Dünyanın en büyük 5'inci ihracatçısı ve 7'nci ithalatçısı olan Hollanda, dünyada yatırıma ve ticarete en açık ekonomilerinden biridir. Avrupa’nın en büyük ve kalabalık limanı Rotterdam’a ve dünyanın en iyi ulaşım altyapılarından birine sahip olmasıyla Hollanda, Avrupa’ya yapılacak birçok ticaret için bir giriş noktası olarak da gösterilir. Yeni ürünlere ve trendlere açık, İngilizce dil yetkinliği yüksek olan Hollandalı tüketiciler, yabancı ihracatçılar için ideal bir hedef tüketici grubuyken, Hollanda, Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde de halen 42’nci sırada yer alıyor. Bununla birlikte Hollanda’nın yüz ölçümünü oluşturan topraklarının yüzde 38’i deniz seviyesinin altında bulunuyor ve yüzde 18’i de su ve kanallardan oluşuyor. Varlığını hidrolik mühendisliğine borçlu olan Hollanda topraklarının yüzde 20’si, “polder” adı verilen denizden kazanılmış topraklarken, ülke topraklarının 2/3’ü dünyanın en geniş kapsamlı su kontrol projeleri sayesinde su altında kalmaktan korunuyor. Bu kapsamda Hollanda, çoğu 14’üncü yüzyılda başlayan arazi ıslahlarıyla elde ettiği arazilerde yaptığı tarımsal üretimle, ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci gıda ve tarım ürünleri ihracatçısı konumunda bulunuyor. Ülkenin, uluslararası siyaset ve ticaret arenasında ismi “Netherlands” (Lower Countries-Aşağı Ülke anlamında) olsa da Türkiye’de de kullanılagelen Hollanda ismi (Hollow Land-Alçak Ülke kelimesinden türetildiği düşünülse de tarihçiler bunun popüler bir yanlış bilgi olduğunu; doğrusunun Holtlant-Orman Toprakları kelimesinden türemiş olabileceğini söylüyor), 1064 yılına tarihlenen belgelerde de rastlanılan ve ülkenin kuzeybatı kısmının en önemli eyaleti olan Hollanda Eyaleti’nden geliyor. Diğer yandan, Hollanda ve Hollandalılar için kullanılan bir başka isim olan “Dutch” ise Orta Hollanda’da halk arasında konuşulan bir lehçe adıyken, sıklıkla İngiliz kültüründe Hollanda bu isimle anılıyor. Benzer şeklide, Fransızlar da ülkeyi “Pays-Bas” yani “Aşağı Ülke” olarak tanımlıyor. Türkiye-Hollanda ilişkilerinin tarihi ise 400 yılı aşan bir geçmişe dayanıyor. 1612’de ilk Hollanda Elçisi Cornelis Haga İstanbul’da görevlendirilirken, aynı yıl Sultan I. Ahmet tarafından Hollandalılara “Ahidname-i Hümayun” verildiğini biliyoruz. Diplomatik ilişkilerin tesisiyle Hollandalı tüccarların Osmanlı İmparatorluğu’ndaki faaliyetleri artarken, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk daimi temsilcisi Yahya Karaca Paşa, ancak 1859’da Lahey’de göreve başlamıştı.

