30 YILDIR NAKİTSİZ TOPLUM OLMAYA ODAKLANAN TÜRKİYE, 2020 YILINDA SALGININ DA ETKİSİYLE BU HEDEFİNE OLDUKÇA YAKLAŞTI. 10 YIL ÖNCE TÜKETİM HARCAMALARININ YÜZDE 60’I NAKİT ÖDEMEYLE GERÇEKLEŞTİRİLİRKEN, BUGÜN BU ORAN YÜZDE 46’YA GERİLEDİ. MOBİL VE TEMASSIZ ÖDEMELER PAZARINDAKİ BÜYÜMENİN HIZLANMASIYLA, ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ YIL İÇİNDE TÜRKİYE’NİN NAKİTSİZ TOPLUM OLMA HEDEFİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ BEKLENİYOR.

Türkiye nakitsiz toplum olma yolunda hızla ilerliyor. 2010 yılında Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre nihai tüketimin yüzde 60’ı aşkın bölümü nakit gerçekleştirilirken, bugün bu oran yüzde 46’ya gerilemiş durumda. Dünyada tüm ülkelerin hedefi nakitsiz toplum yaratmak. Ekonomiyi tam anlamıyla kayıt altına alan, ödemeyi daha güvenli ve kolay kılan nakitsiz toplum, tüm finansal işlemlerin herhangi bir banknot ya da bozuk para kullanımından bağımsız olarak dijital cüzdanlar, kartlar, internet ya da mobil bankacılık işlemleri aracılığıyla gerçekleştirilmesi anlamına geliyor. Türkiye de tam 30 yıldır nakitsiz toplum olmaya odaklanıyor. İlk olarak 1991 yılında ilk POS’un hayata geçmesiyle bu yolculuğa başlayan Türkiye, 1998 yılında taksitli ödemelerle toplumu tanıştırmıştı. 2000’li yılların başlangıcında kredi kartıyla hızlı, güvenli ve kolay ödeme hızlandı. 2006 yılında temassız kredi kartı veren ilk Avrupa ülkesi olan Türkiye, 2007 yılında Fransa ve İngiltere’den sonra Chip&PIN dönüşümünü tamamlayan üçüncü Avrupa ülkesi oldu. 2012 yılında da Türkiye’de ilk dijital cüzdan faaliyete geçti. Bugün Türkiye, kartlı ödemeler pazarında Avrupa’da liderliği elinde bulunduruyor. Salgın sürecinde hijyen ve mesafe kaygıları ve yaşanan kısıtlamalar da toplumu nakitten uzaklaştırdı. Birçok sektörün daraldığı geçtiğimiz yıl Türkiye’de ödemeler pazarındaki büyüme sürdü. BKM verilerine göre, kredi kartı sayısı 2020’de bir önceki yıla göre yüzde 8 artışla 75,7 milyon olurken, banka kartı ve ön ödemeli kart sayısı toplamda yüzde 13 artışla 188,1 milyona çıktı. Böylece toplam kart adedi yaklaşık 264 milyon adede ulaştı.

TEMASSIZ VE MOBİL ÖDEMEDEKİ BÜYÜME NAKİTSİZ TOPLUMU DESTEKLİYOR

Önümüzdeki birkaç yıl içinde Türkiye’de nakit kullanımında ciddi bir gerileme bekleniyor. Bu beklentide, Türkiye’nin özellikle mobil ve temassız ödeme teknolojilerinde yaşadığı atılım öne çıkıyor. Sadece 2020 yılında BKM verileriyle temassız kredi kartı adedi 45 milyona ulaştı. Bu rakam, her beş kredi kartından üçünün -yani toplam kredi kartlarının yüzde 60’ının- temassız özellikli olduğu anlamına geliyor. Banka kartlarında da temassız dönüşüm hızla devam ederken, temassız banka kartı adedi 51 milyona, temassız banka kartlarının toplam banka kartları içindeki payı ise yüzde 27’ye yükseldi. Temassız ödeme yapılabilen terminal sayısı ise 2020’de hızla artarak 2 milyona yaklaşırken, bugün her dört terminalden üçünde temassız ödeme yapılabiliyor. 2020 yılında Strategy& araştırma şirketinin, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 ülkede 3.500 katılımcıyla gerçekleştirilen “Ödemeler Araştırması 2020” başlıklı çalışmasına göre, Avrupa’da mobil ödeme yöntemlerinin kullanımı yüzde 14 iken Türkiye’de bu oran yüzde 21’e çıktı. Mobil cüzdanların artış ivmesinin devam ettiğine dikkat çeken araştırma, yeni ödeme yöntemlerinin bu cüzdanlara dâhil edildiğini de belirtiyor. Perakende, ulaşım ve iletişim gibi banka dışı alanlarda mobil cüzdan uygulamalarının yaygınlaşması, bu ödeme yönteminin hayatın her alanında kullanılabilmesinin önünü açıyor. Araştırmaya göre, mobil temassız işlem sayılarında bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 225 artış olması da bu durumu doğruluyor.

