Kas gücü, yük taşımacılığında bilinen en eski yöntem. Zaman içinde yük ağırlığının artması, kas gücüyle taşıma yapmanın insan iskeletine verdiği zararlar ve bu yöntemin ihtiyacı karşılama noktasında...

Kas gücü, yük taşımacılığında bilinen en eski yöntem. Zaman içinde yük ağırlığının artması, kas gücüyle taşıma yapmanın insan iskeletine verdiği zararlar ve bu yöntemin ihtiyacı karşılama noktasında yetersiz kalması gibi faktörlerle, kas gücü yerini teknolojik aletlere bıraktı. İnsanoğlunun yetersiz kaldığı noktada, kas gücünün yerini teknolojinin alması kaçınılmaz bir süreçti. Hız ve kolaylık, insanlık tarihinde önemli kavramlar. Yük taşımacılığında da ilk yenilik tekerleğin icadıydı. Tekerlek sayesinde saatte 16 kilometre hızla yük taşımaya başlayan insanoğlu, buharlı trenlerin icadına kadar bu yolla yüklerini taşımaya devam etti. Fakat zamanla bu da yeterli olmayınca yeni arayışlar ortaya çıktı.

YILDA 500 BİN FORKLİFT SATILIYOR

Bu yeni arayışlar sonucunda 1800’lü yılların sonlarında ilk forklift tasarımları ortaya çıkmaya başladı. Bu makineleri, hareket edebilen ve ürünleri kısa mesafelerde taşımaya yarayan pratik ve popüler bir kaldırma düzeneği olarak da tanımlayabiliriz. Ağır yüklerin kaldırılması ve hareket ettirilmesi amacıyla kullanılmaya başlanan forkliftler, günümüzde yük taşımacılığında oldukça popüler bir duruma geldi ve her yıl yaklaşık 500 bin ünite forklift satışı yapılıyor. 20’nci yüzyıla kadar vince takılan zincir vasıtasıyla kaldırma işlemi yapan forkliftler daha sonra tahta platformların üzerine takılan vinç ve zincirler yardımıyla kullanılmaya başlandı.

SAVAŞLARIN TETİKLEDİĞİ TEKNOLOJİK YENİLİKLER

İnsanoğlu, yeni teknolojik atılımları hep yıkıcı savaşlar döneminde gerçekleştirmiş. 19’uncu yüzyıldaki küresel sorunlar nedeniyle, ülkeler askeri harcamalarını artırırken, bu dönemde ortaya çıkan yeniliklerden biri de makinelere alçalabilen ve yükselebilen platformların eklenmesiydi. Ağır bombaları kaldırmak amacıyla kullanılan bu makineler, forkliftlerin temel çıkış noktası oldu.

İlk forkliftler çok basit bir şekilde üretildi, herhangi bir hidrolik sistem söz konusu değildi. Ürün yerden birkaç santimetre kaldırılıp, sadece birkaç metre hareket ettirilebiliyordu. Yine bu ilk forkliftlerde çatal sistemi kullanılmadı. Hidrolik sistemler ve hareket kabiliyeti eksik olsa da bu ilk forkliftler özellikle Birinci Dünya Savaşı’nda oldukça faydalı oldu ve insan gücünün ya da sayısının yetmediği zamanlarda devreye girerek önemini ortaya koydu.

İLK FORKLİFT ÖRNEKLERİ

Günümüzdeki forkliftlere en yakın öncü örnekleri ise ABD’li bir şirketin 20’nci yüzyılın başlarında üretmeye başladığını görüyoruz. Firmanın geliştirdiği mini traktörler 1918’de görücüye çıkarken, aynı konsept üzerinden geliştirilen ve kaldıraç ekipmanı ile geliştirilen mini traktörler daha 1919 yılında Fransa’ya ihraç edilmeye başlanmıştı. Firmanın günümüz forkliftlerinin ilk örneği olan çatal ağızlı ve asansörlü kaldırıcıları geliştirdiği yıl ise 1924’tür. Bu forkliftler, sürücüsünün üstüne oturarak çalışabildiği ilk forklift örneğiydi ve hidrolik güç ile silindirler kullanarak kaldırma işlemini gerçekleştiriyordu.

Yeni icat edilen forkliftler hemen popüler olmadı çünkü verim konusunda problemleri vardı. Sistemli olarak yük taşınamıyordu. Fakat, 1930’lu yıllarda standartlaştırılmış paletlerin üretilmeye başlanmasından sonra forklift kullanım sahaları da genişledi. Bu yeni palet sisteminden sonra, daha düzenli, daha verimli ve daha hızlı yük taşınmaya başlandı.

FORKLİFTLERE İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI ETKİSİ

Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi İkinci Dünya Savaşı da forkliftlerin gelişiminde önemli bir itici güç oldu. Savaş yüklerinin trene ve gemilere yüklenmesi konusunda forkliftlere ihtiyaç duyulurken, bu ihtiyacı artıran bir diğer etken ise şirketlerin savaştan önceki taşıma kapasitelerinin 500 üniteden savaş sonlarına doğru 23 bin 500 üniteye yükselmesi oldu. Bu dönemde mal hareketliliğini sürekli kılmak amacıyla sekizer saatlik vardiyalarla sürekli çalışacak forkliftler üretildi.

Bu süreçten sonra 1950’lere gelindiğinde günümüz forkliftlerinin seri üretimine başlandığını görüyoruz. Depolama sistemlerinin gelişmesi yeni forkliftlere ihtiyacı doğururken, bu yeni depolar çok katlı ve daha dar koridorlara sahipti. Buna paralel olarak forkliftler de daha dar koridorlarda hareket edecek şekilde ve daha yüksek raflara mal yerleştirecek şekilde tasarlanmaya başlandı.

Forkliftlerin daha yükseğe eşya taşımaları ve ihtiyaçlara göre tasarlanmaları iş kazalarına da yol açmaya başladı. Kaza riskleri üreticileri forklift yük korkuluğu ve operatör üst koruyucu konusunda geliştirmeye iterken, forklift operatörü güvenlik standartları ilk kez 1980 yılında yayımlandı. Halen forklift devrilmelerini engelleyecek yeni çalışmalar da devam ediyor.