AVRUPA TARİHİNİ TİCARET BECERİLERİYLE DEĞİŞTİRDİLER

Romalılardan önce Hollanda’da Tubanten, Cananefaten ve Frizler gibi çeşitli Cermen kabilelerinin yaşadığı biliniyor. Romalıların gelmesinden sonra cesaretleriyle tanınan Batavyalılar ve Toxandriërs gibi bazı Cermen kabileleri Ren nehrinin güneyine göç ederek Roma ordusuna asker vermiş, hatta Batavyalılar Roma imparatoru Trajan’ın Daçya (Romanya) seferinde önemli bir rol oynamıştı. Roma imparatoru Jül Sezar Galya’yı ele geçirdikten sonra MÖ 58 civarında Belçika ve Hollanda’ya yöneldi. Bu bölgeleri ele geçirdikten sonra bölgenin ilk kentlerini kurdu ve bölgeyi “Germania Inferior” adı altında bir Roma eyaleti haline getirdi. İmparatorluğun çökmesi üzerine bölge Barbar akınlarına hedef oldu. Yeni gelen kavimler yerlilerle karışarak üç değişik halkı oluşturdular: Kuzey kıyıda oturan Frizler, doğuda yaşayan Saksonlar ve güneydeki Franklar. 10’uncu ve 11’inci yüzyıllarda Hollanda, Alman krallar ve imparatorlar tarafından yönetilirken, 1433’te günümüzdeki Belçika ve Hollanda’nın büyük bir bölümü Burgonya Düklüğü’nün eline geçti. Bu dönem, Hollanda için çok yararlı oldu; Amsterdam büyüyüp zenginleşirken, 15’inci yüzyılda Baltık bölgesinden gelen tahılın nakliyesi için Amsterdam en büyük liman haline geldi. Hollanda tarihinde 1585-1702 yılları arasındaki döneme Hollanda Altın Çağı denir. Bu dönemde Hollanda bilim, ticaret ve sanat dallarında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline gelmiştir. Bu dönem, zengin Protestan tüccarlar ve aydınların, ayrıca İspanyollardan kaçan Seferad Yahudilerinin Hollanda’ya sığınmalarıyla başlarken, ülke Avrupa’nın en zengin ve aydın insanlarını bünyesinde toplanmış oldu.

7’nci yüzyıl boyunca Hollandalılar dünyanın her bölgesiyle ticarete girdi. Kuzey Amerika’da Nieuw Amsterdam gibi koloniler kurulurken, 1602’de “Hollanda Doğu Hindistan Şirketi” Asya’da kolonileşmeye başladı. Bu koloniler zamanla Endonezya ülkesini de oluşturacaktı. Aynı dönemde Osmanlı İmparatorluğu’ndan ithal edilen laleler Hollanda’da bir tutku haline geldi. Birinci Dünya Savaşı boyunca tarafsız kalan Hollanda, İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nın işgaline uğradı. Hollanda’da yaşayan 140 bin Yahudi’nin 100 bini, savaş sırasında hayatını kaybederken, savaş sona erdiğinde bir Hollanda sömürgesi olan Endonezya da savaşın ardından bağımsızlığını kazandı.

İTHAL MALLARI İHRAÇ EDEREK BÜYÜYOR

Hollanda ekonomisi, özel sektör ve kamu sektörünün her ikisinin de önemli roller oynadığı karma bir pazar ekonomisi niteliği taşıyor. Ekonomisi güçlü bir uluslararası yönelime sahip olan Hollanda, ticaret ve yüksek düzeyli finansal ve mesleki hizmetleriyle ünlenen; dünyadaki en zengin ve refah seviyesi yüksek ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Ekonominin ana sektörleri nakliye/lojistik, kimya sanayisi, ticaret ve hizmetlerden oluşurken; imalat sanayisi ise Almanya, Fransa ve İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerinde olduğundan daha az baskın durumda bulunuyor. Ülkedeki endüstriyel aktiviteler, esas olarak gıda işleme, kimyasallar, petrol işleme ve elektrikli makineler üzerine yoğunlaşıyor. Bilgi iletişim teknolojileri sektörü ise halen GSYİH artışına yüzde 20 civarında katkıda bulunmaya devam ediyor. Tarım ve gıda ile kimyasallar gibi daha geleneksel sektörlerde biyoteknoloji giderek artan önemde bir rol oynarken, dışa açık olan ekonomi dış ticarete ve finansal hizmetlere bağımlılığını sürdürüyor. Diğer yandan Hollanda, ithal ettiği ürünlerin büyük bir bölümünü hiçbir işlemden geçirmeden ya da basit bir işlemden geçirdikten sonra yeniden ihracata yönlendirerek önemli ticaret hacmi oluşturuyor. Hollanda’nın başlıca ithal ve ihraç ürünleri incelendiğinde, aynı ürünlerin hem ithalat hem de ihracatta başlıca ürünler arasında yer aldıkları ve değerlerinin ihracat lehine küçük farklarla birbirine yakın olduğu görülebilir. Reeksporta konu olan bu mallar, ABD ve Asya’dan ithal edilip Avrupa ülkelerine gönderilirken; Hollanda bu nedenle AB üyesi olmayan ülkelerle ticarette açık, AB içi ticarette ise dış ticaret fazlası veriyor.