“BÜYÜME HIZLANACAK”

Ödeme sistemleri konusunda Türkiye’nin öncü şirketleri arasında yer alan Paynet’in CEO’su Serkan Çelik, Türkiye’nin nakitsiz toplum olma yolundaki performansının son derece başarılı olduğunu belirtirken, nakit kullanımının gittikçe azaldığını, salgın etkisiyle artan e-ticaret ve anlık ödeme çözümlerinin de bu hedefi desteklediğini ifade ediyor. Çelik, “Önümüzdeki birkaç yılda nakitsiz topluma geçiş geride bıraktığımız 10 yıla göre çok daha fazla hızlanacak. Türkiye, nakitsiz toplum olma konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olacak. Fintech ekosistemimizin gücü, genç nüfusun yeni teknolojilere uyum hızı, tek kanaldan ödeme kolaylığı da içeren ‘Süper Uygulamaların’ yaygınlaşması, nakitsiz topluma ulaşma hedefimizde bizi destekleyecek.” diyor.

“KOBİ’LERİN ÖDEME KANALLARI DİJİTALLEŞMELİ”

Nakitsiz toplum hedefine daha sağlam adımlar atmak için bir yapılacaklar listesi olduğuna da dikkat çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’de nakit, yüzde 46 gibi bir oranla halen alışveriş ve hizmet ödemelerinde tercih edilen bir ödeme yöntemi. Tüketicilerin nakit ödeme tercih etmesinin temel sebeplerinden biri, bazı işletmelerin yalnızca nakit kabul etmesi. Strategy& araştırma şirketinin verilerine göre, bu oran Türkiye’de yüzde 29. Bu oranı düşürmek için özellikle KOBİ ölçeğinde işletmelerin ödeme kanallarını dijitalleştirmesi gerekiyor.” Paynet’in TÜRKONFED iş birliğiyle gerçekleştirdiği “KOBİ’lerin Dijital ve Finansal Karnesi” araştırmasının sonuçlarına da dikkat çeken Çelik, araştırmaya göre finansal olgunluk düzeyi üst grupta yer alan KOBİ’lerin yüzde 47,5’inin dijital olgunluğunun da üst seviyede yer aldığını; finansal olgunluğu alt kategoride olup dijital olgunluğu üst seviyede olan şirketlerin oranının ise yüzde 3,2’te kaldığını belirtiyor. Çelik, “Yani, dijitalleşen KOBİ’ler finansal olarak da güçleniyor. Özellikle tahsilatta yani ödeme almada yaklaşık her üç KOBİ’den birinin sanal POS’u tercih ettiğini görüyoruz. Sanal POS kullananların tercih nedeni olarak kullanım kolaylığı ilk sırada geliyor. KOBİ’ler ayrıca sırasıyla internetten satış yapabilmelerine imkân verdiği ve müşteri talebi olduğu için de Sanal POS tercih ediyor. KOBİ’ler POS çözümlerindense ödeme seçeneklerinde kolaylık sağlamasını, komisyon oranlarının azaltılmasını, mobil, uzun ömürlü şarj özelliği ve daha hızlı bir sisteme sahip olmasını talep ediyor. Bu kullanımı yaygınlaştırmamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.