TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, MAKİNE SEKTÖRÜNÜN DİĞER İMALAT SANAYİSİ SEKTÖRLERİYLE İŞ BİRLİĞİNİ ORTAYA KOYAN RAPORLAR HAZIRLAMAYA DEVAM EDİYOR. BU KAPSAMDA HAZIRLANAN “AĞAÇ, MOBİLYA VE MAKİNE SANAYİ ETKİLEŞİMİ RAPORU” BAŞLIKLI ÇALIŞMA, AĞAÇ ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELERİ VE BUNUN MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİ ANALİZ EDİYOR. RAPOR, AĞAÇ İŞLEME MAKİNELERİ VE MOBİLYA SEKTÖRÜNDE ÖZEL MAKİNE VE TESİS YATIRIMLARININ ARTTIĞINI, SENSÖR VE ROBOT TEKNOLOJİLERİNDEKİ GELİŞMEYE PARALEL OLARAK MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ENDÜSTRİYEL DÖNÜŞÜMDEN EN HIZLI ETKİLENECEK ALANLARDAN BİRİ OLARAK KABUL EDİLDİĞİNİ SÖYLÜYOR.

Türkiye’nin Makinecileri, makine sektörünün ihracat kapasitesini arttırmaya, alt segmentlerin gelecek stratejilerini oluşturmaya ve bu stratejileri güncellemeye; makine sektörünün mevcut şartlarda yaşadığı ya da yaşayabileceği sorunları tespit edip çözüm önerileri ortaya koymaya yönelik önemli adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Türk makinelerinin kalitesi ve teknolojik gücünü tüm dünyaya anlatma ana hedefiyle, sektörü büyüme politikalarına ışık tutacak rapor ve çalışmalar ortaya koyan Makine İhracatçıları Birliği, 2020 yılında 9 önemli rapor yayımlamıştı. Hatırlanacağı üzere, Moment Expo’nun önceki sayılarında da bu raporları incelemiş ve detaylarını sizlere aktarmaya çalışmıştık. Bu kez, Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği’nin (AİMSAD) katkılarıyla hazırlanan ve geçtiğimiz Aralık ayında kamuoyu ile paylaşılan, “Ağaç Mobilya ve Makine Sanayi Etkileşimi Raporu”nu ele almak istiyoruz.

“İHRACATTAN ALDIĞIMIZ PAY ÜRETİMİN GERİSİNDE”

Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Alman Makine Federasyonu (VDMA) verilerine göre 3 trilyon dolara yakın yıllık küresel makine imalatının 13 milyar dolarlık kısmının ağaç işleme makinelerinden geldiğini söylerken, bu rakama lifli ya da yonga levha üreten makine ve hatların da dâhil olduğunu ifade ediyor. Bu üretimin yüzde 60’a yakınının Türkiye dâhil Avrupa’da gerçekleştiğini, bu niş alanda Türkiye’nin payının yüzde 2 ile diğer birçok makine dalındaki paydan daha yukarıda bulunduğunu vurgulayan Karavelioğlu, dünya makine ihracatı 2,3 trilyon dolar civarındayken, bunun 11 milyar dolarlık kısmının ağaç işleme makineleri ihracatından kaynaklandığının altını çiziyor. Türkiye’nin buradaki payı ise küresel ihracat içinde yüzde 1,2 olarak gerçekleşiyor. Karavelioğlu bu veriyi, “Yani, üretimden aldığımız payı ihracata yansıtamıyoruz. Ancak yine de bu pay, dünya makina ihracatının genelinden aldığımız yüzde 0,9’luk paydan daha yüksek olmasıyla önem arz ediyor.” sözleriyle değerlendiriyor. Diğer yandan, Karavelioğlu, ağaç işleme makineleri segmentinin, dış ticarette makine sektörünün genelinden de negatif yönde ayrıştığına işaret ediyor: “Makine sektörünün geneli ile ağaç işleme makineleri segmentinin en çok ithalat yaptığı ülkeler aynı (Çin, Almanya ve İtalya) olsa da ağaç işleme makineleri segmentinin bu üç ülkeden gerçekleştirdiği ithalatın payı, genel makine sektörünün ithalat payına göre daha yüksek oranlarda ilerliyor. Genel makine sektöründe Almanya’dan gerçekleşen ithalatın payı yüzde 19 iken, ağaç işleme makineleri segmentinin ithalatında Almanya’nın payı yüzde 49; genel makine sektöründe İtalya’dan gerçekleşen ithalatın payı yüzde 9 iken, ağaç işleme makineleri segmentinin ithalatında İtalya’nın payı yüzde 16 olmayı sürdürüyor. Diğer yandan makine ihracatında en çok paya sahip ilk üç ülke Almanya ve ABD ve İngiltere olarak sıralanırken, ağaç işleme makineleri segmenti ihracatında en çok paya sahip ilk üç ülke ise Cezayir, Irak ve Sırbistan olarak karşımıza çıkıyor. Bu dağılım, ilk bakışta, az alternatif içinde ithalatı büyük baskı altında kalmış ve ihracatta Türkiye’nin diğer makina dalları kadar teknolojisini yükseltememiş bir alt sektörü akla getiriyor. Testerelerin ve tornaların ihracat içindeki payı yüzde 55’ken işleme merkezlerinin payının henüz çok düşük olması, Türkiye’nin takım tezgâhları imalatında yaşadığı baş sıkıntının da bir uzantısı olarak bu tespiti doğruluyor.”

“BÜTÜNSEL YAKLAŞIMLA ÇÖZÜMLER ÖNERİYORUZ”

Karavelioğlu, raporu değerlendirirken ayrıca, “Salgın olmasaydı, 2020’den itibaren iklim değişikliği en öncelikli sorunumuz haline gelecekti. Bununla mücadele edebilme stratejileri de insanın makineye, ülkelerin de makine geliştirmeye olan mecburiyetinin artarak süreceğini ortaya koyacaktı. Hemen bütün makine imalat dallarında tedrici bir dönüşüme sebebiyet veren karbon ayak izi meselesi yıllardır sektörümüzü de meşgul ediyor. Türkiye’nin Makinecileri de bu cephede olup biteni, Avrupa’da sektörün güçlü bir üyesi olarak on yıllardır yakından takip ediyor. Tarım ve tarıma dayalı sektörler, toprak ve iklim elverişsizliğinin giderek artacak olması yanında üretim gereçlerine dair tedbirlerin de peyderpey gündeme gelecek olması nedeniyle bu konuya çok duyarlı. Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında yayınladığımız Tarım ve Makine Sektörleri Etkileşimi Raporu’nda da bu olguyu ele almıştık. Bu kez, tarımsal üretimi ana ham madde olarak kullanan ağaç ürünleri ve mobilya sektöründeki gelişmeleri ve bunun makine imalat sektörü üzerindeki etkilerine odaklanıyoruz.” diyor. Ağaç ürünleri ve mobilya sektöründeki imalatçıların, diğer bütün üretim sektörlerinde olduğu gibi genel maksatlı makineler de kullandıklarına işaret eden Karavelioğlu, “Ağaç işleme makineleri ve mobilya sektörü de enerji üreten, su ve havayı koşullandıran, ısıl işlemler yapan, boyayan, elleçleyen, paketleyip ambalajlayan onlarca makine alt dalından hizmet alıyor. Hazırladığımız rapor, bu dallara dair bilgiler içermesiyle de değerini yükseltiyor. Diğer yandan rapor, ağaç işleme makineleri sektörünün satış ve satış sonrası hizmet ağında yaygınlaşma ile rekabetçi olunabilecek bir alan olduğunun da altını çiziyor. Ür-Ge ve Ar-Ge alanında özgünlüğün tek başına yeterli olmadığını, özellikle markalaşma ile ölçeğin sürdürülebilir rekabetin ana unsurları olduğunu ortaya koyuyor. Hazırlanan rapor, sorunları tespit etmekle kalmıyor, KOBİ yapısının sık sık karşımıza çıkardığı açmazları bütünsel bir yaklaşımla ele alıyor, çözümler öneriyor. Özetle; mevcut ortalama firma ölçeği ile rekabetimizi dışarıya taşımanın zorluğuna işaret ederek, sermaye, kurumsal yönetim, faktör verimliliğimizdeki eksikliklere eğiliyor. Girdilerde sıkıntı, tedarikçi sayısının sınırlılığı, dışa bağımlılık bu sektörde de karşımıza çıkarken, çok sayıda ülkeye ihracat yapılması ve ana pazarlarda yoğunlaşılamaması satış sonrası hizmetleri de sınırlıyor. Nitelikli eleman, teknoloji geliştirme ve sair birçok soruna ek olarak, firmalar arasında iş birliği ve stratejik ortaklıklarda vizyonsuzluk, kültürel eksiklik olarak öne çıkıyor.” diyor.

