Gelişmiş üniversite modellerinden biri olarak bilinen yüksek teknoloji enstitülerinin, Türkiye’deki iki örneğinden biri olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1994 yılında lisansüstü eğitime başladı. 1998 yılından itibaren de lisan programlarına öğrenci kabul etmeye başlayan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Makina Mühendisliği Bölümü, dinamik akademik kadrosu ve modern laboratuar altyapısı ile sektör için donanımlı makine mühendisleri yetiştirmeyi amaçlıyor.



Gelişmiş üniversite modellerinden biri olarak bilinen yüksek teknoloji enstitülerinin, Türkiye’deki iki örneğinden biri olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1994 yılında lisansüstü eğitime başladı. 1998 yılından itibaren de lisan programlarına öğrenci kabul etmeye başlayan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Makina Mühendisliği Bölümü, dinamik akademik kadrosu ve modern laboratuar altyapısı ile sektör için donanımlı makine mühendisleri yetiştirmeyi amaçlıyor. Bölüm, üniversite seçme sınavı (ÖSS) puan sıralamasına göre kamu üniversiteleri arasında 2007 yılı itibari ile Türkiye’de 6. sıraya yerleşerek eğitimde kalitesi açı- sından da tercih edilen programlar arası nda yer alıyor. Moment Expo’nun sorularını yanıtlayan İYTE Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Metin Tanoğlu, Türkiye makine sektöründe de son yıllarda önemli bir gelişim olduğunu ve bu gelişim sürecinin bu kadar kısa sürede olması nın yetişmiş eleman bulma zorlu- ğunu da beraberinde getirdiğini söylüyor. Doç. Dr. Tanoğlu ayrıca, her yıl birçok mezun verilmesine rağmen, kendini iyi yetiştirmiş, üniversitenin eğitimi ile kısıtlı kalmamış, kendine ek bazı artılar katmış kişi sayısının, şirketlerce az bulunduğ unu aktararak şöyle devam ediyor: “Çünkü kişilerden istenen kriterler yükselmiş durumda. Birçok özelliğin tek kişi ile buluşması ve problemin tek bir kişi ile çözülmesi isteniyor. Ayrıca sektör o kadar geniş ki, özellikle makine mühendisleri açısından düşünülürse, bir konuda uzmanlaşma sağlanamadan iş ve sektör değiştirmeleri yaşanıyor. Bu da bir konuda profesyonel olmayı etkilemektedir. Burada, gençlerin çok iyi seçimler yapması ve bu konuda kendine birçok artı katması kaçınılmaz oluyor.” Doç. Dr. Tanoğlu ayrıca, kampus alanı nda yer alan teknoloji geliştirme bölgesinin de firmalarla iç içe olmalarında fiziki bir imkan sağladığını aktararak, “Teknoloji bölgesindeki firmalar, üniversitenin imkanlarına daha rahat erişebilmektedir. Yatırım planları içerisinde teknoloji bölgesinin yatırımlarının arttırılmasına yönelik çeşitli girişimler başlamıştır. Bu da enstitümüzü diğer üniversiteler göre bir adım daha öne çıkarmaktadır” diye konuşuyor.

ARAŞTIRMA AĞIRLIKLI EĞİTİM
Doç. Dr. Tanoğlu, İYTE Makine Mühendisliğ i Bölümü’nün amacını ise şöyle açıklıyor: “Araştırma ağırlıklı eğitim vererek, inovasyona dayalı yenilikçi teknoloji alanlarında araştırmaların gerçekleştirilebildiğ i bir eğitim ortamının oluşturulması, alanında yüksek düzeyde eğitilmiş, etik değerlere bağlı ve idealizmi olan makine mühendisleri yetiştirmek, toplumsal gelişim ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlamaktır.” Bölümde eğitim-öğretim dilinin İngilizce olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tanoğ lu, lisans ve lisansüstü eğitim-öğretimin verilen bölüm programlarının her aşamasında proje esaslı ve laboratuar ağırlıklı bir eğitim ile nitelikli genç mühendislerin endüstri ve akademinin ihtiyacı na uygun olarak yetiştirildiklerini söylüyor. Doç. Dr. Tanoğlu, bölümün mevcut ana çalışma alanlarını ise şöyle sıralıyor; “Mekatronik – Robotik, Mühendislik Mekaniği, Yenilenebilir Enerji Kaynakları (Jeotermal ve Rüzgar Enerjisi), Isı ve Akışkan Bilimleri, Malzeme Teknolojileri.” Bu alanlarda yüksek lisans ve doktora tezlerinin değişik konularda tamamlanmakta olduğunu ve bu konularda gerekli laboratuar altyapısının geliştirildi- ğini aktaran Doç. Dr. Tanoğlu, “Yüksek sayıda araştırma projeleri DPT, TÜBİ- TAK, MSB, Sanayi Bakanlığı ve endüstriyel kuruluşlar ile NATO, NSF ve BMBF gibi uluslararası kuruluşlar tarafı ndan da desteklenmektedir” diye konuşuyor.

