Orta Afrika Cumhuriyeti ile ülke isminde kıta ismi Afrika’yı kullanan iki ülkeden biri olan Güney Afrika Cumhuriyeti (GAC), sahip olduğu 1 milyon 219 bin kilometrekarelik yüz ölçümüyle dünyanın en büyük 24’üncü ülkesidir. Afrika kıtasının en güney ucunda yer alan GAC, kıtanın en güney uç noktasını işaretleyen ve Atlas Okyanusu ile Hint Okyanusu arasındaki coğrafi sınırı belirleyen Agulhas Burnu’na da ev sahipliği yapıyor. Agulhas Burnu’nun batısında ise kıtanın bilinenin aksine en güney uç noktasını değil en güneybatıda yer alan noktasını belirleyen Ümit Burnu bulunuyor. Afrika’nın en korunaklı yaban hayatı parklarına ev sahipliği yapan GAC’nin en önemli zenginliği ise yeraltı madenlerinden geliyor. Yeraltı madenleri açısında zengin bir ülke olan GAC’de ihracat gelirlerinin yüzde 40 ila yüzde 50’si madencilik ve değerli taşlar, mineraller endüstrilerinden elde ediliyor. Ülke, gerçekleştirdiği krom ihracatıyla dünya krom ihracatının yüzde 44’ünü tek başına sağlarken, platin, vanadyum ve mangan ihracatı da ülke ekonomisinde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Öte yandan, bugüne kadar bulunan dünyanın en büyük elması 1905’te GAC’de keşfedilen 3106 karatlık “Cullinan Elması”dır. 105 parçaya kesilen bu elmasın parçalarının önemli bir bölümünün İngiliz Kraliyet Ailesi’ne ait mücevherlerde kullanıldığı da biliniyor.

KÖLELİK Mİ? ÖZGÜRLÜK MÜ?

GAC toprakları, paleoantropolojik olarak erken insansıların en değerli buluntularına da en sahipliği yapıyor. “Taung’un Çocuğu” olarak adlandırılan fosille birlikte Krugersdorf bölgesindeki Sterkfontein mağaralarında bulunan Australopithecus Africanus’a ait kalıntılar 3,5 milyon yıl öncesine dayandırılıyor. Bu ön-insansılardan sonra bölgeye göç sonucu gelen Bantu gruplarının Limpopo nehrini geçerek günümüz GAC topraklarına çiftçi ve çoban olarak yerleştikleri düşünülüyor. GAC’nin modern tarihi ise Hollandalı Jan van Riebeeck’in Hollanda Doğu Hindistan Şirketi adına Ümit Burnu’nda bu yolu kullanan gemilerin personelleri için mola verebilecekleri bir tedarik istasyonu kurmasıyla başlıyor. 6 Nisan 1652 tarihinde kurulan bu istasyonla birlikte 17 ve 18’inci yüzyıllarda Avrupa'dan bölgeye doğru yoğun bir göç hareketi görülüyor. İlk olarak Khoisan topluluklarının boşalttığı batı bölgelerde başlayan bu hareket, 1770’ten itibaren doğuya doğru ilerleyerek Bantu grupların yaşam sınırlarını da tehdit eder konuma ulaşmış. Burada iki topluluğun karşılaşması neticesinde Avrupalı yerleşimcilerle Xhosa toplulukları arasında Sınır Savaşları adı verilen ve 1779 ile 1879 yılları arasında gerçekleşen dokuz savaş yaşandığı da biliniyor. Bölgeye yerleşen Hollandalılar, kendi dönemlerinde bölgeye Endonezya, Madagaskar ve Hindistan'dan birçok köle getirirken, 1743’te Avrupalı göçmenlerden fazla kölenin yaşadığı bir durum da ortaya çıkmıştı. 1797’de Hollanda hâkimiyetinin azalmasıyla birlikte İngiltere’nin etkinliğini arttırdığı GAC topraklarında 1833’te köleliğin yasaklanmasından sonra önemli bir siyasal hareket de başlamış oldu. Köleliğin devam etmesini savunan 14 bin Afrikaner, Büyük Göç hareketi ile İngiliz egemenliğinden çıkarak Boer Cumhuriyetini kurdu. 1867’de elmasın, 1886’da ise altının keşfiyle bölgeye Avrupa’dan göçler artmaya başlayınca, bölgede yaşayan yerlilerin uğradığı ayrımcılık da şiddetlendi. 1880-1908 yılları arasında gerçekleşen iki Boer Savaşında, aslen Almanya ile İngiltere’nin mücadelesinin olduğunu da görüyoruz. Sonuçta, İngiltere bölgedeki etkisini arttırarak mücadeleden galip ayrılsa da bölgenin asıl yerlileri olan siyahilerin eşit haklara sahip olma mücadelesi 86 yıl daha devam edecekti.

