Son derece yoksul bir tarihi geçmişin ardından hızla gelişen, modern ve liberal bir Arap ülkesi haline gelen Katar, artan petrol gelirleri ve sahip olduğu doğal gaz rezervleri sayesinde kişi başına düşen...

Son derece yoksul bir tarihi geçmişin ardından hızla gelişen, modern ve liberal bir Arap ülkesi haline gelen Katar, artan petrol gelirleri ve sahip olduğu doğal gaz rezervleri sayesinde kişi başına düşen gelir oranlarında dünyanın en zengin ülkeleri arasında gösteriliyor. Dünyada refah seviyesi en yüksek ülkelerin başında gelen ülke, son dönemde Orta Doğu siyasetinin etkili aktörlerinden biri durumuna geldi.

Osmanlıların 1913 yılında İngilizlerin işgaline bıraktıkları ve dünyanın en küçük Körfez Ülkesi olan Katar, günümüzde ekonomik olarak küresel bir güç haline gelen ülkeler arasında yer alıyor. Resmi adıyla Katar Devleti olan ülke, Arap Yarımadası’nın doğusundaki Basra Körfezi’nde yer alıyor. Sadece Suudi Arabistan ile kara sınırı komşusu olan ülke, 2,67 milyonluk bir nüfusa sahip.

Katar’ın bulunduğu bölgedeki ilk yerleşim, Taş Devri’ne dayanırken ülkede bulunan ilk kalıntıların 50 bin yıllık olduğu tahmin ediliyor. Babilliler ve Selçukluların da yaşadığı bilinen bölge, 7’nci yüzyılın ortalarında İslam dininin Arap yarımadasında yayılmaya başlamasıyla, Emevi ve Abbasiler gibi İslam hanedanlarının hakimiyeti altına girdi. 16’ncı yüzyıldan Birinci Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olan Katar’da 19’uncu yüzyılın sonlarına doğru Al Tani Emirliği kuruldu. 20’nci yüzyılın başlarına kadar İngiliz himayesinde kalan Katar, 1971 yılında tamamen bağımsız bir ülke oldu. 1972-1995 yılları arasında ülkeyi yöneten ilk emirin ardından yönetime el koyan Katar Emiri Hamad bin Halife Al Tani döneminde, önemli siyasi ve ekonomik reformlar gerçekleştirildi. Örneğin, Katar’da seçimlerin özgürleşmesi için adımlar atılarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Bu tarihler, aynı zamanda gaz ve petrol sektörlerinde liberalleşmenin yolunun da açıldığı yıllar oldu.

Devam eden yıllarda, basın özgürlüğünün genişletildiği ülkenin en büyük yatırımlarından biri de televizyon kanalı Al Jazeera (El Cezire) oldu. Al Jazeera Arapların en büyük yayın organlarından biri iken dünyanın en saygın yayın organları arasında da gösteriliyor. Katar emirinin finanse ettiği bu yayın organı, ülkenin tanıtımı için oldukça büyük bir öneme sahip. Nisan 2003’te yapılan Anayasa referandumundan bu yana ciddi bir politik dönüşümün yaşandığı ülkede, Yeni Anayasa ile büyük bir çoğunluğunun seçimle geldiği 45 üyeli ve yasama yetkisi olan bir parlamentonun kurulması sağlandı. Bugün ülkede yasama erki, Bakanlar Kurulu ve Şura Meclisi’nden oluşuyor. Yedi idari bölgeden oluşan Katar’da 2009’dan bu yana yerel hizmetlerin iyileştirilmesi amacıyla belediye seçimleri yapılıyor.

EKONOMİNİN YÜZDE 60’I DOĞAL GAZ VE PETROLE DAYANIYOR

Hidrokarbonun son derece önemli olduğu ülkede petrol Dukhan ve Qatari’de çıkarılırken, Katar ekonomisi ağırlıklı olarak petrol ve doğal gaza dayanıyor. Bu anlamda ülkenin ihracat gelirlerinin ise yüzde 89’u petrol ve doğal gaz sektöründen elde ediliyor. Petrol rezervlerinin bulunmasından önce, inci avcılığı ve balıkçılıkla ekonomisini sürdüren Katar, petrol kaynaklarının keşfiyle çok büyük bir değişim sürecine girdi. Kişi başına düşen gelir bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan Katar, İngiltere’nin de en büyük doğal gaz ihracatçısı konumunda. Dünyanın en büyük üçüncü doğal gaz rezervlerine sahip olan ülkede ekonominin yaklaşık yüzde 60’ı doğal gaz ve petrole dayanıyor. 26,8 milyar varil ile dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 15’ine sahip olan ülkenin diğer taraftan doğal gaz üretimini 300 yıl boyunca sürdürebileceği tahmin ediliyor.

