Forma makine yirmi yıl önce 60 metrekarelik alanda tek başına yatay ambalaj makine’si imalatını 7500 metrekare kapalı alandaki modern binasına taşıdı. firma gıda sektörü için bisküvi, çikolata, gofret, helva...


20 yıl önce küçük bir atölyede başlayan serüven bugün 7 bin 500 metrekareli Firmanın Genel Müdürü Emin Akbaş’ın 1977 yılı üniversite eğitimi için geldiği İstanbul’da boş geçen zamanını değerlendirmek için girdiği makine sektöründe hızla büyüceği kimsenin aklına gelmezdi. Forma Makine Satınalma Müdürü ve Kalite Sistem Yöneticisi Yeliz Akbaş yirmi yıllık süreci anlatırken Emin Akbaş’ın sektöre girişini ve şöyle aktardı: Genel Müdürümüz Emin Akbaş eğitimi ikinci öğretim olduğu için makine sektöründe iş bularak sektöre girmiş. Teknik lise kökenli olduğu için, teknik ve kişisel becerileri, azim ve kararlılığı sektördeki başarılarını arttırmış. 60 metrekarelik alanda temeli atılan Forma Makine’de tek başına imalatına başladı- ğı yatay ambalaj makinesi imalatını zamanla yoğun mücadeleler sonucu 7 bin 500 metrekare kapalı alandaki modern binamıza taşımayı başarmıştır” dedi.

HEDEF DEVLER LİGİNDE OYUNCU OLMAK
Gıda sektörü için bisküvi, çikolata, gofret, helva, lokum, pasta, şekerleme çeşitleri, ekmek, grisini, temizlik sektörü için sabun, toz bezleri, temizlik süngerleri, cilalı bezler makine üretimi yapan Forma, otomotiv sektöründe de faaliyetlerine devam ediyor. Araba aksesuarları ve bazı yedek parçaları n üretimini yapan firma ayrıca; özellikle şekilli ve düz gofret üretim hatları, besleme otomasyonları ve yatay ambalaj makineleri imalatında uzmanlaşmı ş. 1989 yılından bu yana Türkiye’de sektörün lider kuruluşları ndan biri olarak faaliyet gösteriyor. Hem Türk hem de uluslararası pazarlarda, tasarımdan tedarike, kurulumdan, satış sonrası servise kadar uzanan, CE, ISO 9001:2000 ve GOST sertifikaları na uygun, anahtar teslim ve müşteri odaklı geniş çözümler sunuyor. firmanın kısa vadeli hedeflerinden bahseden Kalite Sistem Yöneticisi Yeliz Akbaş dünyanın önde gelen firmaları arası nda yerlerini almak istediklerini belirtti. Akbaş, “Hedeflerimiz; hem üretimde hem de tasarımda görev almakta olan kalifiye mühendislerimiz ile mantıksal çözümler üreterek, yüksek makine standartları nı uygulayarak tüm dünya pazarları nda dünyanın önde gelen firmaları ndan biri olmaktadır” dedi.

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN KRONİK SORUNLARI VAR
Makine sektörünün büyüdüğü ve kısa zaman zarfında ülke ekonomisine büyük katkılar sağladığını belirten Yeliz Akbaş, makine sektörünün bu olumlu gelişmelere rağmen bazı sorunlarından henüz kurtulamadığını söyledi. Bu sorunları n sektörün temelinden kaynaklandığı nı dile getiren Yeliz Akbaş, ancak çözümsüz olmadıklarının altını çizdi. Türkiye’de makine sektöründe çok sayı da firmanın faaliyet göstermesi ve gelişmiş ülkelere kıyasla düşük ölçeklerde üretim kapasitesine sahip olmaları; katma değeri düşük makinelerin üretilmelerine neden olduğunu bununda sektörün önemli sorunlarından bazılarını oluşturduğunu ifade eden Yeliz Akbaş, “Forma makine olarak üretim parkurumuzu üç ana gruba ayırabiliriz. Sektöre girmiş olduğumuz yatay ambalaj makineleri grubumuz birbirinden ayrı ve farklı fonksiyonlara sahip beş farklı makinemiz vardır. Bunlardan üçü yeni makinelerimiz olup faklı, bilinen standartlardan ayrı, teknolojik, özel ve hızlı makinelerdir. Gofret üretim hatlarımızda; gofret yatı rımcılarına hitap eden, tamamen bir proses ve proje olarak işleme aldığı- mız makine parkurumuzdur. Besleme otomasyon sistemlerimiz; müşterilerimizin ürününe, kapasitesine ve makinelerini çalıştırdığı konuma göre de- ğişkenlik göstermektedir. Mutlaka amacına uygun çözümü müşterimize sunmaktayız. Forma makine olarak en somut örneğimiz referanslarımızdır” şeklinde konuştu.

