Yemtar Makine, 1980 yılında Bandırma’da, gelişen yem endüstrisinin ihtiyaç duyduğu makine ve ekipmanları üretmek üzere 150 metrekarelik bir atölyede üç kişiyle faaliyetlerine başladı.

YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE GÜNÜMÜZ TEKNOLOJİSİNİN ULAŞTIĞI ENSTRÜMANLARI KULLANARAK GELİŞTİRDİKLERİ ÜÇ PROJE İLE 2017 YILI İTİBARIYLA ÜÇ ADET PATENT/FAYDALI MODEL BAŞVURUSUNDA BULUNDUKLARINI SÖYLEYEN YEMTAR MAKİNE AR-GE MERKEZİ MÜDÜRÜ LEVENT ORUÇ, “AR-GE MERKEZİMİZİ FİRMAMIZIN İTİCİ GÜCÜ OLARAK GÖRÜYORUZ” DİYOR.

Yemtar Makine, 1980 yılında Bandırma’da, gelişen yem endüstrisinin ihtiyaç duyduğu makine ve ekipmanları üretmek üzere 150 metrekarelik bir atölyede üç kişiyle faaliyetlerine başladı. “Artan nüfus bağlamında hayvansal ürünlere duyulan ihtiyaç arttıkça, yem ihtiyacı da yükseldi. Bu durum da firmamızın ürün gamında ve üretim kapasitesindeki artışı direkt olarak etkiledi. Böylece Yemtar, kendisinin yanı sıra hizmet verdiği sektörü de geliştiren öncü firmalardan biri oldu. Bugün toplam 33 bin metrekare alanda 200’e yakın personel ve 600’den fazla ürün çeşidiyle 44 ülkeye ihracat yapan bir kuruluş olma başarısına ulaştık” diyen Yemtar Makine Ar-Ge Merkezi Müdürü Levent Oruç, uzun yıllar boyunca içinde oldukları tasarım ve proje kültürünün katkıları ve Türkiye’nin kalkınma hamleleri doğrultusunda, firmalarının, Ar-Ge merkezi olma kriterlerini tamamlayarak 3 Şubat 2017’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan aldığı onayla, sektörünün ilk tescilli Ar-Ge merkezi olduğunu aktarıyor.

Gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte büyük bir rekabetin yaşandığı endüstriyel yem makineleri sektöründe, Yemtar’ın, her şeyden önce kendisiyle yarıştığının altını çizen Oruç, “Yemtar, dünden bir adım önde olmanın anahtarının Ar-Ge odaklı çalışma olduğunun farkında bir firmadır. Hitap edilen müşteri segmentleri arasındaki rekabet de, benzer şekilde daha üstün, daha verimli makinelerin varlığına olan ihtiyacı kaçınılmaz hale getiriyor. Tüm bu sebepler yanında dinamik ve inovasyon odaklı düşünen personelimizin ortaya koyduğu sinerji, Yemtar Ar-Ge Merkezi’nin ortaya çıkmasındaki temel faktörlerinden biri oldu” diyor. Yemtar Ar-Ge Merkezi Müdürü Levent Oruç ile hâlihazırda sürdürdükleri projeler ile orta-uzun vadedeki hedeflerini konuştuk.

Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Üretime yönelik geliştirdiğiniz projeler var mı?

2018 yılı itibarıyla ikinci faaliyet yılına başlayan Yemtar Ar-Ge Merkezi, kurulduğu günden bu yana gerek personel gerekse projeler bağlamında hızlı bir yükseliş sergiliyor. Ar-Ge serüvenimizde, bugün toplamda 25 kişiye ulaşan kadromuzla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden bir profesör, Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden bir doçent ve bir Dr. Öğretim Üyesi Ar-Ge merkezimizde yarı zamanlı araştırmacı olarak görev yapıyor. Ayrıca bir TEYDEB projemizde de Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden bir Dr. Öğretim Üyesi akademik danışman olarak görev alıyor. Akademik personel ile yapılan çalışmalarda, ulusal ve uluslararası kongrelere katılarak bildiriler sunuyoruz. Ar-Ge merkezimizde çalışanlarımızın lisansüstü çalışma yapmasını da teşvik ediyoruz. Diğer yandan, biliyorsunuz, sanayimizde ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının üniversite-sanayi işbirliği ile yetiştirilmesine yönelik Sanayi Doktora Programı Çağrısı 9 Temmuz’da TÜBİTAK tarafından başvuruya açılmıştı. Bu kapsamda, Yemtar Ar-Ge merkezi olarak Balıkesir Üniversitesi ile protokol imzalayıp, firmamızda mevcut olan üniversite sanayi işbirligini akademik düzeyde en üst seviyeye çıkarmayı ve firmamızda daha fazla doktoralı personel istihdam etmeyi planlıyoruz. Bütçeleri 180 bin- 2 milyon TL arasında değişen 11 proje sürecimiz ise halen devam ediyor. Projelerimizde öncelikli odak noktamız; Yemtar’ın hizmet verdiği sektörlerin ihtiyaç duyduğu teknolojiler olup, bilinen tekniklerin ötesine geçerek yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek, günümüz teknolojisinin ulaştığı son teknolojik enstrümanları harmanlayarak her açıdan verimlilik artışı ortaya koymaktır.

Merkeziniz ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşünceleriniz nedir?

