Mevcut ekonomik zorlukları, beraberindeki büyük fırsatlarla birlikte değerlendiren Özbekistan, ticari anlamda çok büyük fırsatları aynı derecede ciddi risklerle beraber sunuyor.

Mevcut ekonomik zorlukları, beraberindeki büyük fırsatlarla birlikte değerlendiren Özbekistan, ticari anlamda çok büyük fırsatları aynı derecede ciddi risklerle beraber sunuyor. Bu nedenle, ticaret ve yatırım konularına odaklanan başta Çin, Güney Kore ve gelişmiş bazı Batı ülkeleri bu ülkeyle siya- 50 si ve ekonomik ilişkilerini giderek güçlendirmeye çalışırken, Rusya’nın da özellikle enerji, petrol ve doğal gaz yatırımlarına ağırlık verdiği izleniyor.

Mevcut merkezi ve stratejik konumuna ek olarak doğal kaynaklarının zenginliği, yüzde 1,5 gibi yüksek bir artış ivmesine sahip ülke nüfusu, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleriyle uygulanan gümrük birliği imkânları, kolay eğitilebilir işgücüne sahip oluşu, yatırım ve üretim için kullanılan başta enerji, ham madde ve işçilik olmak üzere girdi maliyetlerinin düşüklüğü, doymamış ve giderek büyümekte olan bir pazar olmasıyla Özbekistan, küresel pazar içerisinde öne çıkan bir ülke olmayı sürdürüyor.

Diğer taraftan Özbekistan’ın modern ve gelişmiş bir ekonomik altyapıya sahip olmayışı, eski Sovyet döneminin her alanda etkisini dolaylı ya da dolaysız gösteriyor olması, ekonominin mevcut haliyle serbest piyasa ekonomisine tam uyum sağlayamamış olması ise Özbek ticari hayatında sıkıntılar yaşanmasına neden oluyor.

1924 yılından 31 Ağustos 1991 tarihine kadar eski Sovyetler Birliği’ne bağlı Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak anılan Özbekistan, 20 Haziran 1990’da egemenliğini, 1 Eylül 1991’de ise bağımsızlığını ilan etti ve 29 Aralık 1991 yılında yapılan ilk seçimde oyların yüzde 86’sını alan İslam Abduganiyeviç Kerimov ülkenin ilk cumhurbaşkanı ve kurucu Başkanı olarak seçildi. 29 Mart 2015 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimine kadar görevde kalan ve son cumhurbaşkanlığı seçiminde de yüzde 90,4 oy alarak yeniden Özbekistan Cumhurbaşkanı seçilen İslam Kerimov’un geçtiğimiz yıl vefatından sonra ise Özbekistan parlamentosu geçici başkan olarak başbakan Şevket Miramanoviç Mirziyoyev’i atadı.

Özbekistan, bağımsızlığını kazanmasının hemen ardından komşuları ve diğer dünya devletleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirmeye başladı. 2 Mart 1992’de Birleşmiş Milletler’e üye olan Özbekistan, UNDP, UNCTAD, UNIDO gibi çeşitli BM örgütleri, IMF, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Asya Kalkınma Bankası, BDT, ESCAP (Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu) ile İslam Konferansı Teşkilatı, İslam Kalkınma Bankası, AGİT, KEİT ve EİT (ECO) ve Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na (SCO) üye iken Dünya Ticaret Örgütü’ne katılım müzakerelerini de halen sürdürmeye devam ediyor. Diğer yandan Özbekistan, AB, OECD, USAID, British Council, TİKA (Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı), JICA (Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı), KICA (Kore Uluslararası İşbirliği Ajansı), GIZ Almanya, Fransa, İsrail, İtalya ve İsviçre hükümetleri ile bazı hükümet dışı örgütlerden de (NGO’s) mali ve teknik yardımlar almaya da devam ediyor.

