TEKNOLOJİK REKABETİN ODAK NOKTASI OLAN MAKİNE SEKTÖRÜ, TİCARET BAKANLIĞI İHRACAT ANA PLANI KAPSAMINDA GELECEK VİZYONUNU KONUŞMAK ÜZERE BİR ARAYA GELDİ. MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (MAİB) EV SAHİPLİĞİNDE DÜZENLENEN MAKİNE SEKTÖR ÇALIŞTAYI’NA TİCARET BAKANI RUHSAR PEKCAN, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKAN YARDIMCISI HASAN BÜYÜKDEDE, TİM BAŞKANI İSMAİL GÜLLE İLE MAKFED YÖNETİM KURULU BAŞKANI ADNAN DALGAKIRAN VE MAKFED ÜYE DERNEKLERİNİN YÖNETİM KURULU BAŞKANLARI KATILDI. “TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN 2030 YILINDA 4,5 TRİLYON DOLARA ULAŞMASI BEKLENEN DÜNYA MAKİNE TİCARETİ İÇİNDE 63,3 MİLYAR DOLAR PAZAR PAYI HEDEFLEDİĞİNİ BELİRTEN MAİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU, “İHRACAT GÜCÜNÜ BÜYÜTMEK VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KILMAK İÇİN FİRMA SAYISINI ARTTIRMAK YERİNE ÖLÇEKLERİNİN BÜYÜMESİNİ SAĞLAMALIYIZ” DİYE KONUŞTU.

Ticaret Bakanlığı İhracat Ana Planı kapsamında stratejik sektörler arasında konumlandırılan makine sektörü, Ticaret Bakanlığı, TİM ve MAİB’in ortak organizasyonuyla Makine Sektör Çalıştayı’nda buluştu. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, TİM Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ile MAKFED üyesi derneklerin Yönetim Kurulu Başkanlarının katıldığı çalıştay, Ticaret Bakanlığı’nın “İhracat Ana Planı” sunumu ile başladı. “Sektörel Değerlendirme, Sorunlar, Çözüm Önerileri, Hedef ve Politikalar Oturumu” ile devam eden çalıştayda; “Dünya ve Türkiye’de Makine Sektörünü Etkileyen Eğilimler”, “Makine Sektörü Rekabetçiliği - İş ve İşletme Modelleri”, “Makine Dış Pazar Stratejisi Raporu”, “Strateji Başlıkları Üzerinde Çalışma” başlıklarıyla sektörün durumu ve geleceği üzerine konular ele alındı.

MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, çalıştaydaki konuşmasında, makine sektörünün son 17 yılda makine dış ticaretinden aldığı payı dünya ortalamasının dört misli hızla arttırarak yüzde 0,4’ten yüzde 0,8’e yükselttiğini ve 2019 yılını 18 milyar dolara yakın bir seviyede ihracatla tamamlayacağını vurgularken, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da çalıştayda sektör dernek başkanlarının değerlendirme ve önerilerini dinledi; Bakanlık olarak makine sektöründe ihracatın arttırılması için attıkları adımları aktardı.

“BİZ REKABETÇİ OLAMAZSAK, TÜRKİYE DE REKABETÇİ OLAMAZ”

Konuşmasında, makine sanayisinin iyi örgütlenmiş, katılımcı ve disiplinli bir sektör olduğuna dikkat çeken MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektörün önemli gündem maddelerinin, Bakanlıkların eş zamanlı Strateji Belgelerinde güçlü vurgularla yer almasından memnun olduklarını belirtirken, “Makine sektörü dünyanın en büyük ticaret alanıdır. Uluslararası rekabet makine, elektronik ve yazılımın birlikte geliştirilmesini şart koşuyor. Makine ihracatımız 17 yıldır dünya ortalama artışının dört misli bir hızla artıyor. Türkiye makine sektörü eşi görülmemiş bir başarı hikâyesi yazıyor. Ülkemizin hedef ülkelerde ve potansiyeli yüksek ürün gruplarında beklenen ihracat artışını bütün ülkelerde ve sektör genelinde de yakalayabilirsek 2030 yılında 4,5 trilyon dolara ulaşması beklenen dünya makine ihracat pazarından 63,3 milyar dolar pay alabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Yakın tarihe kadar ticarette ve üretimde lider ülkelerin hem katma değeri düşük hem de orta segment ürün gruplarında liderliği Doğu’ya kaptırmanın telaşını yaşadığına dikkat çeken Karavelioğlu, “Dünyada üretilen makinelerin yüzde 20’ye yakınını üreten Çin’in en fazla yatırım yaptığı alan ısrarla makine imalatıdır. Üretim gücünü, teknoloji seviyesini yükseltmek hedefiyle tahkim ediyor. Bütün gelişmiş ülkelerin sanayi ve dış ticaret stratejilerinin merkezinde makine ve teknolojide liderlik hedefi var. Makine sektörümüz rekabetçi olamazsa, Türkiye de rekabetçi olamaz” dedi.

