Macaristan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova, Romanya, Bulgaristan ve Karadağ ile kara sınırı bulunan Sırbistan’ın coğrafi özellikleri de...

Macaristan, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Makedonya, Kosova, Romanya, Bulgaristan ve Karadağ ile kara sınırı bulunan Sırbistan’ın coğrafi özellikleri de farklılıklar gösteriyor. Ülkenin kuzeybatısında Voyvodina’yı kapsayan bölgede verimli ovalar, Sumadiya’da alçak tepeler, ülkenin doğusu, ortası ve batısında ise yüksek dağlık bölgeler yer alıyor. Ülke ormanlık alanlar bakımından zenginken, ormanlar ülke topraklarının yaklaşık 28 bin 580 kilometrekaresini kaplıyor. Sırbistan’da akarsuların toplam uzunluğu ise 3 bin 180 kilometre ve ülkenin en önemli akarsularından biri olan Tuna Nehri 589 kilometre uzunluğa sahip.

1945 yılında kurulan ve Bosna-Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Slovenya ve Sırbistan Sosyalist Cumhuriyetleri ile iki özerk bölgeden (Kosova ve Voyvodina) oluşan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin dağılmasının ardından, 1992 tarihinde kabul edilen anayasa uyarınca, Sırbistan ve Karadağ’dan oluşan yeni Yugoslavya Federal Cumhuriyeti kuruldu. 2003 yılında Sırbistan ve Karadağ Devlet Birliği adını alan ülke, 2006 yılında Karadağ’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle Sırbistan Cumhuriyeti oldu. Tek meclisli sisteme göre yönetilen Sırbistan meclisinin 250 üyesi dört yılda bir yapılan seçimlerle belirleniyor.

Sırbistan’ın nüfusu hızlı bir şekilde azalırken, orta ve uzun vadede de bu durumun devam etmesi bekleniyor. Ülkede doğum artış oranının negatif olması nüfusu olumsuz etkilerken, nüfusun yaşlanmasıyla birlikte sosyal güvenlik sistemi üzerindeki baskının da giderek arttığı belirtiliyor. 2017 yılı tahminlerine göre 7,1 milyon nüfusa sahip Sırbistan’da nüfusun yarıdan fazlası şehirlerde yaşarken, okuryazarlık oranı ise yüzde 98 seviyesinde ilerliyor. Ülkede etnik Sırplar yüzde 83,3 ile çoğunluğu oluştururken, ikinci büyük etnik grup ise yüzde 3,5’lik oranla ülkenin kuzey bölümünde yoğunlaşan Macarlar olarak dikkat çekiyor. Nüfusun yüzde 2’lik kısmını oluşturan Boşnaklar, Karadağ sınırındaki Sandzak bölgesinde yaşarken, Sırbistan nüfusunun yüzde 2,1’i de Romanlardan meydana geliyor.

2017 yılı rakamlarına göre işsizlik oranının yüzde 15-16 seviyesinde olduğu kaydedilen ülkede, iş gücü sayısı ise 2,9 milyon olarak açıklanıyor. İş gücünün yüzde 17,8’i tarım, yüzde 25,6’sı sanayi, yüzde 56,6’sı ise hizmetler sektöründe çalışırken, yoksulluk sınırı altında yaşayanların nüfusa oranı yüzde 9 seviyesinde gerçekleşiyor.

Sırbistan doğal enerji kaynakları bakımından zengin bir ülke değil, ülke ihtiyacının ancak yüzde 25’i yerel kaynaklardan sağlanabiliyor. Ülkenin kömür rezervlerinin gelecek 50 yılda, petrol ve gaz rezervlerinin ise 20 yıl içerisinde tükeneceği bildirilirken, hidroelektrik üretiminin önemli bir enerji kaynağı olarak gelecek yıllarda daha da arttırılması hedefleniyor. Diğer yandan madenler, Sırbistan endüstri ve ekonomisinin temel yapı taşını oluşturmaya devam ederken, ülkede petrol, doğal gaz, kömür, demir, bakır, çinko, antimon, krom, altın, gümüş, magnezyum, pirit, kireç, mermer ve tuz çıkarılıyor.

