“YAŞLANDIM ARTIK HER ŞEYİ ÇABUK UNUTUYORUM...” GÜNÜMÜZDE HEMEN HEPİMİZİN ORTAK SORUNU OLAN “UNUTKANLIK” ÖZELLİKLE İLERİ YAŞIN DOĞAL BİR SONUCU OLARAK DÜŞÜNÜLSE DE ASLINDA “ALZHEIMER” GİBİ SON DERECE CİDDİ HASTALIĞIN İLK SİNYALLERİNDEN BİRİ OLABİLİYOR!

Alzheimer, 65 yaş üzerinde en sık görülen ve demansa neden olan ilerleyici nörodejeneratif bir hastalıktır. Hafızayı, davranışı, düşünmeyi ve  sosyal yetenekleri bozarak, kişinin günlük yaşam aktiviteleri ile sosyal özerkliğine engel olacak düzeyde bir bilişsel gerilemeye neden olan Alzheimer’ın günümüzde yaygınlığı gün geçtikçe artıyor; dünyada her 3 saniyede bir yeni Alzheimer tanısı konuluyor. Türkiye’de net veriler olmasa da 600 binin üzerinde Alzheimer hastası olduğu, bu sayının her geçen gün katlanarak arttığı ve tanı  konulmamış çok sayıda hasta olduğu da belirtiliyor. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Neşe Tuncer, Alzheimer hastalığında erken tanı ve tedavinin son derece önemli  olduğuna dikkat çekerek, “Günümüzde tam bir tedavisi olmasa da erken tanı ve tedavi sayesinde Alzheimer’ın ilerleme hızı belirli bir süre durdurulabiliyor veya yavaşlatılabiliyor. Verilen eğitimlerle hastalıkla baş etme donanımı kazanmak için hasta ve ailesine zaman kazandırılmış olunuyor. Dolayısıyla erken tanı için özellikle 65 yaş üzerindeki kişilerde oluşan ‘unutkanlığı’ yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak düşünülmeyip, zaman kaybetmeden bir nöroloji hekimine başvurmak büyük önem taşıyor.” diyor.

 

2030 YIL ÖNCEDEN SİNYAL VERİYOR!

Alzheimer, beyinde anormal protein depolanması ve sinir hücre kaybı ile seyreden bir hastalık: Beyindeki değişiklikler hastalığın bulgularının ortaya çıkmasından 2030 yıl önce başlıyor. Günümüzde Alzheimer tanısını kesinleştiren, objektif olarak ölçebilen, normal veya patolojik biyolojik süreçleri tanımlayan veya tedavi yanıtını değerlendirebilen biyoişaretleyiciler yaygın olarak kullanılıyor. Prof. Dr. Tuncer, “Türkiye’de beyin omurilik sıvısında, hatta kanda bakılan amiloid ve tau protein düzeyleri, genetik yatkınlık ve geçişlilik tespiti için kandan test edilen ve Alzheimer’den sorumlu olan ApoE, APP, Presenilin,  I ve II gibi genleri, MRI ile beynin yapısal görüntülemelerinde saptanan ve küçülme analizi yapan volüm ölçüleri gibi yöntemler sayesinde, henüz bulguların görülmediği hastalık öncesi dönemdeki riskli kişiler ile bulguların yeni başladığı hastalar yüksek doğrulukla saptanabiliyor.” diyor.

 

ERKEN DÖNEM BELİRTİLERİNE DİKKAT!

