“SANAYİDE NEDEN FAZLA KADIN ÇALIŞAN YOK” SORUSUNUN CEVABININ, ASLINDA SORUNUN İÇİNDE GİZLİ OLDUĞUNU SÖYLEYEN ERKUNT SANAYİ GENEL MÜDÜRÜ DİLEK GÜNDÜZ, ÜNİVERSİTELERİN İLGİLİ BÖLÜMLERİNDE KADIN ÖĞRENCİ SAYISININ HALEN ÇOK SINIRLI OLDUĞUNUN ALTINI ÇİZİYOR. “BEN METALÜRJİ MÜHENDİSLİĞİNDEN MEZUN OLDUĞUMDA BU ORAN YÜZDE 10’DU” DİYEREK DEVAM EDEN GÜNDÜZ, KADINLARIN BÖYLE ALANLARDA DAHA HIRSLI VE BAŞARILI OLACAKLARINA İNANDIĞINI DİLE GETİRİYOR VE “YAKINDA YENİ NESİL ‘ERKEK İŞİ’ ANLAYIŞINI TAMAMEN YIKACAK” DİYOR.

Otomotiv, traktör ve iş makinelerine yönelik gri ve sfero pik parçalarda ham, işlenmiş ve komponent üretim yapabilme kabiliyetine sahip olan Erkunt Sanayi, 66 yıllık deneyimini iş ortaklarıyla paylaşmaya ve katma değer üretmeye bugün de devam ediyor.

1953’te farklı sektörlere parça üretmek amacıyla kurulan ve 1959’dan itibaren dökümünü yaptığı parçaları işleyerek, sadece bir döküm fabrikası olmaktan çıkarak otomotiv kuruluşlarının doğrudan üretim hattına verebilecekleri yüksek kalitede döküm parçaları üreten bir şirket kimliğine bürünen Erkunt Sanayi, halen üretiminin yüzde 80’ini ihracata yönlendiriyor. Türkiye’nin öncü sanayi kuruluşlarından biri olan Erkunt Sanayi’nin bir başka önemli yönü ise sektörde kadın-erkek ayrımcılığı yapmayan ve kadın istihdamını destekleyen; özel sektörün en önemli küresel girişimlerinden biri olan Kadının Güçlenmesi Prensiplerini (Women Empowerment Principles-WEPs) imzalamış olmasıdır ki firmanın üst düzey yönetiminde de yine bir kadın yönetici, Dilek Gündüz bulunuyor.

Dilek Gündüz ile “Dökümhane Üretim Mühendisi” olarak çalışmaya başladığı Erkunt Sanayi’nin Genel Müdürü olma serüvenini konuşurken, elbette üretimde kadın gücünün önemini ve kadın istihdamının nasıl yükseltile- bileceğini de konuştuk.

Öncelikle sizi, sizin sözlerinizle tanıyabilir miyiz?

1996’da ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Aynı yıl hâlen çalıştığım Erkunt Sanayi AŞ’de “Dökümhane Üretim Mühendisi” olarak çalışma hayatıma başladım. Bugüne kadar farklı departmanlarda farklı görevler yaptıktan sonra, şu an Genel Müdürlük pozisyonunda çalışmaya devam ediyorum. Evliyim, 12 ve 14 yaşlarında iki erkek çocuğum var. Seyahat etmeyi, ailemle vakit geçirmeyi ve kitap okumayı çok seviyorum.

Türkiye’nin önde gelen sanayi firmalarından birinin tepe yöneticisi olarak önemli bir görev üstleniyorsunuz? Bulunduğunuz göreve gelme sürecinizden söz edebilir misiniz?