Bununla birlikte, 11 BDT ülkesi ile serbest ticaret uygulamasına, sekiz BDT ülkesi ile Serbest Ticaret Anlaşmasına, 45 ülkeyle ticari ve ekonomik işbirliğine yönelik anlaşmalar imzalayan Özbekistan, 2006 yılında ise Avrasya Ekonomik Topluluğu’na (AvET) katıldı. 2000 yılı sonunda kurulan ve genel itibarıyla AB benzeri bir ekonomik entegrasyonu içeren AvET, kişi, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı ve ortak bir pazar kurulmasını hedefliyor.

SERBEST PİYASAYA UYUM ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Orta Asya’nın merkezinde bulunan Özbekistan’ın yarı çöl durumunda olması; topraklarının ancak yüzde 10’u tarıma elverişli olmasına rağmen, ülkenin tarımda kullanılan arazisi (266 bin kilometrekare) Türkiye’den daha geniş ve verimli. Ülke görünüm itibarıyla sıradağlardan ve çöllük alandan oluşan bir görüntüye sahip olmakla beraber özellikle sulama kanallarıyla birlikte tarım alanlarının yüzde 95’ini sulayabiliyor. Bu anlamda da ülke, Orta Asya’nın en güçlü sulu tarım yapan ülkesi konumunda. Özbekistan ekonomisi; pamuk, altın, uranyum ve doğal gaz dâhil olmak üzere ağırlıklı olarak meta üretimine dayanır. Bununla birlikte, piyasa ekonomisine geçmeyi hedeflediğini ilan etmesine rağmen ülkede yabancı kaynaklı yatırımı caydıran sert ekonomik kontroller halen devam ediyor. Genç bir nüfusa sahip olan Özbekistan’da nüfusun yüzde 56’sı 25, yüzde 34’ü 15 yaşın altındayken, ekonomik faaliyetlerde bulunan nüfusun yüzde 56,7’sini erkekler, yüzde 43,3’ünü ise kadınlar oluşturuyor. Resmi rakamlara göre yaklaşık 13 milyon kişinin istihdam edildiği ülkede 2,7 milyon işsiz olduğu öngörülüyor. Bununla birlikte, devletin istihdamı artırıcı tedbirler almasına rağmen işsiz sayısı ve gizli işsizliğin, açıklanan rakamların çok daha üzerinde olduğu da tahmin ediliyor.

BÜYÜME İVMESİ GÜÇLÜ

2015 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) bir önceki yıla göre yüzde 8 büyüyen Özbekistan’da GSYİH içinde özel sektörün payı ise yüzde 82,9 olarak gerçekleşmişti. Son beş yılda ortalama yüzde 8,1 oranında büyüyen ülke, hızlı büyümesini ise güçlü iç ve dış talep ile gerçekleştiriyor. Özellikle yurt dışında çalışan Özbek işçi vatandaşlarının gönderdiği dövizler (GSYİH’nin yüzde 15’i) ve ülkenin ihraç mal fiyatlarının (altın ve hidrokarbon) dönemsel olarak yüksek seyretmesinin etkisiyle tüketim ve gayrimenkule yatırım canlılığını koruyor.

Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi’nin verilerine göre Özbekistan GSYİH’sinin sektörel bazda incelemesinde ise hizmetler sektörünün yüzde 53,5 ile ilk sırada yer aldığı görülüyor. Bunun dışında, sanayi üretimi GSYİH’ye yüzde 21,8 katkı sağlarken, tarım sektörü ise yüzde 14,9 katkı ile ülke ekonomisi için önem taşımayı sürdürüyor. Ülke sağlanan hızlı ekonomik büyümeye rağmen düşük gelire sahip ülkeler gurubunda yer alırken, 2015 yılında kişi başına düşen gelirin, yüzde 6,2 artışla 2 bin dolar seviyesinin üzerine çıktığı görülüyor.