Ekonomide ağırlıklı olarak doğal gaz ve petrolden gücünü alan Katar’ın son yıllarda bu sektörlerde bulunan ağırlığın hafifletilmesi için bazı çalışmalar yürütüldüğü biliniyor. Özellikle sanayi, turizm ve finans alanlarında da mesafe kaydetmek isteyen Katar, yürüttüğü politikalar ile bu amaçlar doğrultusunda ilerliyor.

DÜNYAYA ENTEGRE BİR EKONOMİ

1995 yılında iktidarı ele geçiren Katar Emiri Hamad bin Halife Al Tani’nin, borçlanarak ekonomiyi çeşitlendirme politikalarına hız verme düşüncesi, artan enerji fiyatlarının da etkisiyle ülke ekonomisine ciddi oranda bir katkı sağladı. EIU (Economist Intelligence Unit) tahminlerine göre, ülkede satın alma gücü paritesi göz önüne alındığında, kişi başına düşen milli gelir 120 bin doları aşarken, böylece Katar bölgenin en iyi ekonomik performans gösteren ülkesi haline geldi. Diğer taraftan doğal gazın dünya ekonomisinde giderek artan önemi, Katar’ın güçlü ekonomik kalkınma politikalarının da başarısını arttıracağı tahminler arasında.

Katar Hükümeti tarafından uygulanan ekonomik politikalar temel olarak, ülkenin zengin yeraltı kaynaklarının da yardımıyla hızlı bir kalkınma sürecini yakalamayı, dışa açık ve dünyaya entegre bir ekonomi yaratmayı, güçlü ve aktif bir özel sektör oluşturarak ekonomide kamu kesiminin baskın rolünü azaltmayı amaçlıyor.

Ülkede petrol gelirlerinin devletin toplam gelirleri içerisindeki payının yüzde 60’dan fazla olması nedeniyle devlet harcamaları da petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan direkt olarak etkileniyor. Hal böyle olunca ekonomik yapının petrole olan bağımlılığını azaltmak isteyen Katar Hükümeti, 1987 yılında keşfedilen zengin doğal gaz kaynaklarını etkin bir biçimde kullanarak gelir kaynaklarını artırmayı öngören bir politika uyguluyor.

Katar’ın toplam doğal gaz rezervi 25,3 trilyon metreküp ve yıllık LNG ihracatı 31 milyon tonken, ülke, LNG ihracatını yılda 77 milyon ton düzeyine çıkarmayı hedefliyor. LNG tesisleri, Katar’ın imalat sanayisinin en önemli kolu olarak göze çarpıyor. Ayrıca, ülkede doğal gazdan petrol ürünleri üretilmesini ve ihraç edilmesini öngören “Gas to Liquids-GTL” teknolojisi konusunda da önemli adımlar atılıyor. Ekonominin çeşitlendirilmesine ilişkin politikalar sadece doğal gaz ve buna bağlı sanayi tesislerinin kurulması ile sınırlı kalmazken, enerji dışı alanlarda faaliyet gösterecek firmaların Katar’a çekilmesi için de önemli adımlar söz konusu. Bu anlamda, Ras Laffan ve Mesaieed Sanayi Bölgeleri’nin yanı sıra Katar Bilim ve Teknoloji Parkı (Qatar Science and Technology Park) ve Katar Finans Merkezi (Qatar Financial Center) kurularak, teknoloji ve finans alanlarında yabancı yatırımcıların bu iki serbest bölgede yüzde 100 yabancı sermayeli şirket kurarak faaliyet göstermelerine imkan tanınıyor.

