Nüfus, yüzölçümü ve diğer özellikleri ile türkiye’ye benzerliği bulunan ülkelerdeki 0-7 yaş arasında kullanılan inşaat ve madencilik makineleri adedi; almanya’da 400 bin, fransa’da 300 bin, italya’da ise 290 bin adet olmasına rağmen türkiye’de 47 bin adet. bu da türkiye pazarının, ekonomisinin en az 5 kat daha büyüyebilecek bir potansiyele sahip olduğuna çarpıcı bir örnek. Yatırıma yönelik faaliyet gösteren iş, inşaat ve ...

Yatırıma yönelik faaliyet gösteren iş, inşaat ve madencilikn ekipmanları ve makineleri sektörü Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 1,2’sini oluşturuyor. Bayındırlık, inşaat, alt yapı, üst yapı, madencilik, sanayi ve endüstriyel tüm yatırımların gerçekleştiği kamu ve özel sektörlere hizmet veren sektör, üstlendiği sorumluluk itibari ile çok önemli bir konuma sahip. İnşaat ve madencilik makineleri bir ülkenin alt ve üst yapısının imarında kullanılarak o ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesine önemli katkılar sağlıyor. Ekonomik ve sosyal yönden kalkınmışlık ve kalkınma hızı, yıl içerisinde satılan inşaat ve madencilik makineleri sayısı ve niteliği ile ölçülebiliyor. İnşaat ve madencilik makineleri sektöründe söz sahibi olan ve dünyanın önemli ihracatçıları arasında bulunan Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Belçika gibi ülkelere ihracat yapan Türkiye iş makineleri sektörü uluslararası pazarlarda giderek payını artırıyor. Kalkınmı şlığın en büyük göstergelerinden biri olan ülkelerin alt yapısı ile doğrudan ilişkili olan iş makineleri sektörü önem verilmesi gereken bir iş sahası. 2008 yılında 1 milyar dolara yakın ihracat, 1,4 milyar dolar civarında da ithalat yapan sektörün ihracat performansı 2009 yılında ekonomik krizin etkisiyle geriledi. Bununla birlikte sektörde ihracatın ithalatı karşılama oranı 2008 yılında yüzde 72,7 iken 2009 yılı Ocak-Temmuz döneminde yüzde 61’e geriledi.

İş makineleri sektörüyle ilgili Moment Expo’nun sorularını yanıtlayan Hidromek A.Ş. Pazarlama Müdürü Levent Karaağaç, 2008 yılında başlayan ve 2009’da şiddetini devam ettiren uluslararası finansal kriz nedeniyle en büyük sorunlarının müşterilerin yaşadığı finansman zorlukları olduğunu söylüyor. Nace Makina Fabrika ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Özen de bankaların eskiye oranla çok daha zor kredi verdiklerini belirtiyor. Eriell Group Dış Ticaret Sorumlusu Fethi Demir ise yaptıkları ithalat ve ihracatlarda ürünlerinin gümrük sahasında gereğinden fazla bekletildiğini aktarıyor.

 

ÇİN İHRACATINI YÜZDE 60 ARTTIRDI

Dünyanın en büyük ve hızlı büyüyen pazarı konumunda olan Çin, 2008 yılında sektördeki ihracatını yaklaşık yüzde 60 artırarak dünya ihracat sıralamasında 4. konuma yükseldi. Aynı zamanda dünya ithalatında da önemli bir yere sahip bulunan Çin 2008 yılında 6. büyük ithalatçı oldu. Çin Türkiye’nin sektör ihracatı nda önemli bir paya sahip olmamakla birlikte ithalatında 7. sırada bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda Çin’in dünya iş makineleri pazarlarında etkisinin artarak sürmesi bekleniyor. Nüfus, yüzölçümü ve diğer özellikleri ile Türkiye’ye benzerliği bulunan ülkelerdeki 0-7 yaş arasında kullanılan inşaat ve madencilik makineleri adedi; Almanya’da 400 bin, Fransa’da 300 bin, İtalya’da ise 290 bin adet olmasına rağmen Türkiye’de 47 bin adet. Bu da Türkiye pazarının, ekonomisinin en az 5 kat daha büyüyebilecek bir potansiyele sahip olduğuna çarpıcı bir örnek. Sektörün başlıca sorunları arasında, iş makinelerinin motorlu taşıtlar statüsünde ele alınması, kalifiye eleman sıkıntısı ve yurtiçi-yurtdışı pazarlarda reklam, tanıtım sorunları dikkati çekiyor.