TARIM VE SANAYİDE MODERNİZASYONA İHTİYAÇ VAR

Özbekistan, Orta Asya’nın en güçlü sulu tarım yapan ülkesi. Başta pamuk, buğday ekimi ve hayvancılık yapılan ülkede meyve ve sebze üretiminin yanı sıra ipekçilikle de uğraşılıyor. Tarımsal üretimin yüzde 59’u bitkisel üretimden, yüzde 41’i ise hayvancılıktan oluşurken, tarım sektöründe temel ürün pamuk olup, toplam tarımsal üretimin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Su kaynaklarının azlığı, teknoloji ve sermaye yetersizliği, ekolojik sorunlar üretimi olumsuz etkilese de Sovyet tarım politikasından edinilen tecrübeler ve ülkenin sahip olduğu uygun iklim koşulları, özellikle pamuk üretiminde güçlü bir uzmanlaşmayı da beraberinde getiriyor.

Ülkenin sanayi geçmişi ise yine SSCB dönemindeki planlı ve potansiyele uygun yatırımlar nedeniyle güçlü bir görünüm sergiliyor. Bununla birlikte, bağımsızlık sonrasında geBÜYÜME İVMESİ GÜÇLÜ 2015 yılı Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) bir önceki yıla göre yüzde 8 büyüyen Özbekistan’da GSYİH içinde özel sektörün payı ise yüzde 82,9 olarak gerçekleşmişti. Son beş yılda ortalama yüzde 8,1 oranında büyüyen ülke, hızlı büyümesini ise güçlü iç ve dış talep ile gerçekleştiriyor. Özellikle yurt dışında çalışan Özbek işçi vatandaşlarının gönderdiği dövizler (GSYİH’nin yüzde 15’i) ve ülkenin ihraç mal fiyatlarının (altın ve hidrokarbon) dönemsel olarak yüksek seyretmesinin etkisiyle tüketim ve gayrimenkule yatırım canlılığını koruyor.

Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi’nin verilerine göre Özbekistan GSYİH’sinin sektörel bazda incelemesinde ise hizmetler sektörünün yüzde 53,5 ile ilk sırada yer aldığı görülüyor. Bunun dışında, sanayi üretimi GSYİH’ye yüzde 21,8 katkı sağlarken, tarım sektörü ise yüzde 14,9 katkı ile ülke ekonomisi için önem taşımayı sürdürüyor. Ülke sağlanan hızlı ekonomik büyümeye rağmen düşük gelire sahip ülkeler gurubunda yer alırken, 2015 yılında kişi başına düşen gelirin, yüzde 6,2 artışla 2 bin dolar seviyesinin üzerine çıktığı görülüyor.

TARIM VE SANAYİDE MODERNİZASYONA İHTİYAÇ VAR

Özbekistan, Orta Asya’nın en güçlü sulu tarım yapan ülkesi. Başta pamuk, buğday ekimi ve hayvancılık yapılan ülkede meyve ve sebze üretiminin yanı sıra ipekçilikle de uğraşılıyor. Tarımsal üretimin yüzde 59’u bitkisel üretimden, yüzde 41’i ise hayvancılıktan oluşurken, tarım sektöründe temel ürün pamuk olup, toplam tarımsal üretimin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Su kaynaklarının azlığı, teknoloji ve sermaye yetersizliği, ekolojik sorunlar üretimi olumsuz etkilese de Sovyet tarım politikasından edinilen tecrübeler ve ülkenin sahip olduğu uygun iklim koşulları, özellikle pamuk üretiminde güçlü bir uzmanlaşmayı da beraberinde getiriyor.

Ülkenin sanayi geçmişi ise yine SSCB dönemindeki planlı ve potansiyele uygun yatırımlar nedeniyle güçlü bir görünüm sergiliyor. Bununla birlikte, bağımsızlık sonrasında gerek ham madde, gerekse finansman ve pazarlama yetersizliği nedeniyle önemli miktarda sanayi tesisi atıl kalırken, düşük kapasiteli üretim önemli bir sorun başlığı olmayı sürdürüyor. Bu tesislerin faaliyete geçirilmesi veya daha verimli hale getirilmesi için ülkedeki özelleştirme ve yabancı yatırımcı arama çabaları da halen sürüyor. Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre, 2015 yılında 35 milyar dolar değerinde sanayi üretimi gerçekleştirilirken, bu rakam, bir önceki yıla göre yüzde 8’lik bir artışı ifade etmesi açısından önem arz ediyor.

