Tahıl işleme makineleri ve ekipmanları üretiminde 1932’den bugüne faaliyet gösteren Aybakar Makine’nin üçüncü kuşak temsilcisi olarak şirketin Orta Doğu operasyonlarını yürüten...

Tahıl işleme makineleri ve ekipmanları üretiminde 1932’den bugüne faaliyet gösteren Aybakar Makine’nin üçüncü kuşak temsilcisi olarak şirketin Orta Doğu operasyonlarını yürüten Filiz Aybakar, babası Mehmet Ferruh Aybakar’ın 25 yıl önceki ani vefatı ile daha küçük yaşında iş dünyasındaki yolunu çizmiş, başarılı bir iş kadını.

80 yıllık deneyimiyle ufak değirmenlerden endüstriyel tesislere kadar geniş bir yelpazede çözüm üreten Aybakar Makine, bugün dünyanın 45 ülkesine anahtar teslimi un, irmik ve mısır değirmeni tesisleri kuruyor ve var olan tesislerin modernizasyonunu gerçekleştiriyor.

Babaları Mehmet Ferruh Aybakar’ın vefatının ardından, hiçbir tecrübeye sahip olmadıkları halde anneleri Hatice Aybakar ve iki kardeşi ile şirket yönetimini üstlendiklerini, tüm eğitim hayatlarını da bu yönde gerçekleştirerek bugünkü kariyerlerine ulaştıklarını dile getiren Filiz Aybakar, halen Aybakar Makine’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak şirketin tüm Orta Doğu operasyonlarının sorumluluğunu üstlenmiş durumda.

İş dünyasında kadın olmanın zorluklarını, özellikle iş süreçlerinin yoğun olarak Orta Doğu ülkelerine yönelik olmasıyla sıkça yaşayan, “Benim deneyimlerimden çıkarttığım, ilk önce kendinizi kabul ettirmeniz gerekiyor. İlk çalışma yıllarımda bir kadına bu kadar para veremem diyen müşterilerim oldu. Aynı şekilde kadın makineden ne anlar diye yaklaşan müşterilerim vardı. Şimdi aynı müşteriler teknik danışmanlık hizmeti alıyorlar” diyen Filiz Aybakar ile kadınların ekonomik ve sosyal hayatta nasıl daha fazla görünür olabileceğini konuştuk.

İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?

1992 yılında babamı, Mehmet Ferruh Aybakar’ı kaybettikten sonra şirketin idaresini annem Hatice Aybakar yapmaya başladı. Annem mutfaktan çıkıp fabrikanın başına geçince, ister istemez biz de fabrikada büyüdük. Şirketimiz o zaman da yoğun ihracat yapıyordu ancak annem yabancı dil bilmiyordu. Bu yüzden çocuklarının dil eğitimine çok önem verdi. Kardeşim Mustafa Aybakar Fransızca eğitim görürken, diğer kardeşim Sinan Aybakar ve ben de İngilizce eğitim gördük. Hatırlıyorum, annemle gittiğim ilk toplantıda henüz 13 yaşındaydım ve Mısırlı iş ortaklarımızın karşısında İngilizce tercüme yapıyordum. Üstelik son derece hassas konuların konuşulduğu toplantılardan biriydi bu toplantı… Hatta bu toplantılara katılmam nedeniyle okulumda devamsızlığım artınca, Mısır hastanelerinden doktor raporu aldığımı bile anımsıyorum. İş dünyasına henüz çocukluğunuzda dâhil olmuşsunuz…

Bizim realitemiz maalesef babamın ani ölümüyle değişti. Annemin iş deneyimi olmadan şirketin başına geçmesi sonrasında ister istemez bireysel hayat ve kurumsal kimlik de birbirine karıştı. Dolayısıyla “babamın öldüğü gün çalışmaya başladık” dersem abartmış olmam. Tam zamanlı olarak 16 yıldır Aybakar Makine’de çalışıyorum. Aybakar, şu anda 40’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor. Pazarlama kısmını kardeşimle beraber yürütüyoruz ve Orta Doğu satışlarına ben bakıyorum. Dolayısıyla tatil günleri anlamında onlara uymamız gerekiyor. Bu yüzden Cuma günleri dışında her gün çalışıyorum.

Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz?

Günümüzde alınan her üründen iki temel beklenti var: iyi ürün ve iyi hizmet. Biz, öncelikli olarak bu kriterleri yerine getiriyoruz. Sadece kaliteli ürün yapmak günümüz şartlarında başarılı olmak için yeterli değil. Müşterinize, onun ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmanız da bekleniyor. Bunları sağlayabilmek, ciddi deneyim, yatırım ve özveri gerektirir. Bu koşulları sağlarsanız, başarı zaten gelecektir.

Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz?

Sadece bizim sektörümüzde değil, her sektörde benzer sıkıntılar yaşandığını düşünüyorum. Halen Aybakar’ın Orta Doğu’daki projelerini yönetiyorum ve bu bölgede iş kadını olmak daha da zor. Benim deneyimlerimden çıkarttığım; ilk önce kendinizi kabul ettirmeniz gerekiyor. İlk çalışma yıllarımda “bir kadına bu kadar para veremem” diyen müşterilerim olmuştu. Aynı şekilde “kadın makineden ne anlar” diye yaklaşan müşterilerim de vardı. Ama şimdi aynı müşteriler teknik danışmanlık hizmetlerini de bizden, benden alıyor. Dolayısıyla, insanlar başarılı iş süreçlerimiz karşısında bana güvenebileceklerini öğrendi ve şimdi biliyorlar ki bir kadın da bu sektörde var olabilir ve kadınlarla da güvenle iş ortaklığı sürdürülebilir.

Aybakar Makine’de başka kadın çalışan/ yöneticiler de var mı?

İlginç ama İran ofisimizin müdürü de bir iş kadınıdır ve İran gibi kadının pozisyonunun daha zorlayıcı olduğu bir ülkede 15 yıldır başarıyla çalışmaya devam ediyor.

Üstlendiğiniz görevle ilgili olarak yurt dışındaki iş ortaklarınızın tepkileri nasıl oluyor?

Gittiğiniz ülkeye göre değişiyor: Avrupa’da iş kadını olmak çok normalken Orta Doğu’da insanlara çok ilginç geliyor. Hikâyemi dinlediklerinde ise artık karşılarındakine bir kadın olarak bakmak yerine bir insan olarak bakmaya başlıyorlar. Ancak halen aldığım birçok elektronik şirket yazışmasında ismim “Mr. Filiz” olarak geçiyor.

Erkek egemen bir sektör olan makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın görev yapıyor?

Makine üretimi bazen ek saatler ve çok fazla seyahat etmeyi getiriyor. Özel hayatınız ikinci sırada kalıyor ve eşlerin bunu kabul etmesi de çok daha zor. Aynı zamanda kadınların annelik görevleri ile çocuklarına da zaman ayırmaları gerekiyor ve bu en önemli görev bazen iş kadınları için zorlayıcı olabiliyor.

Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?

Bence burada mesele biraz da yönlendirme ve koşullanma ile ilişkili… Üretimde genellikle erkek mühendisler yöneticilik yapıyor. Dolayısıyla bu mesleklerin kadınlar tarafından da yapılabildiğini anlatmak ve kız öğrencilerimizi, onların ailelerini de doğru bilgilendirmek çok önemli diye düşünüyorum.

Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor?

İşin doğrusu gerek yurt içindeki gerek yurt dışındaki rakip ve partnerlerimizde de üst düzey kadın yöneticiyle karşılaşmadım.