Ar-Ge merkezlerinin sağlaması gereken kriterler ve yürüttüğü faaliyetler, dönemsel olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından izleniyor. Biz de Ar-Ge yönetimi olarak Bakanlık nezdindeki muhataplarımızla sürekli olarak iletişim halindeyiz. Böylece, yeni kurulan bir Ar-Ge merkezi olarak yaşadığımız problemler ya da oluşan belirsizlikleri kolayca ve kısa sürede çözüme kavuşturabiliyoruz. Bakanlığın Ar-Ge merkezlerinin kontrolü için oluşturduğu BİLTEK sistemi de son derece etkin bir koordinasyon ve veri paylaşımını mümkün kılıyor. Birçok Ar-Ge projemizi TEYDEB, KOSGEB gibi kurumlarca verilen teşvikler kapsamında gerçekleştirmek de artı değer oluşturuyor. Söz konusu kurumlarda Ar-Ge merkezimiz ya da işletmemizin projelerinden sorumlu uzman personel bulunması, kısa sürede doğru bilgiye ulaşmamızı sağlıyor. Güncel bilgi paylaşımları, şehrimizde gerçekleştirilen bilgilendirme toplantıları, Ar-Ge zirveleri ve e-Postalarla yapılan bildirimler de koordinasyon etkinliğini artırıyor. Bu tür bilgi kanallarının takibi konusunda Ar-Ge merkezimizde görevli bir arkadaşımız bulunuyor.

Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?

Yemtar Ar-Ge Merkezi olarak yürüttüğümüz projelerdeki rutin iş paketi faaliyetlerinden biri de fikrî mülkiyet haklarının araştırılmasıdır. Bunun bir nedeni, hâlihazırda alınan bir faydalı model ya da patent konusunda ürün haklarına duyduğumuz saygı, diğeri ise bilinen tekniklerin irdelenmesiyle yeni teknolojiler geliştirme süreçlerimizde bize ışık tutmasıdır. Projelerimizin nihai çıktısı genellikle yeni makine ve ekipman teknolojileri olup bu makine, ekipman, ünite, sistem gibi çıktıların tamamı ya da herhangi bir alt unsuru bilinen tekniklerin ötesinde inovatif çözümler içerebiliyor. Bu noktada beraber çalıştığımız patent vekillerimiz aracılığıyla Türk Patent ve Marka Kurumu üzerinden ilgili süreçleri başlatıyoruz. Sahip olduğumuz fikrî mülkiyet konularına karşı herhangi bir olumsuz durumla karşılaştığımızdaysa hukuki süreçlere başvuruyoruz. 2017 yılı içerisinde üç adet patent/faydalı model başvurumuz gerçekleştirdik ve bu yönde olumlu sonuç almayı bekliyoruz.

Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi?

İkinci faaliyet yılında olan Ar- Ge merkezimi firmamızın itici gücü olarak görüyoruz. Ar- Ge’ye yapılan yatırımın geleceğe yapılan yatırım olduğu anlayışını benimsiyoruz. İlk faaliyet yılımız olan 2017’de toplam Ar-Ge harcamalarımız ciromuzun yüzde 5,3’ünü oluşturuyordu. 2018 yılında bu oranın artması kaçınılmaz. Ar-Ge merkezimizin gelişme politikaları kapsamında, orta- uzun vadedeki ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek düzeyde yeni bir bina inşaatımızın temelleri atıldı. 2018 yılının sonlarında taşınmayı planladığımız yeni Ar-Ge binamızda; prototip geliştirme bölümü, elektrik elektronik laboratuvarı, mekatronik atölyesi gibi yeni birimlerin bulunmasını planladık. Ar-Ge merkezi öncesinde makine geliştirme odaklı devam eden tasarım ve proje süreçlerimiz, yeni yapılanmamızın ardından ileri teknolojik unsurları da kapsayacak şekilde inovatif bir devrimi barındırıyor. Yeni yatırımlarımız, yeni personel istihdamı hedeflerimiz, organizasyon yapımız, kurumsal ve akademik işbirliklerimiz; firmamızı, dünyada gelişen yeni teknolojik trendlerin bir oyuncusu haline getirmek üzerine kurgulandı.

Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalı?

Yemtar’ın hizmet verdiği sektör olan endüstriyel yem makineleri sektörü, küresel pazarda çok ciddi rekabetin yaşandığı dev bir alan. Yemtar Ar-Ge Merkezi, Türkiye’de bu sektörde faaliyet gösteren ilk Ar-Ge merkezi olma unvanına sahiptir. Firma olarak gerek yurt içi gerekse yurt dışında sunduğumuz kaliteli çözümler ve iyi müşteri ilişkileriyle yüksek değer algısı oluşturan bir marka olmanın yanı sıra önemli bir pazar payına da sahibiz. Ancak sahip olduğumuz bu değerler bizim için yeterli değil; biz, bugünkü pozisyonumuzla sürekli yarış halinde olan bir firmayız. Bunun yanında özellikle Avrupalı rakiplerin bir adım önüne geçmenin öneminin de farkındayız. Bunun da Ar-Ge faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan özgün ve yenilikçi ürünlerle sağlanabileceğini görüyoruz. Endüstri 4.0 gibi yakın gelecekte önemli hale gelecek teknoloji trendinin etkileri tüm dünyayı sarsacakken, Yemtar olarak taklit eden ya da kullanan değil; direkt olarak teknolojiyi tasarlayan, üreten ve mevcut ürünlerine adapte eden bir konumda olma kararlılığındayız. Yerli firmalarımızın kaynaklarını mümkün olduğunca iyi değerlendirmesi ve Ar-Ge’ye olabildiğince fazla kaynak ayırması gerektiğini düşünüyorum. Yeni ürünler, teknolojiler, üretim yöntemleri- yazılımlar geliştirmek ve yapılamayanı yapmak, katma değeri yüksek ürünleri bu sayede dünyaya sunmak ülkemizin Ar-Ge alanındaki en önemli katkıları olacaktır.