Uçakla seyahat etmek, en hızlı, en kolay ve en keyifli ulaşım yöntemlerinden biri. Ancak uçuş fobisi yaşayan kişiler için aynı şeyleri söylemek imkânsız. Uçuş fobisi yolculuk sırasında ve hatta öncesinde...

“UÇUŞ SIRASINDA NEFESİNİZİ KONTROL ETMEYİN, HERHANGİ BİR YÖNTEM KULLANMAYIN” DİYEN NEFES UZMANI VE YAZAR NEVŞAH FİDAN KARAMEHMET, DİSFONKSİYONEL NEFES ALIŞKANLIKLARININ UÇAK YOLCULUKLARI SIRASINDA TETİKLENEBİLECEĞİNİ VEYA ARTABİLECEĞİNİ SÖYLÜYOR.

Uçakla seyahat etmek, en hızlı, en kolay ve en keyifli ulaşım yöntemlerinden biri. Ancak uçuş fobisi yaşayan kişiler için aynı şeyleri söylemek imkânsız. Uçuş fobisi yolculuk sırasında ve hatta öncesinde terlemeye, artmış kalp atım hızına, bulantıya, baş dönmesine ve hatta panik atağa sebep olabiliyor ve kişinin yanlış nefes alışkanlıklarıyla bu durum daha da tetikleniyor. Birçok kişi uçuş fobisi olanlara “derin nefes al” önerisinden bulunsa da, Nefes Uzmanı ve Yazar Nevşah Fidan Karamehmet bunun yanlış olduğunun altını çiziyor.

“Nefes farklı, solunum farklı bir şeydir. Nefes, daha psikolojik bir olgudur. Bir kişinin solunumu gayet yolunda giderken, psikolojik olarak insanlar kendilerini iyi hissetmediklerinde bir nefes açlığı olmaya başlar” diyen Nevşah Fidan Karamehmet, “Eğer kişi uçakta kendini psikolojik olarak iyi hissetmiyor ve tetiklenen bir disfonksiyonel nefes alışkanlığı varsa, ‘sıkıldım, bunaldım’ diyerek çok derin nefes almaya başlıyor. Bu derin nefesler hipokapni* ve solunum alkalozuyla* birlikte sürekli negatif hissetmeye ve bir kısır döngüye neden oluyor” diyerek uçuş sırasında derin nefes almamak gerektiğini belirtiyor.

PEKİ, NE YAPILMALI?

Nefes darlığını ortadan kaldırmak isteyen kişilerin kendi kendilerine telkinle, “Ben iyiyim. Şu anda zaten iyi nefes alıyorum, daha derin nefes almama gerek yok. Solunumumun kendiliğinden olmasına izin veriyorum” gibi zihinsel telkinler yapması, derin derin nefesler almaması gerektiğini belirten Nevşah Fidan Karamehmet, “Derin nefesle iş, bayılmaya kadar gidebilir. El ayakların buz kesmesi, anlık baygınlık hisleri, tansiyon düşmeleri görülebilir” uyarısında bulunuyor. “Genel olarak, disfonksiyonel nefes alışkanlıkları stres, yorgunluk, spor yapma, yeme, uyuma gibi farklı durumlardan tetiklenir. Uçuş bunlardan biridir. Disfonksiyonel nefes alışkanlıkları uçak yoluculuğu sırasında tetiklenebilir veya artabilir” diyerek devam eden Nevşah Fidan Karamehmet, “İşlevsel olmayan solunum alışkanlıkları, bilinçsizce fizyolojik olarak tetiklenir. Bunun analiz edilmesi gerekir. Kişiler bunu kendi başlarına değiştiremezler, bir nefes uzmanı ile çalışmaları gerekir” diyor.

“ARTIK UZUN UÇUŞLARDAN SONRA BİLE YORGUNLUK HİSSETMİYORUM”

“Nefes koçluğu” alanında rol modellik ve eğitmenlik yapan Nevşah Fidan Karamehmet, kendi deneyimini ise şöyle anlatıyor: “Yirmili yaşlarımda uçuşların sonrasında yorgunluk hissediyordum. Nefesim bu şekilde fonksiyonel değilken, özellikle sık seyahat ettiğimde çok yorgun oluyordum. Ertesi gün bir iş yapmam mümkün olmuyordu. ABD’ye gidip hemen ertesi gün 50 kişinin karşısında eğitim vermek benim için çok zordu. Önceden gider, 1-2 gün kendime gelir, sonrasında eğitim programıma devam ederdi. Ama şu anda gidiyorum, ertesi gün eğitim yapıyorum ve yorgunluktan etkilenmiyorum. Eğer bir kişinin disfonksiyonel bir nefes alışkanlığı varsa, bu durum bilinçsiz şekilde oluştuğu için, durumdan kendisinin bile haberi yoktur. Bu, kendiliğinden tetiklenir, belki baş ağrısı yapar, belki strese sokar, belki panik yaşatır. Kişi nefesine ne yaptığının farkında bile değildir. Bu yüzden bir nefes koçuyla çalışmak çok önemli. Bir nefes koçunun analizi ile kişilerin neyi yanlış yaptığı tespit edilebilir.”