EKONOMİ TARIM VE SANAYİDEN HİZMETLER SEKTÖRÜNE KAYIYOR

Sırbistan büyüme potansiyeline sahip bir ülkeyken, kurumların yeterince güçlü olmaması ve demografik yapıda gözlenen bozulma; ekonomik büyümenin ilerlemesini de yavaşlatıyor.

Ülke pazar büyüklüğü açısından Güneydoğu Avrupa’da Romanya ve Bulgaristan’ın arkasından üçüncü sırada yer alıyor. 2017 yılında cari fiyatlarla kişi başına düşen milli gelir tahmini olarak 5 bin 900 dolarken, satın alma gücü paritesine göre bu miktar 15 bin dolara yükseliyor. Ülkede uzun yıllar yaşanan savaş ortamı, uygulanan uluslararası yaptırımlar ve uluslararası askeri müdahaleler, ekonomik ve sosyal açıdan gerilemeye ve altyapının tahrip olmasına yol açarken, yaşam standartlarını da olumsuz yönde etkilemişti. Söz konusu dönemde GSYİH yüzde 50 oranında gerilemiş ve yoksulluk büyük oranda artmıştı. Yüksek işsizlik oranı ve duraklamış hane gelirleri, hala devam eden politik ve ekonomik problemlerin başında gelirken, büyüyen bütçe açığı ekonominin yeniden canlandırılması çabalarını da kısıtlamaya devam ediyor. Enflasyon ve döviz kuru istikrarının korunması endişesi ise daha geniş bir mali politika uygulanmasını engelliyor. Bütün bu sorunlar neticesinde Sırbistan hükümeti, 2011’de IMF ile imzalanan ve 2012 yılında dondurulan stand-by anlaşmasını 2014 yılı başında tekrar yürürlüğe koymak zorunda kaldı. Bununla birlikte Sırbistan, ihracatı arttırmak ve temel altyapı yatırımlarını güçlendirebilmek için 2010 yılında yeni bir uzun dönem ekonomik büyüme planını yürürlüğe koydu ve programın uygulanmaya başlanmasından bu yana Sırbistan’ın ihracatında gözle görülür bir artış kaydedildi.

Sırbistan ekonomisinin en önemli konu başlıkları, halen, yüksek işsizlik oranı ve yeni iş alanları yaratılması, enflasyon, yüksek kamu harcamaları, gittikçe büyüyen kamu borçlanmaları, artan kamu ve özel dış borçlar, yeni yabancı yatırımların çekilmesi ve yeniden IMF programının yürütmeye konulması olarak sıralanıyor. Ülke ekonomisini çekici kılan unsurlar arasında ise ülkenin stratejik konumu, göreceli ucuz ve kalifiye olan bir iş gücüne sahip olması; AB, Rusya, Türkiye ve CEFTA Ülkeleri ile yapılan Serbest Ticaret Anlaşmaları ve yabancı yatırımlara uygulanan oldukça cömert teşvik paketleri sıralanabilir.

Sırbistan’ın ekonomik yapısı, gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi, tarım ve sanayiden hizmetler sektörüne doğru kaymaya devam ediyor. Çoğunluğu ülkenin kuzey kısmındaki Voyvadina bölgesinde yerleşik olan geniş tarım sektörü, ülke ekonomisindeki yerini hala önemle korurken, 2017 yılında ülkenin GSYİH’sinde tarımın payı yüzde 9 civarında kaydedildi. Diğer yandan Sırbistan; kimya, tekstil, otomobil üretimi, mobilya ve gıda işleme gibi sektörler başta olmak üzere güçlü bir sanayi potansiyeline de sahip bulunuyor. 2016 yılı verilerine göre ülkenin GSYİH’si içinde sanayinin payı yüzde 31,3 iken, başta turizm olmak üzere hizmetler sektörü ise GSYİH’nin yarısından fazlasını oluşturuyor.

İSTİKRARLI BÜYÜME İÇİN ANAYASAL REFORMLAR GEREKLİ

Sırbistan’ın GSYİH’sinin 2017’de yüzde 1,8 oranında arttığı, enflasyon oranının 3,1 gibi makul bir oranda kaldığı, işsizlik oranının ise yüzde 15 civarına düştüğü tahmin ediliyor. 2018 yılında da enflasyonun düşük oranlarda seyretmesi ve yüzde 2,6-3 aralığında gerçekleşmesi bekleniyor.