EKONOMİK FAALİYETLERDE ÇEŞİTLENME

Ülkedeki gerek enerji fiyatlarındaki yükseliş, gerek yeni LNG tesislerinin faaliyete geçmesi, yeni LNG ve petrokimya projelerinin oluşması ile birlikte son bir kaç yıldır ihracat ve hidrokarbon üretimindeki artışlarla reel GSYİH’daki yüzde 20’lere varan hızlı büyüme 2010 yılında yakalanabildi. 1990’ların ortalarında başlayan; liberalleşme, dışa açılma, ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve yasal reformlar sonucunda yakalanan süreçte, 2002-2008 yılları arasında GSYİH 19,7 milyar dolardan 115 milyar dolara çıkarken 2009 yılında Katar’ın GSYİH’si küresel kriz nedeniyle 97 milyar dolara geriledi. Söz konusu düşüş, 2011 yılında toparlanma sürecine girerek 170 milyar dolar seviyelerini gördü. 2013 yılında 199 milyar dolar, 2014 yılında 206 milyar dolar, 2015 yılında 165 milyar dolar, 2016 yılında 153 milyar dolar olarak gerçekleşen Katar GSYH’sinin, 2017 yılında 168 milyar dolar olduğu 2018 yılında da 178 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Ülke ekonomisinin gösterdiği güçlü performansın en önemli yansıması, söz konusu büyümenin sürdürülebilir kılınması için birbiri ardına altyapı ve üstyapı projelerine başlanması olarak kendini gösteriyor. Ülke gerek sürdürülen, gerek planlanan yoğun alt ve üstyapı yatırımları çerçevesinde dünyanın en önemli müteahhitlik hizmetleri pazarlarından biri haline geliyor.

2022 yılında gerçekleşecek dünya futbol şampiyonasına ev sahipliği yapacak olan Katar’ın bu organizasyonla güçlü ekonomik yapısını taçlandırırken, bunun sonucunda inşaat sektöründeki ivmesini daha da artıracağı bekleniyor.

Düşük nüfusu ve yüksek petrol ve doğal gaz rezervleri Katar’ı Körfez İşbirliği Konseyi üyeleri arasında ekonomik olarak en çok gelecek vadeden ülkelerden biri konumuna getiriyor. Bununla beraber Katar’ın Dubai ve Bahreyn örneklerinde olduğu gibi ekonomisinde çeşitlilik sağlayarak ekonomik büyüme için daha stabil bir çevre yaratması gerektiğine dikkat çekiliyor.

İŞGÜCÜNE YATIRIM

Gelir vergisinin bulunmadığı Katar’da işsizlik oranı oldukça düşük olmakla birlikte çalışacak işgücüne de ihtiyaç söz konusu. Bu anlamda başkent Doha’nın yakınlarına 70 bin kişinin barınabileceği bir göçmen kenti kurulmuş. İşçi olarak gelen göçmenler için her detayı düşünen ülke, yaklaşık 900 milyon dolara mal olan bu kent için parklar, tiyatrolar, sinemalar ve çeşitli sosyal alanlar da inşa etmiş. 2,5 milyondan fazla nüfusa sahip olan Katar’da ülke nüfusunun yüzde 77’sini erkekler oluştururken yüzde 47,5’inin 29 yaşın altında olduğu biliniyor. Genel olarak Araplardan oluşan demografik yapı ise tamamıyla göçmen politikasına dayalı. Nüfusun sadece yüzde 13’ünü Katar vatandaşlarının oluşturduğu ülkede, çalışan göçmenlerin çoğunluğunu ise Hindistan, Pakistan, Nepal ve Filipinler’den gelen işgücü oluşturuyor. Katar’da yüksek bir nüfus artış hızı görülmekle birlikte, söz konusu oran ülkenin sanayileşme ve yatırım çalışmaları kapsamında özellikle doğal gaz ve altyapı çalışmaları için bu ülkeye gelen yabancıların sayısındaki artıştan kaynaklanıyor.

Ülkenin işgücü neredeyse tamamı yabancı işçilere dayalıyken, hükümet tarafından sürdürülen çalışmaların ağırlıklı olarak Katarlı işgücünün kalitesinin artırılarak özel sektörde istihdam edilmesini amaçladığı görülüyor. Bu çerçevede, ülkede faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerle birlikte Katarlılar için yoğun mesleki eğitim programları düzenleniyor. Diğer taraftan ülkede işgücüne tanınan haklar da Katarlılarla sınırlı kalmıyor.

İHRACATTA GÖZDE PAZAR İNGİLTERE

2015 yılında 77 milyar 971 bin dolarlık ihracat gerçekleştiren Katar, 2016 yılında düşüş eğilimine girerek 57 milyar 311 bin dolar ihracat rakamına kadar geriledi.

Ülkenin genel ihracatı negatif yönlü ilerlerken makine sektörü bu durumun tam da aksine bir performans ortaya koydu. 2015 yılında 630,1 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştiren Katar, 2016 yılına gelindiğinde söz konusu alandaki ihracatını yüzde 6,1 oranında artırarak 668,6 milyon dolara çıkardı. Bu rakamlar ışığında değerlendirildiğinde, söz konusu dönemde makine sektörünün Katar’ın toplam ihracatından yüzde 1,2 pay aldığı görüldü.