İHTİYACIN YÜZDE 80’İ DİSTRİBÜTÖRLERDEN

Türkiye’deki iş makineleri sektörünün ihtiyacının yüzde 80’i distribütör yüzde 20’si imalatçı firmalar tarafından karşılanıyor. Türkiye’de 40 yıldır üretilen iş makinelerinin yaklaşık üçte biri ihraç edilirken, tüm imalat kapasitesinin ortalama ülke talebini karşılama oranı ise yüzde 70. İş makineleri ve ekipmanlarını üreten yaklaşık 100 firma ve 220 civarında yan sanayi firmasında yaklaşık 14 bin kişi istihdam ediliyor. Sektörün b anlamda da Türkiye ekonomisine katkıları yadsınamaz. 2002- 2007 yılları arasında her sene ortalama yüzde 50 artış gösteren iş makineleri sektörü 2009 yılında küresel kriz nedeniyle yüzde 50 civarında daraldı. Tamamen yatırımlara yönelik faaliyet gösteren sektör KDV ve ÖTV indirimi sonrası toparlanma sürecine girdi.

2008’DE İHRACAT YÜZDE 24 ARTTI

2007 yılında 799 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Türk inşaat ve madencilik makineleri sektörü, 2008 yılında ihracatı nı yüzde 24 oranında artırdı ve 987 milyon dolar seviyesine yükseltti. 2009 yılı Ocak-Temmuz döneminde ise sektör 355 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. 2009 yılı sonunda ise 2008 yılı ihracat rakamının yüzde 45-50 altında bir rakama ulaşılabileceği tahmin ediliyor. Türkiye’nin 2008 yılındaki sektör ihracatı ürün bazında incelendiğinde, ilk iki sırayı “Greyder, Buldozer, Loder, Ekskavatörün Aksam ve Parçaları”nın oluşturduğu, “Beton/Harç Karıştırıcılar” ın da 3. sırada bulunduğu görülüyor. İlk 15 ihraç kaleminin toplam değerinin yüzde 52’si aksam-parça ürünlerinden oluşuyor.

2007-2008 yılları Ocak-Aralık döneminde ihracat artış oranı açısından, ilk sırada yüzde 191 ile “Diğer Hareketli, Vinçli Arabaların Kova, Kepçe, Kürek vb. AksamParçaları” kalemi yer aldı, bu kalemi yüzde 104 ile “Taş Kırma Makineleri” takip etti. Aynı dönemde ilk 15 ürün içerisinde ihracatı nda düşüş kaydedilen tek kalem ise; yüzde 6 gerileme ile “Delme/Sondaj Makinelerinin Aksam ve Parçaları” oldu. İnşaat ve Madencilik Makineleri sektöründe, 2008 yılı ihracatında Almanya, Rusya Federasyonu ve İtalya ilk üç ülke konumundaydı. 2009 yılı ilk yedi aylık verilere göre sıralamada değişiklik oldu ve Rusya Federasyonu’nun yerini Cezayir, İtalya’nın yerini ise Libya aldı. Sektör, 2008 yılında (serbest bölgeler dahil olmak üzere) 143 ülkeye ürün ihraç etti.

2008 yılında Türkiye’nin sektör ihracatında en büyük payı alan ilk 15 ülke arası nda ihracat artışı esas alındığında yüzde 117 artış ile B.A.E.’nin ilk sırada yer aldığı görülüyor. Libya’ya yönelik sektör ihracatı ise yüzde 107 artış gösterdi. Söz konusu dönemde İngiltere ve Ege Serbest Bölgesi’ne yönelik sektör ihracatı nda ise yüzde 16 gerileme meydana geldi.