SORUNLAR AYNI
1930 yıllarından itibaren tamiratla başlayan makine sektörünün zamanla kendi makine yapma aşamasına geldiğini dile getiren Akbaş, bugün Türkiye’nin toplam ihracatı içerisinde tekstilden sonra en fazla makine ihracatı yapıldığı- nı söyledi. Akbaş, “Türkiye’nin ihracatı nda makine tekstilden sonra en büyük ihracat sektörü haline geldi. Bu sektörde istihdam ve katma değer açısından da diğer sektörlerin önünde yer almaktadı r” dedi. Geçmiş yıllarda da bu günlerde de sorunlar pek değişmediğinin altını çizen Akbaş, sektör için en büyük sorunun tanıtım olduğunu vurguladı. Yurt içi ve yurt dışı fuarların maliyetinin pahalı olması, iç piyasanın ucuz makineye yönelmesi, dış piyasada kurların rekabeti zorlayacak düzeyde olmaması sorunlarının halen devam ettiğini belirten Akbaş, “Sektörün sorunları birbirine benzer. Genel olarak ihracatçıların endişelerini bizde taşıyoruz. Rekabet edebildiğimiz sürece makinecilerin ayakta duracağını bilmek lazım. Bunu sağlamak için her türlü adımın hızla atılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“ORTAK AR-GE ÇALIŞMALARI YAPILABİLİR”
Düşük ölçekli işletmeler birleşerek kendi branşlarında teknoloji ağırlıklı makineler imal ederek rekabet güçlerini artı rmalı diyen Akbaş, “Ar-Ge ağırlıklı çalı şarak devlet desteklerinden yararlanmalı ve kaliteyi ucuza mal etmeleri gerekmektedir” dedi. Makine ithalatı yapan Türkiye’nin 1950’li yıllardan sonra bu makinelerin tamiri ile başlayan sü- reçte dışarıdan alınan makine fiyatları- nın çok yüksek olması, kendi makineni kendin yap mantığı ile hareketlendiğini ifade eden Akbaş, genel olarak bu günlere gelindiğinde sanayi makineleri yapan bir ülke halini aldıklarını söyledi. Ekonomik krizin etkilerinin görülmeye başlandığı 2008 yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Akbaş, “2008 yılı bizim açımızdan iyi geçti, 2009 yılında kurların biraz yükselmesi ihracat yaptı- ğımız için mali olarak iyi sayılabilir ama bu defada talepler azaldı. 2009’un ilk yarı sı bizim açımızdan pek iyi geçmedi ama 2008’den kalan işlerimiz tamamlandığı için krizden fazla etkilenmedik” şeklinde konuştu. Dışarıda başlayan mali krizin tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye’yi de etkilediğini belirten Akbaş, bu krizin mali sektörde olmasının her kesim tarafından kabul edildiğini ama Türkiye’deki mali sektörün karları- nı artırmış olduğunu gözden kaçırılmaması gereken bir detay olduğuna dikkat çekti. Akbaş, “Dünya’da yaşanan kriz ile karşılaştırıldığında bizde yaşanan darboğ azın çıkış sebebi farklı. Bu krizden en çok AB ve ABD etkilenmiş bunlara ihracat yapan firmalarda krizden nasibini almış oluyor. Ülke yönetimi girdi maliyetlerini ucuzlatmalı ihracata yönelik teşvikleri hayata geçirmeli. İhracatçılar teknoloji ağırlıklı çalışmaya yönelmeli küçük işletmeler orta ölçekli işletmelerle rekabet edemeyeceğinden sermaye bil gi ve deneyimlerini birleştirerek daha rekabetçi olmaları gerekir.” diye konuştu.

BAŞARI EŞİTTİR MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ
2008 yılında bir önceki yıla göre ihracat artışı yakalamış olan Forma Makine bahsedilen yılda 3 milyon 500 bin dolar civarında makine ihracatı yapmayı başardı. Bu başarıda müşteri memnuniyetinin yanı sıra sipariş veren firmaların talepleri doğrultusunda yapılan makineler ile teknolojik gelişmeleri de yakından takip etmek zorunda olduklarını ifade eden Akbaş, “Bizim yapmış olduğumuz makinelerde son kullanıcının talep ve istekleri ön planda tutulduğu için makinelerimiz en son teknolojiyle üretilmektedir. Müşteri istekleri, tasarım birimince ayrı ayrı değerlendirilerek istekler için Ar-Ge çalışması yapılmaktadır. Dolayısıyla her türlü teknolojik yenilikleri ve iyileştirmeleri makinelerimize uygulayarak hizmet vermekteyiz” dedi. Bugün tüm Balkan ülkeleri, Rusya, Ukrayna, Türkî Cumhuriyetler, Ortadoğ u, Asya ve Afrika’ya ağırlıklı ihracat yaptıklarını aktaran Akbaş, bu ülkeler ile uzun süredir iş yaptıklarını bunun devamlılığını ise memnuniyete bağladıklarını dile getirdi. Akbaş sözlerini şöyle noktaladı: “Ürün kalitemizden memnun oldukları için halen satış yapıyoruz. Yabancı yatırımcılarımızın bir çoğu makine alımlarında öncelikli olarak teknik detayları baz aldığından bizden istenilen makineleri tanımlamış oluyorlar bu da bizim sonradan sorun yaşama olasılığımızı çürütüyor. Bizim için endişe edebileceğimiz sadece yaşanabilecek aksilikler olabilir ki bu da sorun teşkil etmez.”

SPOT: “ “Hedefimiz; hem üretimde hem de tasarımda görev almakta olan kalifiye mühendislerimiz ile mantıksal çözümler üreterek, yüksek makine standartlarını uygulayarak tüm dünya pazarlarında dünyanın önde gelen firmalarından biri olmaktadır””


Yeliz Akbaş Forma Makine Satın Alma Müdürü ve Kalite Sistem Yöneticisi “Türkiye’nin ihracatında makine tekstilden sonra en büyük ihracat sektörü haline geldi. Bu sektörde istihdam ve katma değer açısından da diğer sektörlerin önünde yer almaktadır” dedi