FIRAT ÜNİVERSİTESİ MAKINE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. İHSAN DAĞTEKİN, TÜRKİYE’DE MÜHENDİSLİK EĞİTİMİNDE BEŞİNCİ SIRADA YER ALDIKLARINI...

FIRAT ÜNİVERSİTESİ MAKINE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. İHSAN DAĞTEKİN, TÜRKİYE’DE MÜHENDİSLİK EĞİTİMİNDE BEŞİNCİ SIRADA YER ALDIKLARINI SÖYLERKEN, “ÖĞRENCİLERİMİZİN EN İYİ DÜZEYDE YETİŞMESİNİ SAĞLAMAK, ÖĞRETİM ÜYELERİMİZİN ARAŞTIRMA OLANAKLARINI GÜNCEL TUTMAK, ÜLKE VE ÇEVRE SANAYİSİNE DESTEK OLMAK AMACIYLA, ÇAĞDAŞ TEKNOLOJİNİN İMKÂNLARINDAN YARARLANARAK EĞİTİM, ÖĞRETİM VE ARAŞTIRMA FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ” DİYOR.

Fırat Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 1967 yılında 7475 Sayılı Kanunla Elazığ Yüksek Teknik Okulu olarak öğretime başladı. 1969 yılında çıkarılan 1184 Sayılı Kanunla Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisine dönüştürülen bölüm, 1982’de 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ile Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesine bağlandı. 1983’ten beri yüksek lisans ve doktora eğitimi veren bölümde 1993’te ise İkinci Öğretim Programı başlatıldı.

Bu yıldan itibaren İkinci Öğretim Bölümü sonlandırılan Fırat Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde halen 472 erkek, 60 kız olmak üzere toplam 532 öğrenci; İkinci Öğretim Programında 300 erkek, 32 kız olmak üzere toplam 332 öğrenci; Fen Bilimleri Enstitüsüne bağlı olarak Makine Mühendisliği Anabilim Dalı altında 83 yüksek lisans, 27 doktora öğrencisi bulunuyor. Türkiye’de mühendislik eğitiminde 2018 yılındaki sıralamada beşinci sırada yer alan Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesine bağlı olarak eğitim-öğretime devam ettiklerini; köklü eğitim-öğretim geçmişi, deneyimli uzman akademisyenleri ve zengin laboratuar olanaklarıyla Elazığ ve bölgesinde en çok tercih edilen makine mühendisliği bölümü olduklarını vurgulayan Fırat Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İhsan Dağtekin, “Dinamik bir süreç olan mühendislik eğitiminde önceliğimiz; gelişen dünyanın gereklilikleriyle sürekli yenilenen bir eğitim modeli oluşturup, öğrencilerimizi çağın gerektirdiği donanımlara sahip, etik değerleri ön planda tutan mühendisler olarak yetiştirmektir. Ayrıca, akademik alanda bilimsel yenilikleri takip ederek öncü çalışmalar yapan bir ekip olmaya çalışıyoruz” diyor. Prof. Dr. Dağtekin ile Fırat Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün mühendislik eğitimine yaklaşımını, bölümlerinin teknolojik yetkinlikleri ile öğrencilerin mesleki beklentilerini konuştuk.

Öncelikle bölümünüzün kuruluş sürecinden söz edebilir misiniz?

Kuruluşundan bugüne bölümünüzde ne gibi değişimler yaşandı? Fırat Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 1967 yılında 7475 Sayılı Kanunla Elazığ Yüksek Teknik Okulu olarak öğretime başladı. 1969 yılında çıkarılan 1184 Sayılı Kanunla Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisine dönüştürülen bölümümüz, 1982 yılına kadar eğitim öğretim işlevini sürdürdü. Aynı yıl, 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ile Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesine bağlanan bölümümüzde, 1992-1993 öğretim yılında İkinci Öğretim Programı başlatıldı. Bölümümüzdeki yüksek lisans ve doktora eğitimi ise 1983’ten beri devam ediyor.

