ENERJİ GÜVENLİĞİ VE TEMİZ ENERJİDE SON GELİŞMELER, SABANCI ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL ULUSLARARASI ENERJİ VE İKLİM MERKEZİ (IICEC) TARAFINDAN DÜZENLENEN “ENERJİ GÜVENLİĞİ, TEMİZ ENERJİ & FİNANSMANIN ROLÜ” BAŞLIKLI KONFERANSTA ELE ALINDI. KONFERANSTA KONUŞAN IICEC ONURSAL BAŞKANI DR. FATİH BİROL, “RUSYA-UKRAYNA KRİZİ İLE BAŞLAYAN DÜNYANIN İLK KÜRESEL ENERJİ KRİZİNİN TAM ORTASINDAYIZ. BU KRİZDEN KISA SÜRE İÇİNDE ÇIKMAMIZ DA MÜMKÜN GÖZÜKMÜYOR.” DEDİ.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC),  dünyanın önündeki en önemli konuların başında gelen enerji ve iklim konusunda düzenle diği etkinliklerle kamuoyunu aydınlatmaya devam ediyor. IICEC, bu kez de küresel gün demin ilk sıralarında yer alan ve RusyaUkrayna kriziyle çok daha önemli hale gelen enerji güvenliği konusunu temiz enerji trendleriyle birlikte, 23 Haziran’da İstanbul’da düzen lediği “Enerji Güvenliği, Temiz Enerji & Finansmanın Rolü” konferans ve panelde ele aldı.  Sabancı Center’da gerçekleş tirilen ve Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın açılış konuşması ile başlayan konferansta Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Direktörü Arvid Tuerkner ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol da birer konuşma yaptı.

“TÜRKİYE, UZUN VADEDE YEŞİL HİDROJEN İHRACATÇISI OLMA POTANSİYELİNE SAHİP”

Enerji güvenliği ve karbon suzlaştırma gündemlerinin  karşılıklı olarak birbirini destekleyici hale geldiğine dikkat çeken EBRD Türkiye Direktörü Arvid Tuerkner şunları kaydetti: “Bugün ye nilenebilir enerji konusu daha da ikna edici hale gelmiş durumda. Yenilenebilir enerji kapasitesinin arttırılması, do ğal gazı ihracat için serbest bırakacak ve daha karmaşık ürünler geliştirmek için yeni lenebilir enerjiyi yeşil hidroje ne dönüştürmek için bir fırsat yaratacaktır. Bu da sonuç olarak enerji yoğun sektörle rin karbondan arındırılmasına yardımcı olacaktır. Türkiye, karbondan arındırılması zor

sektörlerde net sıfır emisyon elde edilmesine yardımcı olmak ve 2053 net sıfır hede fine ulaşmak için yurt içinde kullanımın yanı sıra uzun vadede yeşil hidrojen ihracat çısı olma potansiyeline sahip. Son 10 yılda yenilenebilir enerji üretiminde etkileyici bir büyüme görüldü. Türkiye’nin güneş ve rüzgâr enerjisi üretim potansiyeli sayesin de biz bu büyümede ileriye dönük daha da artış göre ceğimizi umuyoruz. Bununla birlikte EBRD’nin Türkiye’deki programları olan TurSEFF (Türkiye Sürdürülebilir  Enerji Finansman Programı),  MidSEFF (Türkiye Orta Ölçekli Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı) ve TuREEFF (Türkiye Konutlarda Enerji Verimliliği Finansman Programı) aracılığıyla Türkiye’deki projelere 2 milyar avro yatırım yapıldı. EBRD, bu yıl GEFF Türkiye adı altında 500 milyon avroluk yeni bir çerçeve de duyurdu ve ilk kredi işlemleri gerçekleşmeye başladı.”

“BU KRİZ, ENERJİ DÜNYASINDA DÖNÜM NOKTASI OLABİLİR”