Yine 2016 yılına dair rakamlar ışında inceleme yapıldığında, Katar’ın makine ihracat ettiği ilk üç ülke İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Almanya olarak sıralanırken, bunları Suudi Arabistan, Kuveyt, Çin, Tayvan, ABD, Irak ve Umman takip ediyor. Söz konusu listede 26’ncı sıraya yerleşen Türkiye’ye ise 2016 yılında bir önceki dönemle kıyaslandığında yüzde 112,2’lik artışla 2,1 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştirdi.

Ülkenin makine ürün grubunda gerçekleştirdiği ihracat rakamlarına bakıldığında; “Alternatif- rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar” ürün grubunun 229,8 milyon dolarla ilk sırada yer aldığı görülüyor. Bu ürün grubunu, 63,5 milyon dolarla “Ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları” ikinci sırada, 60,8 milyon dolarla da “Muslukçu, borucu eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dahil” ürünleri üçüncü sırada izledi. Katar’ın 2016 yılında ihracatını gerçekleştirdiği diğer ürün grupları ise “Dozerler, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyıcı, yükleyici” (59,6 milyon dolar), “Gemi vinçleri, maçunalar, halatlı vinçler, döner köprüler” (36 milyon dolar), “Turbojetler, turbo-propeller, diğer gaz türbinleri” (36 milyon dolar), “Diğer motorlar ve kuvvet üreten makineler” (19,8 milyon dolar), “Sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri” (16,6 milyon dolar), “Toprak, maden, cevheri taşıma, ayırma, seçme iş makineleri” (16,4 milyon dolar) ve “Otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri” (10,2 milyon dolar) şeklinde sıralandı.

32 MİLYAR DOLARLIK İTHALAT

Son beş yıllık dönemde ithalat rakamlarında az da olsa artış yaşayan Katar’ın, 2016 yılı rakamlarına bakıldığında 32 milyar doların üzerinde ithalat gerçekleştirdiği görülüyor. Ülkenin ithalatından yüzde 16,8 oranında pay alan makine sektörü ile ilgili de 2016 yılında 5,4 milyar dolarlık ürün, ithalata konu oldu. 2016 yılında Katar’ın makine ithalatında ilk sırayı 1,2 milyar dolar ile 8411 GTİP kodlu “Turbojetler, turbo-propeller, diğer gaz türbinleri” mal grubu alırken, onu 395 milyon dolar ile 8471 GTİP kodlu “Otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri” mal grubu takip etti. Katar’ın 2016 yılında makine alanında ithalatına gerçekleştirdiği belli başlı ürün grupları şu şekilde sıralandı: “Muslukçu, borucu eşyası- basınç düşürücü, termostatik valf dahil” (356,5 milyon dolar), “Alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar” (326 milyon dolar), “Klima cihazları-vantilatörlü, ısı, nem değiştirme tertibatlı” (289,2 milyon dolar), “Ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları” (267 milyon dolar), “Sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri” (254,5 milyon dolar), “Dozerler, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici, yükleyici” (250 milyon dolar), “Santrifüjle çalışan kurutma, filtre, arıtma cihazları” (185,6 milyon dolar) ve “Hava-vakum pompası, hava/gaz kompresörü, vantilatör, aspiratör” (173,7 milyon dolar).

Katar’ın başlıca makine tedarikçileri 2016 yılında 1666,8 milyon dolarla ABD, 619,4 milyon dolarla Çin ve 573,9 milyon dolarla Almanya şeklinde sıralanırken, Türkiye Katar’ın makine ithalatı gerçekleştirdiği ülkeler içerisinde 16’ncı sırada yer aldı. BM İstatistik Bölümü verilerine göre, 2016 yılında Katar Türkiye’den 50,1 milyon dolarlık makine ithal etti. Katar’ın makine ithalatı gerçekleştirdiği 10 ülke arasında yer alan diğer ülkeler ise; İtalya (329,7 milyon dolar), İngiltere (317,7 milyon dolar), Güney Kore (235,6 milyon dolar) Japonya (227,8 milyon dolar), Fransa (149,3 milyon dolar), Tayland (110 milyon dolar) ve BAE (95,3 milyon dolar) olarak sıralandı.

