İTALYA’NIN SİCİLYA ADASI’NA SADECE 140 KİLOMETRE UZAKLIKTA OLAN TUNUS, AFRİKA’NIN EN NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNE SAHİP OLMASIYLA AVRUPA PAZARINI HEDEFLEYEN, EKONOMİSİ GİDEREK GÜÇLENEN BİR ÜLKE. 16 İLA 19’UNCU YÜZYILLARDA OSMANLI HÂKİMİYETİNDE YER ALAN TUNUS, BU KAPSAMDA TÜRKİYE İLE ORTAK VE KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE DE SAHİP BULUNUYOR. 2011’DEKİ ARAP BAHARI’NIN MERKEZİ OLAN TUNUS’UN HER YIL BÜYÜYEN EKONOMİSİNDE TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR TİCARET PARTNERİ OLMAYI SÜRDÜRÜRKEN, MAKİNE SEKTÖRÜ ÖZELİNDE TUNUS İLE DAHA GÜÇLÜ TİCARİ İLİŞKİLER KURMAK ÇOK MÜMKÜN GÖZÜKÜYOR.

Türkiye ile Tunus arasında, yüzlerce yıllık ortak geçmişe dayalı güçlü ilişkiler bulunuyor. Tunus topraklarındaki üç asırlık Osmanlı mevcudiyeti sırasında kurulan dostluk ve kardeşlik ilişkileri, Tunus’un bağımsızlığını kazandığı 1956 yılından bu yana aynı anlayışla devam ederken, Türkiye, Tunus’un bağımsızlığını ilk tanıyan ve büyükelçiliğini ilk hizmete açan devletlerden biri olmasıyla da Tunus’ta ayrıcalıklı bir konuma sahip bulunuyor. Öte yandan günümüzde ülkenin resmî bayrağı olarak kullanılan Tunus bayrağının, Osmanlı dönemindeki Türklerden alındığı da bugün Tunuslu tarihçiler tarafından dile getiriliyor. Bu bilgi, iki ülke arasındaki güçlü ilişkilerin en önemli göstergelerinden biri olarak gösterilmeye devam ediliyor. Dünyanın 95’inci ve Afrika’nın 13’üncü büyük ekonomisi olan Tunus, Avrupa ile Arap dünyası arasında köprü niteliğinde bir ülke olmasıyla önem kazanırken, Dünya Bankası “İş Yapma Kolaylığı” endeksinde de 78’inci sırada yer almaya devam ediyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre 2019’da yıllık reel olarak yüzde 1 oranında büyüyen Tunus ekonomisi, geçtiğimiz yıl salgın etkisiyle yüzde 4 oranında daralmıştı. Ancak ülkenin 2021 yılı performansına yönelik beklentiler, bu yıl Tunus ekonomisinin bu kaybı telafi edeceği ve yüzde 4 büyüme sergileyeceğini öngörüyor.

