Arjantin, Güney Amerika kıtasının doğusunda kalan Brezilya ve Meksika’dan sonra bölgenin üçüncü büyük ekonomisine sahip ülkesidir. Ülke adını ise Latince “Argentium” (gümüş) kelimesinden almıştır. Bölgeye gelen ilk Avrupalılar olan İspanyollar, ülke topraklarının büyük gümüş rezervlerine sahip olduğuna inandıkları için buraya “La Plata” ismini vermiş; 1602’de İspanyol kökenli şair Marin del Barco Centenera, Rio de Plata bölgesi üzerine “La Argentina” adlı uzun bir şiir yazmıştı. Bu şiirle birlikte ülkenin adı da Arjantin olarak anılmaya başlandı. 1870’li yıllardan itibaren zengin yer altı kaynakları ve tarımsal faaliyetlere elverişliliği sayesinde dünyanın en zengin devletlerinden biri olmaya başlayan Arjantin, 1870-1930 döneminde bir göç merkezi haline geldi. İtalya ve İspanya Arjantin’e göç veren ülkelerin başında yer alırken, bu nedenle ülkede yoğun şekilde Avrupa dilleri kullanımı da yaygındır. Bununla birlikte, Buenos Aires Üniversitesi Genetik ve Moleküler Biyoloji Bölümü Profesörü Daniel Corach’ın yaptığı bir araştırmaya göre, Arjantin halkının sanıldığı gibi yüzde 85 oranında Avrupalı geni taşımadığı, toplumun yalnızca yüzde 44’ünün Avrupalı soyun devamı olduğu da ortaya konulmuştu. Ülkede hiçbir ırkla karışmamış yerli halkın oranı ise yüzde 10 olarak ölçülüyor. Gelişmekte olan ülke olarak sınıflandırılan Arjantin, İnsani Gelişme Endeksi'ne göre dünyada 46’ncı, Latin Amerika'da ise Şili'den sonra ikinci sırada yer alıyor. Yine, Güney Amerika'nın ikinci, Latin Amerika'nınsa üçüncü en büyük ekonomisine ev sahipliği yapan ülke, MERCOSUR, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC), Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) ve G20 topluluklarına üyeliğini de sürdürüyor.

DÜNYANIN YEDİNCİ BÜYÜK EKONOMİSİNDEN İFLASA GİDEN SÜREÇ

Arjantin’de MÖ 13.000-9.000 arasında tarih öncesi çağlardan beri insan yerleşimlerinin bulunduğu ve bu insanların sanat eserleri üretecek kadar kendilerini geliştirdikleri, Santa Cruz bölgesindeki Cueva de las Manos mağarasında keşfedilen ve MÖ 10.000 yıllarına tarihlenen mağara resimlerinden anlaşılıyor. Bununla birlikte, yoğun insan topluluklarının bölgedeki yerleşim izlerine MS 9’uncu yüzyıldan itibaren başlanıyor. Bu dönemdeki Arjantin yerli halkları Patagonya, Pampa ve Chaco'da yaşayan avcılar ve toplayıcılar ile Cuyo ve Córdoba'da yaşayan çiftçiler olarak iki gruba ayrılıyor. Tarımla ilgilenen bu ikinci grubun yaşadığı bölge 1480’den itibaren İnka imparatorluğu tarafından fethedilse de Arjantin topraklarının, Kristof Kolomb’un Amerika topraklarını keşfinden sonraki 20 yılda, İspanya ve Portekiz tarafından sömürgeleştirilmeye başlandığını da biliyoruz. İspanyol asıllı denizci Juan de Solís’in 1516 yılında ayak bastığı Arjantin’de 1580 yılında ilk İspanyol kolonisi kurulmuştu. İspanyolların bu bölgedeki hâkimiyetlerinin gecikmesi, ülkenin o dönemde değerli metaller açısından fakir olduğunun zannedilmesine bağlanıyor. Bununla birlikte daha 1536'da Pedro de Mendoza, Santa María del Buen Ayre Limanı'nı kursa da kıtlık ve yerli halklarla süren şiddetli çatışmalar nedeniyle İspanyollar Asunción'a çekilmişti. 1580'den itibarense İspanyollar Asunción’dan başlayarak, Arjantin’de ilerlemeye başladı ve bu hâkimiyet 1816’daki Arjantin’in bağımsızlık mücadelesine kadar devam etti.