Lisansüstü eğitime her yıl Şubat ve Eylül dönemlerinde İnternet sayfamızda ilan edilen şartlarla öğrenci alıyoruz. Bölümümüz, sahip olduğu öğretim üyesi ve laboratuvar imkânları açısından ülkemizin sayılı mühendislik bölümlerinden biridir. Öğrencilerimizin en iyi düzeyde yetişmesini sağlamak, öğretim üyelerimizin araştırma olanaklarını güncel tutmak, ülke ve çevre sanayisine destek olmak amacıyla 3800 metrekaresi kapalı kullanım alanına sahip bağımsız iki binada, çağdaş teknolojinin imkânlarından yararlanarak eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bölümümüz, üniversitemizin Mühendislik Yerleşkesinde bulunuyor. Yerleşkenin Elazığ-Malatya yol kavşağı üzerinde olması ve şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta bulunması, ulaşım açısından avantajlar da sağlıyor. Son yıllarda bölümümüz çevresinde yeşil alanların ve sosyal tesislerin arttırılmasıyla birlikte öğrencilerimize daha yeşil ve daha sosyal bir yerleşke ortamı da sağlandı. Mezunlarımızın kamu kurum ve kuruluşlarında, özel işletmelerde, kendi işletmelerinde mühendis olarak ve üniversitelerde akademisyen olarak çalışabildiğini de söyleyebilirim.

Bölümünüzde kaç akademisyen ve öğrenci bulunuyor?

Bölümümüzde yedi Profesör, 12 Doçent, dört Dr. Öğretim Üyesi, 13 Araştırma Görevlisi bulunuyor. Normal öğretimde 472 erkek, 60 kız olmak üzere toplam 532 öğrencimiz var. Yani makine mühendisliği içerisindeki kız öğrenci sayımız yüzde 11,3’tür ki bu oran Türkiye genelindeki makine mühendisliği bölümleri içerisinde de oldukça yüksektir. İkinci Öğretim Programımız ise 2018-2019 güz yarıyılı itibarıyla kapandı. Ancak yine bu programımızda 300 erkek, 32 kız olmak üzere toplam 332 öğrenci eğitimine devam ediyor. Fen Bilimleri Enstitüsüne bağlı olarak Makine Mühendisliği Anabilim Dalı altında ise 83 yüksek lisans, 27 doktora öğrencimiz bulunuyor. Mezunlarımız sadece Elazığ ve çevresinde değil yurt dışındaki birçok ülkede de bizleri temsil ediyor.

Makine mühendisliği eğitiminde öncelik verdiğiniz konular nelerdir?

Bölümümüz 2006 yılından itibaren MÜDEK (Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği) tarafından denetleniyor ve 2021 yılına kadar akredite edilmiş durumdayız. Bu yıl akreditasyonumuzun tam 13’üncü yılındayız. Bu, birçok standardın sağlanması gereken, sıkı denetleme mekanizmalarından geçilmesi aşamalarını içeren uzun bir süreçtir. Ayrıca bölüm olarak 2015-2016 öğretim yılından itibaren yüzde 30 İngilizce öğretim sistemine geçiş yapmış durumdayız. İngilizce öğretim için yeterli seviyede olmayan öğrencilerimiz bir yıl yabancı dil hazırlık sürecinin ardından bölüm derslerini almaya başlıyor. Bölümümüz bu özellikleriyle bölgesinde lider konumdadır. Dinamik bir süreç olan mühendislik eğitiminde önceliğimiz; gelişen dünyanın gereklilikleriyle sürekli yenilenen bir eğitim modeli oluşturup, öğrencilerimizi çağın gerektirdiği donanımlara sahip, etik değerleri ön planda tutan mühendisler olarak yetiştirmektir. Ayrıca, akademik alanda bilimsel yenilikleri takip ederek öncü çalışmalar yapan bir ekip olmaya çalışıyoruz.

Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bölümümüzde; ısı tekniği, ısı transferi, akışkanlar mekaniği, malzeme ve imalat tekniği, mekanik, içten yanmalı motorlar, ısı değiştiricileri, enerji ekonomisi, mekanizma tekniği, makine tasarımı konularında yoğun araştırma faaliyetleri sürdürülüyor. Yapılan çalışmaların büyük bölümü yurt dışı ve yurt içi dergilerde yayımlanırken, öğretim elemanlarımız yaptıkları bilimsel çalışmaları çeşitli sempozyum ve kongrelerde sunarak bilimsel faaliyetlere katılımlarını sürdürüyor. Bölümümüzde; 1993 yılında 9. Ulusal Isı Bilimi ve Tekniği Sempozyumu, 1997 yılında ise 8. Ulusal Makine Teorisi Sempozyumu yapılmıştı. 22-24 Haziran 2011 tarihleri arasında ise “Anadolu Enerji Sempozyumu” yine bölümümüz tarafından düzenlendi.