TÜRKLERLE DERİN TARİHİ BAĞLARI VAR

Tunus topraklarının bilinen en eski yerleşimcilerinin Batı Asya ve Avrupa’dan geldiği tahmin edilmekle birlikte, buradaki ilk büyük devlet MÖ 12’nci yüzyılda bölgeye yerleşen Fenikelilerin MÖ 9’uncu yüzyılda kurdukları Kartaca İmparatorluğu’dur. MÖ 2’nci yüzyıla kadar yaklaşık sekiz asır bölgede hüküm süren Kartacalılar, Roma İmparatorluğu ile girdiği mücadeleyi kaybederek MÖ 146’da tarih sahnesinden çekildi. Böylece Tunus topraklarının hâkimiyeti Roma’ya geçti. Tunus bu tarihten itibaren yaklaşık 500 yıl Roma İmparatorluğu’nun Kuzey Afrika’daki idarî merkezi olarak kalırken, 5’inci yüzyılın ortalarında Roma hâkimiyetine son veren Vandalların kontrolüne girdi. 535 yılında Bizans İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına giren Tunus, İslam orduları tarafından fethedilinceye kadar Bizans sınırları içerisinde yer aldı. Tunus’un da içinde yer aldığı Kuzey Afrika coğrafyasının önemli bir bölümü, daha ilk hicrî yüzyılda Araplarca fethedilirken, yüzyılın ortalarından itibaren bölgenin aslî unsuru olan Berberîler arasında İslamiyet hızla yayıldı ve 707 yılında Tunus’un fethi tamamlandı. 16’ncı yüzyılın başlarına kadar çok sayıda devlet ve kabilenin etkisi altında kalan Tunus’ta, bu dönemden itibaren Avrupa devletlerinin Kuzey Afrika kıyılarına yönelik saldırıları Osmanlı Devleti’ni harekete geçirdi ve İspanyollara karşı verilen mücadele neticesinde Tunus 1574’te kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı. Tunus’taki Osmanlı hâkimiyeti 3 asır boyunca devam ederken, Fransa’nın Tunus’a yönelik ilgisi 19’uncu yüzyıl ortalarından itibaren arttı ve 8 Haziran 1883’te imzalanan Mersa Antlaşması ile Tunus resmen Fransız himayesi altına girdi. 1920’li yıllardan itibaren Tunus’ta bağımsızlık mücadeleleri görülmeye başlandı. 1956 yılına gelindiğinde Tunus, Fransa’dan bağımsızlığını elde etmeyi başardı. Devam eden yıllarda katı bir rejimle yönetilen Tunus’ta, 2010’un sonlarında başlayan kitlesel halk protestoları “Arap Baharı” ismiyle anıldı ve hızla tüm Kuzey Afrika ve Orta Doğu’ya yayıldı. 2011’de, ülkeyi 25 yıldır yöneten Zeynel Abidin Bin Ali’nin Suudi Arabistan’a sığınmasıyla Tunus’ta yeni bir dönem başlamış oldu.

2020’NİN KAYIPLARI 2021’DE TELAFİ EDİLECEK

Tunus sanayi anlamında gelişmekte olan bir ülke konumundadır. Ülkenin sanayi faaliyetleri tekstil ve deri, petrol üretimi ve başta fosfat olmak üzere madencilik alanlarında yoğunlaşırken, imalat sanayi üretiminin yüzde 26,6’sını tekstil-konfeksiyon ve deri sektörü, yüzde 22,7’sini makine-elektrik sanayisi, yüzde 18,1’ini kimya sanayisi, yüzde 16,6’sını gıda, yüzde 9,2’sini ise inşaat malzemeleri ve toprak sanayisi oluşturuyor. Tunus, 10 milyon ton civarındaki yıllık üretimiyle dünya fosfat üretiminde ilk sıralarda yer alırken, çıkarılan fosfatın büyük bölümü ihracata dönük gübre ve kimyasal madde üretiminde kullanılıyor. Tunus Sanayi Geliştirme Ajansı (API) tarafından açıklanan “Ulusal Sanayi Stratejisi”nde ise katma değeri yüksek yeni sektörlerin yanı sıra mekanik, elektrik, tekstil ve konfeksiyon, gıda, bilgi ve iletişim teknolojilerini içeren öncelikli sektörlere ağırlık verilmesi amaçlanıyor. Strateji kapsamında ihracatın ve yabancı yatırımların arttırılmasının yanı sıra katma değeri yüksek faaliyetler için Tunus’un bir merkez haline getirilmesine yönelik çalışmalara öncelik verileceği de bildiriliyor.

