Daha az bürokrasi, daha az hiyerarşi, daha az yönetici, daha fazla uzman ve daha fazla yetkilendirme felsefesini içeren matris (iş birimlerinin kendi kararlarını alabildiği yönetim) ve holakrasi (çalışanların...

Daha az bürokrasi, daha az hiyerarşi, daha az yönetici, daha fazla uzman ve daha fazla yetkilendirme felsefesini içeren matris (iş birimlerinin kendi kararlarını alabildiği yönetim) ve holakrasi (çalışanların özerkliği/yöneticisiz yönetim) gibi yeni yönetim organizasyonlarında, yönetici unvanlı kişi oranı hızla gerilerken, kimi şirketler CEO’ya bağlı kademenin yanı sıra “yönetici” sınıfına girenlerin sayısını da azaltma yoluna gidiyor.

Capital dergisinden Yasemin Erdoğan’ın 7 Haziran 2017 tarihli makalesinde de ayrıntılı olarak ele alınan bu yeni yönetim organizasyonları, aslen küresel dünyada henüz sıklıkla uygulanmıyor olsa da özellikle startupların ve yeni nesil girişimlerin bu yönetim organizasyonlarına yakın bir yönetim anlayışı sürdükleri izleniyor.

Yasemin Erdoğan’ın makalesinde paylaştığı verilere göre, yalınlaşma uygulamalarının öne çıktığı ABD’de iş gücünün yüzde 17,6’sını yöneticiler oluşturuyor. Kamu ve özel sektörün tamamını kapsayan bu rakama en düşük unvanlı yöneticiler de dâhilken, yönetici sınıfın toplam ücret pastasından aldıkları pay ise yüzde 30’lar düzeyinde gerçekleşiyor.

Gerçekten de küresel veriler incelendiğinde, özellikle 2008 krizinden sonra dünya genelinde şirketlerin yönetici sayısında çok büyük indirime gittiği ve bu durumun 2011’e kadar sürdüğü izleniyor. Ancak 2011’den sonra yeniden yönetici sayısını yükselten küresel iş dünyasındaki bu eğilim halen devam ediyor.

Peki, Türk iş dünyasındaki yönetici oranı nedir?

Türkiye’deki yönetici sayısındaki değişimi, şirketlerden gelen veriler ve TÜİK’in rakamlarından izleyebiliyoruz. 2010’da Türkiye’de 13 milyon 762 bin ücretli çalışan varken, bunun 1 milyon 481 bini, yani yüzde 10,8’i “yönetici” unvanı taşıyordu. 2014’te ise ücretli çalışan sayısı 17 milyon 125 bine ulaşırken bunların 1 milyon 339 bini yani yüzde 7,8’i yönetici unvanı taşıyordu. Bir başka deyişle aradaki dört yılda yönetici sayısında 142 bin kişi azalma gerçekleşti. Yasemin Erdoğan, TÜİK istatistiklerinin yanı sıra Capital dergisinin şirketlerden aldığı verilerden de yararlanırken, 14 özel sektör şirketin verilerine göre, yönetici oranının son beş yılda yedi şirkette arttığını, üç şirkette sabit kaldığını, dört şirkette ise azaldığını söylüyor. Uzmanlara göre özel sektördeki yönetici oranındaki artış bazen hızlı büyüme, bazen de yetenek arzındaki fazlalıktan kaynaklanıyor.

FAZLA YÖNETİCİ, FAZLA UNVAN, FAZLA BÜROKRASİ

1981-2001 yılları arasında General Electric’in CEO’luğunu yürüten Jack Welch, CEO’luk görevini ilk devraldığında GE’de tam 25 bin kişinin yönetici unvanı taşıdığını, 500 kıdemli yönetici ve 130 başkan yardımcısı GE bünyesinde çalıştığını görmüş ve sonraki yıllarda sert bir “kademeleri kaldırma” planını uygulamaya koymuştu. Bu kapsamda ilk olarak kendisi ile bölüm CEO’ları arasındaki kademeleri azaltan Welch, “unvan enflasyonunu” yenmek isteyen şirketler için de üç önemli başlığa dikkat çekmişti. Birincisi, bazı şirketlerde CEO’ya gelinceye kadar 10, hatta daha da üstünde unvan yaratılmış olması karar almayı, şirketin hızını ve yöneticilerin gücünü olumsuz etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor. İkincisi ise toplam unvan ve çalışan sayısı... Müdür oranının belli düzeyin üstüne çıkması hantallığı tetikliyor. Bir başka önemli gösterge ise CEO ya da genel müdüre rapor eden yönetici sayısı. ABD’deki şirketlerde, CEO’ya doğrudan rapor eden yönetici sayısı 1987’de dört iken 2000 yılında yediye ulaşmıştı ki bu göstergenin bugünlerde 10’un üzerine çıktığı bildiriliyor.

