Bulgaristan tarım sektörüne, hem ekonomik hem sosyal yönden önem verdiğinden sektör sürekli büyüyor ve yeniden yapılandırılıyor. yapılanma sonucu tarım makineleri ve ekipmanlarının yaklaşık yüzde 97’si ithal ediliyor. bu sektörde faaliyet gösteren uluslararası firmalar için bulgaristan potansiyel pazar niteliği taşıyor.



İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Balkanlar'da ilerleyen Sovyet Ordusu’nun da yardımıyla Georgi Dimitrov önderliğinde sosyalist rejime geçen ülke, soğuk savaş yıllarında Sovyetler Birliği’nin güdümündeki Varşova Paktı'nın üyesi oldu. 1989 yılından itibaren ise demokratik bir değişim sürecine girildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk çok partili seçimler 1990 yılında gerçekleştirildi. Sosyalist Parti’nin kazandığı bu seçimlerden sonra ülke kısa süren bir istikrarsızlık dönemi yaşandı. Daha sonra anayasanın kabul edilmesi, 1991 yılında ülkenin gerçek anlamda ilk demokratik parlamento seçimlerinin, 1992 yılında ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasıyla ülkede demokrasi kök salmaya başladı.

Geçiş sürecinin sancıları 1996-97 döneminde patlak veren bir mali krizle belirginleşmiş ancak dönemin Başbakanı İvan Kostov’un öncülüğünde gerçekleştirilen reformlar sayesinde kısa bir süre içerisinde istikrar kazanıldı. Bu dönemde Avrupa ile yakınlaşmaya, demokratik reformlara ve pazar ekonomisine ağırlık verildi. 2 Nisan 2004 tarihinde NATO üyesi olan Bulgaristan, Avrupa Birliği (AB) ile de 25 Nisan 2005 tarihinde üyelik anlaşmasını imzaladı. Anlaşma uyarı nca 1 Ocak 2007’de Avrupa Birliği’ne tam üye oldu. AB üyesi olan ve Türkiye’nin kültürel olarak derin bağları olan Bulgaristan ile ticari ilişkiler ne yazık ki istenilen boyuta bir türlü ulaşamadı.

 

BAVUL TİCARETİ ÜRÜNLERE GÜVENİ DÜŞÜYOR

Hiç şüphesiz ki bireysel markalaşmanın yanında ülke olarak markalaşmak çok önemli. Komşumuz Bulgaristan’la olan ticari ilişkilerimizde en büyük sorunlardan biri de burada karşımıza çıkıyor.

Yıllardan bu yana süre gelen bavul ticareti ülke halkaları arasında Türkiye malları arasında Türkiye ve Bulgaristan arasındaki coğrafi yakınlığa rağmen dış ticaret rakamları iki ülkeyi de olumsuz yönde etkileyen bazı sebepler nedeniyle istenilen düzeye ulaşamıyor. Türkiye’nin Bulgaristan’a ihracatı yakınlık, benzer tüketim alışkanlıklarına ve bazı ortak kültürel özelliklere sahip olma gibi avantajlara rağmen sınırlı düzeyde kalıyor. Ülkede üre tilen mallar tüketici ihtiyaçlarını karşılayacak yeterlilikte değil. Bu nedenle, Bulgar pazarı ithalata bağımlı bir yapıya sahiptir. Türkiye’nin ülkeye ihracatında son yıllardaki artışa rağmen, ihracat rakamları potansiyelin çok gerisinde kalıyor. Diğer taraftan Bulgaristan’ın Türkiye’ye ihracatında ise en önemli payı ham madde ve ara malları almaktadır. Bulgar ihracatçıları gelişmiş bir pazar olan Türkiye’ye tüketim malları ihracatı nda zorlanıyor. Geçmişte ülkedeki Türk ürünlerinin kalitelerine yönelik olumsuz düşünceler ve bavul ticaretinin yarattığı olumsuz imaj Türk mallarının satışını olumsuz yönde etkiliyor. Ancak son yıllarda ülkeye ihracatı giderek artan kaliteli ve markalı Türk ürünlerinin pazarda tanınmaya başlaması ile birlikte bu olumsuz imaj yavaş da olsa ortadan kalkıyor. Bulgar pazarında başarı için kaliteyi vurgulayan tanıtım faaliyetleri yürütülmesi büyük önem taşıyor.

