UNUTKANLIĞINIZ ARTIK ÇIĞIRINDAN ÇIKMIŞA BENZİYOR, RUTİN KOŞUŞTURMALARINIZ KALP ÇARPINTISINA YOL AÇIYOR, HALSİZLİK PEŞİNİZİ BIRAKMIYOR, ÖKSÜRÜĞÜNÜZ İNATÇI BİR HAL ALIP GEÇMEK BİLMİYOR, DEPRESİF YAPI ÜZERİNİZDEN GİTMİYOR MU? BU VE BENZERİ BİRÇOK SORUNUN KAYNAĞI “UZAMIŞ COVID SENDROMU” OLABİLİR.

Baş ağrısı, unutkanlık, geçmeyen öksürük, kaygı, panik atak, halsizlik hatta tükenmişlik!... Bugünlerde pek çok kişi bu ve benzer sorunlardan şikayetçi. Kimi hekime başvuruyor, kimi internetten araştırıyor, kimi dost sohbetlerinden medet umuyor. Yakınmaların dozu ve etkisi farklı olsa da hepsinin ortak noktası Covid19 enfeksiyonunu geçirmiş olmak. Çünkü yüzyılın salgın hastalığı, kapısını çaldığı kişinin peşini öyle kolay bırakmıyor! Haftalar hatta aylar sonra bile farklı sorunlarla etkisini gösteriyor.  Acıbadem Fulya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran, “Yüzyılın salgın hastalığı Covid19 enfeksiyonuyla enfekte olup iyileşmiş olanların  yüzde 10 ila yüzde 20’sinde, bazı sistemlerde değişiklikler gösteren ‘Uzamış Covid’ dediğimiz tablolar ortaya çıkabiliyor. Örneğin; halsizlik ve çabuk yorulma 36 aya kadar uzayabilirken, uzun süreli öksürük, unutkanlık, konsantrasyon bozuklu ğu, uyku sorunları, panik atak ve kaygı bozuklukları gibi sorunlar yaşanabiliyor. Aşılamayla birlikte hayat normal akışına dönmüş olsa da halen salgının bittiğini ve tehlikenin geçtiğini söyleyemiyoruz. Virüs yeni varyantlarıyla solunum yollarına tutunmayı çok seviyor ve çok kolay bulaştığı için de özellikle sonbahar ve kış aylarında çok daha dikkatli olmak gerekiyor.” diyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Reha Baran, Covid19’un akciğerlere önemli  etkilerini ve Uzamış Covid (PostCovid) döneminde ortaya çıkan sorunları anlatırken, alınması gereken önlemlere yönelik önemli uyarılar ve önerilerde de bulunuyor.

SIKI ÖNLEM ALMAK ŞART!

Koronavirüsün solunum yollarına tutunmayı çok sevdiğinden çok kolay bulaşabildiğini, virüs taşıyan kişinin kapalı ortamda bulunan ve korumasız durumdaki kişilere bulaştırma riskinin çok yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Baran, “Sonbaharla birlikte soğuk havaların başladığı ve kapalı ortamların kalabalıklaştığı bugünler de, salgının tekrar yukarıya doğru yön değiştireceğini öngörebiliyoruz. Bu nedenle maske ve mesafe kuralının titizlikle uygulanması,  aşılamaların aksaksız devam etmesi şart.” diyor.

KİMİNDE NEZLE, KİMİNDE YAŞAM KAYBI!

Prof. Dr. Baran, koronavirüs solunum yollarına girdikten sonra vücudun savunma sisteminin çalışarak hastalığın sınırlarını çizdiğini, bazı hastalarda ölüme kadar giden bir sürece yol açarken, bazı hastalarda nezle ile geçebileceğini de vurguluyor. Virüsün tüm vücutta bir yangıya (inflamasyon) neden olduğunun ve bu yangısal süreçten tüm organların etkilendiğinin altını çizen Prof. Dr. Baran şöyle konuşuyor: “Solunum sistemini çok sevdiğinden ve kolay yerleşebildiğinden en sık semptomlar öksürük, nefes darlığı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, koku tat kaybı ve baş ağrısı şeklinde ortaya çıkıyor. Yaygın  vücut ağrısı, bulantı, halsizlik gibi genel semptomlar yangısal reaksiyona verilen genel yanıtlardır. Bunun yanında her organa özgü semptomlar ve belirtiler de olabilir. Örneğin kan pıhtılaşması ile pulmoner emboli, damar tıkanıklıkları, kalp krizi riski artışı, beyin damarlarında tıkanıklık ile inme veya sinir uçları iltihabı dediğimiz polinöropatiler, ishal, yüz felci gibi birçok durumla da karşılaşabiliriz.”

SOLUNUM PROBLEMLERİ KALICI OLABİLİR!

Covid19’un akciğerde tutunup yaygın tutuluma dönüşmesi halinde hastada ölüm  riskinin yanı sıra uzun vadede solunumsal problemlerin kalıcı olma riskinin arttığını belirten Prof. Dr. Baran, solunum yollarında oluşan hassasiyet nedeniyle öksürüğün şiddetli olabildiğini söylüyor. Küçük akciğer alanlarında tutulumun (akciğerin yüzde 10’undan azının tutulması) öksürük, ateş ve hafif nefes darlığı ile kendini belli ettiğini; daha ileri tutulumlarda (yüzde 10 ila yüzde yüzde 30 arasında) ise solunum sıkıntısının daha belirgin olduğunu ve parmaktan ölçülen oksijen değerlerinin yüzde 92 civarına indiğini söyleyen Prof. Dr. Baran, “Tutulum tüm akciğerin  yüzde 50’sini aştığında yüksek akımlı oksijen tedavisi, maske ile oksijen tedavisi ve yoğun bakım şartları gerekebilir. Bu aşamalarda virüs üzerine binmiş bakteriyel enfeksiyonlar riski iki katına çıkarır ve hastanın entübe edilmesi gerekebilir. Bunun yanında akciğer damarlarında pıhtı oluşması, kalp krizi riski artışı, nörolojik problemler de ek yükler getirir. Tüm bunlara rağmen neyse ki ölüm oranları düşüktür. Özellikle son dönemlerde kazanılan tecrübeler, tedavide kullanılan ilaçların artışı ölüm oranlarını daha da aşağıya çekmiştir.” diyor.

 

UZAMIŞ COVID19 BU SORUNLARA YOL AÇABİLİYOR!

 

  • Halsizlik ve çabuk yorulma 3 ila 6 aya kadar uzayabilir.
  • Kalp kasının uzun süre etkilenmesiyle kalp yetmezliği gelişebilir. Eforla çarpıntı hissi gelişebilir.
  • Solunum yolları duyarlılığının artmasıyla öksürüğün uzaması mümkündür.
  • Akciğer fibrozisi veya sertleşmesi oluşabilir. Özellikle nefes darlığı 6 ay sonra hâlâ mevcut olan hastalar bu açıdan mutlaka değerlendirilmelidir. Unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, uyku bozukluğu, konuşurken sözcük bulmada zorluk, gerçeklik duygusunun anlık kaybı gibi nörolojik problemler oluşabilir. Bazı damarsal problemler, akciğerde emboli, beyne pıhtı atması  ve felç gibi durumlar olabilir.
  • Kaygı bozukluğu, obsesif bozukluklar, panik atak gibi psikiyatrik problemler yaşanabilir.