Balıkesir Üniversitesi, 11 Temmuz 1992 tarihli 21281 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3837 sayılı Kanun ile...

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. İRFAN AY, “ÖĞRENCİLERİMİZE SEÇMELİ DERS OLARAK VERDİĞİMİZ YAZILIM EĞİTİMLERİNİN YANI SIRA BALIKESİR İŞ DÜNYASIYLA BİRLİKTE HAZIRLADIĞIMIZ DERS İÇERİKLERİYLE MEZUNLARIMIZ İŞ DÜNYASINA AVANTAJLI BİR BAŞLANGIÇ YAPABİLİYOR” DİYOR.

Balıkesir Üniversitesi, 11 Temmuz 1992 tarihli 21281 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3837 sayılı Kanun ile kurulmuş olsa da Balıkesir’de 1976’da kurulan Balıkesir Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde eğitim-öğretime başlanan ilk bölümlerinden biri makineydi. 1991-1992 eğitim-öğretim döneminden itibaren ikili öğretime de başlanılan Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümüne halen her yıl normal ve ikili öğretimde 150’şer yeni öğrenci kabul ediliyor. Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İrfan Ay, üniversitelerinin sanayi ile köklü bir iş birliği geçmişi bulunduğunu söylerken, halen devam eden çok sayıda sanayi projesinde de Balıkesir Üniversitesi’nin katkıları olduğunu vurguluyor. “Bölümümüzde verdiğimiz eğitim-öğretimle, öğrencilerimizi makineyi ilgilendiren konularda kamu ve özel sektördeki endüstrinin güncel isteklerine cevap verecek şekilde yetiştirmeyi hedeflerken, akademik kadromuzu da 21’inci yüzyılın bilgi ve teknolojisini özümsemiş ve bunu uygulayabilen bilim insanları olarak görüyoruz” diyen Prof. Dr. Ay ile Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün mühendislik eğitimine yaklaşımını, bölümlerinin teknolojik yetkinlikleri ile öğrencilerin mesleki beklentilerini konuştuk.

Kuruluşundan bugüne bölümünüzde ne gibi gelişim ve değişimler yaşandı?

2000’li yılların başında ileriye dönük bir plan yaparak iki önemli karar almıştık. Bunlardan ilki, öğrencilerimizin yabancı dil sorununu çözmek için üniversitenin yabancı diller bölümünde sadece pratik konuşma amaçlı bir programla eğitim verilmesiydi. Ancak ne yazık ki gramer ağırlıklı yabancı dil eğitiminin etkisini kıramadık ancak bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. İkinci kararımız ise AutoCAD, SolidWorks, MATLAB, CATIA™, ANSYS gibi makine bölümünün çok kullandığı önemli yazılımları ders olarak vermekti.

Bu yapılanmanın sonunda ise öğrencilerimiz piyasada rahatça iş bulabildiğini memnuniyetle görüyoruz.

Akademik kadronuzun uzmanlık alanları nelerdir?

Bölümümüz akademisyenleri kırılma mekaniği, dövme, haddeleme, tel çekme, ekstrüzyon, hidrolik-pnömatik, plastik malzemeler, SolidWorks, CNC tezgâhları, CAD-CAM yazılımı, makine elemanları, kaynak, malzeme, ısıtma-soğutma, klima, termodinamik çevre tekniği, MATLAB ile takım tezgâhları konularında uzmanlığa sahip deneyimli isimlerden oluşuyor.

Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Bölümümüzde üniversite-sanayi iş birliğinin geçmişi eskiye dayanıyor. Bugün itibarıyla TÜBİTAK, KOSGEB ve çeşitli bakanlıkların destek projeleri çerçevesinde sanayi ile koordineli çok sayıda proje yürütüyoruz. Diğer yandan TMMOB Balıkesir Makina Mühendisleri Odası, Balıkesir Ticaret Odası ve Balıkesir Sanayi Odası ile ortak ders içerikleri hazırlayarak eğitim vermeye de başladık.

Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz?

Makine Laboratuvar Binası ve atölyemizdeki deney düzenekleri ile cihazlar, alınan teorik eğitimi destekler niteliktedir. Laboratuvar alanımızda akım makineleri ve ısı transferi, akışkanlar mekaniği, talaşlı imalat ve CNC, iklimlendirme, kaynak, makine elemanları, malzeme, mekanik ve kompozit malzemeler, ölçme tekniği, termodinamik ve yenilenebilir enerji laboratuvarları bulunuyor.

Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Balıkesir Üniversitesini seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?