TÜRKİYE İLE TİCARİ İLİŞKİLER YÜKSELİŞTE

TÜİK verilerine göre; 2016 yılında Katar’a 439,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye, 2017 yılına gelindiğinde söz konusu rakamı 649,5 milyon dolara çıkarmayı başardı. Söz konusu ihracat rakamından makine sektörünün aldığı pay ise 54 milyon dolarla yüzde 8,4 oldu. 84. fasıl itibarıyla Türkiye’nin Katar’a 2017 yılında makine ihracatı 2016 yılına göre yüzde 19,1 artış göstermiş oldu. Türkiye’nin Katar’a makine ihracatında en fazla yer tutan mal grubu 5,2 milyon dolarla 8462 GTİP kodlu “Metalleri dövme, çekiçleme, kalıpta dövme, kesme, taslak çıkartma, şatafatlama, karbürleri işlemeye mahsus makineler” oldu.

2017 yılında 84. fasılda Türkiye’den Katar’a ihraç edilen diğer makine ürünleri; 4,8 milyon dolarla “Buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ve ısı pompaları”, 4,6 milyon dolarla “Kendine özgü bir fonksiyonu olan diğer makineler ve mekanik cihazlar”, 3,9 milyon dolarla “Santrifüjler; sıvıların veya gazların filtre edilmesine veya arıtılmasına mahsus makine ve cihazlar”, 3,6 milyon dolarla “Toprak, taş, metal cevheri ayıklama, eleme, tasnif, ayırma, yıkama, kırma, öğütme, yoğurmaya mahsus makineler”, 2,9 milyon dolarla “Bulaşık, şişe yıkama ve kurutma makineleri, şişe, kutu çuval doldurma, etiketleme makineleri”, 2,7 milyon dolarla “Klima cihazları, motorlu bir vantilatör ile nem ve ısıyı değiştirmeye mahsus tertibatı olanlar”, 2,4 milyon dolarla “Özellikle 84.25 ila 84.30 pozisyonlarındaki makine ve cihazlar ile birlikte kullanılmaya elverişli araçlar”, 2,2 milyon dolarla “Isı değişikliği yöntemi ile maddeleri işlemek için cihazlar, elektrikli olmayan şofbenler” ve 2 milyon dolarla “Borular, kazanlar, tanklar, depolar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler” şeklinde sıralandı.

DOHA, DUBAİ İLE YARIŞIYOR

Katar’ın başkenti olan Doha, 1 milyon 351 bin kişilik nüfusuyla aynı zamanda ülkenin en kalabalık şehri. Basra Körfezi kıyısındaki konumu, ihtişamlı mimari yapıları, kültürel zenginlikleri ve hızla gelişen yapısıyla tüm dünyadan turistlerin ilgisini çeken bu kent, adeta farklı kültürleri tek bir çatı altında topluyor. 1820’lerde Doha’nın bir bölgesi olan Al Bidda’ya bağlı olarak kurulan Doha, 1971 yılında Katar bağımsızlığını ilan ettiğinde resmi olarak başkent ilan edilmiş. Sürekli gelişmekte olan şehrin nüfusunun büyük çoğunluğunu inşaat ve hizmet sektöründe çalışan yabancı uyruklu işçi, mühendis ya da yöneticiler oluşturuyor. Her gün yapılandırma projelerine bir yenisinin eklendiği Doha’da, Dubai ile adeta yarış içinde olmasından dolayı bitmek bilmeyen gökdelenlerin yapımı devam ediyor. 2012 yılında uluslararası hava alanının tamamlanması ile önemini artıran şehir, uluslararası aktarma noktası haline geldi. Doha’yı bu kadar ön plana çıkaran nedenlerden biri vizesiz seyahat imkanına sahip olması. Doha’nın güneydoğusu, Basra Körfezi boyunca “Sealine” adı verilen kumul tepelerinin olduğu geniş bir çölden oluşuyor. Bedevi kültürünün yansımasının görüldüğü bölge turistler için de ideal bir nokta.

Gezecek ve keşfedecek çok yer var şehirde. Yılda bir düzenlenen ve daima popülerliğini koruyan açık hava gurme ziyafeti olan “Katar Uluslararası Yemek Festivali” mutlaka görülmesi gereken festivallerden bir tanesi. Doha’nın mutfağı şaşırtıcı derecede zengin ve çeşitli. Toprak kapta sunulan efsane lezzet fahsa, pilav ve kuruyemiş yatağında servis edilen kuzu rostodan yapılmış ghuzi, yoğurtla servis edilen deniz mahsullü veya etli bol baharatlı pirinç pilavı ve koyun etinden oluşan machboos denemeden dönülmemesi gereken lezzetlerden sadece birkaçı.