Değerli okurlarımız, geçtiğimiz yılın Aralık ayında medya ajanslarına ilk haberleri düşmeye başlayan, Şubat ayından itibaren Avrupa ülkelerinde de etkisini arttıran ve Mart ayı ortasından bu yana Türkiye’ye de hem toplum sağlığı hem de ekonomik aktiviteler açısından büyük sıkıntılar yaşattıran salgının bertaraf edilmesi konusunda halen etkili bir çözüm geliştirilebilmiş değil. Haziran ayında başlayan normalleşme çabalarına karşın salgının yayılma hızında ne yazık ki güçlü bir azalış sergilenemiyor. Her ne kadar aşı çalışmaları konusunda Rusya ve Çin’den ilk haberleri duymaya başlamış olsak da dünya sağlık otoritelerinin aşı çalışmalarına karşı hassas tutumları ve iki yıldan önce kapsamlı bir aşı takviminin oluşturulamayacağı söylemleri devam ediyor. Salgınla neredeyse altı aydır mücadele eden Türkiye ekonomisi ise diğer pek çok ülke ekonomisine göre daha az hasarlı bir geçiş süreciyle ayrışıyor. Örneğin, salgında ilk dalganın yaşandığı ikinci çeyrekte yüzde 27’lik ihracat kaybı yaşayan makine sektörü, geride kalan Temmuz ayında bir önceki yılın aynı dönemindeki ihracat performansını yakalayarak olumlu sinyaller vermeye başladı. Temmuz ayında 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörün ilk yedi aylık ihracatı ise bir önceki yıla göre yüzde 11,9 düşüşle 9,1 milyar dolar oldu. Yine bu dönemde önemli ihracat pazarlarımız olan Almanya, ABD, İngiltere, İtalya ve Fransa’da 600 milyon dolar kayıp yaşayan Türkiye’nin Makinecileri, Rusya’ya olan makine ihracatını ise yüzde 19 arttırdı. Özetle, salgın sürecinde dünya makine ticaretinde yüzde 20’lik bir daralma yaşanırken, Türkiye’nin Makinecileri’nin kaybı yüzde 12’nin altında tutuldu. Üstelik, MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu’nun da vurguladığı gibi, ana pazarımız olan ülkelerde imalatçı sektörler henüz tam kapasiteyle açılmamasına rağmen son dönemde yeni siparişler de alınmaya başlandı. Ancak bu süreçte, makine ithalatındaki yükselişin devam etmesi de çok manidar bir gelişme oldu. Kutlu Karavelioğlu, makine ithalatındaki yükselişin zararlarından söz ederken, “Türkiye ekonomisi, makine imalatçıları kapasitelerini yüzde 80’inin üzerine çıkartmadan normalleşemez. Ülkemiz, makine ithalatını kayıtsız şartsız dizginlemek ve rakip ülkelerin değil, kendi imalatçısının teknoloji geliştirmesine kaynak aktarmak zorunda” diyor ve Türkiye’nin, ancak makine imalat sanayisini güçlü tuttuğu ölçüde büyük hedeflerine ulaşabileceği yorumunda bulunuyor. Salgının ekonomik etkileri halen güçlü şekilde hissedilse de önümüzdeki sürece yönelik beklentilerin olumlu seyretmesi çok önemli. Makine sektörü durmaksızın çalışmaya devam ederken, biz de Moment Expo olarak, sektörün nabzını tutmaya, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerimizi kamu ve iş dünyasına aktarmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, Moment Expo’nun 147’nci sayısında, “Gündem” sayfalarımızda, Türkiye Makina Federasyonu üyesi derneklerin salgında iyimser ve kötümser senaryolara karşı hareket planları ve gelecek öngörülerini içeren kapsamlı bir çalışmaya yer verdik. “Kapak” sayfalarımızda ise MAİB’in Mayıs ayında yayımladığı “Sermaye Yatırımları Analizi” başlıklı raporunu inceledik. Rapor, Türkiye’deki sermaye yatırımlarının, potansiyelinin ancak yüzde 56’sı oranında gerçekleştiğini ortaya koyarken, inşaat ve makine sektörü yatırımları arasındaki farkın makine sektörü aleyhine giderek açıldığının altını çiziyor. Sağlıklı günler ve keyifli okumalar diliyorum,

TUGAY SOYKAN