MAKİNEDE YETİŞMİŞ KADRO GEREKLİ
Doç. Dr. Tanoğlu, “Makine Mühendisli- ği Bölümü gelişim araştırma alanları içerisinde yer alan Robotik ve Otomasyon Teknolojileri, Mekatronik, Turbomakinalar, Yenilenebilir Enerji Teknolojileri, Malzeme Teknolojileri, Nanomalzeme, Katı cisimlerin Mekanik Davranı- şı, Mekanizmalar ve Makina Dinamiği, Yapay Zeka, Hijenik İklimlendirme ve Havalandırma Sistemleri, Isı Pompaları, Elektronik Soğutma gibi öncelikli alanlarda araştırmacıların yetiştirilmesi ülkemizin ihtiyacı olan insan gücünün sağlanmasına katkı sağlamak bölümün hedefidir” diyor. Bahsedilen alanların Türkiye’nin teknolojik olarak öne çıkabilmesi, katma değeri yüksek ürünleri üretebilmesi ve ekonomik değere dönüştürebilmesi için oldukça önemli olduğ una vurgu yapan Doç. Dr. Tanoğlu, bu alanlarda yetişmiş akademik kadro ihtiyacının karşılanması için Makine Mühendisliği’nin değerli bir kaynak olduğ unu söylüyor. Makina Mühendisliği Bölüm Binası inşaatının Temmuz 2009 tarihinde tamamlanmasını beklediklerini aktaran Doç. Dr. Tanoğlu, “2009-2010 eğitim-öğretim yılı Güz dönemi yeni binada sürdürülecektir” diyor.



SANAYİ UNİVERSİTELERE PRATİK İMKANI SAĞLIYOR
Üniversite-sanayi işbirliğinin bilgi birikimini üretime dönüştürmenin en önemli araçlarından bir olduğuna değinen Doç. Dr. Tanoğlu, üniversitelerde elde edilen temel ve teorik bilgilerin uygulamaya aktarılmasının bir kolunu üniversite- sanayi işbirliğinin oluşturduğunu söylüyor. Doç. Dr. Tanoğlu, “Özellikle kaynakların birleştirilerek daha işe yarar ve sonuç verici hale gelmesi ancak bu işbirliği ile sağlanır” diye konuşuyor. Birçok ülkede üniversite-sanayi işbirliğinin, sanayinin teknoloji ihtiyacı- na cevap verirken, sanayinin de üniversitelere pratik uygulama imkanı sağladı- ğının altını çizen Doç. Dr. Tanoğlu, bu işbirliğinin ülkenin ekonomik gelişmesini hızlandırdığına dikkat çekiyor. Doç. Dr. Tanoğlu şöyle devam ediyor: “Ancak maalesef, ülkemizde üniversiteler ile sanayi henüz istenilen seviyelerde bir araya gelememiştir. Dolayısı ile sanayinin üniversiteyle, üniversitenin de sanayi ile bütünleşmesi tatmin edici ölçülerin altındadır.” Doç. Dr. Tanoğlu, bu açığın kapatılabilmesi için, firmalar ile üniversitelerin karşılıklı olarak isteklendirilmeleri ve teşvik edilmeleri gerektiğini söylüyor. Doç. Dr. Tanoğlu,”Her iki tarafın birbirinden faydalanabileceği ortamlar yaratı lmalı ve buna önem verilmelidir” diye konuşuyor.

“ASELSAN’LA AR-GE İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ”
Doç. Dr. Tanoğlu: Türk makine sektörü firmalarına sundukları somut hizmetleri ise şöyle özetliyor: “İYTE dinamik akademik kadrosu yanında son teknolojiye dayalı olarak kurulmuş ve önemli büyüklüğ e ulaşmış modern laboratuar altyapı sına ulaşmıştır. Makine Mühendisli- ği Bölümü altyapısına ilave olarak üniversite bünyesinde kurulmuş merkezi laboratuarlar altyapısı da araştırma altyapı sını desteklemektedir. Bölümümüz mevcut araştırıcı insan gücü ve araştırma altyapısı ile sanayi kuruluşlarına araştırma desteği ve endüstriyel hizmet sunulabilmekte, ortak araştırma projeleri gerçekleştirilmektedir. Bunlara Aselsan A.Ş., Demirdöküm A.Ş., Bosh A.Ş. Arçelik A.Ş., Ege Vitrifiye A.Ş., Otokar A.Ş., Gazbeton A.Ş., Çimstone A.Ş., Barı ş Elektrik A.Ş., ile gerçekleştirilen Ar- Ge işbirlikleri örnek verilebilir. Gerçekleştirilen çalışmalara bir örnek vermek gerekirse, dünya çapındaki bir firmaya eşenjörlerinin ısıl performansı- nın arttırılması konusunda tasarım bazında Ar-Ge işbirliği gerçekleştirilip, firmanı n mevcut ürünü olan eşanjöre göre çok daha yüksek ısıl performanslı bir eşanjöre sahip olmaları sağlanmıştır. Bunun için çeşitli tasarımlar numerik olarak modellenip incelenmiştir.” Kampus alanında yer alan teknoloji geliştirme bölgesinin de firmalarla iç içe olmalarında fiziki bir imkan sağladığını aktaran Doç. Dr. Tanoğlu, “Teknoloji bölgesindeki firmalar, üniversitenin imkanları na daha rahat erişebilmektedir. Yatırım planları içerisinde teknoloji bölgesinin yatırımlarının arttırılmasına yönelik çeşitli girişimler başlamıştır. Bu da enstitümüzü diğer üniversiteler göre bir adım daha öne çıkarmaktadır” diye konuşuyor. İYTE Makina Mühendisliği Bölümü’nün dinamik akademik kadrosu ve modern laboratuar altyapısı ile sektör için donanımlı makine mühendisleri yetiştirmeyi amaçladığını belirten Doç Dr. Tanoğlu şöyle devam ediyor; “Üniversite seçme sınavı (ÖSS) puan sıralaması na göre bölümümüz kamu üniversiteleri arasında 2007 yılı itibari ile Türkiye’de 6. sıraya yerleşerek eğitimde kalitesi açısından da tercih edilen programlar arasında yer aldı. Mezunlarımız sektörde aranır durumda gelmektedir.”