ENDÜSTRİYEL DÖNÜŞÜMDEN EN HIZLI ETKİLENECEK SEKTÖRLERDEN BİRİ

Ağaç ürünleri ve mobilya imalatı sektörünün büyüklüğüne ve önemine dair ilk işaretleri, dünya sanayi üretiminden en büyük payı alan, ihracat şampiyonu Çin’in verilerinde görebiliyoruz. Küresel ticaretten en büyük payı alan 5 ülkenin ilk üç ihracat kalemi içinde makine, elektronik ve taşıt araçları yer alırken, Çin’de üçüncü kalem mobilya olarak dikkat çekiyor. Dünyanın 2030 yılında 750 milyar dolara ulaşacağı öngörülen bir mobilya üretimi var. 2018 yılında 460 milyar dolarlık bir değer üreten mobilya sektörü üretiminin yüzde 40’ını da ihracata konu ediyor. Dönemsel trendler ve mekânsal gereklilikler inovatif yaklaşımları desteklerken, artık akıllı mobilyalar tasarlanıyor. İnşaat ve gemi inşa sektörleri de ana alıcılar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Turizm, gastronomi ve sağlık başta olmak üzere hizmet sektörlerinin mobilya ihtiyacı da giderek önem kazanıyor.

Mobilya sektörü girdilerinin yarıya yakınını, ham madde olarak ağaç ürünleri (yüzde 14 ile dilimlenmiş ağaçlar, levhalar, ahşap profiller), metal (yüzde 15 ile profiler, şaseler, bağlantı elemanları, raylar, mekanizmalar ve sair aksam) kauçuk plastik (yüzde 13 ile granül ve levhalar, enjeksiyon aksam, konstrüktif elemanlar, filmler) sektörlerinden karşılıyor. Ağaç, metal ve giderek plastik esaslı maddeler işleyen ana üretim gereçleri kullanılan mobilya sektöründe kesme, işleme, şekillendirme, montaj ve paketleme hatları için özel makine ve tesis yatırımları da yapılıyor. Sensörler ve robot teknolojilerindeki gelişmeye paralel olarak otomasyon ve Nesnelerin İnterneti uygulamaları ileri seviyelere çıkarken, üretim ölçekleri giderek büyüyor. Kısacası mobilya sektörü, “Endüstri 4.0” olarak anılan dijital dönüşümden en hızlı etkilenecek alanlardan biri olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda, ağaç işleme makineleri sanayisi, mobilya imalatı ve ağaç-ağaç ürünleri imalatı sanayilerinin üretim teknolojilerine yön verirken, üretimde söz konusu sektörlerin rekabet gücünü belirlemede de önemli bir rol oynuyor.

AİMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erol ise rapora yönelik değerlendirmesinde, türetilmiş talebe bağımlı olan ağaç işleme makineleri sanayisinin, tedarikçisi olduğu söz konusu sektör ürünlerine yönelik eğilimleri izlemek, ön görmek ve eğilimlere cevap verebilecek makine ve teçhizatı geliştirmek durumunda olduğunu vurgularken, ağaç işleme makineleri sanayisinin üstlendiği rolü yerine getirebilmesi için tedarikçisi olduğu bu sektörlerle tedarik zincirindeki iş birliğinde de sürdürülebilir bir ortaklık anlayışı geliştirmesi gerektiğinin altını çiziyor ve “Mobilya ile ağaç, ağaç ürünleri imalatı sektörleri de rekabet güçlerini arttırabilmek için bu yaklaşımı benimseyerek ve ağaç işleme makineleri sanayisiyle bu iş birliği modeline geçiş için gerekli çabayı göstermeli.” diyor. Rapor bu kapsamda, sektörlerin mevcut yapılarının ve aralarındaki etkileşimin incelenmesinin, iş birliklerinin temelini oluşturma ve yol haritasının geliştirilmesinde etkin bir rol oynayacağını dile getirerek, ilk iki bölümünde mobilya ile ağaç, ağaç ürünleri imalatı sektörlerini de hem küresel ölçekte hem de Türkiye verileriyle, üretim, ithalat, ihracat çerçevesinde detaylı olarak analiz ediyor. Raporun, mobilya ile ağaç, ağaç ürünleri imalatı sektörlerine yönelik analizleri içeren ilgili bölümlerini, kapak konumuzun ilk sayfasında göreceğiniz karekodu mobil telefonunuz ya da tabletinize okutarak inceleyebilirsiniz. 

KÜRESEL ÜRETİM VE DIŞ TİCARETTE GERİLEME VAR

“Ağaç Mobilya ve Makine Sanayi Etkileşimi Raporu”nun ağaç işleme makineleri imalatını analiz eden üçüncü bölümünde ise önce sektörün küresel üretim ve ticaret verilerine ardından da Türkiye özelindeki verilere odaklanılıyor. Buna göre, dünya ağaç işleme makineleri üretimi, VDMA hesaplamalarına göre 2018’de toplam 12,8 milyar euro ya da 2018 yılı çapraz kuruyla 15,1 milyar dolar düzeyindeydi. Söz konusu dönemde Almanya, toplam dünya üretiminde yaklaşık yüzde 26 payla ilk sırada yer alırken, Çin yüzde 19 payla ikinci, İtalya yüzde 18 payla üçüncü, ABD yüzde 6 payla dördüncü, Avusturya ve Tayvan ise yüzde 4 payla beşinci sırada yer alıyordu. Türkiye, aynı dönemde ağaç işleme makinelerinde yaklaşık yüzde 2 payla Polonya, İspanya ve Finlandiya’yla birlikte yedinci sırada bulunuyordu. Yine, 2018’de, Türkiye ve ilk sıralarda yer alan dokuz Avrupa ülkesinin dünya üretimindeki payı da yaklaşık yüzde 58 düzeyindeydi ve sadece Almanya ve İtalya’nın payı yüzde 44’e ulaşıyordu. Bununla birlikte, küresel ekonomik büyümedeki yavaşlamayla birlikte 2019 yılında dünya ağaç işleme makineleri üretimi yüzde 5 daralarak 14,3 milyar dolar düzeyine geriledi.