 

TARIM MAKİNELERİ VE EKİPMANLARININ YAKLAŞIK YÜZDE 97’Sİ İTHAL

Bulgaristan’da uluslararası ekonomik krizin etkileri tüm sektörleri eşit bir şekilde etkiledi. 2008 yılı Aralık ayında Ocak 2008 ayına göre toplam sanayi endeksinde bir yükselme gözlendi. Bu yükselişe gıda ve içecek imalatı, bilgisayar ve haberleşme cihazları, makine dışında metal imalatı ve mobilya imalatı katkıda bulundu. Ancak, tekstil, konfeksiyon, ayakkabı, metal cevherleri ve kimyasal ürün gibi Bulgaristan’ın geleneksel imalat sektörlerinde ciddi düşüşler devam etti. Özellikle 2009 yılının ilk çeyreğinde neredeyse tüm sanayi dallarında krizin etkisi çok daha fazla hissedilmeye başladı ve büyük düşüşler sürdü. Milli İstatistik Enstitüsü, Ocak 2009’da bir önceki aya göre sanayi üretiminde yüzde 19 oranında bir düşüş yaşandığını açıkladı. Makine ve teçhizat haricinde metal ürün imalatında eksi yüzde 66,5 gibi rekor denebilecek bir düşüş meydana geldi. Metal dışı hammaddeden ürün imalatında yüzde 42,1, makine ve teçhizat üretiminde yüzde 25,7 oranında düşüş gerçekleşti. Gıda sanayinde söz konusu dönemdeki düşüş dörtte bir oranında oldu.

Ocak 2008 ile kıyaslandığında Ocak 2009 sanayi üretimi yüzde 13,3 azdır. Sanayideki ciro bir ayda yüzde 23 azaldı. Milli İstatistik Enstitüsü verilerine göre Ocak 2009’da bir önceki aya göre inşaatta yüzde 10,2’lik bir düşüş gözlendi. Bina inşaatlarında yüzde 7,6 oranında düşüş kaydedildi. Bulgaristan tarım sektörüne, hem ekonomik hem sosyal yönden önem verdiğinden sektör sürekli büyümekte ve yeniden yapılandırılıyor. Bu yapılanma ve büyümenin bir sonucu olarak tarım makineleri ve ekipmanları yıllık olarak tahmini yüzde 30 büyüyor. Bulgaristan’da tarım makineleri ve ekipmanlarının yaklaşık yüzde 97’si ithal. Bu yüksek ithalat oranı ile tarım makineleri ve ekipmanları sektörü, bu sektörde faaliyet gösteren uluslararası firmalar için potansiyel pazar niteliği taşıyor.


MAKİNE ÜLKE İTHALATINDA 2’NCİ SIRADA

Bulgaristan’ın ithalatı 2008 yılında yüzde15,9 artarak 36,2 milyar dolara ulaştı. Ülkenin ithal ettiği madde grupları içerisinde ilk beş sırayı yüzde 16,97 petrol ve doğalgaz, yüzde 9,64 makine ve teçhizat, araçlar, demir ve çelik, ve tekstil alıyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2008 yılında da en büyük ithalatçı ülke grupları, AB ülkeleri ile Rusya başta gelmek üzere diğer Avrupa ülkeleri ve Türkiye dahil Balkan ülkeleri oldu. Bulgaristan’a ihracat yapan ilk beş ülke sırasıyla Rusya, Almanya, İtalya, Türkiye ve Çin oldu. 2008 yılında Bulgaristan’ın ihracatı ise yüzde 13,1 artarak 21,8 milyar Dolar’a ulaştı. Bulgaristan’ın en büyük ihraç kalemleri ise sırasıyla petrol ürünleri, demir dışı metaller, giysi ve ayakkabı, diğer hammaddeler, gıda sanayi hammaddeleri ve demir ve çelik. 2008 yılında Bulgaristan’ın en çok ihracat yaptığı ülke yüzde 9,87 pay ile Yunanistan, diğer ilk dört ülke de sırası yla Almanya, Türkiye ve İtalya oldu. Ülke grupları açısından bakıldığında ise AB ülkeleri yüzde 60,1 ve Türkiye dahil Balkan ülkeleri yüzde 17,3 başta geliyor. 2007 yılında yüzde 61,8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2008 yılında bir miktar gerileyerek yüzde 60,3 oranında gerçekleşti.