Ayrıca, imalat, ısıtma-havalandırma gibi çok çeşitli projelerin geliştirilmesi ve uygulanmasını gerçekleştiriyor; bölümümüzde malzemelerin mekanik testlerini (sertlik ölçme, çekme, basma, çentik mukavemetlerinin tespiti) yapıyoruz. Metal ve alaşımlarının içyapı incelemeleri, mekanik ölçümler, boyut ve geometrik kontroller, mekanizma tasarımı, bilgisayar destekli tasarım ve imalat, kompozit malzemelerle ilgili çalışmalar ise diğer çalışma alanlarımızı kapsıyor.

Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Bölümde yapılan araştırmaların önemli bir bölümü; mühendislik bilimine uluslararası ölçekte katkı yanında, endüstriyel yeni ürün yaratılması, ürün geliştirme ve süreç tasarımı amaçlarına yöneliktir. MÜDEK kapsamında oluşturulan bölge sanayisinin yöneticilerinin ağırlıklı olarak yer aldığı bir bölüm danışma kurulumuz var. Her yıl düzenli olarak yaptığımız toplantılarla sanayi ihtiyaçlarını gündeme getirerek öğretim programımızı güncelliyoruz. Ayrıca öğrencilerimizin stajları sırasında işverenlere ulaştırdıkları bir işveren anketimiz bulunuyor. Bu anket ile işveren tarafından öğrencimiz birçok alanda değerlendiriliyor ve kapalı zarf ile bölümümüze ulaştırılıyor. Bölüm içerisinde ilgili komisyonlar tarafından değerlendirilen bu anketler de bu dengenin sağlanmasında aktif rol oynuyor. Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Öğrencilerimiz eğitimlerinin ilk yıllarında atölye dersi alıyor. Uygulama hazırlıklarının, üretim tezgâhlarının, kullanılacak ölçme yöntemlerinin temel olarak anlatıldığı bu derste öğrenciler bir nevi mühendislik uygulamasına ilk adımlarını atıyor. Eğitimlerinin son yılında ise iki dönem boyunca laboratuvar dersini alarak dört yıl süresince edinilen birçok teorik bilgiyi pratikle pekiştirebiliyor. Teorik derslerimizde çağdaş öğretim sistemlerinin tümünü kullanmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimiz MÜDEK çerçevesinde hem enerji hem de mekanik alanlarında bilgi ve tecrübeye sahip olarak mezun oluyor. Ayrıca mühendislik eğitimi ve mesleğe geçiş sonrasında kullanılacak yaygın bilgisayar ve analiz programlarını da bölümümüzde öğrencilerimize uygulamalı olarak veriyoruz. Zamana ayak uydurarak, sürekli kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz.

Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin üniversitenizi seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?

Öğrencilerimizin Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünü seçmeleri için birçok sebep var. Bunları sıralayacak olursak, öncelikle MÜDEK akreditasyonuna 13 yıldır sahip olmamızı söyleyebilirim. MÜDEK, EUR-ACE (European Accreditation of Engineering Programmes) etiketi vermek üzere ENAEE tarafından yetkilendirilmiştir. Dolayısıyla bu etikete de sahibiz. Bu, eğitim kalitesi açısından çok önemli bir konudur. Öğretim kadromuz ise belirttiğim gibi oldukça güçlü olup 23 öğretim üyesi ve 13 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 36 akademisyenimiz bulunuyor. Temelleri 1967 yılına dayanan eski bir kuruluş tarihine sahip olmamız nedeniyle oturmuş bir öğretim kültürümüz mevcut. Mekanik, enerji, termodinamik, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve dinamiği olmak üzere beş anabilim dalında eğitim-öğretim gerçekleştiriyoruz. Ayrıca öğretim dilimiz yüzde 30 İngilizcedir ve bilindiği üzere günümüzde yabancı dil bilgisi mühendisler için zorunlu bir konudur. İkili anlaşmalar çerçevesinde öğlencilerimiz Erasmus+ kapsamında eğitimlerinin bir kısmını yurt dışında tamamlayabilirken, tüm bunlara ek olarak üniversitemizin oturmuş yerleşkesi, sosyal ve teknik altyapı konusundaki güçlü yönleri ve ayrıca Elazığ’ın bölgedeki huzurlu, sakin, sosyal, doğal ve tarihi güzellikleriyle zengin bir il olması da bölümümüzü tercih etmek isteyen öğrenciler için oldukça cazip başlıklar olarak sıralanabilir.

