AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ (AKDER) YÖNETİM KURULU BAŞKANI OSMAN TÜRÜDÜ, HİDROLİK VE PNÖMATİK SEKTÖRÜNÜN DEMİR-ÇELİKTEN SERAMİĞE, ÇİMENTODAN KÂĞIDA, GIDA PAKETLEMEDEN TARIM SEKTÖRÜNE MAKİNE İMALATININ OLDUĞU HER SEKTÖRDE KULLANILDIĞINI SÖYLERKEN, BU YIL YAŞANAN TALEP ARTIŞIYLA 2021’İ ÇİFT HANELİ BÜYÜME RAKAMIYLA KAPATABİLECEKLERİNİN ALTINI ÇİZİYOR.

Makine imalatının en önemli komponentlerinden olan hidrolik ve pnömatik sektörünün Türkiye’deki çatı kuruluşlarından Akışkan Gücü Derneği (AKDER), 1994’ten beri sektörün gelişimi için bugün sayıları 74’e ulaşan üyeleriyle birlikte çalışmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl tüm dünyayı etkisi altına alan salgın krizinden, yılın son iki çeyreğindeki hızlı toparlanma ile çıkan akışkan sektörünün 2021’de de hızlı büyümesini sürdürdüğünü söyleyen AKDER Yönetim Kurulu Başkanı Osman Türüdü, “2022 yılı, bu yıldan çok daha zorlu bir yıl olacak. Yükselen emtia, enerji, navlun fiyatları ve yükselecek enflasyon ile üreticilerimizin maliyetleri doğru hesaplamaları daha da zorlaşacak. Bu süreçte hepimizin üzerine düşen görev, sadece ekonomik olarak değil toplumsal ve çevre sorumluluklarımızı da yerine getirerek şirket, sektör ve ülke olarak sürdürülebilirliği sağlamak olmalı.” diyor.

Akışkan Gücü Derneği’ni (AKDER) sizin sözlerinizle tanıyabilir miyiz?

Akışkan Gücü Derneği 1994 yılında kurulmuş, çatısı altında 74 üyesi olan sektörel bir dernektir. AKDER; tüzüğü gereği iştigal konusuyla ilgili olarak, üyeler arasında ve piyasada etik kuralların uygulanmasını, ülkemizde bu konuda kalite standartlarının oluşturulmasını sağlamaya çalışıyor. Ayrıca AKDER, istatistiki bilgilerin toplanmasını, üyeleri ve kullanıcıların eğitimi için destek verilmesini ve gerekiyorsa bu eğitimi bizzat üstlenmeyi; üyelerinin ticari başarısı için fuar, tanıtım ve çeşitli organizasyonlarda yer almayı hedefleyen hidrolik ve pnömatik sektörünün tek kuruluşudur. AKDER’in 11’inci Dönem Yönetim Kurulunda üye, 12’nci Dönem Yönetim Kurulunda Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini üstlendim. 23 Eylül’de gerçekleştirdiğimiz 13’üncü Dönem Genel Kurulu’nda ise Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine seçildim. Yönetim Kurulumuzdaki diğer arkadaşlarımla birlikte 2023 yılı Mart ayına kadar ilk günkü heyecanla değer üretmeye gayret göstereceğiz.

Geride kalan yıl, tüm sektörleri derinden etkileyen salgınla mücadeleyle geçti. Bu mücadele halen etkin şekilde devam ediyor. AKDER’in salgın karnesini nasıl değerlendirirsiniz?

2020 yılı tüm dünyada olağan dışı süreçlerin yaşandığı bir yıl olarak tarihteki yerini aldı. Ancak 2020 yılının son iki çeyreği ve içinde bulunduğumuz 2021 yılında; sektörümüz açısından geçmişle kıyaslanmayacak farklılıklar yaşadık. Bu süreçte olağanüstü gayretle üretime devam eden ve malzeme tedarik eden üyelerimiz, Türkiye ekonomisine katkı ve makine sektörüne hizmet vermeye devam etti. Hidrolik ve pnömatik sektörü başlığı altındaki ürünlerimiz, birçok sektörde farklı uygulama alanlarında kullanılıyor. O kadar geniş bir yelpazeden bahsediyoruz ki, demir-çelikten seramiğe, çimentodan kâğıda, gıda paketlemeden tarım sektörüne bizim ürünlerimizin kullanılmadığı sektör yok gibidir. Özellikle 2021 yılındaki talepteki artış, bizim sektörümüze de olumlu yönde yansımaya devam ediyor. Yılın sonunda sektörümüzde çift haneli bir büyüme gerçekleşeceğini şimdiden söyleyebiliriz.