ÜCRETLERİN YÖNÜ

Yasemin Erdoğan, makalesinde bu verileri paylaşırken, işin muhasebe yönüne de atıfta bulunuyor: “Yönetici kademelerinden son beş yılda kimi özel sektör şirketlerinde kalabalıklaşma yaşanması, onların ücret pastasından aldıkları payın da yükselmesine neden olmuş durumda. Capital’in araştırması, özel sektör maaşlarında yöneticilerin payının benzer bir artış oranı izlediğini gösteriyor. Verilerini paylaşan şirketlerde, yönetici kesimin toplam ücretten aldığı pay yüzde 12 ila yüzde 58 arasında değişiyor. Yönetici ücretlerinin payı genelde yüzde 20’ler düzeyinde seyrederken, bu oranın yüzde 30 ve üzeri olduğu durumlarda şirket içi dengeler bozuluyor” diyor. Makalesinde özel sektörü kapsayan araştırmaların sonuçlarını da paylaşan Erdoğan, Korn Ferry Hay Group’un yayınladığı Ücret ve Yan Haklar Araştırması’nın sonuçlarına göre 2014 yılında çalışanların yüzde 1’inin yöneticilerden oluştuğunu, 2016’da ise yüzde 3’e yükseldiğini aktarıyor. Korn Ferry Hay Group’un Bilgi Hizmetleri Müdürü Ersin Yıldırım ise aynı araştırmaya göre yönetici ücretlerinin durumunu, “2015’te araştırmaya katılan 1378 şirketin ücret politikalarında yöneticilerin payı yüzde 5 idi. 2016’da ise 1572 şirketten elde edilen verilere göre ücret bütçesinin yüzde 14’ü orta kademe yönetici ve üst düzey yöneticilerine ayrılıyor” sözleriyle özetliyor.

Özel sektörde yönetici ücretlerinin toplam içindeki payının yüksek olmasının ardında farklı nedenler yatıyor. Bunlardan biri yönetici nüfusun toplam çalışan sayısına oranının yüksek olması. Adecco Türkiye İK Direktörü Akgül Can Beyhan, söz konusu faktörle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Satış, pazarlama ve finans departmanlarında 4-5 yıl iş tecrübesine sahip çalışanlar artık yönetici rollerine çok kolay getirilebiliyor. Buna bağlı olarak üstlerindeki kişiler de bir üst seviyelerde ya da yeni ara kademe pozisyonlar yaratılması fırsatını yakalıyor.”

BU ŞİRKETTE HERKES MÜDÜR!

Uzmanların altını çizdiği kritik konulardan biri “fazla yönetici” riski. Yasemin Erdoğan, bu konuda Peppers and Rogers Group EMEA İK Müdürü Buse Tozar’ın görüşlerine başvuruyor: “Bir şirkette çok fazla yönetici olması, organizasyondaki piramit yapısının bozulmasına yol açıyor. Bu da uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.” Özellikle orta ölçekli ve Anadolu şirketlerinde “sözde müdür” kavramının yaygın olduğunun altını çizen Yasemin Erdoğan, diğer yandan fazla yöneticinin göreceli bir kavram olduğunu, sektöre bağlı olarak farklılık gösterdiğini de anımsatıyor ve Msearch Consulting’den Ali Midilli’nin şu görüşünü paylaşıyor: “Üretim sektörü, bu konuda en yalını. Sanayi ve üretimde 100- 150 milyon TL cirolu bir şirkette şef seviyesi dâhil olmak üzere toplam yönetici kadrosu 12-15 kişi arasında değişir. Bunun fazlası zarardır. Çünkü görev alanı çatışmasına sebep olabilir.”

Yasemin Erdoğan, makalesinde son olarak, “gelecekte yönetici unvanlı çalışanların oranı nasıl seyredecek” sorusuna da yanıt arıyor. Uzmanlara göre yalınlaşma stratejilerinin etkisi, rakamlara daha net yansıyacak. Yani hem yönetici oranları hem de yöneticilerin ücretten aldığı pay azalacak. Günümüz koşullarında şirketlerin verimliliğe odaklanmasının bu eğilimi güçlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, One-World Consulting Türkiye Başkanı Tim Bright’ın şu sözlerini alıntılıyor: “Yönetim maliyetini düşürmek, verimlilik hedefinin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle şirketler yöneticisi sayısını azaltıyor.”