Alzheimer hastalığı iç görüyü erken dönemden itibaren  bozabilen bir hastalık olduğu için hastalar çoğu zaman içinde bulundukları durumun farkında olamayabiliyor ve hekime gitmeyi reddedebiliyor. Prof. Dr. Tuncer, hasta yakınlarının Alzheimer’a yönelik belirtileri fark ettikleri zaman gecikmeden hekime başvuruyu sağlamalarının son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor. Alzheimer’ın erken belirtileri ise şöyle sıralanıyor:  Yakın geçmiş hatırlanmıyor: Sinsi ilerleyen bir hastalık olan Alzheimer sıklıkla yakın bellek kusurlarıyla başlıyor. Hastalık yeni bilgi öğrenmeye engel olup önce en yeni yaşanmışlıkların silinmesine neden oluyor. Yakın geçmişteki kişisel ve aktüel olaylar, bir gün önce yaşanılanlar unutulurken, eskiye ait yaşantılar ise hatırlanıyor. Hastalık ilerledikçe eski anılar da hafızadan siliniyor. Eşyalar bulunamıyor, sorular tekrarlanıyor: Eşyaları uygunsuz yerlere koyma ve bulamama, aynı soruları tekrar tekrar sorma, kelime bulma güçlüğü ve konuşurken konuyu unutma sorunları da sık görülen erken dönem belirtilerinden. Alışılagelmiş görevler yapılamıyor: Alışılagelen rutin işleri ve hobileri yapmakta güçlük (yemek yapma, araba kullanma, tamirat, dikiş dikme), bir işi başlatamama, yargılama ve karar vermede güçlük çekme ile konsantre olamama da hastalarda sıkça görülüyor. Kişilik değişimi yaşanıyor: Nedensiz davranış ve duygu durum değişiklikleri de Alzheimer hastalığında sıklıkla görülen belirtileri oluşturuyor. İçe kapanma, depresyon ya da aşırı öfkelilik, ajitasyon nedensiz sinirlenme, bağırma, saldırganlık ya da şüphecilik (parasının çalındığını, öldürülmek için ilaç verildiğini, eşinin kendisini  aldattığını düşünme) gibi davranış değişiklikleri ve psikiyatrik bulgular da sık oluşuyor.  Zaman ve yer algısı bozuluyor: Yer ve zamanın farkında olamama gibi sorunlar yaşanıyor. Özellikle bilinen yollarda kaybolma, yön bulmakta güçlük yaşama da Alzheimer hastalığının tipik belirtilerini oluşturuyor.  Kişisel görünüşe ve çevreye ilgi azalıyor: Kişisel görünüşe ve başkalarına karşı kayıtsızlık gibi sorunlar yaşanıyor. Alzheimer ilerledikçe çevreye karşı ilgi azlığı gelişiyor, örneğin hasta hobilerini yapmada isteksiz olabiliyor, ev ile ilgili sorumluluklarından vazgeçiyor.

 

TEDAVİYLE HASTALIĞIN BULGULARI YAVAŞLATILIYOR

Alzheimer hastalığında erken tanı büyük önem taşıyor. Günümüzde kullanılan ve hastalığın bulgularını yavaşlatmakta etkili olduğu kanıtlanmış semptomatik tedavilerden özellikle asetil kolin esteraz inhibitörlerinin etkinliği, sinir hücresi kaybı çok artmadan erken dönemde başlanırsa, daha uzun süreli oluyor. Prof. Dr. Tuncer, erken dönemde tanımlanan Alzheimer’da hastalığın bulgularını arttıracak olan atherosklerotik riskler, vitamin eksiklikleri, tiroit hastalıkları ve depresyon gibi diğer faktörlerin kontrol altına alınabildiğine işaret ederek, “Ayrıca hastaya bilimsel olarak faydalılığı kanıtlanmış uygun beslenme, bilişsel stimülasyon, uyaranların arttırılmasının yanı sıra bedensel ve zihinsel egzersiz yöntemleri öğretiliyor. Hasta ve ailesine hastalıkla baş etme ile mücadele etme donanımı kazanmak için zaman kazandırılmış olunuyor. Hastalık bulguları ilerledikten sonra ise tedavilerin faydası sınırlı olarak kalıyor.” diyor.

 

İLAÇ ÇALIŞMALARI UMUT VERİYOR

Dünyada ve Türkiye’de kullanılan iki grup ilaç dışında, Alzheimer tedavisine yönelik farklı ilaçlar üzerine çalışmalar da halen devam ediyor. Prof. Dr. Neşe Tuncer, bu ilaçlardan 31’inin faz üç olarak adlandırılan son aşamaya geldiklerini belirterek, tedaviyle ilgili gelişmeleri şöyle anlatıyor: “2021 yılı ortasında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) bir ilaca şartlı onay vere rek erken dönemdeki Alzheimer hastalarında kullanılabileceğine karar verdi. İlaç, Alzheimer hastalığında, henüz hastaların şikayetleri başlamadan önce, beyinde birikmeye başlayan amiloid proteinini beyinden temizleyebiliyor. Ancak ne kadar faydalı olduğuna karar verebilmek için çalışmalar sürdürülmeye devam ediyor. Benzer mekanizma ile amiloid plakları temizleyen farklı ilaçların sonuçlarının da çok yakında çıkması bekleniyor.”