Bu kapsamda, gelişen ve dengeli bir ekonomiye sahip olan Tunus, ekonomik çeşitlilik bakımından bölge ülkeleri arasında en avantajlı konumda olan ülke olmayı sürdürüyor. Ülke ekonomisi yüzde 64 oranında hizmet sektörüne dayalıyken, bu alanda sanayinin payı yüzde 26, tarımın payı ise yüzde 10 olarak ölçülüyor. Son 10 yılda ortalama yüzde 2’lik bir büyüme trendi yakalayan Tunus, bu dengeli ve gelişime açık yapısına rağmen, yüksek yoksulluk ve işsizlik oranlarıyla mücadele etmeyi de sürdürüyor. Küresel ölçekte yaşanan salgının etkisiyle işsizliğin yüzde 19’a ulaştığı ülkede 2021 yılı için büyüme beklentisi ise yüzde 4 olarak dile getiriliyor. Diğer yandan Tunus’ta, başta sömürge döneminin mirası olan ve ülke kaynaklarının Avrupalı küresel şirketler tarafından kullanılmasına yol açan sorunlar olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinde refah artışını sağlayacak süreçleri çıkmaza sokan pek çok etmen de bulunuyor. Bu sebeple ülkede ekonomik bağımsızlığın kazanılması, ekonominin geleceği açısından hayati önem taşımaya devam ediyor. Tunus’un dış ticaret hacmi, son yıllarda 30 ila 40 milyar dolar seviyelerinde seyrederken, ülke 2019’da 15 milyar dolarlık ihracat ve 22 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. Ülkenin başlıca ihracat kalemleri hazır giyim, ham petrol, kablo, zeytinyağı, ayakkabı, hurma, kara taşıtları aksamı, elektrik-elektronik cihazlarken, başlıca ithalat kalemleri elektrikli cihazlar ve devreler, makine ve aksamları, madeni yağlar, otomotiv ve yan sanayisi, ilaç, tekstil ürünleri, hazır giyim ve telefon cihazlarıdır. Ülkenin en önemli ticaret ortakları ise Fransa ve İtalya’dır. 

TÜRKİYE İLE TİCARETİ HIZLA GÜÇLENİYOR

Türkiye ile Tunus arasındaki tarihi ilişkilerin ekonomik alana olumlu yansıması da devam ediyor. 2000’li yılların başlarında 200 milyon dolar civarında olan dış ticaret hacmi, 2008 yılında 1,1 milyar dolara ulaşmıştı. 2019’da bu rakam, 976 milyon doları Türkiye’den Tunus’a ihracat, 135 milyon doları ithalat olmak üzere toplam 1 milyar 111 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Tunus’un ithalatında önemli partnerlerinden biri olan Türkiye, halen altıncı sıradaki yerini koruyor. Türkiye’den Tunus’a ihraç edilen başlıca ürünler tekstil ve hazır giyim, kara ulaşım araçları, makine ve makine ekipmanları, demir-çelik ürünleri, otomotiv yan sanayi ürünleri ve tütünken, Tunus’tan ithal edilen başlıca ürünler fosforik asitler, kimyasal gübreler, zeytinyağı, pamuklu kumaşlar, kablolar, elektrik panoları, hazır giyim ve hurma olarak sıralanıyor.

TUNUS’A DAHA FAZLA MAKİNE SATABİLİRİZ

Tunus’un makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, ülkenin makine ihracatının 2019’da yüzde 2,2 azalarak 782,7 milyon dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. Tunus’un en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 241,9 milyon dolarla Fransa yer alırken, ikinci sıradaki İtalya 2019’da Tunus’tan 112,2 milyon dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki Almanya’ya da 86,3 milyon dolarlık makine ihraç edildi. 2019’da Türkiye ise Tunus’tan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 9’luk artışla 15’inci sırada yer aldı ve 5,1 milyon dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde Tunus’un Türkiye’ye gerçekleştirdiği 134,9 milyon dolarlık toplam ihracat içinde makinenin payı da yüzde 3,8 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Tunus’un toplam ihracatının 14,9 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 5,2 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 21,6 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 9,8 pay aldığı Tunus’ta, 2019’da yüzde 8,1’lik azalışla 2,1 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Tunus’un en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 484,2 milyon dolarla İtalya yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 355,8 milyon dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki Fransa’dan da 265,6 milyon dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde Tunus’un Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatı ise yüzde 7,6’lık Azalışla 87,5 milyon dolar oldu. Türkiye bu dönemde, Tunus’un makine ithalatında altıncı sırada konumlandı. Bu veriyle, Tunus’un toplam 2,1 milyar dolarlık makine ithalatından 2019’da Türkiye’nin aldığı payın yüzde 4,2 seviyesinde gerçekleştiğini; Tunus’un Türkiye’den yaptığı 975,9 milyon dolarlık toplam ithalat içindeki makinenin payının ise yüzde 9 olarak kayda geçtiğini hatırlatalım.