AB’YE GİRDİKTEN SONRA EKONOMİSİ DÜZELDİ

1989 yılında COMECON sisteminin çökmesi ve Bulgar ekonomisinin büyük ölçüde bağımlı olduğu Sovyet pazarının kaybedilmesi nedeniyle Bulgar ekonomisi ciddi bir küçülme yaşadı. Bu dönemde halkın refah seviyesi yaklaşık yüzde 40 oranında düştü. İlerleyen yıllarda Yugoslavya ile Irak’a uygulanan Birleşmiş Milletler ambargoları da bu ülkelerle ticari ve ekonomik ilişkileri olan Bulgaristan için olumsuz bir etki yarattı. Enflasyon, 1994 yılında yüzde 122’ye kadar çıktı ve iki yıl sonra da yapılan ekonomik reformların yetersizliği ve bankacılık sisteminin istikrarsızlığı nedeniyle bir mali kriz yaşandı. 1997 yılında başlatılan reformlar ve para kurulu sisteminin (currency board) uygulanmaya başlamasıyla ekonomi hızla toparlanmaya başladı. 1998 yılında enflasyon yüzde 61’e indi ve 1996 ile 1997 yıllarında yaşanan küçülmeden sonra GSYİH, 1998’de yüzde 4,0, 1999’da yüzde 2,3, 2000’de yüzde 5,4, 2001’de ise yüzde 3,9 büyüdü. Ekonomik istikrar programı kararları ile birlikte hükümetin para ve döviz politikaları üzerindeki yetkisi sınırlandırılmış ve döviz kurunun istikrara kavuşturulmasından sonra 1 Euro/1Bulgar Levası 1,96 oranında sabitlendi.

Bankaların kamu tarafından desteklenmesi politikasına son verilerek, Merkez Bankası özerk bir yapıya kavuşturuldu. Bu kararların ardından Bulgaristan tarihinin en uzun ekonomik büyüme dönemine girdi.1 Ocak 2007 tarihinde AB’ye tam üye olan Bulgaristan’da düşük enflasyon ve yapısal reformlarda alınan mesafe sayesinde yatırım ortamı da iyileşmiş ve ülkeye yabancı sermaye girmeye başlamıştır.


SAVUNMA SANAYİ İTHALATI BM GÜVENLİK KONSEYİ, AB VE AGİT’E GÖRE DÜZENLENİYOR

Bulgaristan’ın Gümrük Kanunu, Avrupa Birliği Gümrük Koduna dayanıyor. İthalat, transit ticaret, gümrüklerde depolama, dahilde işleme, gümrük denetim işlemleri, geçici giriş, hariçte işleme, ihracat, geçici ihracat gibi işlemlerde AB’nin uyguladığı prosedür ve rejimler uygulanıyor. Bulgaristan gümrük rejimi ilke olarak liberal bir nitelik arz etse de, istisnai olarak ulusal güvenliğin, kamu düzeninin ve ahlakın, insanların, hayvanların ve bitkilerin hayatının ve sağlığının, ulusal zenginliği oluşturan sanat eserleri, tarihi ve arkeolojik değerlerin, sınai ve fikri hakların korunmasına ilişkin birtakım gerekçelere dayanan yasak ve sınırlamalar getiriyor. Söz konusu kısıtlama ve yasaklamalar AB mevzuatına ve Bulgaristan’ı n taraf olduğu uluslararası anlaşmalara dayandırılıyor.