İmalat sanayinin yapısı incelendiğinde, öncelikli ve gelişmekte olan, yabancı yatırımcıların da ilgisini çeken en önemli sektör otomotiv sanayii iken, tarım makineleri ve ekipmanları üretiminde önemli bir kapasiteye sahip olan Özbekistan’da tarımsal üretimin önemli bir kısmı eski makinelerle yapılıyor. Diğer yandan Özbekistan’da hâlihazırda mevcut ve gelişme potansiyeli bulunan diğer önemli sektör tekstil olarak karşımıza çıkıyor. Bu sektörde önemli yatırımlar sürse de kapasite halen yeterli düzeye ulaşmış değil. Pamuk ve pamuk ipliğinin çok az bir kısmı ülke içerisinde işlenirken, bu sektörde atıl vaziyette olan pek çok tekstil fabrikasının modernizasyonu ve ülkede üretilen pamuğa katma değer kazandıracak kumaş ve konfeksiyon fabrikaları kurma çalışmaları da devam ediyor.

100’DEN FAZLA YER ALTI MADEN ÇEŞİDİ

Özbekistan’ın ana gelir kaynaklarından bir diğeri ise zengin doğal kaynaklarıdır. Ulusal ve uluslararası raporlara göre, Özbekistan’ın potansiyel petrol rezervinin 100 milyon ton, doğal gaz rezervinin 1,8 trilyon metreküp, kömür rezervinin 5,7 milyar ton ve uranyum rezervinin ise 185 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Özbekistan’ın yıllık kömür üretimi, yaklaşık 4 milyon tonu geçerken, ülkede 2015 yılında 4,4 milyon ton üretim gerçekleştiği biliniyor. Kömürden daha iyi verim elde etmek için onun gaz ve sıvı yakıt haline getirilmesi önemli bir sorun teşkil etmeye devam ederken, buna bağlı olarak Angren Kömür Ocağı’nda yeraltı gaz işleme istasyonu kurulması, yılda 60 milyar metreküpe varan gaz üretiminin de önünü açmış durumda. Diğer yandan, Özbekistan’da 100’den fazla yer altı maden çeşidi bulunuyor. Bunların başında altın, bakır, gümüş, kurşun, çinko, uranyum ve benzeri yeraltı kaynakları gelirken, Özbekistan altın madenleri bakımından dünyada dördüncü, altın üretiminde ise dünyada dokuzuncu sırada yer alıyor. Benzer şekilde Özbekistan, uranyum üretiminde de dünyanın yedinci büyük üreticisi ve beşinci büyük ihracatçısı konumunda.

ÖZBEKİSTAN’IN MAKİNE İTHALATI

1991 yılına kadar Özbek sanayisi, Rusya’dan ayrılan diğer ülkeler gibi Sovyetler Birliği’nin ihtiyaçlarına hizmet edecek şekilde organize edilmişti. Bağımsızlık sonrasında, yine bağımsızlıklarını ilan eden diğer ülkelerde olduğu gibi Özbek ekonomisi de büyük sorunlarla baş başa kaldı. Halen gelişimini sürdüren Özbek ekonomisi ve sanayisi, otomotiv, tekstil ve tarım ürünlerinin işlenmesine yönelik gıda işleme sektörlerinde büyümeye devam ediyor ve sanayi sektörlerinin GSYİH içindeki payı halen yüzde 21,8 seviyelerinde gerçekleşiyor. Bu kapsamda, Özbekistan’ın makine ithalatı da 2016 yılında yüzde 19’luk bir kayıpla 1,6 milyar dolar olarak gerçekleşse de toplam ithalat içerisindeki yüzde 17,6’lık payını koruyor.