Erasmus+ Programından söz ettiniz? Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz?

Erasmus+ ile öğrencilerimizi Avrupa’daki ülkelere ve ABD’de ise özel ikili anlaşmayla yurt dışına gönderme imkânımız bulunuyor. İsteyen öğrencilerimiz bu imkândan faydalanabiliyorlar. Öğrencileriniz, henüz mezun olmadan sanayide çalışma deneyimine sahip olabiliyor mu? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Öğrencilerimiz iki farklı dönemde iki ayrı zorunlu staj yapmakla sorumludur. İsteyen öğrencilerimize staj yeri bulma konusunda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Elazığ’daki ve yakın bölgemizdeki sanayi kuruluşlarıyla sürekli iletişim halindeyiz. İster proje olsun, ister onların özel teknik problemleri olsun danışmanlık hizmetleri, bilirkişilik gibi ortak bir zeminde gerekli durumlarda görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, sanayi kuruluşlarında alanında tecrübeli yatırımcı ve yönetici meslektaşlarımızı kariyer günleri kapsamında öğrencilerimizle buluşturuyoruz. Yine, çeşitli firmalara danışmanlık yapan hocalarımız da var. Ayrıca üniversitemiz teknokenti, Kalkınma Ajansı, İŞKUR gibi kuruluşlara da öğrencilerimizi ve mezunlarımızı yönlendiriyoruz. Ek olarak, öğrencilerimiz sanayi odaklı bitirme projeleri hazırlıyor ve tüm bitirme tasarım projelerinin imalatını yaparak bölümümüzde sergiliyoruz. Bu projeler bölümümüz akademisyenleri tarafından incelenip dereceye giren projeler, Mühendislik Fakültesi Dekanlığı tarafından tüm bölümler için düzenlenen sergi ve yarışmada sanayicilerden oluşan jüri tarafından değerlendiriliyor. Dereceye girenlere çeşitli ödüller de veriliyor. Bu yarışma her yıl düzenli olarak yapılıyor ve böylece sanayinin bölümümüzü, projelerimizi ve öğrencilerimizi tanıma fırsatı ortaya çıkıyor.

Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz?

Teknik bir bölüm olduğumuz için TÜBİTAK başta olmak üzere diğer kuruluşlarla birlikte yaptığımız projeler teknolojinin gelişmesine yardımcı, sanayiye yönelik projelerdir. Son yıllarda TÜBİTAK programlarından destek aldığımız birçok proje mevcut. Özellikle savunma sanayisinin gelişmesine katkı sağlayacak projelerde aktif olarak yer alıyoruz. Bölümüz akademisyenlerince alınan çeşitli patentler olduğu gibi devam eden patent başvurularımız da bulunuyor. Ayrıca savunma sanayisi için araştırmacı yetiştirme programı (SAYP) kapsamında tezlerimizin desteklenmesi de sağlanıyor.

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında bir algı farklılığı var mı?

Aslında üniversite-sanayi iş birliğinin gelişmesine çok fazla ihtiyacımız var. Bu konuda üniversitelere, özellikle imalat ve teknolojiye dönük eğitim veren bölümlere önemli görevler düşüyor. Teknoloji üreten ve Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan sanayi kuruluşlarının artması, bizim onlarla çalışma imkânımızı ve onların ihtiyaçlarının karşılanması imkânını artıracaktır. Yurt dışında teknoloji geliştiren sanayi kuruluşlarının sayısının fazla olması üniversite-sanayi iş birliği daha üst seviyelerde olmasına neden oluyor. Ülke olarak teknolojiye yön vermek istiyorsak, üniversite- sanayi iş birliğini olması gereken seviyeye ulaştırmak zorundayız. Bölüm olarak çabamız bu yöndedir.