Türkiye’de son günlerin trend konusu hiç şüphesiz tarım ve tarımsal ürünlerin pahalılığı olunca, konu ister istemez traktör sayımıza ve bunların verimliliğine de...

SELAMİ İLERİ
TARMAKBİR GENEL SEKRETERİ

TÜRKIYE’DE HALEN TRAFIK TESCILINE KAYITLI 1,9 MILYON TRAKTÖR VAR. BU TRAKTÖRLERIN 872 BINI 25 YAŞIN ÜZERINDE VE BU GRUBUN ORTALAMA YAŞI ISE 39,7’YE KADAR ÇIKIYOR. YAŞLI TRAKTÖR PARKI ILE DOĞRU TARIMSAL ÜRETIM ARASINDA NASIL BIR BAĞ KURULABILIR? TÜRKIYE’DE YETERINCE TRAKTÖR VAR MI? BU TRAKTÖRLER EFEKTIF KULLANILABILIYOR MU? EKONOMIYE KATKI YAPMASI DÜŞÜNÜLEN TRAKTÖRLER, YAŞLILIKLARI NEDENIYLE ACABA EKONOMIYE, ÇEVREYE VE INSAN SAĞLIĞINA NASIL YÜK OLUŞTURUYOR?

Türkiye’de son günlerin trend konusu hiç şüphesiz tarım ve tarımsal ürünlerin pahalılığı olunca, konu ister istemez traktör sayımıza ve bunların verimliliğine de geliyor. Hatta oldukça popüler bir gazeteci, geçtiğimiz günlerde köşesinde “Tarımda gelişmenin ve iyileşmenin en önemli göstergelerinden biri yıllardır değişmez. Çok net, çok bilinen bir göstergedir bu. Adı da traktör satışlarıdır” yorumunu yapınca, gözler bir anda yeniden traktör satışlarına, dolayısıyla da traktör parkımıza çevrildi. Bu yazımızda, parkın yığılmalı ve ekonomik büyüklüğünden, yaş ortalamasından, yaşlı traktörlerin neden olduğu ekonomik zararlardan, çevresel ve sosyal etkilerden ve güvenlik sorunlarından bahsedeceğiz.

TÜRKIYE’NIN TRAKTÖR PARKI VE YAŞ ORTALAMASI

Güncel TÜİK verilerine göre Türkiye’nin traktör parkında 1 milyon 882 bin 77 traktör mevcut. Yani yaklaşık 1,9 milyon traktörün trafik tescili devam ediyor. Parkın istatistiksel detaylarına indiğimizde ise oldukça ilginç sonuçlarla karşılaşıyoruz. Örneğin parkta 25 yaş ve üzerinde yaklaşık 872 bin traktör bulunuyor ve bunların yaş ortalaması 39,7. Yine, istatistiklere göre parkın bütününde yaş ortalaması 24 iken, yaklaşık 600 bin traktörün yaşı ise 35’in üzerinde bulunuyor. Yani, parkımız oldukça yaşlı.

Diğer yandan, parkta, trafik kayıtlarında gözükmesine rağmen işlemez durumda olan traktörlerin varlığı söz konusu olsa da, bu konuda yapılmış bir istatistik veya araştırma elimizde mevcut değil. Dolayısıyla biz, hesabımızı bu bütün üzerinden yapmak durumundayız. Tabii, traktörlerin kullanımına dair şu hususun da altını çizmemiz önemli; traktörler sadece tarımda kullanılmıyor, inşaat, belediye hizmetleri, orman hizmetleri, turizm gibi oldukça geniş bir kullanım ağı söz konusu ve tarımda kullanılan traktör sayısına dair elimizdeki tek istatistik, Tarım ve Orman Bakanlığı kayıtları. Bu kayıtlara göre, tarımda kullanılan 25 bg ve üstü çift akslı traktör sayısı 2017 itibarıyla 1 milyon 204 bin 2 adet. Toplamda ise 1 milyon 306 bin 736 adet (tek akslılar dâhil) traktör mevcut. Yazının bu ilk bölümünden çıkan sonuç, traktör parkımızın oldukça yaşlı traktörlerden oluştuğudur. Peki, traktörlerin ekonomik olarak kullanıldığı bir yaş aralığı var mı? Ortalama ömrü kaç yıldır? Buna da yazımızın ikinci bölümünde yer verelim.

TRAKTÖRLERIN EKONOMIK ÖMRÜ NEDIR?

