2018’in ilk çeyrek büyümesi TÜİK rakamlarına göre yüzde 7,8 olurken, ilk beş ay ihracat rakamları da tarihi seviyeye ulaşarak, 69 milyar dolar oldu. Aynı dönemde, makine sektörünün...

SANAYİCİLERİN EN BÜYÜK SORUN BAŞLIKLARINDAN BİRİ, SERMAYE VE FİNANS İLİŞKİSİ OLARAK GÜNDEMDEKİ YERİNİ KORUMAYA DEVAM EDİYOR. İSO 500 VERİLERİNE GÖRE, SANAYİCİLER ESAS FAALİYETİNDEN KAZANDIĞININ YARISINI HALEN FİNANSMAN GİDERLERİNDE KULLANIYOR VE BÖYLECE FİNANSMAN GİDERLERİ FİRMALARIN KÂRLILIĞINDA TEMEL BELİRLEYİCİ OLMAYA DEVAM EDİYOR. PEKİ, SANAYİCİLER FİNANS PİYASALARINDAKİ DALGALANMALARI NASIL TAKİP ETMELİ? HANGİ ENDEKSLERİ, NASIL OKUMALI?

2018’in ilk çeyrek büyümesi TÜİK rakamlarına göre yüzde 7,8 olurken, ilk beş ay ihracat rakamları da tarihi seviyeye ulaşarak, 69 milyar dolar oldu. Aynı dönemde, makine sektörünün toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 10,3’e yükselirken, sektörün ihracatı ise 7 milyar dolara ulaştı ve geçen yıla göre yüzde 24 büyüme kaydetti.

Bu başarıda kaliteli üretim, marka bilinirliği ve pazarlama yetkinliklerinin elbette büyük önemi var. Ancak son yayımlanan İSO 500 verilerine göre, Türk sanayicisinin sermaye ve finans sorunları da halen en önemli sorun başlıklarından biri olmayı sürdürüyor: Sanayiciler esas faaliyetinden kazandığının yarısını halen finansman giderlerinde kullanıyor ve böylece finansman giderleri firmaların kârlılığında temel belirleyici olmaya devam ediyor.

Ekmek, artık aslanın ağzında değil; aslan ekmeği yuttu yutacak ve sanayicilerin ekmeğe uzanması ya da ekmeği bırakmaması için daha bilinçli ama aynı zamanda daha riskli adımlar da atması gerekiyor. Peki, sanayiciler finans piyasalarındaki dalgalanmaları nasıl takip etmeli? Hangi endeksleri, nasıl okumalı?

TL-DOVİZ İLİŞKİSİNDE CDS ETKİSİ

CDS (Kredi Temerrüt Takası- Credit Default Swap), bir kişi ya da kuruluşun, kredi sahibinin karşılaşabileceği alacağın ödenmemesi riskini belirli bir bedel karşılığında üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, CDS’nin, bu çerçevede bir anlamda kredi sigortası gibi çalıştığını söylerken, “Bir ülkenin ya da şirketin CDS primi ne kadar yüksekse, borçlanma maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize yansımaktadır” diyor. Dolayısıyla TL-döviz ilişkisinde CDS’nin önemli bir yeri olduğunu söylemek mümkün. Çünkü TL’nin diğer para birimleri karşısındaki değer kaybı iç ve dış nedenlere dayanıyor. Dış nedenler dolar ya da euro gibi iki önemli rezerv paranın çeşitli nedenlerle değer kazanması sonucu görülüyor ve bu değişime Türkiye’nin sahip olduğu sınırlı döviz kaynaklarıyla engel olabilmemiz mümkün değil. İç nedenler ise siyasal, sosyal ve ekonomik koşullara dayanıyor ve bunların hepsi, risk artışı ya da risk düşüşüne yol açarak TL’nin dış değerini etkiliyor. Ülke riskindeki değişimi ölçmenin en kestirme yolu da CDS primlerine bakmaktan geçiyor. Çünkü CDS primlerindeki artış/azalış ile döviz/TL kuru artış/azalışı arasındaki korelasyon kat sayısı 0,98. Yani birindeki değişim ötekini aynı yönde neredeyse bire bir etkiliyor. Demek ki riskler arttığında CDS primi ve döviz/TL kuru aşağı yukarı aynı anda artıyor.

Diğer yandan, kredi ölçüm kuruluşlarının kredi notları da bir gösterge olmakla birlikte, CDS primi her gün, her an yeniden belirlendiği için çok daha güncel ve hassas bir ölçü.

EKONOMİK BÜYÜMENİN ÖNCÜ GÖSTERGESİ: İMALAT PMI ENDEKSİ

İmalat PMI Endeksi, şirketlerin satın alma yöneticilerinin, mal ve hizmet satın alma eğilimlerini inceleyen bir gösterge ve bu gösterge, temel olarak, büyüme öngörülerini açıklamaya yönelik bir anket niteliği taşıyor. Bu ankette, şirket satın alma müdürlerinin aylık dönemlerde mal ve hizmet talepleri konusunda nasıl pozisyon alacakları konusunda sorular yer alırken, anketin amacı ise satın alma eğilimlerinin incelenmesi olarak öne çıkıyor. İmalat PMI endeksleri, güncel, doğru ve genellikle benzersiz aylık ekonomik eğilim göstergeleri sunabilme kapasiteleri sayesinde, merkez bankalarının yanı sıra mali piyasalar ve ticari karar vericiler tarafından da dünyada en çok takip edilen iş anketi unvanına sahiptir. İmalat PMI endeksinin önemli bir başka özelliği ise endeksin herhangi bir devlet otoritesi veya ajanslar tarafından yapılmayıp, ülkede hâsılatın aslan payını ellerinde bulunduran kişilerin katıldığı anket olmasından kaynaklanıyor. Temel olarak 50’nin altındaki endeks değeri kötü gidişat beklentilerine işaret ederken, 50’nin üstündeki değerler ise ekonomide büyüme beklentisinin olduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin imalat PMI endekslerinde en hızlı ve güvenilir referans olarak kabul edilen anket ise İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından yapılan Türkiye ve İstanbul İmalat PMI endeksidir. Mayıs ayı için açıklanan son İSO PMI endeksine göre, Nisan ayında 48,9 olarak ölçülen PMI endeksi Mayıs ayında 46,4’e gerilemiş durumda.