Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, beynimizin, kafatasından çıkarılıp girinti ve çıkıntıları düzleştirildiğinde dört tane A4...

BILIM DÜNYASININ YILLARDIR SIRLARINI ÇÖZMEKLE BITIREMEDIĞI, HER GÜN YENI ÖZELLIKLERINI KEŞFETTIĞI BEYNIMIZ, BUNA KARŞIN HÂLÂ BILINMEYENLERLE DOLU, EN GIZEMLI, EN KOMPLIKE ORGANIMIZ. ÇOĞUMUZ, EN AZINDAN HAYATIMIZIN BIR DÖNEMINDE, “BEYNIMIZIN ANCAK YÜZDE 10’UNU KULLANABILIYORUZ” ŞEHIR EFSANESINI DUYDUK, BELKI DE INANDIK. AMA GERÇEK HIÇ DE ÖYLE DEĞIL. ACIBADEM FULYA HASTANESI NÖROLOJI UZMANI PROF. DR. GEYSU KARLIKAYA, 11-17 MART BEYIN FARKINDALIK HAFTASI KAPSAMINDA BEYNIN DOKUZ İLGİNÇ ÖZELLİĞİNİ ANLATIYOR, ÖNEMLI UYARILAR VE ÖNERILERDE BULUNUYOR.

Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, beynimizin, kafatasından çıkarılıp girinti ve çıkıntıları düzleştirildiğinde dört tane A4 kâğıdı kadar yer kapladığını belirtirken, “Beynimizin sadece yüzde 10’unu kullandığımız” bilgisinin gerçeği yansıtmadığını söylüyor. İnsan dediğimiz organizmanın yönetici organlarından olan beynin gizemini hâlâ tam olarak çözebilmiş değiliz. Prof. Dr. Karlıkaya, 11-17 Mart Beyin Farkındalık Haftası kapsamında beynin dokuz ilginç özelliğini anlatırken, önemli uyarılar ve önerilerde de bulunuyor.

VÜCUT AĞIRLIĞIMIZIN SADECE YÜZDE 2’SINI OLUŞTURUYOR

Vücut ağırlığımızın sadece yüzde 2’sini oluşturan, yaklaşık 1300-1400 gram olan beynin yüzde 69 ila 85’ini su oluşturuyor. Beynimiz, vücudumuzda kapladığı yerin aksine tüm enerjimizin yüzde 20’sini harcıyor. Ancak beynin büyüklüğünün zekâ ile direkt orantısı yok gibi görünüyor (Albert Einstein’ın beyni 1230 gramdı). İnsan beyninde yaklaşık 86 milyar sinir hücresi ve bu hücreler arasında yüzlerce trilyon bağlantı bulunuyor. Araştırmalar, bu hücrelerin yoğunluğu, bağlantıları ve beyindeki kıvrımların miktarının daha önemli olduğuna işaret ediyor. Kıvrımlar ne kadar fazla ise o kadar iyi (Maymun ve yunusların kıvrımları çok belirginken, farelerin beyin yüzeyi düzdür).

BEYIN GELIŞIMI ANNE KARNINDA BAŞLIYOR

Beynimizin gelişiminin en hızlı olduğu dönem bebeklik dönemidir. Gebelik sırasında annede depresyon ve aşırı stres bebeğin beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilerken, tam tersi iyi beslenme ve meditasyon olumlu etkilerde bulunuyor. Beynin ana bağlantıları doğumda hazır oluyor, ilk 1 ila 2 yılda sinir kılıflarının gelişmesinin ardından yürüme, konuşma gibi fonksiyonlar da gerçekleşiyor. Beyin kapasitesi 20’li yaşlarda pik yapıyor, 25 yaşından itibaren beynin bazı bölümleri küçülmeye başlıyor ancak hayat boyu beyin değişmeye devam ediyor, yeni hücreler ekleniyor. Kelime hazinesi 70’li yaşlara kadar korunabiliyor.