Öğrencilerin Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü seçme nedenlerinden en önemlisi, yazılım konusunda önemli gördüğümüz ders programlarımızdır. Pek çok üniversite öğrencilerine bu desteği sağlamadığı gibi öğrencilerin bu eğitimleri dışarıdan kurslarla edinmelerini söylüyor. Biz ise seçmeli ders olarak bu yazılımların kullanımını öğrencilerimize sunuyoruz. Sonuçta öğrenciler de iş dünyasına avantajlı bir başlangıç yapabiliyor. İkinci neden olarak akademisyenlerimizin öğrencilerle ilişkilerinin belirli bir sorumluluk içersinde sürüyor olması ve öğrencilerin eğitim-öğretim süreçlerindeki sorunlarıyla yakından ilgilenmelerini söyleyebilirim. Büyük şehirlerde öğrenciler akademisyenlerle bu kadar yakın temas kuramıyor. Üçüncü neden olarak da bölümümüz ve üniversitemizde prototip anlamda projelerle uğraşan öğrenci topluluklarını gösterebiliriz. Örneğin SAVTEK isimli topluluğumuz savunma sanayisine ait DRONE projesiyle vakıflara ait portakal, şeftali, zeytin ağaçlarındaki verimi tespit edebiliyor; yeni drone uygulamalarına ait projelerde görev alarak yardımcı araştırıcı olarak çalışabiliyor. Benzer şekilde, yapay zekâ, insansız kara aracı, lazer silahları, manyetik silahlar gibi güncel projeler de SAVTEK’in çalışma konularını oluşturuyor. Ayrıca laboratuvar derslerimizde öğrencilerimize, sanayide önemli olabilecek sertlik ölçme, çekme, çentik darbe, malzeme içyapıları gibi kaynak deney ve uygulamaları yaptırdığımızı da eklemeliyim.

Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz?

Gidilecek olan üniversite, Balıkesir Üniversitesi’nin Erasmus+ Öğrenci Öğrenim Hareketliliğini içeren Erasmus+ Programı ilgili akademik yıla ait ikili anlaşmalar ve öğrenci kontenjanları doğrultusunda belirleniyor.

Makine mühendisliği öğrencilerine sağladığınız staj olanakları nelerdir?

Bu konuda sıkıntımız büyük çünkü Balıkesir, sanayinin yoğun olduğu bir yer değil. Maalesef makine bölümünün öğrenci sayıları normal ve ikinci eğitimde 150’şer olmak üzere 300 ve bu yoğunlukta öğrencinin staj olanakları da Balıkesir sanayisi için çok sınırlı kalıyor. Kısıtlı olan kamu imkânlarından az sayıda öğrenci kontenjanı alabildiğimiz için hem Balıkesir’de olan hem de İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlerde iletişimde olduğumuz mezunlarımızdan faydalanmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimizin çoğu staj yerlerini kendileri buluyor; biz de bölüm olarak kredi notu 2,5-3,5 arasında olan öğrencilerimize stajda öncelik tanımaya çalışıyoruz. Hatta Almanya’ya staj için gönderdiğimiz öğrencilerimi de oldu.

Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz?

Bölümümüzde üniversite- sanayi ilişkileri daha çok akademisyenlerimizin sanayideki projeleri üstlenip TÜBİTAK, KOSGEB ve bakanlıkların desteklediği projelerde, yürütücü veya araştırmacı olarak görev almalarıyla sürdürülüyor. Ancak akademisyenlerimiz, ders programlarını da bu projelerle destekliyor. Bölümümüzün özellikle seçtiği ve kendi bünyemizde yürüttüğümüz projemiz yok. Diğer yandan öğretim üyelerimiz, firmaların yaşadığı sorunların çözümüne yönelik çalışmalarda da bulunuyor.

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında bir algı farklılığı var mı?

Türkiye’deki sanayi kuruluşları son zamanlarda, akademisyenlerle daha güçlü iş birliği geliştiriyor. Bu, sanayiye olduğu kadar üniversitelerin bilim dünyasına da katkı sağlıyor, şimdiden pek çok öğretim üyemizin sanayide belirli bir tecrübeye ulaştığını söyleyebilirim. Bunun meyvelerini de yakın dönemde almaya başlayacağımıza inanıyorum. Gelişmiş ülkeler, bu konuda hayli ileri durumda. Akademisyenler sabit bir maaş alırken, daha büyük gelirleri sanayi projelerinden edinebiliyor; böylece laboratuar teknolojilerini de yükseltebiliyorlar. Ayrıca yüksek lisans ve doktora öğrencileri de bu projelerde çalışabildiği için problemleri çözme konusunda önemli bir tecrübeye sahip oluyorlar.