APARTHEID POLİTİKALARI 1994’TE TERK EDİLDİ 1960’ta İngiliz Milletler Cemiyeti’nden ayrılarak GAC adını alan ülkede, beyaz ayrımcılığını güden Apartheid politikaları sonucunda, ülkedeki beyazlar ve beyaz olmayan topluluklar arasındaki uçurum giderek daha fazla açılmaya başladı. 1976’daki öğrenci hareketine yönelik şiddet politikalarının ateşlediği gösteriler, zamanla geniş çaplı protestolara dönüştü ve ülke 1980’den itibaren uluslararası kamuoyunun baskılarıyla birlikte önemli yaptırımlarla karşılaştı. 1990’lı yıllarda artan isyanlar, gösteriler, grevler ve zaman zaman anti-Apartheid hareketleri tarafından gerçekleştirilen terör olayları sonucunda iktidardaki Ulusal Parti, kendi iktidarının yetkisizleştirilmesi konusunda ilk adımları atarak o güne kadar yasa dışı olarak kabul edilen başta Afrika Ulusal Konseyi (ANC) olmak üzere birçok muhalif partinin yasağını kaldırdı ve 27 yıldır cezaevinde bulunan Nelson Mandela’yı serbest bırakma kararı aldı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Apartheid politikalarını belirleyen yasa maddeleri zaman içerisinde tamamen terk edilirken, tüm toplumun ilk defa özgürce oy kullanabileceği 1994 seçimleri gerçekleştirildi ve 27 Nisan 1994’teki seçimleri ANC yüzde 62’lik oy oranıyla kazandı. Bu seçimle birlikte Nelson Mandela, GAC’nin ilk siyahi başkanı olarak devlet başkanı seçilirken, Ulusal Parti’nin son devlet başkanı olan Frederik Willem de Klerk ile Apartheid politikalarının sona erdirilmesi konusunda attıkları adımlar nedeniyle Nobel Barış Ödülü’ne de layık görüldü.

NÜFUS VE NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ GERİLEME EĞİLİMİNDE

Dünya Bankası verilerine göre geçtiğimiz yıl 58,5 milyon olan nüfusu ve özellikle iş gücünde önemli değişimler yaşayan GAC’nin nüfus artış hızı 2013’ten beri önemli ölçüde azalış gösteriyor. Komşu ülkelerden iş ve yerleşim amaçlı göç almaya devam eden ülkedeki nitelikli Avrupa kökenlilerin gelişmiş ülkelere göçü nedeniyle özellikle nitelikli orta kademe ve yönetici personel yetersizliğinin ciddi şekilde hissedildiği GAC’de işsizlik oranı ise 2008’den itibaren artış gösteriyor. Ülkedeki güncel işsizlik verilerinin geçen yılki yüzde 28 düzeyinden, salgın nedeniyle etkilenen ekonomideki sıkıntılar sonucunda daha da artacağına kesin gözüyle bakılıyor. Diğer yandan, nüfusun büyük bir bölümü yoksulluk sınırlarında yaşamını sürdüren GAC’deki gelir dağılımında da büyük farklılıklar bulunuyor. Dolayısıyla tüketici eğilimi ve davranışlarının da farklılaştığı ülkede istihdamın arttırılması, teknoloji ve teknik bilgi transferinin sağlanması, iş gücünün beceri ve niteliklerinin yükseltilmesi gibi amaçlar doğrultusunda ülkeye doğrudan yabancı yatırım çekilmesi hükümetin temel önceliklerinden biri olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda, yetişmiş iş gücü temini ve istihdamının arttırılmasına yönelik “Black Economic Empowerment” politikasının devam ettiği GAC’de iş yapmayı ve özellikle yatırım planlayan firmaların bu politikaya uyum sağlamasının çok önemli olduğu da dile getiriliyor. Bu çerçevede, üstlenilecek projelerde ya da yatırımlarda belirli oranda yerel personel istihdamı zorunluluğu bulunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