Bulgaristan’da izin rejimine tabii tutulacak mallar, kullanılmış veya yeni olarak değil güvenli veya güvensiz olarak ayrılmakta olup söz konusu malların bu yöndeki denetimi ülke içerisindeki çeşitli yetkili kuruluşlarca yapılıyor. Bulgaristan BM Güvenlik Konseyi, AB ve AGİT kararları ile uyumlu bir şekilde silah ve silahlara ilişkin ekipmanın satış ve tedariğinde yasak veya gözetim uygulamakta ve ayrıca silah ve muhtemel ikili kullanımı olan mal ve teknolojilerin dış ticaretini kontrol ediyor. İthalat ve ihracat işlemlerinin beyanı Tek İdari Belge (Single Administrative DocumentSAD) aracılığı ile yapılıyor.

Türkiye ile ortak bir tarihsel ve kültürel geçmişi ve sınırı paylaşan Bulgaristan Türkiye açısından önemli bir ülke. Türk firmalarının Bulgaristan’daki yatırımları gün geçtikçe artıyor. AB üyeliğinin ardından Bulgaristan Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olma pozisyonunu daha da güçlendirdi. Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle yaptığı ticaretin karayolu ile taşınan kısmının büyük bir bölümü Bulgaristan güzergâhını kullanılıyor. Ayrıca Bulgaristan, Balkanların coğrafi olarak merkezi konumunda yer alıyor. 2007 yılından itibaren Bulgaristan’ın AB üyeliği ve Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliğine dahil olması, bu nedenle ikili ticarette gümrük vergilerinin sıfırlanması, Bulgaristan’da kurumlar ve gelir vergisi oranlarının yüzde ona düşmesi gibi gelişmeler nedeniyle Bulgaristan’ı Türk yatırımcıları gözünde cazip kılan özellikler daha da arttı.

 

TÜRKİYE BULGARİSTAN ARASINDAKİ TİCARET HACMİ ARTIYOR

Türkiye’nin Bulgaristan’ın toplam dış ticaretindeki payı da sürekli artmıştır. Diğer taraftan, 2006-2008 yılları arasında Türkiye Bulgaristan’ın en büyük ihracat pazarı olma unvanını korudu. Bu dönem içinde Bulgaristan toplam ihracatının yüzde 10’dan fazlasını Türkiye’ye yaptı. Ayrıca bu dönem boyunca iki ülkenin karşılıklı ticareti sürekli dengede oldu. Ancak, uluslararası mali krizin etkisiyle 2008 yılında iki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 10 azaldı. Bulgaristan Merkez Bankası’nın 2008 verilerine göre Türkiye ile Bulgaristan arasındaki toplam ticaret hacmi 2,753 milyon euro olarak gerçekleşti. Bu dönemde Türkiye’nin Bulgaristan’a ihracatı 1,402 milyon euro, Bulgaristan’dan ithalatı ise 1,351 milyon euro olarak gerçekleşti. Örneğin, 2002-2007 yılları arasında Türkiye-Bulgaristan toplam ticaret hacmi yıllık ortalama yüzde 26 gibi yüksek bir oranda arttı, 888,7 milyon dolardan 3 milyar 991 milyon dolara ulaştı. Aynı dönemde Türkiye’nin Bulgaristan’a ihracatı yüzde 274 artarak 380 milyon Dolar’dan 2 milyar 151 milyon dolara yükseldi.

 

 

KAYNAKLAR:

- Birleşmiş Milletler İstatistik Departmanı http://comtrade.un.org

- Bulgaristan Merkez Bankası www.bnb.bg

- T.C. Sofya Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği www.musavirlikler.gov.tr

- CIA, World Factbook, 2008 https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/

- DEİK Bulgaristan Ülke Bülteni http://www.deik.org.tr

- TÜİK Verileri http://www.tuik.gov.tr

- Bulgaristan Yatırım Ajansı http://investbg.government.bg

- İGEME Bulgaristan Ülke Profili www.igeme.gov.tr