EN FAZLA İTHALAT JAPONYA’DAN

2007 yılında 2 milyar dolar değerinde inşaat ve madencilik makineleri ithal eden Türkiye, 2008 yılında sektörde 1 milyar 358 milyon dolar düzeyinde ithalat gerçekleştirdi. Anılan yılda sektörün ihracatı ndaki yüzde 24 oranındaki artışa karşılık ithalatında yüzde 34 gerileme meydana geldi. Bu gerilemede sektörün ithalatında önemli yer tutan “Kulesi 360 derece Dönebilen Ekskavatörler” ve “Beko Loder” ithalatında meydana gelen düşüşler oldukça etkili oldu. İthalatta 2008 yılında ilk 10 ürün arasında sadece “Asansör, Skipli Asansör/Yürüyen Merdiven Aksam ve Parçaları” ürün grubunda artış meydana geldi. İnşaat ve Madencilik Makineleri sektöründe, 2009 yılı ilk yedi aylık döneminde ise ithalat 580 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu değer esas alındığında 2009 yılı sonunda 2008 yılı ithalat değerinin yüzde 35-40 altında bir rakama ulaşılması muhtemel görünüyor. 2008 yılında sektör ithalatımızda önemli yer tutan ülkeler arasında ilk üç sırayı Japonya (yüzde 16,1), Almanya (yüzde 15,3) ve İtalya (yüzde 11,8) aldı.

2008 yılında sektörün ithalatında en büyük payı alan ilk 15 ülke arasında ithalat düşüşü esas alındığında; yüzde 53 ile Güney Kore, yüzde 50 ile İngiltere ve Belçika, yüzde 46 ile de Japonya’dan kaydedilen ithalatlarda önemli azalışlar olduğu görülüyor. 2008 yılında ilk 15 ülke arasında sadece Brezilya ve Finlandiya’dan yapılan ithalatta artış meydana geldi. 2008 yılında Türkiye toplam 86 ülkeden sektör ithalatı gerçekleştirdi.

 

ENERJİ GİRDİLERİ İHRACATTA HAKSIZ REKABET”

Hidromek A.Ş. Pazarlama Müdürü Levent Karaağaç sektörün öne çıkan sorunları nı şöyle sıralıyor: “2008 yılında başlayan ve 2009’da şiddetini devam ettiren uluslararası finansal kriz nedeniyle en büyük sorun müşterilerin finansman sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Finansman bulmakta zorlanan yatırımcılar, makine alımlarını krizin etkilerinin azalmasına kadar ertelemektedirler. Bu da sektörün gelişmesinin önünü ciddi oranda durdurmaktadır.” Sektörün önemli bir girdi kalemi olan enerji girdilerinin ve sektördeki vergi yükünün özellikle yabancı rakiplere göre ihracatta haksız bir rekabete yol açtığına da değinen Karaağaç, “Enerji maliyetlerinin, rekabet gücümüzü arttıran noktalara çekilmesi sektörümüz açısından kritiktir.

İş makinesi sektöründeki üretim yatırım maliyetlerinin yüksek olması dolayı sıyla Türkiye’nin ekonomik istikrarı da sektörün yaşadığı önemli bir risktir” diyor. Karaağaç şöyle devam ediyor: “2008 yılında leasinglere verilen KDV avantajının kaldırılması ve daha sonrası ndaki kriz sektörün 2009 içinde ciddi küçülme yaşamasına sebep olmuştur. Bundan dolayı 2010 yılına umutlu bakılsa bile kriz öncesi satış rakamlarına ulaşılması mümkün gözükmemektedir.

Sektörümüzdeki diğer bir sorun ise, özellikle Afrika ülkeleri başta olmak üzere deniz nakliyesi tedariki anlamında büyük sıkıntılar yaşanmasıdır. Bazen sadece nakliye imkânsızlıkları yüzünden bazı ülkelere ihracat yapılamamakta veya uygun güzergâhlar bulunamaması sebebi ile nakliye Fiyatları çok yükseldiğinden rekabet şansımız azalmaktadır.” Türkiye’de şu anda çalışmakta olan iş makinelerin kaydının net bir şekilde tutulmamasının da önemli bir sorun olduğuna vurgu yapan Karaağaç, bu yüzden hem ülkemizdeki mevcut makine adedinin hem de ekonomik büyüklüğün tam olarak bilinememekte olduğunu, bunun da bir kargaşaya yol açtığını söylüyor. Karaağaç ayrıca iş makinesi hırsızlık olaylarında da makinelerin herhangi bir tescilinin olmamasının makine hırsızlıklarını kolaylaştırdığını ekliyor ve şöyle devam ediyor: “Bunun için mutlaka otomobillerde olduğu gibi iş makinelerinde de tescil zorunluluğu getirilmelidir.”

