Kablo imalat, mobilya ve tekstil makineleri üretimi ile elektronik otomasyon ve yazılım sistemleri yapmak amacıyla 2000 yılında kurulan Güven Mühendislik Makina...

Kablo imalat, mobilya ve tekstil makineleri üretimi ile elektronik otomasyon ve yazılım sistemleri yapmak amacıyla 2000 yılında kurulan Güven Mühendislik Makina, geçtiğimiz Ağustos ayında Türkiye’nin 601’inci ve Kayseri’nin yedinci Ar- Ge Merkezi olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edildi.

Türkiye için en önemli sektörlerden olan makine, elektronik, otomasyon ve yazılım sektörlerinde son teknolojilere uygun ürünler imal etmek amacıyla çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Güven Mühendislik Makina Ar-Ge Müdürü Çağatay Çengel, “Yapacağımız Ar-Ge çalışmaları ve geliştireceğimiz bilgi birikimi ile bir dünya markası olarak sektörümüzdeki lider firmalar arasında yer almak istiyoruz” diyor.

Güven Mühendislik Makina, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan ve bugün 6 bin metrekaresi kapalı, 10 bin metrekaresi açık alanda olmak üzere 16 bin metrekareye ulaşan üretim tesislerinde imalatını sürdürüyor. İlk ihracatını 2004 yılında Almanya’ya alüminyumdan mamul elektronik cihaz kutusu ile yapan Güven Mühendislik Makina, 2005 yılında ilk kablo makinesi ihracatını Fransa’ya yapmış; 2006’da ise ilk tam otomatik depolama sistemini imal etti.

Çağatay Çengel, “2010 yılında TÜBİTAK desteği ile o güne kadar Türkiye’de üretilemeyen, Avrupa’da ise ancak birkaç şirketin imalatını yapabildiği, ultra yüksek voltaj kabloları üretiminde kullanılan 5 metre çapında ve ağırlığı 60 ton olan makaralar için kullanılan kablo sarım makinesini imal etmiştik” derken, bu makineyi Fransa, Almanya, Belçika, Norveç, Çekya, İsviçre ve Avusturya olmak üzere çok sayıda AB ülkesine satarak önemli bir ihracat girdisi sağlamayı da başardıklarını söylüyor.

Güven Mühendislik Makina’nın TÜBİTAK destekleriyle 2011’de otomatik depolama sisteminin, 2012’de 1250 mm makaralı tam otomatik geçişli sarıcının, 2014’te ultrasonic tahribatsız muayene tezgahının ve 2015’te 110 ağız tam otomatik kavanoz şişirme makinesinin geliştirilmesi ve üretilmesiyle ciddi bir Ar-Ge birikimi elde ettiğini ifade eden Çağatay Çengel ile Ar-Ge Merkezi’nin faaliyetleri ve geleceğe yönelik projeleriyle ilgili kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.

Güven Mühendislik Makina Ar-Ge Merkezi ne zaman kuruldu? Firmanız bünyesinde Ar-Ge merkezi kurulmasının temel nedenleri nelerdi?

Ar-Ge merkezimiz, geçtiğimiz Ağustos ayında, Türkiye’nin 601’inci ve Kayseri’nin yedinci Ar-Ge merkezi olarak akredite edildi. Türkiye ve dünyadaki sektörel gelişmeleri yakından takip eden, yenilikçi bir yapılanmayı benimseyen Güven Mühendislik Makina; insan kaynakları gücü, çalışma prensipleri, güçlü referansları ve yenilikçi bakış açısıyla dünya çapında sektörünün önde gelen firmalarından biri olma hedefine doğru ve kararlı adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Ana amacımız, yurt dışına döviz çıkışını engellemek ve artan ihracat sayesinde yurt içine döviz girişini sağlamaktır. Bu amaçla da 11’i mühendis, 15’i üretim personeli, ikisi de ofis personeli olmak üzere toplamda 28’e ulaşan Ar-Ge ekibimiz, tasarımdan düşük hacimli üretim çalışmalarına kadar tüm geliştirme sürecine odaklanıyor. Ekibimizin ana amacı; her zaman mevcut ürünlerden daha yenilikçi, daha fonksiyonel, daha gelişmiş ürünleri ve sistemleri tasarlamaktır. Ürün veya süreç üzerinde teknik iyileştirmeler yaparak her türlü geliştirme ve iyileştirme işini gerçekleştirmek, Ar-Ge tanımı içerisinde yer alıyor. Biz de teknik bilginin geliştirilmesi, mevcut bilgilerin güncellenmesi, iyileştirilerek kullanılması ve yayılması üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Güven Mühendislik Makina; misyonu ve vizyonu doğrultusunda faaliyetlerini sürdürerek kaynaklarını en etkin şekilde yönetme anlayışını benimsemiştir. Bu kapsamda da misyon, vizyon ve strateji seçeneklerinden ileriye giderek, stratejilerin uygulamaya konulabilmesi için gerekli yaklaşımları uygulamaya devam etmektedir.

Merkezin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretime yönelik geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik?

Firmamızdaki Ar-Ge alanları; 170 metrekarelik ofis, 360 metrekarelik test ve prototip olmak üzere toplamda 530 metrekareye ulaşmıştır. Endüstri, makine, bilgisayar ve elektrik-elektronik mühendislerimizin çalışmalarını sürdürdüğü ofis alanlarında, üretilecek olan makinelerin temel araştırması, tasarımı ve planlamasını yaparken, test ve prototip alanında ise Ar-Ge ürünlerini son haline getirerek ilgili testlerini gerçekleştiriyoruz. Ağırlıklı olarak; kablo imalat makinelerimizi GMM markasıyla, otomatik taşıma sistemleri ürünlerimizi COROBO markasıyla, pet şişirme makinelerimizi ise BLOWAY markasıyla imal ediyoruz. Markalarımızın tamamı Türk Patent Enstitüsü’nden tescillidir.

Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeydedir? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, üniversiteler, KOSGEB ve teknoparklar gibi kurumlarla işbirliklerimiz devam ediyor. Gerek Ar-Ge eğitimleri, gerekse proje konularında bu kurumlardan danışmanlık ve çeşitli diğer destekleri alıyoruz. Yol gösterici, destekleyici ve eğitici olarak kurumlarımızın Ar-Ge kültürüne bakışlarını ise olumlu olarak değerlendiriyoruz.

Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Ar-Ge Merkezi olduktan hemen sonra patent başvurularımıza da başladık. Önümüzdeki yıllarda da başvurularımızın devam edeceğini öngörebiliyoruz.

Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalı?

Ar-Ge, ülkelerin uluslararası arenada rekabet gücünü belirleyen en önemli faktördür ve teknolojik gelişmelerle paraleldir. Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının çekilmesi ve yabancı firmaların ülkemizde teknoloji odaklı yatırımlar yapmasında, Türkiye’nin sahip olduğu teknolojik yetenek ön planda olmalı. Ar-Ge harcamaları her aşamada verimliliği artırarak ekonomik kalkınmayı teşvik etmeyi sağlar. Örneğin Ar-Ge sonucunda ortaya çıkan bilgi veya teknoloji sayesinde çevre, sağlık, ekonomi gibi alanlarda sorunlar çözülerek tüm insanlığa yönelik bir hizmet gerçekleştirilmiş olacaktır. Diğer yandan, Ar-Ge harcamaları, ülkeleri teknolojik açıdan diğer ülkelere bağımlı olmaktan da kurtarır. Ayrıca Ar-Ge faaliyetleri sadece üretim artışı ve ekonomik performansa değil, sosyal amaçların gerçekleştirilmesine de önemli bir katkı sağlar.