Arjantin’deki bağımsızlık hareketleri, Amerikan ve Fransız devrimlerinden etkilenerek ve Napolyon’un 1808'de İber Yarımadası'nı istilası ile 1808-1811 İspanyol Kurtuluş Savaşı’nı fırsat bilerek baş gösterdi. 1816'da Tucumán şehrinde başlayan Tucumán Kongresi sonucunda 1817’de Uruguay ve Arjantin bağımsızlığını ilan etti. 1852’ye kadar ulusal hükümeti olmayan Arjantin’deki iktidar mücadelesi ülkeyi iç savaş ortamına sürüklerken, 1861’deki Pavón Savaşı'ndan sonra 1862’de Arjantin Cumhuriyeti resmi olarak kurulmuş oldu. 19’uncu yüzyılın sonlarında Avrupalıların Arjantin'in tarımsal kaynaklarına olan yatırımlarıyla Arjantin Cumhuriyeti büyük ekonomik büyüme gösterdi. 1920’lerin sonunda dünyanın yedinci en zengin ülkesi olan Arjantin, 1870 ile 1920 yılları arası yarısı İtalyan ve üçte biri İspanyol olan 6,2 milyon göçmene ev sahipliği etmeye başladı. Bu dönemde büyük tarımsal zenginliğine dayanarak gelişen başkent Buenos Aires, Avrupa tarzı geniş bulvarlarıyla “Güney Amerika’nın Paris’i” olarak adlandırılıyordu. 20’nci yüzyılın ortalarına kadar sivil ve askeri gruplar arasındaki siyasi çatışmalar ülke gündemine hâkim olurken, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönem, Peroncu popülizm ve ordunun daha sonraki yönetimlere doğrudan veya dolaylı müdahalesiyle geçti. Arjantin’de 2001-2002 yıllarında patlak veren ekonomik kriz ise ülkede geniş katılımlı protestolara ve ekonominin iflas etmesine yol açtı.

2018’DEN BERİ DURGUNLUKLA MÜCADELE EDİYOR

Arjantin, GSYİH büyüklüğü açısından Brezilya ve Meksika’nın ardından Latin Amerika’nın üçüncü büyük ekonomisidir. Buenos Aires Ticaret Müşavirliği’nin verilerine göre Arjantin ekonomisi 2020’de yüzde 9,9 daraldı ve bu oran son 20 yılın en büyük düşüşü olarak kayda geçti. 2018’den beri ekonomik durgunlukla mücadele eden Arjantin’de tüketim harcamaları 2020’de yüzde 13,1, yatırımlar yüzde 13, ihracat yüzde 17,7 ve ithalat yüzde 18,1 oranında gerilerken, en çok darbe alan sektörler ise hizmet sektörleri, sosyal hizmetler, inşaat, balıkçılık, ulaştırma, iletişim ve madencilik oldu. Diğer yandan, Latin Amerika’nın dördüncü büyük nüfusuna sahip olan Arjantin, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları, yetişmiş insan gücü, şehirleşme ve teknolojik gelişimi, kişi başına alım gücünün yüksekliği sayesinde ekonomik potansiyeli çok yüksek olan ülkelerden biri olarak gösterilmeye de devam ediliyor. Ancak ülkedeki politik belirsizlik ve kurumsal yetersizlik gibi unsurlar, ekonomik büyümenin potansiyelini yakalamasını engellemeye devam ediyor.

EKONOMİDE BEKLENTİLER PARLAK DEĞİL

Arjantin’in 2020 yılında ihracatı yüzde 15,8 azalarak 55 milyar dolar, ithalatı yüzde 13,8 azalarak 42 milyar dolar olurken, ülkenin ihracatında Brezilya, Çin, Vietnam, Şili, Hindistan, ABD, Endonezya, Hollanda, Mısır ve Cezayir; ithalatında da Brezilya, Çin, ABD, Paraguay, Almanya, Bolivya, İtalya, Tayland, Meksika ve Hindistan öne çıkıyor. Türkiye ise Arjantin’in ihracatında yüzde 0,5’lik payla 26’ncı, ithalatında da yine yüzde 0,5’lik payla 31’inci sırada yer alıyor. Arjantin ekonomisine yönelik tahminler genel olarak olumsuz olmakla birlikte hükümetin uygulamalarının sonuçlarına bağlı olarak değişebileceği de bildiriliyor. IMF’ye göre 2020 ve 2021 yılında büyüme hızı sırasıyla yüzde -1,3 ve yüzde 1,4 olarak tahmin edilirken, ülkenin yıllardır çözümleyemediği enflasyonun da sırasıyla yüzde 51 ve yüzde 32,3 olacağı öngörülüyor. Bununla birlikte kısa vadeli beklentiler de parlak bir geleceğe işaret etmiyor: Ülkenin 2022 yılındaki büyüme hızının yüzde 3’ün altında kalacağı, 2023 için ise yüzde 3,1 oranında büyüme gerçekleştirmesi bekleniyor.