İKİNCİ EL İTHAL MAKİNELERE DİKKAT”

Yerli imalat ve yan sanayi, özellikle 2. el yurtdışından makine alımına karşı şimdilik korunuyor, ancak bununla ilgili hükümete baskılar artmakta. Karaağaç, 2. el makinelerin Türkiye’ye ithalat serbestisinin çıkması söz konusu olursa, Türkiye’de bu sektörde istihdam kayıpları yaşanacağını ve Türkiye’nin yurtdışından ithal edilen 2. el makine hurdalığına dönüşme ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor.

Firmalarda teknik donanımlı işgücünün yanı sıra, ulusal ve uluslararası mevzuatı (kambiyo, gümrük, dış ticaret vb.) bilen, ürünlerini tanıtan ve pazarlayan nitelikli işgücünün istihdamı açısından için gerekli çalışmalar yapılması gerektiğini de vurgulayan Karaağaç şöyle devam ediyor: “Satış servisi teşkilatlanma ile ilgili olarak hala eksikler vardır. Özellikle ithalattaki boşluklardan dolayı, ülke çapı nda örgütlenme tam olarak sağlanmadan makine satışı yapılmaktadır.” Karaağaç’ın sektördeki sorunlar için çözüm önerileri ise şöyle: “Finansman sorununa da bir anlamda çözüm olacak olan leasing desteğinin tekrar başlatılması (yani KDV’nin tekrar yüzde 1’e düşürülmesi) ciddi bir fırsat olarak karşımızda duruyor. Ayrıca özellikle hükümetin inşaat ve maden sektörünün finansman bulması konusunda destek olması gerekmektedir. Finansman konusunda devlet bankaları üzerinden verilecek krediler sektörün çok hızlı bir şekilde düzelmesini sağlayacaktır. Özellikle Türkiye’nin rekabet gücünün arttırılması amacıyla ve dünyada marka yaratılması için verilen teşviklerin (fuar, marka ve ihracat teşviklerinin) kapsamının geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin 2. el makine hurdası cenneti olmasını önlemek için özellikle ülkemizde üretimi olan ürünlerin ikinci ellerinin ithalatının yasaklanması ve yasaklı olanların ise bu yasaklarının mutlaka devam ettirilmesi sağlanmalıdır. Bunun dışında ikinci el olarak ithali zorunlu olan makinalar için ise çok ciddi standartlar aranmalı, belli bir yaşın altında olanlar, geri teknoloji ile çalışanlar, çevreye karşı duyarsız ve ekonomik ömrü bitmiş makinelerin, yeni gümrük mevzuatı ve ihtisas gümrükleri oluşturulması ile ülkemize ithalatı kesinlikle engellenmelidir. Şu anda birçok ülkede bu yöntemlerle ikinci el ithalata engel olunmaktadır.”

 

KAMU YERLİ ÜRETİME YÖNELMELİ”

Kamu kurumlarının alım yaparken yerli üretim lehine yüzde 15’ e kadar fiyat avantajı sağlama hakkının ihale kanunu ile idarelere sağlandığını hatırlatan Karaağaç, ancak yerli üretimi desteklemek için kanunun kendilerine verdiği bu hakkı kamu kurumlarının çok az kullandığını söylüyor. Özellikle istihdam konusunda sıkıntı çekilen bu kriz günlerinde, yerli üreticileri desteklemek üzere kamu kurumlarının bu hakkı alım yaparken kullanması konusunda düzenleme yapabileceklerini aktaran Karaağaç, “Şirketlerin Ar-Ge yetkinliği dışında, satış ve pazarlama yetkinliklerini artması için kalifiye insan gücünün istihdamı için sektör-üniversite işbirlikleri arttırılmalı. Özellikle markaya yatırım konusunda şirketler teşvik edilmelidir. Satış sonrası teşkilatlanma konusunda şartlar gözden geçirilmeli, özellikle ülke çapında teşkilatlanma konusunda düzenli firmalar incelemelere tabi tutulmalıdır” diye konuşuyor. Karaağaç sektörün gelişimi için yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor: “Yurtiçi satışların canlanması için leasing desteğinin tekrar verilmesi sektöre ciddi bir ivme kazandıracaktır. Ayrıca ihracat teşvikleri ile uluslararası marka olma konusunda Türkiye’deki üreticiler için fuar, tanıtım çalışmaları konusunda teşvikler arttırılmalı. İş makineleri sektöründe kendi teknolojinizi kendinizin üretebilmesi için çok ciddi bir Ar-Ge yapılanmasına ihtiyaç vardır. Bu sebeple mevcut Ar-Ge destekleri, rakiplerimizin kendi ülkelerinde devletten aldığı bu anlamdaki desteklere eş değer seviyeye çıkarılarak teknoloji üreten yerli firmaların önü açılmalıdır.”