Ülkede 2017 yılında sabit yatırımlar yüzde 5,3 oranında artarken, sanayi üretimi yüzde 3,9 yükseldi. Tarım üretimi ise yüzde 10 oranında azaldı. Özel tüketim harcamalarının ise 2018-2020 yılları arasında ortalama yüzde 3,3 artması bekleniyor. Olumsuz iç ve dış ekonomik şartlar yüzünden gaz, elektrik, posta hizmetleri, demir yolları, hava taşımacılığı ve telekomünikasyon sektöründeki birçok firmanın devlete devredildiği ülkede; 2012 başlarındaki küresel krizle birlikte, yabancı yatırımcıların elindeki devlet mülkleri de geri satın alındı. Bununla birlikte, 2017 yılı Aralık ayı itibarıyla IMF, Sırbistan ile yürüttüğü son ihtiyati stand-by anlaşmasının sekizinci incelemesini tamamlama kararı aldı. IMF ayrıca, bu yılın Şubat ayında sona eren üç yıllık program kapsamında Sırbistan’ın önemli bir ilerleme kaydettiğini de ifade etti. Bu çerçevede, iş gücü piyasası ve enflasyonda iyileşme yaşanırken, kamu borçları da kayda değer bir oranda geriledi. Yapısal reformlarda önemli ilerlemeler kat edilmekle birlikte, istikrarlı bir ekonomik büyümenin gerçekleşmesi için daha fazla köklü anayasal reformların yapılması gerekiyor.

Öte yandan, Sırbistan’ın temel ticaret ortakları olan AB ve Balkan ülkelerindeki ekonomik gelişmelerin yavaş ve kırılgan olması da ülkeyi olumsuz yönde etkiliyor. Bu kapsamda, doğrudan yabancı yatırım ve diğer dış kaynak temini üzerine olan beklentiler önümüzdeki dönem için daha da düşük düzeyde kalırken, sıkı mali politikalar ve yüksek işsizlik oranının özel tüketimler üzerinde kısıtlamalar yaratması da bekleniyor.

1 MİLYAR KİŞİLİK PAZARIN MERKEZİNDE YER ALIYOR

Sırbistan doğrudan yabancı yatırımlara açık bir ülke ve hükümetin önceliği de bu yatırımları arttırmak olarak şekilleniyor. Ülkedeki toplam yatırımların GSYİH’ye oranının 2018 yılında yüzde 18,5 ve 2022 yılında ise yüzde 18,7 olarak gerçekleşmesi beklenirken, Sırbistan, 2016 yılında 2,3 milyar dolarla doğrudan yabancı yatırım çeken ülkeler arasında 63’üncü sırada yer almıştı. 2014-2016 döneminde toplam doğrudan yabancı yatırım miktarı 6,6 milyar dolar olan Sırbistan, 2016 yılında 30,3 milyar dolarlık toplam yabancı sermaye stokuyla da dünyada 72’nci sırada bulunuyordu. Son 10 yılda ülke 23 milyar dolar civarında yabancı yatırım çekerken, Sırbistan, sosyalist yönetim döneminde bile uluslararası ticaret konusunda deneyimleri olan ve bu özelliği sayesinde de yabancı yatırımcıları topraklarına çeken bir ülkeydi. 2001 yılında gerçekleştirilen reformlardan

sonra Sırbistan, Orta ve Doğu Avrupa’ya gelen doğrudan yabancı yatırımlar açısından önemini arttırdı. Sırbistan son yıllarda AB politikaları ve yasalarına uyum amacıyla birçok alanda yasal düzenleme gerçekleştirirken, bu süreçte yabancı yatırımlar için elverişli bir ortam da yaratılmaya çalışıldı ve kısıtlamalar önemsiz bir düzeye geriledi. Bu kapsamda Sırbistan, halen, yabancı yatırımcıların garanti ve koruma sınırlarını açıkça belirleyen hukuksal düzenlemelere de sahip bulunuyor.

