Verilere göre, yılda ortalama 1800 ila 2400 saatimizi ofislerde geçiriyoruz. Yani, hayatımız ve yaptığımız iş büyük bir anlamda özdeşleşmiş, hatta...

HAYATIMIZA BIRKAÇ YÜZYILDIR YÖN VEREN “IŞ DÜNYASI”, DEĞIŞEN YAŞAM IHTIYAÇLARINA BAĞLI OLARAK DAIMÎ BIR EVRIM VE ADAPTASYON GÖSTERIYOR. 1800’LÜ YILLARDAN GÜNÜMÜZE IŞ YAPMA ŞEKLI GELIŞIP BIREYSELLEŞIRKEN, YAPILAN ARAŞTIRMALAR DA VERIMLILIĞIN MEKANIK ÇALIŞMA DISIPLININDEN ÇOK ÇALIŞANLARIN KONFOR VE MUTLULUĞUYLA BAĞLANTILI OLDUĞUNU NET OLARAK ORTAYA KOYUYOR.

Verilere göre, yılda ortalama 1800 ila 2400 saatimizi ofislerde geçiriyoruz. Yani, hayatımız ve yaptığımız iş büyük bir anlamda özdeşleşmiş, hatta kişiliklerimizle birleşmiş durumda. Ofis alanları, artık seri düşünce ve servis üretim mekânlarından daha çok müşterilerle firma arasındaki köprü haline gelmiş durumda. Teknolojideki ilerlemeyle birlikte iletişim dilinin değiştiğini, müşteriye yaklaşımın ve en önemlisi şirketlerin çalışanlarına bakış açılarının değiştiğini görüyoruz.

Günümüzde gelişen farkındalıkla, mekân tasarımı ve konforu verimliliği gerçekten etkiliyor. Yapılan araştırmalara göre çalışanların yüzde 95’i çalışma mekânlarında ortam kalitesinin işe bakışlarında etkin olduğunu söylerken, sadece yüzde 30’u çalıştığı mekânın kalitesinden tatmin duyuyor. Ayrıca farklı yaş guruplarının çalışma ihtiyaçları da değişkenlik gösterebiliyor: Y kuşağı daha açık ve kollektif alanları tercih ederken, bir önceki kuşak daha konsantrasyona yönelik ara alanlar talep ediyor. Büyük firmalar, işte bu gözlemleri erken fark ederek hızlı kararlar alıyor; iyi ortam arayışında modern ve esnek ofis trendlerinin öncüleri olmaya devam ediyor.

İYİ TASARIM NEDİR?

“İyi tasarımı” genelleştirmek çok zor, çünkü firmanın iş süreçleri, ölçeği ve mekâna göre tasarım değişkenlik gösterir. Ancak ana adımları oluşturacak birkaç genel kuraldan söz edebilir, böylece “doğru tasarıma” ulaşabiliriz. Öncelikli adım, kurum kimliğiniz, dışarı yansıtmak istediğiniz ve sizi rakiplerinizden farklı kılacak mesajı belirlemektir. Şeffaflık ve iletişime önem veren bir yapıda mısınız? Yoksa daha kurumsal bir firma mısınız? Farklı mekânlara verilen hacim ve kullanılan renkler, şirket yönetim tercihlerinizi ön plana çıkartacak unsurlardır. Bu kalemleri ilerleyen yazılarda daha detaylı olarak inceleyeceğiz.

İkinci olarak yanıtlamamız gereken soru, çalışanlar arasındaki iş akışı ve etkileşiminin seviyesidir. Daha bireysel mi, yoksa daha kollektif alanlara mı ihtiyaç duyuyorsunuz? Ortak alanlarda ne şekilde etkileşim sağlanabilir? Ortak payda hangi bölümler arası daha verimli olur? Müşterilerle iletişim varsa, bu hangi biçimde düzenlenmelidir? Kullanılacak mobilyalar, bölmeler ve renkler, işte bu soruların yanıtlarıyla şekillenecektir.

Son olarak, işin mutfağındaki çalışanların kendi alanlarında yaratacağınız etki, bireylere verilmiş bir kıymet oluşturur. Mekânlar, doğru düzenlenmediğinde konsantrasyon ve üretkenlik zorlanır; stres ve ciddi yorgunluk yaratırlar. Yapılan araştırmalar, çalışma alanlarındaki doğru mekânsal düzenlemelerle efektif bir verimlilik artışı sağlanabileceğini ortaya koyuyor.

Özetle, tasarım, şirketle çalışanları arasında çok güçlü bir bağ oluşturur. İyi çalışılmış/ hazırlanılmış, ihtiyaçlara cevap veren mekânlar çalışanların firmaya bağlılığı ve verimliliğini arttırıyor. Değişim, ufak adımlarla bile olsa çok keyifli sonuçlar doğurabiliyor. Net bir çalışma ortamı, markanızın kimlik ve değerini ortaya koyarken çalışanlarınızın da kurumu derinlemesine sahiplenmesinde önemli rol oynuyor.