 

KREDİ ALMAK ZOR”

Nace Makina Fabrika ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Özen finansman maliyetlerinin düşmesine karşı n, bankaların eskiye oranla çok daha zor kredi vermelerinin sıkıntıya yol açtığını söylüyor. Sektörde ihracata yönelik olarak hükümet yönünden henüz dışarıdan getirilen aynı tür makinelere karşı herhangi bir önlem alınmadığına vurgu yapan Özen, firmaların da bu yönde kamu alımlarında ve iç piyasada destek göremediklerini aktarıyor. Özen, Bu durumunda ihracatın gittikçe zorlaşmasına ve dışarıdan ülkemize gelen (yerli imalatı olmasına karşın ) makinelerin artmasına sebep olduğunu vurguluyor. Özen şöyle devam ediyor: “Alt tedarikçilerimizin henüz kalite bilinci konusunda almış olduğu yol çok azdır. Bu nedenle ağır makine imalatlarımızda kullandığımız kritik malzemelerin (rulman,motor ve elektrik malzemeleri gibi) dışarıdan ithal edilmesi nedeniyle yaratılan katma değerin bir kısmı sürekli yurt dışına geri gönderilmektedir.” Kamu alımlarında da yüksek bir bilinç düzeyi oluşturulması gerektiğini ifade eden Özen, satın alma kararı veren yöneticilerin yerli üretimi desteklemesinin sağlanması gerektiğini belirtiyor. Özen şöyle devam ediyor: “KOSGEB kanalıyla yapılan bizim gibi ana üretici firmaların alt tedarikçi olarak kullandıkları firmaların insan kalitesi, ürün kalitesi ve verimlilik konularında etkin bir destekleme ve kontrol mekanizması kurulmalı, topyekûn kalite bilinci mutlaka arttırılmalıdır.”

 

GÜMRÜKLERDE FAZLA BEKLİYORUZ”

Eriell Group Dış Ticaret Sorumlusu Fethi Demir ise yaptıkları ithalat ve ihracatlarda ürünlerinin gümrük sahasında gereğinden fazla bekletilmesinin kendilerine maddi ve manevi zarar verdiğine değinerek şöyle devam ediyor: “Aynı zamanda DİİB (Dahilde İşleme İzin Belgesi) ile yaptığımız ithalatlarımızda ödemiş olduğumuz teminatın iadesinin, ihracatını yapmış olmamıza ve kıymet araştırması ndan da geçmiş olmasına rağmen bize dönüşü çok uzun zaman alıyor. Milyon dolar seviyelerinde ihracat yapan bir firma olmamız sebebi ile teminat tutarlarımız yüksek ve bu bizim fabrikamızı bazen çok zor durumlara sokabiliyor ve yeni siparişlere hazırlık yapmamızda bize çok büyük bir engel teşkil ediyor.” Uygulanan ihracatçının önünü açın projesine biraz daha hassasiyet göstererek en azından aynı tür ihracatı sürekli ve sorunsuz yapan firmalara biraz daha fazla güvenle bakması ve gümrük mevzuatlarını yumuşatmasa bile hızlandırması gerektiğine de vurgu yapan Demir, “Sektörümüzün gelişmesine yardımcı olmak için ham ve yarı mamullerin üretimi teşvik edilmeli. Türkiye’nin bu konuda Şfiyat ve bulunabilirlik olarak ön plana çıkarılması, dış ülkelere olan bağımlılığımızın kesilmesi gerekiyor” diyor.