AKDER’in Türk makine imalat sektörleri açısından önemi nedir?

Ürünlerimiz hemen hemen her sektörde kullanılıyor. Makinelerin hareket eden parçaları, bu parçaların kontrolünü sağlayan ürün ve aksamlar oldukları için direkt makine kalitesini belirleyen unsurlardır. Biz, sektör olarak; makine imalatçılarının ve son kullanıcıların üretimlerine direkt etki eden ürünler üretiyor, ithal ediyor ve ayrıca yurt dışına da ürün/sistem ihraç ediyoruz. Büyüyen makine sektörüyle Türkiye’nin dünya pazarındaki “Kaliteli Ürün Üreten Ülke” imajını daha da yukarı taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ülkemizin makinecileri tıkır tıkır çalışan, verimli, satış sonrası servis hizmeti çok iyi olan makineleri akışkanların gücüyle üretebiliyor.

AKDER’in Yönetim Kurulu olarak önümüzdeki dönemde odaklanacağınız önemli başlıklar nelerdir? Halen devam eden ve projelendirilecek çalışmalarınız hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz?

Bu yıl yabancı dilde yayınlanmış ve sektörümüz için çok kıymetli bir hidrolik kitabının çevirisini yapmaya başladık. 2022 yılında bu kitabı hem üyelerimiz hem de makine sektörünün hizmetine sunmayı planlıyoruz. Ayrıca 2020’nin zorlu günlerinde bile devam ettiğimiz hidrolik ve pnömatik eğitimlerimize kendi yerleşkemizde ya da talep eden firmaların eğitim salonlarında devam ediyoruz. Bu dönemde dünyadaki iki önemli eğilim Yeşil Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm başlıklarında da çalışmalarımız olacak; sektörümüze etkileri ve katkılarını değerlendiriyor olacağız. Sektörünüzün Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir? Üyelerimizin birçoğu Ar-Ge merkezlerinde çalışmalar yürütüyor. Hem ürün hem de sistem Ar-Ge merkezi statüsündeki bu üyelerimiz; askeri projeler, iş makineleri, presler, robotik uygulamalar gibi birçok konuda yeniliklere imza atıyorlar. Bu kapsamda, hidrolik ve pnömatik sektöründe Ar-Ge gücünün ve inovatif yaklaşımın güçlü olduğunu söyleyebilirim.

Benzer şekilde sektörünüzün kalite yönetimi yaklaşımı için neler söyleyebilirsiniz? Sektör temsilcilerinin yerel ve küresel rekabetteki pozisyonlarında “kalitenin” önemi nedir?

Hidrolik ve pnömatik sektörü, sürdürülebilirlik ve kalite konusunda en deneyimli sektörlerden biridir. Üyelerimiz arasında yer alan küresel imalatçılar yıllar önce bu kültürü sektörümüze taşıdı. Dolayısıyla, büyük küçük fark etmeksizin AKDER üyeleri kalite konusunda çok deneyimli ve lider firmalardır. Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz? AKDER olarak üyelerimizin yeni iş başı yapan mühendis ve teknisyenlerine yıllardır hidrolik ve pnömatik eğitimleri veriyoruz. Sektördeki yetişmiş nitelikli personel de bilgi ve tecrübelerini yeni çalışanlarla paylaştığı için insan kaynağımızın eğitim düzeyinin çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Açıkçası, dünya pazarında hızla yükselen Türk makine sektörüne iyi hizmet verebilmek için de başka seçeneğimiz yok. İnsan kaynağımız mutlaka çok iyi olmak zorunda. Özellikle dış sermayeli AKDER üyelerinin sektörümüze en büyük katkısı, insan kaynağımızın bu noktaya gelmesini sağlamalarıdır. Bu üyelerimiz, adeta bir okul gibi nitelikli personel yetiştirmeye devam ediyorlar. Bu yetişen personel de zamanla, kendi işletmelerini kuruyor ya da makine sektöründe yeni nitelikli personel yetiştirilmesine katkı sağlıyor.

Türk sanayicilerinin sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı ve bu yapılar içinde görev alma kabiliyetleri/istekleri için neler söyleyebilirsiniz?

Esas itibarıyla destek vermeyi, sosyalleşmeyi, iş geliştirmeyi seven bir toplumuz. Bu nedenle sivil toplum kuruluşlarında da sanayicilerimiz, içinde bulundukları sektöre destek verebilmek için sorumluluklar alıyor ve üzerlerine düşen görevleri istekli bir şekilde yerine getiriyor.