Dış ticarette satıcı, mal veya hizmeti sözleşme şartlarına uygun olarak alıcıya sunarken, alıcı da mal veya hizmetin bedelini satıcıya ödemektedir. Uluslararası ticari ilişkilerin ilk aşamasında satıcı ile alıcı aralarında görüşerek belli bir malın (veya hizmetin) alışverişinin yapılması hususunda niyetlerini ortaya koymaktadırlar. Her iki taraf arasında bir anlaşmaya ulaşıldığında yapılan bir sözleşme ile satıcının sözleşme konusu malı hazırlayıp sevk...

Dış ticarette satıcı, mal veya hizmeti sözleşme şartlarına uygun olarak alıcıya sunarken, alıcı da mal veya hizmetin bedelini satıcıya ödemektedir  Uluslararası ticari ilişkilerin ilk aşamasında satıcı ile alıcı aralarında görüşerek belli bir malın (veya hizmetin) alışverişinin yapılması hususunda niyetlerini ortaya koymaktadırlar. Her iki taraf arasında bir anlaşmaya ulaşıldığında yapılan bir sözleşme ile satıcının sözleşme konusu malı hazırlayıp sevk etmesi ve karşılığında ödemenin ne şekilde yapılacağı, rizikoları n karşılıklı olarak nasıl paylaşılacağı, ortaya çıkması muhtemel bir uyuşmazlığın çözümlenmesinde izlenecek usul ve esasların belirlenmesi hususlarının kararlaştırılması zorunludur. Denizaşırı satışların ortaya çıktığı devirlerde, tarafları n satışa ilişkin ve aralarındaki hukuki ilişkiye uygulanmasını istedikleri birçok hususu (örneğin: masrafların paylaşımı, mallara ve taşımaya ait belgelerin tanzimi, sigorta, vb.) satış sözleşmesi kapsamına almalarını zorunlu kılmıştır. Bunlar, her bir parti mal veya satış ilişkisi için ve her bir tarafın istemlerine göre düzenlenen "bireysel (tekil) sözleşmeler"dir. Günümüzde alıcı ve satıcılar ihtiyaçlarına göre, uygulanmasını istedikleri hususları (masrafların paylaşımı, mallara ve taşımaya ait belgelerin tanzimi, sigorta, vb.) sözleşme kapsamına alarak şekillendirdikleri "bireysel sözleşmeleri" kullanmakta veya muhtelif milli veya uluslararası kuruluşlarca düzenlenen "tip sözleşmeler"e araları ndaki ilişkinin özelliklerine göre farklılıklar içeren hükümler ekleyerek "bireysel sözleşmeler" yapmaktadırlar.

Ülkelerde seri üretimlerin yaygınlaşması ve taşı ma alanındaki gelişmeler uluslararası satışları n artmasını sağlamış, aynı tür mal alan veya satan tarafları ayrıntılı hükümler içeren "bireysel sözleşmeler" yerine "tip sözleşmeler" yapmaya yönlendirmiştir. Özellikle aynı alanda çalı şan tacirlerin oluşturdukları ulusal ve uluslararası birlikler, meslek kuruluşları veya odalar yeknesak kurallar ve tip sözleşmeler hazırlamaktadırlar. Bu kuruluşlarca tarımsal ve hayvansal ürünler (şeker, pamuk, baharat, tekstil, kauçuk, vb.) ve muhtelif metaller, vb. konularda azırlanan ve tarafların istifadesine sunulan çok sayıda "tip sözleşmeler" mevcuttur.

 

DIŞ TİCARETTE SATIŞ SÖZLEŞMELERİ

Ticari sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yorumlanması, sözleşmeye uygulanan kanunlara göre farklılık arz edebilir. Bu nedenle Milletlerarası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce-ICC), standart teslim şekillerini ifade eden ve ticari sözleşmelerde kullanılabilen bir dizi kavram geliştirmiştir. Uluslararası ticarette en çok kullanılan terimlerden (MTO tarafından hazırlanan yeknesak kurallar olan Incoterms'den) yararlanılması, ancak tarafların sözleşmede bu kurallara açıkça atıfta bulunulmasına (örneğin: CIF/İzmir-Incoterms 2000 gibi) bağlıdır.