Türkiye’de yapılan çeşitli bilimsel araştırmalara göre, traktörlerin yılda en fazla 500 saat kullanıldığı kabul ediliyor. Bunun da başlıca sebebi arazi ölçeğimiz ki bu konuya ayrıca değineceğiz. Mekanizasyonda gelişmiş ülkelerde, ortak kullanım modelleri ve büyük işletme ölçeklerinde bu rakam 1000 saat seviyesine çıkabiliyor. Uluslararası standartlara göre ise (ASAE, 2000), bir traktörün ekonomik ömrünün en fazla 12 bin saat olduğu kabul ediliyor. Bu hesaba göre de Türkiye şartlarında ekonomik ömür en fazla 24 yıl olabiliyor. Bu durumda, ekonomik/ mekanik ömrünü doldurmuş 25 yaş ve üstü traktör sayısını yeniden hatırlamamızda fayda var. Çünkü yaklaşık 872 bin adet traktörün, 39,7 yaş ortalamasıyla parkta bulunduğunu söylemiştik. Buna göre, parktaki traktörlerin yarısı rasyonel kullanım sınırını aşmış durumda. Tabii şunu da unutmamamız gerekli; Traktörler sadece kullanma saati veya yaşıyla değil, içerdiği teknolojisi bakımından da değerlendirilmeli. Örneğin yaşlı traktörlerde kuyruk mili ve hidrolik sistemler yetersizdir; 4 çeker tahrik yoktur. Ayrıca parkın yaşlılığı, teknolojik yetersizliklerinin yanı sıra sosyal, çevresel ve güvenlikle ilgili sorunlara da yol açmaktadır. Bu konuya da ilerleyen bölümlerde ayrıca değineceğiz. “Türkiye’de Traktör Parkı Yenilenme Oranları ve Mekanizasyon Düzeyinin Belirlenmesi” konusunda hazırlanan bir makale (http:// dergipark.gov.tr/download/ article-file/622473), yığılmalı ve ekonomik traktör parkı ayrımına dikkat çekiyor. Makale, 2017 yılı TÜİK istatistiklerine göre yığılmalı ve ekonomik traktör park değerlerini sırasıyla, 1 milyon 306 bin 736 ve 431 bin 741 adet olarak veriyor. Ayrıca makalede, Türkiye’de traktör yıllık kullanımının ortalama 500 saat/ yıl olduğu dikkate alınarak, traktör ekonomik ömrü 20 yıl olarak değerlendirilmiş ve traktör parkı yenilenme oranları da hesaplanmış. Makalenin “Tartışma ve Sonuç” bölümünde ise aşağıdaki ifadelere yer veriliyor: “Yapılan değerlendirmeye göre, 2017 yılı itibarıyla parkta bulunan toplam traktörün yaklaşık yüzde 33’ünün, tarımsal faaliyetlerde ekonomik olarak kullanılmakta olduğu belirlenmiştir. Bu oran dışında kalan 874 bin 995 adet traktör de tarımsal faaliyetler için aktif olarak kullanılmakta, ancak 20 ve altındaki yaşlardaki traktörlere kıyasla daha yüksek yakıt tüketimi, daha düşük teknolojiler, daha yüksek tamir bakım masrafları gibi nedenlerle, yapılan birim işlem karşılığında daha yüksek maliyetler oluşturmaktadır. Ayrıca, 40 yaş ve üstü traktörler de söz konusu park içerisinde yer almakta ve bu traktörlerin bir bölümü hurdaya çıkarılmış ve kullanılmamaktadır. Kullanımda olanların da tarımsal faaliyetler ekonomik olarak kullanılamayacağı açıktır.”

Peki, bir an için bu ekonomik park hesabını unutalım ve yığılmalı park hesabının doğru yöntem olduğunu farz edelim. Bu durumda, parktaki traktör sayımız gerçekten fazla mı? Yoksa sorun farklı mı? Bunun cevabını da yazının üçüncü bölümünde verelim.

TARIMSAL IŞLETMELERE GÖRE TRAKTÖR PARKI NE DURUMDA?

Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçi sayısı 2,1 milyon. Yani bir anlamda Türkiye’de bu civarda bir tarım işletmesinin varlığı söz konusu. Peki, işletme başına düşen traktör sayısında biz ne durumdayız, gelişmiş ülkeler ne durumda? Traktör sayımız gerçekten fazla mı? Yoksa sorun aslında başka yerlerde mi?

Bu konuda gelişmiş ülke örneğini ABD’den verelim. ABD’de her 13,2 hektar araziye bir traktör düşerken, bizde her 76,7 hektara bir traktör düşüyor. Yani bu anlamda traktörü bizden hemen hemen altı kat daha verimli kullanıyorlar. Peki, bu önerme doğru mu? İşte sorunun olduğu yer tam da burası. Karşılaştırmayı arazi büyüklüğü üzerinden değil de işletme sayısı bakımından yaptığımızda ortaya bambaşka bir tablo çıkıyor.

Türkiye ve ABD’de tarımsal işletme sayısı yaklaşık aynı. Bu hesaba göre, ABD’de işletme başına 2,4 adet traktör düşerken Türkiye’de işletme başına bir traktör bile düşmüyor. Hele bu hesabı bir de ekonomik traktör parkı üzerinden yaparsak, her beş işletmeye bir traktörün düştüğünü görüyoruz. Yani, bizdeki esas sorun traktör sayısının fazlalığı değil, işletme ölçeklerinin son derece küçük olması; diğer adıyla ölçek sorunudur! Türkiye’de işletme başına düşen tarım arazisi sayısı 5,9, ortalama parça büyüklüğü ise 12,9 dekardır. Tarımsal işletmelerin yüzde 80,7’si 100 dekardan küçük işletme büyüklük gruplarında yer alıyor. ABD’de ise küçük işletmelerin ortalama arazi büyüklüğü 1810 dekardır.

Dilerseniz yazıya burada bir ara verelim ve önümüzdeki ay yaşlı traktör parkının ekonomiye, çevreye ve insan sağlığına nasıl bir yük oluşturduğuna ait verileri da paylaşarak, Türkiye traktör parkının tarımsal faaliyetler üzerindeki etkisini, bu etkinin nasıl olumlu görünüme çevrilebileceğini bir sonuca bağlayalım.