İnşaat mühendisi bir baba ve avukat bir annenin ikinci çocuğuyum, bir ağabeyim var. Ailemde asla kız-erkek çocuk ayrımı yaşamadım. Ailemin her işi yapabileceğime olan güveni ve kadınların da her işi yapabileceğine olan inançla büyüdüm. Böyle bir ailenin çocuğu olmak büyük bir şanstı benim için. Bu inançla üniversite tercihlerim de hep erkek öğrenci yoğunluklu bölümler oldu. Tercihlerim arasında inşaat ve makine mühendislikleri de vardı. Erkunt’un ilk iş yerim olduğunu söylemiştim, bu da benim ikinci büyük şansımdı. Mezun olduğum dönemde kadın adayların döküm sektöründe iş görüşmesine çağrılması bile ender görülüyordu. Erkunt ise o yıllarda da istihdam politikasında eşitlikçi bir duruş sergiliyordu. Ayrıca annem ve rahmetli babam da üretimci olarak fabrikada çalışmam konusunda beni çok desteklemiş ve cesaretlendirmişlerdi. Erkunt, bana kişisel gelişim ve teknik bilgi becerimi arttırma fırsatları sundu. Üretim mühendisliğinin ardından sırasıyla Döküm Fabrikası Müdürlüğü, Satış Müdürlüğü, temellerini attığım Ürün Mühendisliği ve Müşteri İlişkileri Grup Müdürlüğü, Teknik Genel Müdür Yardımcılığı gibi birbirinden değişik pozisyonlarda görev yaparak, sürece farklı açılardan bakma imkânı buldum. Bugünse şirketimin Genel Müdürü olarak tecrübelerimi ekibimle paylaşıyorum.

Emek yoğun ve erkek egemen bir sektörde çalışıyor olmanın zorluklarını nasıl ifade edebilirsiniz?

Üniversitede okuldaki öğretmenlerden, staj yaptığım firmalardaki yöneticilere kadar kadın metalurji mühendisine karşı ön yargılı bir bakış açısı vardı. Bana “Kadından dökümcü olmaz!” diyen üniversite profesörü bile oldu. Meslek hayatıma ise kadın çalışanlara da fırsatlar sunan Erkunt Sanayi’de başladım. Erkunt’un bu vizyona sahip olmasında, o günlerde şirket yöneticilerinden olan Zeynep Erkunt Armağan’ın katkısı yadsınamaz. Şirketin genel tutum ve politikasına rağmen, bazı erkek meslektaşlarımın zaman zaman cinsiyet ayrımı gözeten tavırlarıyla da karşılaşmadım değil. Ancak hiçbir zaman için motivasyonumu kaybet- medim, aksine onlardan çok daha fazla emek ve çaba har- cayarak kısa sürede kendimi ispat ettim. Önce mavi yaka çalışanlarımızın saygısını, ardından o günkü yöneticilerimin takdirini kazandım. Şimdi de işte buradayım.

Bulunduğunuz görevde sizi farklılaştıran özellikleriniz sizce nelerdir?


Üretim temelli, işin mutfağından gelen bir yöneticiyim. Bu, benim olaylara sahadaki çalışan gözüyle bakmamı, empati kurmamı ve onları gerçekten anlamamı sağlıyor. Bu sayede her problemin çözülebileceğine inanıyorum. Ayrıca farklı departmanlarda görev almam, yöneticilik yapmam bana çok yönlü düşünce yapısı da kazandırdı. Her zaman bir adım sonrasını düşünerek doğru kararlar alabiliyorum.

Ev-aile-iş üçgenini nasıl dengeliyorsunuz?


Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor, 15 senelik hayat arkadaşımla da Erkunt’ta tanıştık. Halen de aynı iş yerinde çalışıyoruz. Haliyle ev hayatında konu ister istemez işe dönüyor ancak ikimiz de işimizi eve taşımamak için gayret gösteriyoruz. Öğrenimlerini sürdüren iki erkek çocuğumuz var ve evde onlarla ilgilenmeye, kaliteli vakit geçirmeye çabalıyoruz.

Türkiye’deki istihdam ekosistemi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Neleri doğru, neleri yanlış yapıyoruz?