Özbekistan’ın 2016 yılı makine ithalatında Çin, Güney Kore ve Almanya ilk üç sırayı paylaşırken, Türkiye, Özbekistan’ın makine ithalatı gerçekleştirdiği ülkeler içerisinde İtalya’nın ardından beşinci sırada bulunuyor. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Özbekistan, geçtiğimiz yıl Türkiye’den yüzde 1,6’lık düşüşle 132 milyon dolar değerinde makine ithal etti.

Ülkeler açısından Özbekistan’ın makine ithalatı incelendiğinde ise ilk 10 ülke içerisinde Almanya, İtalya ve Malezya’nın haricindeki tüm pazarlarda düşüş yaşandığı görülüyor. Bu dönemde Almanya’nın Özbekistan’a makine ihracatı yüzde 12, İtalya’nın yüzde 46,8 ve Malezya’nın yüzde 17 artış gösterirken, Güney Kore’nin yüzde 33, Rusya’nın yüzde 23,7 ve Japonya’nın yüzde 72,7 değer kaybetmesi dikkat çekiyor. Bu çerçevede Özbekistan, 84’üncü fasılda 2016 yılı verilerine göre en fazla 8419 GTİP kodlu “Isı değişikliği yöntemi ile maddeleri işlemek için cihazlar” ürün grubunda ithalat yaptı. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda yüzde 18,7’lik kayıpla 99 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015 yılında 121,9 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Listenin ikinci sırasında ise 8414 GTİP kodlu “Hava-vakum pompası, hava-gaz kompresörü, vantilatör, aspiratör” ürün grubu bulunuyor. Özbekistan, 2016 yılında söz konusu kalemde yüzde 41,3’lük düşüşle 97,2 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, bu ürün grubunda 2015 yılında 165,5 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilmişti. Özbekistan’ın 2016’da 84’üncü fasılda en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem 8481 GTİP kodlu “Muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil” ürün grubu oldu. Söz konusu ürün grubunda da yüzde 30,5’lik kayıpla 71,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, bu rakam 2015’te 103,1 milyon dolar seviyesindeydi.

Özbekistan’ın makine ithalatındaki ilk 10 ürün grubu içerisinde en yüksek artış ise 8402 GTİP kodlu “Buhar jeneratörleri, kızgın su üreten kazanlar” ürün grubunda oldu. Bu ürün grubunda 2016’da yüzde 40,5’lik artışla 63,7 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi.

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATINDA GIDA MAKİNELERİ İLK SIRADA

Diğer yandan, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Türkiye, Özbekistan’ın makine ithalatında 2016 yılında beşinci sıradaki yerini korusa da 84’üncü fasılda Özbekistan’a gerçekleştirdiği makine ihracatında yüzde 1,6’lık bir kayıp yaşadı. 84’üncü fasılda Türkiye’nin Özbekistan’a ihraç ettiği ürünler içerisinde ilk sırada 8437 GTİP kodlu “Tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif ve öğütme makineleri” ürün grubu yer alırken, söz konusu kalemde Özbekistan’a 2016’da yüzde 29,7’lik düşüşle 17,2 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi. Listenin ikinci sırasında bulunan 8451 GTİP kodlu “Dokuma maddelerini yıkama, kurutma, ütüleme makine ve cihazları” ürün grubunda ise yüzde 163,8’lik bir artış oldu ve 15,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Üçüncü sırada ise 8418 GTİP kodlu “Buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları” ürün grubu yer aldı. Bu ürün grubunda yüzde 16’lık artışla 11,8 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. Özbekistan pazarı, yüzde 1,6’lık bir kayıp yaşanmış olsa da gıda işleme ve tekstil sektörlerine yönelik makine alımlarında yaşanan güçlü artışlarla Türk makine imalat sektörlerinin güçlü partnerlerinden biri olmayı sürdürüyor. Türkiye’nin Özbekistan’a toplam ihracatı içerisinde makine ihracatının payı halen yüzde 24,8 olarak yüksek bir seviyede gerçekleşmesi de bunun net bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.