UZMANLAŞMA ONEMLİ
Makina sektörünün Türkiye’de son yıllarda büyük gelişmeler gösterdiğini aktaran Doç Dr. Tanoğlu, bu gelişme sürecinin bu kadar kısa sürede olmasının yetişmiş eleman bulma zorluğunu da beraberinde getirdiğini söylüyor. Buna ek olarak, her yıl birçok mezun verilmesine rağmen, kendini iyi yetiştirmiş, üniversitenin eğitimi ile kısıtlı kalmamış, kendine ek bazı artılar katmış kişi sayısı- nın, şirketlerce az bulunduğunu da aktaran Doç. Dr. Tanoğlu, “Çünkü kişilerden istenen kriterler yükselmiş durumda. Birçok özelliğin tek kişi ile buluşması ve problemin tek bir kişi ile çözülmesi isteniyor” diyor. Ayrıca sektörün çok geniş bir alana yayıldığının da altını çizen Doç. Dr. Tanoğlu, “Özellikle makine mühendisleri açısından düşünülürse, bir konuda uzmanlaşma sağlanamadan iş ve sektör değiştirmeleri yaşanıyor. Bu da bir konuda profesyonel olmayı etkilemektedir. Burada, gençlerin çok iyi seçimler yapması ve bu konuda kendine birçok artı katması kaçınılmaz oluyor” diyor.

REKABET İCİN İNOVASYON
Üniversite-sanayi işbirliğinin gün geçtikçe daha da iyileşmeye başladığını ifade eden Doç Dr. Tanoğlu, son yıllarda bu işbirliğinde göreceli artış olması na rağmen eksik olan noktalar bulunduğ unu söylüyor. Öncelikle, firmaları n Ar-Ge bilinci ve teknoloji geliştirme konusunda yöneliminin istenen seviyeye ulaşamadığını belirten Doç. Dr. Tanoğlu, “firmaların rekabetçi olabilmeleri yada rekabet ortamına dayanabilmeleri için inovasyon içeren daha özgün ürünlerin ortaya çıkarılması yönünde çalışması önemlidir” diyor. Mevcut Ar-Ge desteklerinden de yeterli seviyede yararlanılarak firmaların Ar-Ge projeleri gerçekleştirmesi, mevcut sorunlar yada yeni fikirlerin hayata geçmesi için daha dışa açık, üniversite ile işbirliği içinde çalışabilir durumda olması gerektiğini savunan Doç. Dr. Tanoğlu, işbirlikleri geliştirmek için mevcut engellerin aşılması ve işbirliği ortam ve altyapısının hızla oluşturulması nın oldukça önemli olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Tanoğlu son olarak, “Üniversiteler için teknoloji geliştirme bölgeleri işbirliğinin geliştirilmesi için belli oranda imkanlar sunmaktadır, bunların ilerletilmesi için çalışmalar gereklidir” diyor.  


Doç. Dr. Metin Tanoğlu İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Makina Mühendisliği Bölümü Bölüm Başkanı Firmaların rekabetçi olabilmeleri ya da rekabet ortamına dayanabilmeleri için inovasyon içeren daha özgün ürünlerin ortaya çıkarılması yönünde çalışması önemlidir.   “ Bölümümüz mevcut araştırıcı insan gücü ve araştırma altyapısı ile sanayi kuruluşlarına araştırma desteği ve endüstriyel hizmet sunulabilmekte, ortak araştırma projeleri gerçekleştirilmektedir. Bunlara Aselsan A.Ş., Demirdöküm A.Ş., Bosh A.Ş., Arçelik A.Ş., Ege Vitrifiye A.Ş., Otokar A.Ş., Gazbeton A.Ş., Çimstone A.Ş., Barış Elektrik A.Ş., ile gerçekleştirilen Ar-Ge işbirlikleri örnek verilebilir.”