 

Kaynaklar:

• Türkiye İstatistik Kurumu

• International Trade Center (ITC), www.trademap.org

• Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği, İMDER

• Committee for European Construction Equipment-Avrupa Birliği İş Makineleri İmalatçıları Komitesi, CECE

• Facts and Şgures about the European Construction Equipment Industry Economic Report 2009, CECE

• World Construction Machinery forecasts for 2011 & 2016, Bharat Book Bureau, Dec, 22, 2007

 

 

 

SPOT:

 

“ Özellikle Türkiye’nin rekabet gücünün arttırılması

amacıyla ve dünyada marka yaratılması için verilen

teşviklerin (fuar, marka ve ihracat teşviklerinin) kapsamı

nın geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin 2. el

makine hurdası cenneti olmasını önlemek için özellikle

ülkemizde üretimi olan ürünlerin ikinci ellerinin

ithalatının yasaklanması ve yasaklı olanların ise bu

yasaklarının mutlaka devam ettirilmesi sağlanmalıdır.”

 

 

 

 

 

KUTU:

 

TÜRKİYE İHRACATTA 24. SIRADA

2007 yılında 141 milyar dolar ihracat gerçekleştiren sektör,

yüzde 16,1 artış ile bu değeri 2008 yılında 164 milyar dolara

yükseltti. 2008 yılı toplam ihracatında; A.B.D. (yüzde

17,4), Almanya (yüzde 11,1), Japonya (yüzde 9,7) ve Çin

(yüzde 7,8) başta gelen ülkeler oldu. Söz konusu dönemde,

dünya sektör ihracatından yüzde 0,6 pay alan Türkiye ise

24. konumda yer aldı. Sektör ihracatında 4. sırada bulunan

Çin’in 2008 yılında sektör ihracatı yüzde 60 civarında artarken

ilk 20 ülke arasında sadece İngiltere’nin ihracatında

düşüş (yüzde 2,3) meydana geldi. Altılı G.T.İ.P. bazında

2008 yılında sektörün dünya ihracatında 8431.49, 8431.43

ve 8429.52 pozisyonlarında tanımlı “Ağır İş Makinelerinin

Aksam-Parçaları”, “Delme/Sondaj Makinelerinin Aksam-

Parçaları” ile “Kulesi 360 derece Dönebilen Yükleyiciler” ilk

üç sırada yer almış olup, bu üç ürün grubu dünya genelinde

toplam sektör ihracatının yaklaşık yarısını oluşturdu.

 

 

KUTU:

 

İTHALATTA İLK SIRA ABD’NİN

Sektörün 2008 yılında toplam ithalatı önceki yıla göre yüzde

16,8 artarak 161 milyar dolara yükseldi. Dünya ithalatı

ndan aldıkları pay bazında lider ülkeler; A.B.D. (yüzde

8,8), Almanya (yüzde 4,9), Rusya (yüzde 4,4) ve Kanada

(yüzde 4,2) olmuştur. Ülkemiz ise yüzde 0,85 pay ile 31.

sırada yer aldı.

İlk sırada bulunan A.B.D.’nin 2008 yılında ithalatı yüzde 2,7

oranında azalırken, ithalatında düşüş kaydedilen diğer başlı-

ca ülkeler de İngiltere, İtalya ve İspanya oldu. Endonezya,

B.A.E. Hindistan ve Rusya’nın ithalatlarında ise dikkat çekici

artışlar meydana geldi.

 

 

KUTU:

 

 

2008 İHRACATI 1 MİLYAR DOLAR

Kendine has özelliklerinden dolayı inşaat ve madencilik makineleri

sektörü ekonomik gelişmeleri ilk önce hisseden ve

en fazla etkilenen sektörlerin başında geliyor. 2002-2007

yılları arasında her sene neredeyse yüzde 50 artış gösteren

sektör 2007 yılında rekor kırarak ağır iş makinelerinde yıllık

11 bin 500 satış adedini geçti ve yıllık ticaret hacminde ise

5 milyar doları zorladı. Sektörün ihracatı ise 2008 sonunda

yaklaşık 1 milyar dolara ulaştı. 2008 yılı başında Leasinglere

verilen özel teşvikin kalkması ile ciddi bir sıkıntıya giren

sektörde, global ekonomik sıkıntının Türkiye’ye yansımaları,

ihracatın azalması, finansman krizi vb. sebepler neticesinde

yurt içinde yüzde 50 oranında bir daralma yaşandı.