddütle yaklaşmasına da neden oluyor. Yine birbirine bağlı cihazların, İnternet (bulut) aracılığıyla büyük miktarlarda veri paylaşırken oluşacak siber güvenlik açıkları da halen konunun uzmanlarınca tartışılmaya devam ediliyor.

Sanayi 4.0’ın yumuşak karnı olan bu başlığa göre bilgisayar korsanları imalat ve/veya lojistik sistemlerine müdahale edebilir veya sistemleri kapatabilir. Dahası, gizli müşteri veya tedarikçi verileri rakiplerle paylaşılabilir. Son olarak, çalışanların ve “işçilerin/mavi yakalıların” nitelikleri de Sanayi 4.0’ın hazırlık sürecinde önemli bir başlık olacak. Gelecekte çalışanların üretim şirketlerine çok daha yüksek nitelikler sunmaları gerekecek. Akıllı ve modern bilişim sistemlerinin üretim tesislerine entegre edilmesiyle özellikle üretim planlaması, endüstri mühendisliği, kalite güvencesi, tedarik zinciri yönetimi alanlarında ve üretim “işçileri/mavi yakalıları” olarak yeni iş gereklilikleri ve profilleri geliştirilecek. Yeni iş modelleri ve süreçleriyle bağlantılı olarak yenilikçi cihazların, akıllı teknolojilerin ve bilişim sistemlerinin kullanımı ve dijitalleşmenin artması, yarının “işçileri/mavi yakaları” için çok daha yüksek kalitede bir eğitim gerektirecek.