Güney ve Doğu Avrupa, Avrupa’nın en yüksek büyüme oranına sahip ve küresel olarak da en hızlı gelişen bölgesiyken, Sırbistan’ın da taraf olduğu Merkezi Avrupa Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması (CEFTA), Güney ve Doğu Avrupa ülkelerini içeren ve yaklaşık 30 milyon kişilik bir pazarı barındıran bir serbest ticaret bölgesi yaratmış durumda. Böylece Sırbistan, CEFTA ve imzaladığı diğer bölgesel ve ikili ticaret anlaşmalarıyla AB, ABD, Rusya, Kazakistan, Türkiye, Güneydoğu Avrupa, Avrupa Serbest Ticaret Anlaşması ülkeleri ve Beyaz Rusya’yı da kapsayan 1 milyar kişilik bir ticari pazarın merkezinde bulunuyor.

Sırbistan’ın dış ticaret hacmi 2017 yılı itibarıyla 39,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken, ülke ağırlıklı olarak demir-çelik, elektrikli ve elektriksiz makineler, plastik ve plastik işleme ürünleri, hububat, sert kabuklu meyve, bakır ve bakır ürünleri ihraç ediyor. Ülkenin önemli ithalat kalemleri ise mineral yakıtlar, elektriksiz ve elektrikli makineler, otomotiv ana ve yan sanayisi, plastik ve plastik ürünleri, kâğıt ve kâğıt ürünleri olarak öne çıkıyor. Sırbistan, ihracatının büyük kısmını AB ve çevresindeki Balkan ülkelerine gerçekleştirirken, ithalat pazarlarının başındaysa Almanya, İtalya, Rusya, Çin ve Macaristan geliyor.

SIRBİSTAN’IN MAKİNE İHRACATI 2017’DE 1,1 MİLYAR DOLAR OLDU

BM İstatistik Bölümü verilerine göre Sırbistan’ın makine ihracatı 2017 yılında yüzde 14,2 artışla 1,1 milyar dolar olarak kayda geçerken, ülkenin makine ihracatı listesinde ilk sırada ise 146,3 milyon dolarlık alımla Almanya yer alıyor. Sırbistan’ın 2017 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke 102,5 milyon dolarla Rusya olurken, söz konusu ülkeye 2016 yılında 89,5 milyon dolar değerinde makine ihraç edilmişti. Böylece Sırbistan, Rusya’ya yönelik makine ihracatını yüzde 14,5 arttırmış oldu. Üçüncü sırada bulunan İtalya’ya da 2016 yılında 63,5 milyon dolarlık makine ihraç eden Sırbistan, 2017’de bu rakamı yüzde 27 arttırarak 80,7 milyon dolara yükseltti. Türkiye ise Sırbistan’ın 2017 yılında 25,7 milyon dolarla en fazla makine ihraç ettiği 14’üncü ülke oldu. Sırbistan 2016 yılında da Türkiye’ye 19,2 milyon dolar değerinde makine göndermişti. Buna göre, 2017 yılında Türkiye’nin ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 33,8 artış gösterdi. Sırbistan, 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 121,1 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 50,3 artarak 182 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları bulunuyor. Söz konusu kalemde 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 188 milyon dolarken, 2017 yılında bu rakam yüzde 17,7 azalarak 154,7 milyon dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan içten yanmalı, pistonlu motorların aksam-parçaları kaleminde ise 2016 yılında 56,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 27,9 artarak 71,9 milyon dolar oldu.

ALMANYA İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA YER ALIYOR

Yine, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, Sırbistan’ın makine ithalatı 2017 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 24,4 artarak 1 milyar 837 milyon dolar olarak kaydedildi. Sırbistan 2016 yılında 1 milyar 477 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2017 yılı rakamlarına göre Sırbistan’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 359 milyon dolarla Almanya yer alıyor. Söz konusu ülkeden 2016 yılında ithal edilen makinelerin değeri 261,3 milyon dolardı ve böylece Sırbistan 2017 yılında Almanya’dan gerçekleştirdiği ithalatını yüzde 37,4 arttırdı. Listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 2016’da 239,2 milyon dolar değerinde makine ithal eden Sırbistan, 2017 yılında bu rakamı yüzde 27,7 artışla 305,5 milyon dolara yükseltti. Listesinin üçüncü sırasındaki İtalya’dan 2016 yılında 196,8 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 20,4 artarak 236,9 milyon dolar oldu. Sırbistan 2017 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri ithal etti. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 112,2 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 25,2 artarak 140,5 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında kendine özgü fonksiyonlu makine ve cihazlar bulunuyor. Sırbistan, 2016 yılında söz konusu kalemde 65,8 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2017 yılında bu rakam yüzde 56,9 artışla 103,2 milyon dolar oldu. Sırbistan’ın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem ise matbaacılığa mahsus baskı makineleri, yardımcı makineler oldu. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 76,8 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 7,7 artarak 82,7 milyon dolar oldu.