GELİŞEN EKONOMİDEKİ KIRILGANLIKLAR DEVAM EDİYOR

Serbest piyasa ekonomisine sahip GAC, gelişmekte olan bir pazar konumundayken, GAC’nin dünya ekonomisiyle bütünleşmesi ise 1994’te demokrasiye geçişiyle birlikte gerçekleşti. Kurumsal altyapısı, gelişmiş ve çeşitlendirilmiş sanayi altyapısı, esnek döviz kuru politikası, istikrarlı enflasyon oranları, esaslı olarak yerel para birimi üzerinden borçlanmaya imkân veren derinliği, yüksek yurt içi sermaye piyasaları gibi güçlü yanlarına rağmen GAC’nin temel zayıflığı ise yüksek borçluluk oranından kaynaklanıyor. Salgın nedeniyle oluşan arz ve talep yönlü daralmaya bağlı ekonomik kriz bütçe gelir kalemlerinde ciddi ölçüde daralmaya sebep olurken, söz konusu gelişmelerin kamu borç yükünün daha fazla artmasını da beraberinde getireceği öngörülüyor. Bununla birlikte, Afrika’da Nijerya’dan sonraki ikinci büyük ekonomi olan GAC, bankacılık sektörü ve iletişim altyapısının gelişmişliği, ulaştırma ve lojistik ağlarının yüksek kapasitesi, çeşitli ülke gruplarıyla olan kapsamlı STA, gümrük birliği ve tercihli ticaret düzenlemeleri kapsamındaki pazara giriş avantajlarıyla öne çıkmaya devam ediyor. 2019’da sanayi sektörlerinin GSYİH içinde payı yüzde 30’a yükselen ülkede sadece imalat sektörünün payı ise yüzde 12 olarak ifade ediliyor. Özetle; yüksek işsizlik ve genç işsizliği, ekonomik büyüme performansındaki zayıflık, gelir dağılımı eşitsizliği, yüksek kamu borcu, ekonomide ağırlığı büyük olan KİT’lerin verimsizliği ve yüksek borçluluk oranları ile iş gücü piyasasının esnek olmayışı, GAC ekonomisindeki başlıca sorunlar olarak gösterilmeye devam ediliyor. 

İHRACATI İTHALATINDAN DAHA GÜÇLÜ

Dış ticaret hacmi GSYİH’sinin yaklaşık yarısına karşılık gelen ülkede en önemli dış ticaret ortakları Çin, Almanya, ABD, İngiltere, Hindistan ve Japonya olarak öne çıkıyor. Geçen 10 yılda diğer Afrika ülkeleriyle ticaretini de güçlendiren GAC, 2016- 2019 döneminde dış ticaret fazlası vermesiyle de dikkat çekmişti. 2019’da dünya ihracatında yüzde 0,5 payla 38’inci, dünya ithalatında ise yine yüzde 0,5 payla 40’ıncı sırada yer alan GAC, ağırlıklı olarak sanayi ürünleri ihracatı gerçekleştiriyor. Bu kapsamda, metal cevherleri ihracatı toplam ihracatın yüzde 15’ini üstlenirken, metal cevheri ihracatının yüzde 54’ü Çin’e gerçekleştiriliyor. İthalat ayağında ise son yıllarda ara mallar ve sermaye mallarına olan talep artışını yansıtan bir yapı görülüyor. Bu kapsamda ithalatta ağırlık verilen ürün grupları da petrol ve ürünleri, makineler, elektrikli makine ve cihazlar ile motorlu kara taşıtları ile aksam ve parçaları olarak sıralanıyor.

MAKİNE PAZARINDAN YÜZDE 1 PAY ALABİLİYORUZ

GAC’nin makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre ülkenin makine ihracatının, geçtiğimiz yıl yüzde 5,3 düşüşle 5,9 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. GAC’nin en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 808,6 milyon dolarla Almanya yer alırken, ikinci sıradaki ABD 2019’da GAC’den 442,2 milyon dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki Zambiya’ya da 404,8 milyon dolarlık makine ihraç edildi. 2019’da Türkiye ise GAC’den gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 33,6’lık artışla 19’uncu sırada yer aldı ve 62,1 milyon dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde GAC’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği 283,3 milyon dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 21,9 olarak kayda geçti. Aynı dönemde GAC’nin toplam ihracatının 90,4 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 6,6 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 88,2 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 14,2 pay aldığı GAC’de, 2019’da yüzde 0,8 azalışla 12,5 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre GAC’nin en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 3,7 milyar dolarla Çin yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan Almanya’dan 1,4 milyar dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki ABD’den de 1,3 milyon dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde GAC, toplam makine ithalatında 20’nci sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 1,7’lik azalışla 122,2 milyon dolarlık makine ithalatı gerçekleştirdi. Bu veriyle, GAC’nin toplam 12,5 milyar dolarlık makine ithalatından 2019’da Türkiye’nin aldığı payın ancak yüzde 1 seviyesinde kaldığını; GAC’nin Türkiye’den yaptığı toplam ithalat içinde makinenin payının ise yüzde 18,9 olduğunu hatırlatalım.