GÖKYÜZÜ FOTOĞRAFÇILIĞI (ASTROFOTOĞRAFÇILIK), TEKNİK BİLGİ, KALİTELİ DONANIM VE SABIR GEREKTİREN; ANCAK EMEĞİNİZİN KARŞILIĞINI SONUNA KADAR GERİ VEREN HARİKÂ BİR HOBİDİR. HAZIR PANDEMİ ETKİLERİ AZALMIŞ VE BULUTSUZ GECELERE YAKLAŞMIŞKEN, ASTROFOTOĞRAFÇILIĞI DENEYİMLEMEK İSTEMEZ MİSİNİZ?

En baştan söyleyelim, astrofotoğrafçılık her ne kadar fotoğrafçılığın bir alt dalıymış gibi görünse de fotoğrafçılıktan birçok yönüyle  ayrılır. Astrofotoğrafçılık yapan herkes fotoğrafçılıktan anlamalıdır, fakat fotoğrafçılık yapan herkesin astrofotoğrafçılıktan anlamasına gerek yoktur. Dolayısıyla gökyüzü  fotoğrafları çekmek için kullandığınız kameranın teknik detayları hakkında az çok bilgi sahibi olmanız gerekir. Eğer elinize normal bir kamera alıp, otomatik ayarlarda  yıldızları çekmeye çalışırsanız muhtemelen hiçbir sonuç alamazsınız. Bunun sebebi kameraların gökyüzünün karanlığına uygun değil, gündüz çekimlerine uygun otomatik  ayarlara göre tasarlanmış olmasıdır. Dolayısıyla sizin bu ayarları bilerek farklı şekillerde uygulamanız gerekir. Neyse ki günümüzde birçok fotoğraf makinesi bunu yapabilecek kapasiteye sahip. Geriye sadece bize birkaç ayarlama yapmak kalıyor.

NEYE İHTİYACINIZ OLACAK?
Bir de güzel haber verelim, gökyüzü fotoğrafları çekmek için özel bir ekipmana sahip olmak zorunda değilsiniz. Tabii derin uzay fotoğrafları çekilecekse teleskop gibi teknik ekipmanlara da ihtiyacınız olacaktır ancak geniş açılı lense sahip bir yarı profesyonel fotoğraf makinesiyle de etkili gökyüzü fotoğrafları çekebilirsiniz. Gökyüzü fotoğrafçılığında aslında temel ihtiyaçlar çok basittir. Yıldızlar çok çok sönük ışık kaynaklarıdır ve onları görebilmek için onlardan fazla sayıda ışık/foton almamız gerekir. Bunun için de temelde “uzun pozlama” yapabilen bir fotoğraf makinesine ihtiyaç duyulur. Bu, çekilen fotoğraftaki yıldızları görünür kılabilmek için en temel gerekliliktir. Dolayısıyla fotoğraf makinenizin bu özelliğe sahip olması gerekir.


UZUN POZLAMA NEDİR?

Çekilen her fotoğraf aslında bir zaman aralığını ifade eder. Gördüğünüz her görüntü aslen, içerisinde bir süreci barındırır ve hiçbir fotoğraf “o an” değildir; kısa da olsa bir zaman aralığına sahiptir. Bu çekim aralığı ise “pozlama” olarak adlandırılır. Deklanşöre basarsınız ve makinenin sensörü üzerine ışık düşmeye başlar; belirlediğiniz pozlama süresi boyunca sensöre ışık düşer, sonra perde kapanır ve fotoğraf işlenir. Bu çekim aralığı çoğunlukla en yüksek hızda saniyenin 4000’de birine kadar düşerken, en uzun pozlamada ise sınırsızdır. Saniyeler hatta dakikalarla ifade edilebilir. Ne kadar uzun süre, o kadar çok ışık anlamına gelir. Dolayısıyla gündüz uzun pozlamada fotoğraflarda yüksek ışık nedeniyle detay kaybına uğrarken, gece fotoğraflarında ışığı en yüksek oranda toplayarak detay seviyesini artırabilirsiniz.  Ancak burada bir problemle karşılaşıyoruz: Dünya’nın dönüşü sebebiyle yavaş da olsa yıldızlar da gökyüzünde hareket ediyor gibi görünürler!


DİĞER ÖNEMLİ GEREKSİNİMLER
Sensörün ışık hassasiyetini belirleyen değer ISO değeridir. ISO değeri 100-200-400800-1600-3200-6400 gibi değerlerde olabilir. Değer yükseldikçe alınan ışık miktarı artar, fakat aynı zamanda “gürültü” de artar, yani görüntü kalitesi bozulur. Daha çok ışık toplamak için ISO’yu sonuna kadar artırmak mantıklı bir fikir değildir. Bunun yerine pozlama süresiyle arasında bir denge yakalamaya çalışmak gerekir.  Diğer yandan, daha çok ışık toplayabilmek için hedefi  sabit tutmak da gerekiyor. Bunun için kameranın üzerinde sabit duracağı bir üç ayak gereklidir. Ayrıca deklanşöre basarken makinenin titrememesi için ya zaman ayarlı pozda ya da kumanda ile çekim yapılmalıdır. Bir diğer alternatif ise kamerayı bilgisayara bağlayarak yazılımdan kontrolle fotoğraf çekmektir.  Her şey tamam, fotoğrafınızı çektiniz. Fakat burada da bir sorun başlıyor. Eğer standart lens olan 18-55mm lenste 18mm değerinde 30 saniye gibi bir pozlama yaptıysanız, çektiğinizde fotoğrafta yıldızlara yakınlaştığınızda uzadıklarını göreceksiniz. Bunun sebebi gece boyunca üzerinde olduğumuz gezegenimiz Dünya’nın kendi etrafında dönmesinden ötürü yıldızların da görünürde dönüş hareketi yapmasıdır. Ne kadar yakınlaştırma yaparsanız bu hareketin hızı o kadar görünür hale gelir. 18mm değerinde en uygun uzun pozlama süresi 10-13 saniye iken 55mm’de bu 6 saniyelere kadar düşer. Dolayısıyla bir takip sisteminiz yoksa, en geniş açıda pozlama yapmak en iyi seçenektir.


ŞEHİRDEN UZAKLAŞIN

Özellikle şehrin ortasından astrofotoğrafçılık yapmaya çalışıyorsanız, yıldızların ışığı birikirken, aydınlatılan gökyüzünden gelen ışığın da birikeceğini hesaba katmalısınız. Ne yazık ki büyük şehirlerde gökyüzü, özellikle yanlış aydınlatma yöntemleri nedeniyle çok fazla aydınlanmaktadır. Öyle ki en parlak yıldızlar bile neredeyse görülemez hale gelir. Tam olarak karanlık gökyüzü görmemiş birisi için gece gökyüzü karanlık gibi gelse de aslında oldukça aydınlıktır.  Şehirden yükselerek atmosferi ve bulutları aydınlatan ışık nedeniyle belirli bir poz süresinden sonra artık gökyüzü çok parlak çıkacak ve görüntüyü mahvedecektir. Bu yüzden çok uzun pozlama, her zaman en iyi pozlama değildir. Böyle bir durumda hem gürültüyü de azaltmak adına ISO değerini düşürebilirsiniz. En iyi seçenek ise gökyüzü kirliliğini azaltmak için şehirden uzaklaşmak  ve ışık kirliliğinin az olduğu, bulutsuz ve açık bir gökyüzü sunabilecek yüksek rakımlı doğal kamp alanlarını ziyaret etmektir.