SANAYİNİN PAYI YÜZDE 30 SEVİYESİNDE

Arjantin ekonomisi genelde tarım ve tarıma dayalı sanayi ağırlıklı bir görünüm sergiliyor. Ortalama olarak GSYİH’nin yüzde 10’u tarım, yüzde 30’u sanayi ve geri kalanı da hizmet sektörlerinde oluşurken, hızlı artan tarım ürünleri fiyatları Arjantin ekonomisi için önemli bir büyüme kaynağı haline de gelmiş durumda. Geçmişte, koruma duvarları arkasında gelişen ülke sanayisi ise 1990’lı yıllardaki liberalleşme politikalarıyla birlikte yabancı firmalarla rekabet edemez hale geldi. Bu dönemde, özellikle doğal kaynaklara ve tarıma dayalı olarak faaliyet sürdüren mevcut birçok firma yabancılar tarafından satın alınırken, KOBİ’ler hızla güç kaybetmeye başladı ve ülke 1998 yılından itibaren durgunluğa ve krize girmeye başladı. Diğer yandan Arjantin, zengin maden yataklarına da sahiptir. Maden taraması açısından sadece beşte birinin araştırılmış durumda olduğu belirtilen ülkede kurşun, çinko, kalay, bakır, demir, altın, manganez, petrol ve doğal gaz ile uranyum yatakları bulunduğu bildirilirken, maden yataklarının önemli bir kısmı ülkenin batısında bulunan And Dağları bölgesinde yer alıyor. 

TÜRKİYE İLE TİCARETİ SINIRLI AMA LEHİMİZE

Arjantin’in Türkiye ile olan ticaretini belirleyen en önemli etkenlerden biri kuşkusuz coğrafi konum olarak öne çıkıyor. İki ülke arasındaki coğrafi uzaklık, lojistik süreçler kadar ikili iş ilişkilerinin sıcaklığında önemli bir etken olmayı sürdürüyor. Bu çerçevede, çok sınırlı bir ikili ticaret hacmi oluşturulabilirken, 2020’de Türkiye’nin Arjantin’e ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 16 düşüşle ancak 54,8 milyon dolar olarak gerçekleşti. Benzer şekilde, Türkiye’nin Arjantin’den ithalatı da (çoğunluğu tarım ve hayvancılık ürünleri olmak üzere) yüzde 14 düşüşle 42,3 milyon dolar oldu. Bununla birlikte, Arjantin’in 2020 yılı toplam ithalatı dikkate alındığında, kendine özgü fonksiyonu olan diğer makinalar ve mekanik cihazlar (GTİP 8479) ithalatının yüzde 7'sinin Türkiye’den gerçekleştirilmiş olması önemli bir veri olarak karşımıza çıkıyor. Diğer yandan, Arjantin’e ihracatımızın üçte ikisinden fazlasını otomotiv ana ve yan sanayi oluşturuyor. Bunu, demir-çelik, tütün, çimento, elektrikli ev aletleri, makine ve cihazlar, tekstil ve plastik ürünleri ve inşaat malzemeleri izliyor. İki ülke ticaretinin gelecekte ulaşacağı seyrin ve büyüklüğün tahmini ise çok kolay tahmin edilemiyor. Mevcut ticaretin önemli bölümünü Türkiye’de üretim açığı olan tarım ürünleri oluştururken, sanayi ürünleri alanında, özellikle de makine ve otomobil yedek parça ticaretinde gözlenen mevcut eğilimin devamı halinde daha kalıcı ve öngörülebilir bir ticari ilişkinin yerleşebileceği de düşünülüyor.

İKİLİ TİCARETTE MAKİNENİN PAYI YÜZDE 24

Arjantin’in makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, ülkenin makine ihracatının 2020’de yüzde 41,2 azalarak 684 milyon dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Arjantin’in en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 137,5 milyon dolarla Brezilya yer alırken, ikinci sıradaki ABD 2020’de Arjantin’den 44,8 milyon dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki Şili’ye de 12,9 milyon dolarlık makine ihraç edildi. 2020’de Türkiye ise Arjantin’den makine ithalatı gerçekleştirmedi. Aynı dönemde Arjantin’in toplam ihracatının 54,8 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 1,2 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 42,3 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 16,9 pay aldığı Arjantin’de, 2020’de yüzde 21,7’lik azalışla 7,1 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Arjantin’in en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 2,1 milyar dolarla Çin yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan Brezilya’dan 1,1 milyar dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki ABD’den de 851,7 milyon dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde Arjantin’in Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatı da yüzde 17,8’lik düşüşle 47 milyon dolar oldu ve Türkiye, Arjantin’in makine ithalatında 20’nci sırada yer aldı. Bu veriyle, Arjantin’in toplam 7,1 milyar dolarlık makine ithalatından 2020’de Türkiye’nin aldığı payın yüzde 0,6 seviyesinde gerçekleştiğini; Arjantin’in Türkiye’den yaptığı 196,1 milyon dolarlık toplam ithalat içindeki makinenin payının ise yüzde 23,8 olarak kayda geçtiğini hatırlatalım.