“FİRMA SAYISI DEĞİL, ÖLÇEĞİ BÜYÜMELİ”

Bakanlıkların odak sektör olarak makine sektörünü seçmesinin üretim, teknoloji ve dış ticaret alanlarında kapsamlı ve detaylı programlar hazırlamayı zorunlu kıldığına dikkat çeken Karavelioğlu şöyle konuştu: “Ölçek sorunumuz var. Firma sayısını daha fazla arttırmak yerine ölçeklerinin büyümesini sağlamalıyız. Bunun için de kayıt dışı ekonomiyle hep birlikte mücadele etmeliyiz. Fikri mülkiyet ile piyasa denetleme ve gözetleme en önemli koruma araçlarımızdır. Ölçek sorununu aşmak üzere teşvik ve desteklerin de seçici, yönlendirici, performansa dayalı olması gerektiğine fakat makine ithalatını kolaylaştırmaması gerektiğine inanıyoruz.” Karavelioğlu, ihracatın ve ihracatçının finansmanının da öncelikli konular arasında yer aldığını belirterek, “İhracatı en fazla oranda destekleyen Türk

Eximbank bizi de destekliyor fakat desteklerin kısa vadeli olması makine sektörünü olumsuz etkiliyor. Makineler orta uzun vadeyle satılır ve alıcı finansmanı esastır. Türkiye’nin ihracatının yüzde 10’undan fazlasını yapan sektörümüzün Türk Eximbank kaynaklarının sadece yüzde 4’ünü kullanıyor oluşu, bu konuda sektörel açılımlar gerektiğini gösteriyor” dedi. Son iki yılda kurulan 150 Ar-Ge ve tasarım merkezinin sektöre pozitif katkı vermesi için zamana ihtiyaç olduğunu da belirten Karavelioğlu, “Yüksek teknolojili makine imalatı, özellikle mühendislik makineleri referansla satılır. İş bitirme belgeleri özel imalat veya projeli işlerde bir sertifikasyon değeri taşır. Bu referanslar ancak yurt içinde yapılacak işlerle sağlanabilir. Kamu yatırımlarını lehimize çevirmek zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.

“DÜNYADAKİ TRENDLERİ DİKKATLE TAKİP EDİYORUZ”


Konuşmasında, hedef sektörlerin uluslararası rekabet gücünü arttırmak üzere bir yol haritası belirlediklerini belirten Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ise şunları ifade etti: “Mevcut olduğumuz pazarlarda rekabet gücümüzü arttırmaya çalışırken, yeni ürün ve stratejilerle yeni pazarlara girmeyi hedefliyoruz. Küresel teknoloji savaşları içinde yüksek teknolojili ürün ihracatına yönelik önemli fırsatlar var. İhracatçılarımızla birlikte bunları iyi değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Hedef sektörler arasında makine sanayisine yer verdiğimiz İhracat Ana Planı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda stratejik sektörlerin kesiştiğini görüyoruz. Sürdürülebilir büyümenin odak noktası Ar-Ge, inovasyon ve teknolojik gelişimdir. Yol haritamızı belirlerken, uluslararası rekabetteki gücümüzü arttıracak şekilde dünyadaki bu trendleri dikkate alıyoruz.”

“REKABET GÜCÜMÜZÜN KORUNMASI GEREKİYOR”

Makine imalatçılarının rekabet gücünün koruması gerektiğine, aksi halde yerli sanayicinin ithalata yöneleceğine dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede de “Stratejik sektörler arasında yer alan ve Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda öncelikli alan olarak belirlediğimiz makine sektöründe zaman zaman firmaların Uzak Doğu ile rekabet etmekte zorlandıklarını görüyoruz. Yerli makine imalatçılarının yurt içindeki etkinliklerinin korunması önceliğiyle gerekli düzenlemelerin hayata geçmesinin, Türkiye’nin sanayileşmesi yönünde önemli bir adım olacağına inanıyoruz” dedi.

“İHRACATÇI TÜM SEKTÖRLER YERLİ MAKİNE KULLANMALI”

En büyük potansiyelin ve en çok gidilecek yolun makine sektöründe olduğunu belirten TİM Başkanı İsmail Gülle ise otomotivden tekstile, halıdan tarıma ve daha birçok sektörde üretimin makinelerle gerçekleştiğini vurgulayarak “Sadece makine ihracatında değil, diğer sektörlerin ihraca- tında da yerli makine kullanımının artması gerekiyor” dedi. MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran da konuşmasında yeni sanayi ve ekonomi dönemine güncelliğini yitirmiş araç gereçler, ürün ve hizmetlerle cevap verilemeyeceğinin altını çizdi: “İyi bir sanayici, yaşanan değişimin felsefesiyle de ilgilenmeli. Büyük bir dönüşümün eşiğindeyiz ve iktisattan finansa, estetikten sanat ve yaratıcı düşünceye kadar sanayiciler bu işin felsefesine de zaman ayırmalı. Diğer yandan, devletler kapsamlı gelecek stratejileri kurguluyor ancak ben, bugüne kadar işletmelerin markaları/şirketleri için benzer stratejiler kurguladığını görmedim. Yani işletmeler de ‘Nerede ve nasıl büyümeli, hangi üretim tekniklerini içselleştirmeli, neyi satmalı ve neleri satın almalıyız?’ sorularına cevaplar veren stratejiler kurgulamalı.”