Küresel ölçekteki dış ticaret verilerine baktığımızda ise ağaç işleme makineleri ihracatının 2014’teki 9,8 milyar dolardan 2019 da 11,02 milyar dolara yükselişini görebiliyoruz. 2014 sonrası 2015 yılında gerileyen ihracat, 2016 yılından sonra 2018’e kadar yeniden yükselişe geçmiş, 2019 yılında ise yüzde 1 değer kaybetmiş. 2017 ve 2018 yılları, sektör ihracatında artışın hızlandığı dönemler olarak dikkat çekerken, 2018 yılında, 2017 yılına göre yaklaşık yüzde 11,6’lık artış sağlanmış. 2019 yılındaki korumacılık akımının yanı sıra 2020 yılının ilk aylarında başlayan küresel salgın nedeniyle dünya ekonomisinde yaşanan kriz sektörü önemli ölçüde etkilerken, sektör ihracatında 2020 yılında önemli ölçüde gerileme yaşanması da bekleniyor. Dünya ağaç işleme makineleri ihracatının ülkeler göre dağılımı incelendiğinde; Almanya, Çin, İtalya, Tayvan ve Avusturya’nın üretimdeki güçlerini ihracata da yansıttıklarını görüyoruz. 2015-2019 arasındaki beş yıllık dönemde Almanya 9,08 milyar dolarlık ihracatla toplam dünya ihracatından yüzde 24,1 pay alırken, aynı dönemde Türkiye toplam 419,9 milyon dolar ihracat yapmış ve dünya ihracatından yüzde 1,12 pay alarak ihracatçı ülkeler içinde 13’üncü sıraya yerleşmiş. Bununla birlikte, beş yıllık ihracat değerleri incelendiğinde Japonya, İspanya, Finlandiya, Polonya ve İsviçre’nin Türkiye’nin üst sıralardaki rakipleri olduğunu; Türkiye’nin yeni pazarlar yanında özellikle mevcut ihracat pazarları arasında yüksek miktarda ithalat yapan ülkeler arasından seçeceği hedef ülkelere odaklanması durumunda kısa sürede üst sıralara çıkarak uluslararası pazarlarda etkinliğini arttırabileceğini de söyleyebiliriz. Ağaç işleme makineleri dünya ihracatı 2019’da 11,0 milyar dolar olurken, toplam ithalat 10 milyar dolar olarak yaklaşık yüzde 10 daha düşük gözüküyor. Bu fark, dış ticarette ulusal ve ihracat faturası değer farkları, GTİP sapmaları gibi nedenlerden kaynaklanırken, dünya ağaç işleme makineleri sanayi ithalatı, son beş yılda yüzde 2,94 artış göstermiş. 2015 sonrası ithalatta görülen düşüş 2017 ve 2018 yılında artış eğilimine girmiş ve 2019 yılında ise az da olsa gerileyerek 10 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Ağaç işleme makineleri ithalatı son beş yılda (2014-2018) toplam 35,9 milyar dolar olurken, ABD bu dönemde yaklaşık 6,7 milyar dolarla dünya ithalatından yüzde 18,7 pay almış. Ağaç işleme makineleri pazarında ABD, ihracatçı ülkeler açısından en önemli pazar konumundayken, ithalatçı ülkeler arasında ABD’yi Çin yüzde 5,7 ve Almanya yüzde 5,6 payla izliyor. Dikkat çeken bir nokta, ihracatta ilk üçte yer alan Almanya ve Çin’in ithalatta da ilk üç ülke arasında yer alması. Türkiye ise 2015-2019 arasındaki beş yıllık dönemde toplam 348 milyon dolar ağaç işleme makinesi ithalatı yapmış ve dünya ithalatından yüzde 0,97 pay alarak 26’ncı sıraya yerleşmiş durumda. 2019 yılı özelinde, ithalatında 2018’e göre önemli artış olan ve en az 50 milyon dolar ithalat yapan ilk beş ülke Hong Kong, Nijerya, Çekya, Belarus ve Vietnam olarak dikkat çekerken, ithalatçı ülkeler arasında ilk 20 içinde yer alan Polonya, Çin, İtalya, Avustralya, Belçika ve Rusya ise ithalatı önceki yıla göre en çok daralan ülkeler olarak sıralanıyor. 

İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMA ORANI ÇOK YÜKSEK

AİMSAD verilerine göre, sektörün Türkiye’deki üretim rakamları incelendiğinde ise 2013 yılında 182 milyon dolar olan toplam ağaç işleme makineleri sanayi üretiminin 2018’de 238,5 milyon dolara çıktığı, 2019’da ise 217,8 milyon dolara gerilediği görülüyor. 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren salgın etkisiyle alınan önlemlere bağlı olarak ağaç makineleri imalatı sanayisinin yer aldığı metal işleme makineleri ve takım tezgâhları sanayi üretiminde yüzde 17 düşüş beklentisi olduğunu da anımsatalım. Sektörün toplam ihracatı 2014’teki 90,9 milyon dolardan 2019’da 108,3 milyon dolara çıkarken, aynı dönemdeki ithalatı ise önemli ölçüde azalarak 203,6 milyon dolardan 96,6 milyon dolara gerilemiş durumda. Türkiye ağaç işleme makineleri sanayisi, 2016’dan beri, 2020 yılı sekiz aylık dönem dâhil, son beş yıldır dış ticaret açığı vermeyen sınırlı sayıdaki sektörlerden birisi olarak dikkat çekerken, sektör bir bütün olarak değerlendirildiğinde de ihracatın ithalatı karşılama oranı çok yüksek ilerliyor. Diğer yandan, 2018 yılından beri ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelere bağlı olarak yurt içi yatırımların azaldığı ve döviz kurlarındaki yükselişle birlikte ithalatın önemli ölçüde düştüğü de söylenebilir. İthalat tarafında yaşanan bu gelişme yanında, sektörün ihracatta sağladığı artış da ihracatın ithalatı karşılama oranlarını yükseltiyor. Sektör ihracatı, 2019’da sektör ürünlerinin ithalatının yaklaşık 1,12 katına ulaşmıştı. Diğer yandan, sektör ihracatında Cezayir, Irak ve Sırbistan en yüksek paya sahip ülkeler olarak sıralanırken, ithalatta ise İtalya, Almanya ve Çin’in ilk üç sırayı paylaştığı görülüyor. Ürün grupları bazında ihracatta öne çıkan ürün grupları torna tezgâhları ve diğer makineler (GTİP 846599) ile testere makineleri olurken, ithalatta öne çıkan ürün grubu ise ağaç/lifli levha imalinde presler ve diğer makine ve cihazlar olarak dikkat çekiyor.

TEKNİK ELEMAN İSTİHDAMI YÜKSEK

Diğer yandan, kapasite raporu alan tüm ölçekteki kayıtlı üreticileri kapsayan TOBB veri tabanına göre, 2019 yılı Eylül ayı itibarıyla ağaç işleme makineleri imalatında 303 kayıtlı üretici bulunduğunu görüyoruz. Üreticilerin illere dağılımı incelendiğinde ise İstanbul, Bursa, Ankara, Konya ve İzmir’de yoğunlaşan bir kümelenmeden söz etmek mümkün. Sektörün istihdam verilerine göreyse, 2019 yılı Eylül ayında 6.917 kişilik toplam çalışan sayısı karşımıza çıkıyor. Toplam çalışanlar içinde işçi statüsünde olanların sayısı 4.275 kişiyken, idari personel 993 kişi, ustalar 718 kişi, teknisyenler 509 kişi ve mühendisler 415 kişiden oluşuyor. Toplam çalışanlar içinde mühendisler yüzde 6, teknisyenler yüzde 7,4 ve ustalar yüzde 10,4 paya sahipken, üç grubun toplamı yüzde 23,8 düzeyine erişir ki nicelik olarak bu değerler, sektörde teknik eleman çalıştırma eğiliminin yüksekliğine de işaret ediyor. Ancak alt sektörler arasında teknik eleman dağılımındaki dengesizliğin devam ettiğini söylemek de mümkün. Toplam çalışan içinde mühendislerin payının en yüksek olduğu sektör yüzde 10,1 ile “Diğer testere tezgâhları imalatı” olarak dikkat çekiyor.