CINSIYETE GÖRE FARKLILIK GÖSTERIYOR

Bu farklılık doğum öncesi başlıyor ve yaşlılık dönemine dek bu gerçek değişmiyor. Kadın beyni ile erkek beyni birbirinden farklı; erkeklerde beyin ağırlığı kadınlara göre yaklaşık 100 gram daha fazla. Ağırlığın yanı sıra fonksiyonel olarak da fark var: Örneğin kadınlarda hafıza ve sosyal tanıma becerileri ile dil yetenekleri daha üstünken, erkeklerde motor (hareket) ve uzaysal algılama özellikleri daha gelişmiştir.

YAPTIĞIMIZ IŞE GÖRE ÇALIŞIYOR

Beynimizin farklı bölgelerinin farklı görevleri var, yaptığımız işe göre beynimizin farklı bölgeleri çalışıyor. Örneğin; fiziksel bir aktivite sırasında beynimizin hareket merkezleri ağırlıklı olarak çalışırken; konuşurken konuşma merkezi, bir şey okurken görme merkezi daha aktif oluyor. Ancak farklı merkezlerin birbiriyle iletişimi hemen hemen sürekli olarak devam ediyor. Yeni görüntüleme teknikleri sayesinde bir iş yaparken beynin hangi bölgelerinin aktif olduğunu gözlemlemek mümkün ve tek bir iş için bile beyindeki farklı merkezlerin aktifleşerek birbiri ile iletişim kurabildiğini gözlemleyebiliyoruz. Herhangi bir problem olduğunda bu iş bölümü değişebiliyor ve beyin yeniden organize olarak fonksiyonunu devam ettirebiliyor.

AĞRIYI, ACIYI HISSETMIYOR

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Karlıkaya “Beyin dokumuz ağrıyı hissetmez. Baş ağrısı beyinden kaynaklanıyor gibi hissedilse de ağrı aslında beyin etrafındaki damar ve sinir benzeri ağrıya duyarlı yapılardan kaynaklanır” diyor.

DÜZENLI EGZERSIZ HAFIZAYI GÜÇLENDIRIYOR

Fiziksel egzersiz sadece kalp ve vücut kasları için faydalı değil, beyni de geliştiriyor. Beynin hafıza merkezi düzenli egzersiz ile birkaç ay içerisinde büyüyebiliyor, benzer bir durum düzenli zihinsel aktivite sırasında da görülebiliyor; yeni bir dil öğrenmek, bir müzik aleti çalmayı öğrenmek gibi. Bu olumlu etkinin oluşması için dilin öğrenilmesi de muhtemelen gerekmiyor, çalışmak yeterli. Çalışma bırakıldığında ise her şey eski haline dönüyor.

SAĞLIKLI BESLENME OLUMLU ETKILIYOR

Bol meyve, sebze içeren ve ağırlıklı zeytinyağı kullanılan diyetler hafıza dâhil pek çok beyin fonksiyonu üzerine olumlu etki yapıyor. Şekerin az tüketilmesi de önemli ancak probiyotik bakterilerin bilişsel fonksiyonlar üzerine etkisi hala tartışmalı.

KALITELI UYKU HAFIZAYI GÜÇLENDIRIYOR

Sağlıklı bir uyku, güçlü bir hafıza için gereken faktörlerden bir tanesi. Az uyuyan veya kalitesiz uyuyan kişilerde öğrenme güçlükleri ve hafıza problemleri görülebiliyor. Uyku aynı zamanda beyinde temizlik görevi üstleniyor. Alzhemier hastalarında beyinde biriken amiloid proteini uyku sırasında beyinden uzaklaştırılıyor.

FAZLA GPS KULLANIMI BEYNI OLUMSUZ ETKILIYOR

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Karlıkaya “Londra taksi sürücülerinde yapılan çalışmalarda; beynin hafıza merkezi olarak kabul edilen hipokampusun belli bölgelerinin başka meslek sahiplerine kıyasla daha fazla geliştiği gözlenmiş (Londra’da taksi sürücüsü olmak için 25 bin caddenin öğrenilmesi gerekiyor). GPS kullanımıyla de aynı bölgelerde küçülme olmaması için yeni bir yere ilk gidişte GPS kullanılsa bile dönüşte kullanmamak daha doğru” diyor.