Dr. Fatih Birol ise konferans taki konuşmasında, “Rusya Ukrayna kriziyle dünya ilk küresel enerji krizini yaşamaya başladı. Şu anda ilk küresel enerji krizinin tam ortasında yız. Bu enerji krizinden kısa bir süre içinde dünyanın çık ması mümkün gözükmüyor. Bu enerji krizi gıda başta ol mak üzere beraberinde başka krizleri de getiriyor. Bunun yanında bir de Ukrayna’da  bir insanlık krizi yaşıyoruz. 1970’li yıllarda petrol krizleri yaşadık ama o zaman sadece petrol krizi vardı. Şimdi hem petrol ve doğal gaz hem kömür ve elektrik bunla  rın hepsinde ciddi olarak sorunlarla karşı karşıyayız.
O petrol krizine bakarsak, enflasyonda çok ciddi artış olmuştu. Şimdi onu yavaş yavaş yine görüyoruz. İkincisi durgunluk: Şimdi yavaş yavaş bence oraya doğru gidiyoruz. Ama 1970’lerdeki petrol krizi sadece durgunluk ve enflas yonun artışına neden olmadı; yeni enerji tasarrufu, enerji güvenliği ön plana geldi. Bu bir tepkiydi ve bütün sektör leri değiştirdi. Ülkelerin petrol şoklarına karşı geliştirdiği ikinci tepki de nükleer sanayi oldu. Dünyanın şu anda kullandığı nükleer santrallerin yüzde 40’ı o tarihteki enerji krizine tepki olarak kurulan santrallerdir. Bunu şundan  söylüyorum; şimdi krize tabi çok zor günler geçirdik ve bence çok daha zor günler geçireceğiz. Buna da bera berinde 1970’lerdeki krizlere olan tepki gibi bir tepki de gelecek, onu da görüyorum. Buna da biz önderlik ediyo ruz. Onun için ben, bu krizin enerji dünyası için bir dönüm noktası olabileceğini düşünü yorum.” değerlendirmesinde bulundu.


“AVRUPA İÇİN 10 MADDELİK BİR EYLEM PLANI HAZIRLADIK VE LİDERLERLE PAYLAŞTIK”
Petrol fiyatlarının 100 do ların üzerinde olduğunu ve enflasyona da çok fazla katkı yaptığını ifade eden Dr. Fatih Birol, “Benim endişelerimden biri, yaza doğru geldikçe durumun daha da ciddi ola bileceği yönünde. Çünkü yaz aylarına gelirken petrol talebi tipik olarak artmaya başlar. Orta Doğu’daki üretici ülkeler şu anda stoklarında olan pet rolü eğer piyasaya sürerlerse, üretimi artırırlarsa bu fiyatlar da bir rahatlama yaratacaktır. Ancak eğer ekonomide ciddi bir zayıflama olmazsa ve pet rol üreticisi ülkeler yeni adım lar atmazlarsa, Avrupa çok ciddi bir sorunla karşı karşıya kalabilir. Şu anda Avrupa’daki ülkelerin kullanacakları stoklar gerçekten son derece düşük seviyede. O yüzden biz, Avrupa’ya 10 maddelik bir eylem planı hazırladık ve Avrupalı liderlerle paylaştık. Bu planın belli kesimlerini Almanya dâhil birçok ülke uyguluyorlar.” dedi. Dr. Fatih Birol, bu eylem planına göre, örneğin Avrupa’da evlerin iki derece az ısıtılmasıyla tasarruf edilecek doğal gaz miktarının, Rusya’nın en bü yük boru hattıyla Avrupa’ya gelen doğal gaza eşit olaca ğını hesapladıklarını da dile getirdi.


“ENERJİ KRİZİNDE ALINACAK KARARLAR, İKLİM KRİZİYLE MÜCADELEYİ ZORA SOKMAMALI”

“Enerji piyasaların durumu gerçekten fazla iç açıcı bir durum değil. Şimdi başka bir kriz daha var, o da iklim krizi. Dünyada iklim krizine neden olan emisyonun yüzde 80’i enerji sektöründen geliyor. Bazı ülkelerde, bazı sektör lerde mevcut duruma refleks olarak ciddi bir dalga halinde fosil enerji yatırımlarının da gelebileceğini görüyoruz. Dolayısıyla enerji krizinde alacağımız kararlar, iklim kriziyle mücadelemizi daha da zor duruma sokmaması lazım. Enerji güvenliğini bir anlamda kontrol altına alalım derken, iklim krizini daha da kötü hale getirmemek gere kiyor.” diyerek devam eden Dr. Fatih Birol, 2022 yılında ilk kez temiz enerji yatırımın da yüzde 12’ye varan ciddi bir büyüme görüldüğünü, yine Ukrayna işgalinden sonra nükleer enerjiye olan ilginin de yükselişe geçtiğini söyledi. Dünyada yenilenebi lir enerjinin payının giderek artacağını ve yenilenebilir enerji arttığı zaman şebe kelerde belli bir güvenlik sağlamak için nükleer enerji gibi bir opsiyona ihtiyaç duyulacağını ifade eden Dr. Fatih Birol, “Dünya nükleer enerjiye geri dönüş yapıyor. İngiltere, ABD ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi yeni enerji stratejilerinde nükleere aslan payı veren ülkeler. Bununla birlikte nükleerde inşa süreci ni hızlandıran küçük modü ler reaktör denilen yeni bir teknolojinin gelişimi sürüyor. Bunlar çok daha esnek, çok çabuk inşa edilen ve hemen devreye alınabilen teknolo jiler. Önümüzdeki beş, altı  yıl içinde bu teknolojinin de ticari hale geleceğini düşü nüyorum.” dedi.