Bununla birlikte, topraklarının önemli bir bölümü deniz seviyesinin altında olan Hollanda, dünyanın en önemli tarım ülkelerinden biri olmasıyla da dikkat çekiyor. Anakara topraklarından geçen üç büyük nehir ülke tarım hayatı için önemli bir rol oynarken, toprakların yüzde 32’si tarım için kullanılıyor. Diğer yandan, tarımsal üretimde iş gücünün çok az bir bölümü istihdam etmesine karşın ileri düzeyde mekanize olmuş tarım sektörü, Hollanda’yı dünyanın en fazla tarım ürünleri ihraç eden ikinci ülkesi konumuna oturtuyor. 2020’de tarım ürünleri ihracatından 110 milyar dolardan fazla gelir elde eden, özellikle süt ve süt ürünleri üretiminde çok ileri seviyelerde olan Hollanda’da patates, şeker pancarı, buğday ve tahıllar ile seracılıktan elde edilen tatlı biber ve taze çiçekler en çok ihraç edilen tarım ürünleridir ve önemli bir ihraç kaynağıdır.

KÜRESEL TİCARETİN MERKEZİ

Hollanda’nın 17,4 milyonluk toplam nüfusu içinde iş gücüne katılım oranı yaklaşık yüzde 71 iken işsizlik oranı da yüzde 5 ile AB ortalamasının altındadır. 1 trilyon dolarlık GSYİH büyüklüğü ile Hollanda, Avrupa’nın 5’inci ve dünyanın 17’nci büyük ekonomisidir. Ülke, kişi başına düşen 58 bin dolarlık KBGSYİH’siyle de dünyada 12’nci sıradadır. 2020 yılında salgın etkisiyle yüzde 3,8 oranında daralan Hollanda ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5’lik büyüme sergilemesi bekleniyor. Comtrade verilerine göre, Hollanda 2020’de toplam 551,6 milyar dolarlık ihracat ve 482,8 milyar dolarlık ithalat yaptı. En yakın ticaret ilişkilerini komşu ülkeleri olan Almanya, Belçika ve Birleşik Krallık ile kuran Hollanda, en fazla ithalatı ise Almanya’dan gerçekleştiriyor. Türkiye, 2020’de Hollanda’ya 4,3 milyar dolarlık ihracat yaparken Hollanda’dan 6,5 milyar dolarlık ithalat yaparken, toplamda 10,8 milyar dolarlık ikili ticaret büyüklüğüyle Hollanda, Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından bir olmayı da sürdürdü. Ticaret Bakanlığı Kolay İhracat Platformu Hollanda Ülke Sayfasında yer alan bilgilere göre, uluslararası işletmeler için çekici bir ekonomik ortam olan Hollanda, birçok uluslararası şirketin genel merkezine de ev sahipliği yapıyor. Çok sayıda uluslararası banka, sigorta şirketi, hukuk firması ve danışmanlık hizmetini ülkede bulundurmasıyla, yapılacak yatırımlar için kapsamlı ve küresel bir hizmet sağlayıcısı konumunda olan Hollanda, bu yönüyle uluslararası piyasalara hâkim Türk hizmet firmalarının Avrupa’da iş yapması ve şirketleşmesi için de çekici bir opsiyon olarak gösteriliyor.