SIRBİSTAN’IN TÜRKİYE’DEN MAKİNE İTHALATI 2017’DE YÜZDE 43,4 ARTTI

Türkiye ise Sırbistan’ın 2017 yılında en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin beşinci sırasında bulunuyor. Sırbistan 2016 yılında Türkiye’den 48,9 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 43,4 artışla 70,1 milyon dolar olarak kaydedildi.

2017 yılı itibarıyla Sırbistan’ın Türkiye’den makine ithalatında ilk sırasında 12,5 milyon dolar ve yüzde 30,3’lük artışla buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları yer alıyor. Söz konusu kalemde 2016 yılında gerçekleştirilen ithalatın değeri 9,6 milyon dolardı. Listenin ikinci sırasında bulunan turbojetler, turbo-propeller, diğer gaz türbinleri ürün grubunda 2016 yılında ithalat gerçekleştirmeyen Sırbistan, 2017 yılında 8,4 milyon dolarlık alım yaptı. Sırbistan’ın Türkiye’den makine ithalatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise çamaşır yıkama makineleri bulunuyor. 2016 yılında söz konusu kalemde 6,9 milyon dolarlık alım yapan Sırbistan, 2017 yılında bu rakamı yüzde 19 azalttı ve 5,6 milyon dolar seviyesinde ithalat yaptı.

TÜRKİYE İLE TİCARETİ YÜKSELİYOR

Gerek ikili ekonomik ilişkiler gerekse Türk ürünlerinin AB’ye ulaşımı açısından Sırbistan Türkiye için kilit konumda bulunmaya devam ediyor. Sırbistan’a ihraç ettiğimiz ürünler arasında kumaş, elektriksiz makineler, kabuklu meyveler, örme eşya, yaş meyve sebze, plastik ve plastik eşya, otomotiv ana ve yan sanayisi, demir-çelik eşya ve kâğıt ürünleri bulunuyor. İthalatımızdaki önemli kalemler ise demir-çelik, petrol yağları, sentetik kauçuk, arıtılmış bakır, bakır alaşımları olarak öne çıkıyor. 2010 yılında iki ülke arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması gereğince 2015 yılından bu yana sanayi ürünlerinin karşılıklı ithalatı gümrüksüz gerçekleşiyor. Tarım ürünlerinde ise gümrük vergileri yürürlükteyken, belirlenen bazı ürünlerde “en fazla tercihe şayan ülke” statüsü uygulanıyor. Bu kapsamda, Türkiye ile Sırbistan arasındaki ticaret hacmi 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 30 artarak 1,1 milyar dolar civarında gerçekleşirken, iki ülke arasındaki ticari potansiyelin daha fazla olduğu ve Sırbistan pazarında Türk firmaları açısından önemli fırsatlar yer aldığı belirtiliyor. Bu doğrultuda, iki ülke arasında çok eski tarihlere dayanan siyasi ve ekonomik ilişkiler son yıllarda önemini giderek arttırırken, 2010 yılında yürürlüğe giren STA ile taraflar arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğinin arttırılması ve güçlendirilmesi, uygun rekabet koşullarının yaratılması, karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi ve tarafların üçüncü ülke piyasalarındaki ticaret ve iş birliğinin geliştirilmesi hedefleniyor. Böylece anlaşma, sanayi ürünlerindeki gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eş etkili vergi ve önlemlerin kaldırılması başta olmak üzere ticarette teknik engeller, tarım ürünlerindeki taviz değişimi, hayvan ve bitki sağlığı önlemleri, iç vergilendirme, yapısal uyum, damping, acil durumlar, devlet tekelleri, korunma önlemleri, ödemeler, menşe kuralları, devlet yardımları, fikri, sınai ve ticari mülkiyet hakları, kamu ihaleleri ve kurumsal hükümler konularında düzenlemeler de içeriyor.