Genç bir nüfusumuzun olması, Türkiye gibi üretim üzerine ekonomi kurmaya çalışan bir ülke için aslında büyük bir avantaj. Ancak öncelikle üretimdeki ara eleman problemimizi çözmemiz gerekiyor. Bu noktada meslek liselerine ve ön lisans programlarına daha fazla ağırlık vererek üretimin ihtiyaç duyduğu kalifiye iş gücünü arttırmayı hedeflemeliyiz. 

Erkunt Sanayi özelinde sormak istersem, kadın çalışanların genel istihdam stratejinizde nasıl bir yeri var?

Şirketimizde idari birimlerin yanında sahada da çok sayıda kadın çalışanımız var. Bugüne kadar hiçbir iş için “Bu erkek işidir” demedik. Benim başardığım gibi kadın meslektaşlarımın da tüm zorlukların üstesinden gelebileceklerine inancım tam. Ayrıca özellikle üretim bölümlerine kadın eli değdiği zaman verimlilikten kaliteye, iş güvenliğinden maliyete kadar her bölümde iyileşmeler yaşandığını da defalarca tecrübe ettik.

Sizce döküm sektöründe neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor? Profesyonel iş yaşamında daha fazla kadın yönetici görmek için sizce neler yapılmalı?

Bu sorunun cevabı aslında aile yapımızda gizli: Üniversitelerin ilgili bölümlerindeki kadın öğrenci oranına bakarsanız, paralellik göreceksiniz. Benim mezun olduğum yıl bölümüm için bu oran yüzde 10’du. Kadınlar, içinde bulunduğumuz ataerkil toplumda daha sesini tam olarak duyuramamışken, döküm gibi erkek egemen bir sektörde yer almak çok cesur bir seçim. Ben, tam tersi şekilde, böyle alanlarda kadınların daha hırslı ve daha başarılı olacaklarına inanıyorum. Yeni neslin yakın gele- cekte bu cesareti göstererek, “Erkek işi” anlayışını tamamen yıkacağına inanıyorum.

Üniversitelerden yeni mezun olmuş çalışma arkadaşlarınıza çalışma hayatına dair bir tavsiye vermenizi istersek, ilk olarak ne söylemek isterdiniz?

Gençlere öncelikle hedeflerini iyi belirlemelerini tavsiye ederim. Severek emek harcayacakları, kendilerini geliştirebilecekleri ve çalıştıkları kuruma değer katacakları bir işte çalışmalarını öneririm. Cinsiyet ayrımı yapmadan, her konuda severek çalışan herkes başarılı olabilir. Teknolojiyi zaten yakından takip ediyorlar ancak doğru teknolojiyi takip etmeleri, bunu işlerine yansıtmaları da önemli.

Makine İhracatçıları Birliği’nin başlattığı ve Türkiye çapında yürüttüğü “Kadın Mühendislerle Var Gücümüzle” projesinin belirlediği hedeflere ulaşmak sizce kolay mı? Olası zorluklar nasıl aşılabilir?


Biz, Erkunt Sanayi olarak, kadınların yaptıkları işlerde daha hassas ve titiz çalıştıklarını ve böylelikle daha başarılı olduklarını görüyoruz. Bu sebeple kadın çalışanlarımızı daha fazla destekliyoruz. Kadın çalışan oranımız her yıl giderek artıyor. Kadın elinin değdiği bölümlerdeki verimlilik artışını önemli ölçüde hissediyoruz. Bu farkındalığın sadece bizim firmamızda değil, ülkemizdeki tüm sektörlerde arttığını da görüyorum. Bu hedeflere ulaşmak için kadın çalışanlara inanmalı, potansiyellerinin farkına varmalı, kadınları iş hayatına katarak ekonomiye kazandırmalıyız. Sektördeki kadın-erkek tüm yöneticilerin bu hedeflere ulaşılması için destek vereceğine inanıyorum.