Endüstriyel alanda ise Hollanda, ağırlıklı olarak gıda işleme, makineler, kimyasallar, petrol arıtımı, yüksek teknoloji ve elektrikli makineler sektörlerine önem veren bir görüntü sergiliyor. Hollanda’da GSYİH’nin yaklaşık yüzde 17’sini oluşturan sanayi sektörü, çoğunlukla KOBİ’ler ile az sayıda olan ancak piyasaları yönlendirebilecek kadar güçlü olan çok uluslu şirketlerden oluşuyor. İmalat sanayisi, küçük firmalar da dâhil, ihracata yönelik üretim yaparken; üretim hacmi olarak gıda, içecek, kimya, kâğıt ve matbaacılık, elektrikli makineler, makine ekipman, nakliye araçları sanayi kolları öne çıkıyor. Diğer yandan, elektronik ve mikroçipler, ilaç sanayisi, gen mühendisliği ve tıbbi cihazlar da ülkeden gelişen sektörler olarak dikkat çekiyor. Bunların dışında medikal teknoloji, çevre teknolojileri, enerji, yaşam bilimleri, gemi inşa ve bilişim teknolojileri üretiminde de Hollanda, önemli bir üretici olmayı sürdürüyor. Yoğun bir kara yolu, demir yolu, su ve uçuş bağlantı ağına sahip olmasıyla endüstriyel üretimin diğer ülkelere ihracatını kolaylaştıran Hollanda, buna paralel olarak, 2020’de en çok makine ve aksamları ile elektrikli makine ve ekipmanlar sektöründe ihracat gerçekleştirdi. Ayrıca, Avrupa Birliği’ndeki doğal gaz rezervlerinin yüzde 25’inden fazlasına sahip olan Hollanda, gelişmiş ekonomiye sahip komşuları için istikrarlı bir tedarikçi görevini üstlenmeye de devam ediyor. Türkiye’nin Hollanda’ya en fazla ihracat yaptığı sektörler otomotiv, makine ve elektrikli makine ve ekipmanlar olarak dikkat çekerken, Türkiye’nin Hollanda’ya ihracatında makine sektörünün payı ise yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşiyor. 

HOLLANDA’YA DAHA FAZLA İHRACAT YAPMAK MÜMKÜN

Hollanda’nın makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, ülkenin makine ihracatının 2020’de yüzde 3,6 gerilemeyle 84,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Hollanda’nın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 12,5 milyar dolarla Almanya yer alırken, ikinci sıradaki Belçika 2020’de Hollanda’dan 6,5 milyar dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki ABD’ye de 6,3 milyar dolarlık makine ihraç edildi. 2020’de Türkiye ise Hollanda’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 10,9’luk artışla 14’üncü sırada yer aldı ve 1,1 milyar dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde Hollanda’nın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 6,5 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 17,1 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Hollanda’nın toplam ihracatının 551,6 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 15,3 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 482,8 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 13,7 pay aldığı Hollanda’da, 2020’de yüzde 1,7’lik azalışla 65,9 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Hollanda’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 13,4 milyar dolarla Almanya yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 12,1 milyar dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki ABD’den de 6,1 milyar dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde Hollanda’nın Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatı ise yüzde 0,1’lik düşüşle 444,5 milyon dolar oldu ve Türkiye, Hollanda’nın makine ithalatında 25’inci sırada yer aldı. Bu veriyle, Hollanda’nın toplam 65,9 milyar dolarlık makine ithalatından 2020’de Türkiye’nin aldığı payın yüzde 0,67 seviyesinde gerçekleştiğini; Hollanda’nın Türkiye’den yaptığı 4,3 milyar dolarlık toplam ithalat içindeki makinenin payının ise yüzde 10,3 olarak kayda geçtiğini hatırlatalım.