Üye sayısı 15 bine yatan rekabetçilik unsurları hedef ülkeler belirlendikten Türkiye ile kıyaslamalı olarak incelendi. Son aşamada ise Türkiye makine sektörünün dış pazar rekabetçiliğini arttırmaya yönelik strateji önerileri geliştirildi.

ALMANYA, ÇİN, ABD, HİNDİSTAN VE RUSYA HEDEF ÜLKELER


Hedef pazar analiziyle öncelikle ihraç pazarlarındaki farklı makro ve sektörel parametreler kullanılarak geliştirilen çok kriterli seçim modeli üzerinden hedef ülkeler tespit edildi. Hedef ülke seçimi yapılırken, Türk makine ihracatçılarının ilgili ülke nezdindeki rekabetçiliğini ölçen faktörler, ilgili ülkenin bugün ve gelecekteki makine talep ve ithalat potansiyelini ortaya koyan unsurlar ve sektör temsilcilerinin görüşleri dikkate alındı. Çalışma sonucunda ABD, Almanya, Çin, Hindistan ve Rusya hedef ülkeler olarak belirlendi.

Uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilen çalışmada, yaklaşan Makine İhracatçıları Birliği “Türkiye’nin Makinecileri” markasıyla yurt dışında sürdürdüğü faaliyetler ve tanıtım çalışmalarıyla sektörün bilinirliğini arttırmaya devam ediyor. Türkiye’nin Makinecileri, sektöre özel iş birlikleri geliştirerek üyelerine önemli iş bağlantıları sağlarken Türkiye’nin marka değerini de yukarı taşıyor; sektörün büyüme politikalarına ışık tutacak rapor ve çalışmalarla sektör temsilcilerine yol göstericilik görevine de devam ediyor. Bu kapsamda hazırlanan “Türkiye Makine Sektörü Dış Pazar Stratejisi” başlıklı rapor geçtiğimiz Şubat ayında makine sektörü ve kamuoyuna sunulmuştu. Hazırlıklarında üç aşamalı bir çalışma yürütülen raporda, öncelikle makine sektörü için hedef pazarlar ve potansiyeli yüksek ürün grupları belirlendi. Ardından hedef pazarlarda ürün bazında rakip ülkeler tespit edilerek, bu ülkelerin başarı hikâyelerinin ardında sonra bu ülkeler için potansiyeli yüksek ürün grupları seçildi. Potansiyeli yüksek ürün grubu seçiminde, ürün grubu bazında Türk makinecilerin son yıllarda başarı hikâyesi yazdığı, hâlihazırda pazarı büyük ve gelecekteki talebi ortalamanın üstünde büyümesi beklenen ve ihracatta sıçrama yapma potansiyeli daha yüksek olduğu ürün grupları tespit edildi.

ALMANYA, ABD, ÇİN, ÇEKYA VE KANADA RAKİP ÜLKELER


Çalışma kapsamında potansiyeli yüksek ürün grupları belirlendikten sonra, her bir ürün grubunda ilgili hedef ülkeye en fazla ihracatı gerçekleştiren ülke, rakip ülke olarak seçildi. Bu analize göre, belirlenen potansiyeli yüksek ürün grupları açısından beş rakip ülke öne çıktı: Almanya, ABD, Çin, Çekya ve Kanada.

Rakip ülke analizi iki aşamada yapıldı. Öncelikle ilgili rakip ülkenin küresel rekabetçilik gücünü belirleyen rakip ülke

kaynaklı rekabet unsurları incelendi. Bu unsurlar ölçek ekonomisi, teknoloji, markalaşma, finansman ve doğrudan yabancı yatırımlar olarak belirlendi. İkinci aşamada ise rakip ülkenin hedef pazar nezdindeki rekabet gücünü ölçen, pazara özgü rekabet unsurları ele alındı. Bu unsurlar ise ülkeler arasındaki tarifeler, ticari anlaşmalar ve yakınlık olarak vurgulandı. Rakip ülkenin ilgili rekabetçilik unsurundaki başarısının temelinde yatan nedenler ve stratejiler Türkiye’nin mevcut durumuyla mukayese edilerek incelendi; Türk makine sektörünün rekabetçiliğinin arttırılabilmesi için tespit ve önerilere yer verildi.

KOBİ AĞIRLIKLI YAPI HEM AVANTAJ
HEM DEZAVANTAJLAR İÇERİYOR

Çalışma sonucunda Türk makine sektörünün KOBİ ağırlıklı yapısının operasyonel esneklik bakımından avantaj sağlamasına rağmen, bu yapının ölçek avantajı, sermaye yeterliliği, finansmana erişim, Ar-Ge’ye ayrılan kaynaklar ve markalaşma bakımından kısıtlar yarattığı tespit edildi. Raporda ortaya konulan önerilerin detaylı olarak hayata geçirilmesinin, sektörün önümüzdeki dönemde dış pazarlardaki rekabet gücünün arttırılmasına önemli katkı sağlayacağı öngörülüyor.

RAPORUN FARKI NE?

MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, raporun sunuş metninde, “7 Adımda Türkiye Makine Sektörü Dış Pazar Stratejisi” başlığı altında raporun neden ve hangi amaçlarla hazırlandığını değerlendirirken, “Türkiye’de aynı sektör veya alan için yazılmış birçok rapor ve çalışma, ister istemez akla ‘Strateji nedir?’ sorusunu getiriyor. Bunca raporun birbirinden farkı neydi? Farklı değillerse neden yazılmışlardı? Birbirlerini tamamlayan, öncekinin üzerine koyan, onu yükselten, etki alanını geliştiren dokümanlar mıydılar yoksa tekrara düşen metinler mi? Seneler içinde ortaya çıkan yeni ihtiyaçları ele alan ya da hızla değişen dünyaya ayak uydurmanın yollarının belirlendiği çalışmaların neticeleri miydiler yoksa sancılı konularda acil tedbirler içeren tedbir paketleri mi? Uygulamaların sonuçlarını irdeleyen, performansını ölçen ve revizyonlarla güncel hale getirilen siyaset belgeleri miydiler yoksa öncekinin neticelerini görmezden gelen ve ilk defa yazılıyormuş gibi yeni doğrultular çizen planlar mı?” değerlendirmesinde bulunuyor. Bu kapsamda raporun, “Strateji nedir?”, “Strateji nasıl oluşturulmalıdır?”, “Türkiye için bir sanayi stratejisi nasıl yazılmalıdır?”, “Bugüne kadar hazırlanan stratejileri nasıl değerlendiriyoruz?”, “Sanayide stratejik dönüşümün merkezinde neden makine olmalıdır?”, “Kamu plan ve stratejilerinde makine sanayiine verilen önceliği nasıl değerlendirmeliyiz?” ve “Türkiye Makine Sektörü Dış Pazar Stratejisi raporunu hazırlarken neyi amaçladık?” başlıklarını içerdiğini söyleyen Karavelioğlu, “Makine sanayisi için hedef pazarlar ve potansiyeli yüksek ürün grupları üzerinde ayrıntılı olarak çalıştığımız, sonrasında hedef pazarlarda ürün bazında rakip ülkeler tespit ederek bu ülkelerin başarı hikâyelerinin ardında yatan rekabetçilik unsurlarını incelediğimiz bu raporun Türkiye’nin gelecek vizyonuna önemli bir katkı ortaya koyacağına inanıyoruz” diyor. “Türkiye Makine Sektörü Dış Pazar Stratejisi” raporunun tam metnine, MAİB internet sitesinden ulaşabilirsiniz.