Bir alım-satım sözleşmesi, sözleşmeye tarafolanlar arasında bağlayıcı bir anlaşmadır. Yetkili taraflar, belirli bir konu (mal), karşılıklı mutabakat ve karşılıklı yükümlülükler, bir sözleşmenin asli unsurlarıdır. Sözleşme, taraşar arasında varılan anlaşmanın sonucudur. Tipik bir iş ilişkisinde, taraflardan birinin yaptığı bir teklife, karşı tarafın bu teklifi koşulsuz olarak kabul ettiğini bildirmesiyle sözleşme oluşur. Tüm hukuki sistemlerde bir sözleşmenin şekillenmesi için temel prensip; teklif sahibinin bir teklifte bulunması, kendisine teklif yapılan tarafın bu teklifi kabul etmesi koşuludur. Dış ticaret işlemleri alıcı ve satıcının sözleşme yapması ile başlar. Yaygın olarak benimsenen ticaret prensiplerine göre bir tarafı n ileri sürdüğü şartları karşı tarafın yazılı olarak kabul etmesi halinde geçerli bir sözleşme yapılmış demektir. Sözleşmede, tarafları n yükümlülükleri ve haklarının açık bir biçimde belirtilmesi zorunludur. Malların bir yerden başka bir yere taşınmasında hangi tarafın ne yükümlülüğü olduğu, yükümlülükler yerine getirilmediği takdirde risklerin nasıl bölüşüleceği, taşıma sırasında malların kaybolması ve hasar görmesi halinde riskin hangi tarafa ait olacağı hususları sözleşmede açık olarak yer almalıdır. Diğer taraftan, hukuki açıdan alıcıya teslim olayının nasıl oluştuğu, yani hangi hal ve noktada satıcının yükümlülüklerini gerçekleştirmiş sayılacağı hususlarının standart kurallara bağlanması ve bu kuralların sözleşmelere aynen konması yerine kısaltı lmış biçimleriyle kullanılmaları ihtiyacı her zaman kendini göstermiştir. Değişik ülkeler ile ticaret yapan firmaların bu ülkede geçerli muhtelif uygulamalara bağlı kalmak yerine uluslararası düzeyde yeknesak bir uygulamayı tercih etmeleri de sözleşme kurallarının ortaya konulmasını süratlendirmiştir. Alım-satım konusu sözleşmelerin mutlaka yazılı olarak yapılması zorunludur. Zira yazılı sözleşmeler; tarafları bağlamaları nın yanı sıra, herhangi bir anlaşmazlı k durumunda da ispat evrakı vasfı nı taşımaktadırlar. Uygulamada, sözleşmelerin belli formatlarda olmasını zorlayıcı kurallar olmayıp, esasen bir çok firmanın bu konuda matbu formları da bulunmaktadır. Sözleşme metni, net ve detaylı olmalı ve her iki tarafça da istenen hususları kapsamalıdır. Çünkü usulüne uygun karşılıklı anlaşma ile düzenlenen bir sözleşme her iki tarafın haklarını korumaktadır. Bir alım-satım sözleşmesinde aşağıdaki hususlar mutlaka taraflarca karara bağlanmalıdır.

A - MALIN CİNSİ, NEV'İ VE KALİTESİ

Sözleşmelerde, alım-satım konusu olan malların cinsi, nev'i ve kalitesinin belirlenmesi gerekir. Bazı standart malların kalitesi (örneğin: kimyasal maddeler) genellikle spesifikasyonları bildiren tarafsız kontrol mercilerinin analizine göre belirlenirken, standart olmayan malları n kalitesinin ne şekilde olacağı ayrı ntılarıyla sözleşmede belirlenir. Özellikle kaliteye önem veren alıcı firmalar, kalite kontrolünün sevk öncesi uluslararası bir gözetim kuruluşunca yapılması koşulunu sözleşmeye dahil ettirmektedirler. Diğer taraftan, malın sevkiyat sırasında hasar görmeyecek şekilde ambalajlanması veya paketlenmesi de malın kalitesi kapsamına girdiği için bu hususun da sözleşmede yer alması gerekmektedir.

B - MALIN MİKTARI

Sözleşmede alım-satım konusu malın miktarının; adet, kilogram, ton, metrekare, litre, vb. ölçü birimleri ile net olarak sözleşmede yer alması şarttır. Öte yandan sözleşmede malın net, brüt ve dara ağırlığının da belirtilmesi zorunlu bulunmaktadır.

C - MALIN FİYATI

İhraç fiyatının belirlenmesi uluslararası alanda muhtelif şekillerde standartlaştırılmaya çalışılmış olup, bu konuda; ihraç malının teslim yerini temel alan satış türlerini kapsayan, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından uygulamaya konulan “Incoterms Kuralları”nın fiyatlama biçimleri (FOB, FAS, CFR, CIF, vb.) esas alınmaktadır.

D - MALIN TESLİM YERİ VE ZAMANI

Sözleşmede, sipariş konusu malın teslim yerinin belirtilmesi esastır. Çünkü teslim yerine kadar olan masraf ve rizikolar satıcıya, bu yerden itibaren masraf ve rizikolar ise alıcıya aittir. Öte yandan, sözleşmede, malın teslim zamanı (veya zamanları) özellikle belirtilmelidir. Satıcı, belirlenen zamanda alıcıya malı teslim etmelidir.

E - ÖDEME ŞEKLİ

Mal bedelinin satıcıya, alıcı tarafından ne şekilde ödeneceği hususu sözleşmede belirtilmelidir.

F - ÖDEME YERİ VE ZAMANI

Sözleşme konusu malın bedelinin ödenme yeri ve zamanı sözleşmede ödeme şeklinin saptanmasıyla kesinlik kazanır. Örneğin: peşin ödemede; satıcı malı sevk etmeden mal bedelini alabileceği gibi mal mukabili ödemede satıcı malları sevk etmekte, alıcı malları gümrükten çektikten sonra mal bedelini satıcıya transfer etmektedir.

G - ANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ

Uluslararası ticari ilişkilerden doğan uyuşmazlıkların giderilmesine yönelik çeşitli yöntemler mevcuttur. Taraflar, uyuşmazlığı aralarında görüşerek sonuçlandırabilir, uyuşmazlık bir ulusal mahkemeye (alıcı veya satıcının ülkesinde) götürülebilir ya da uluslararası tahkime gidilebilir. Uygulamada genellikle bu yöntemlerden hangisine müracaat edileceği satış sözleşmesinde belirtilir.

Tahkim (arbitration), bir uyuşmazlığın, tarafları n doğrudan seçeceği kişi (veya kişilerin) hakemliğinde verilecek kararlar ile giderilmesi yöntemi olup, bir diğer ifade ile, tarafları n, hakkında kanuni bir yasaklama bulunmayan, kamu düzenini ilgilendirmeyen, kendi istekleriyle özgürce hareket edebilecekleri işlerden dolayı aralarında çıkabilecek hukuki ihtilafların çözümünü devlet yargısına başvurmak yerine kendi tercihleri ile belirledikleri bir (veya birkaç) kişiye bırakmak suretiyle sağlamalarıdır. Tahkimin uygulanabilmesi için, ticari sözleşmelerde, tahkim hususu açıkça belirtilmeli veya ayrı bir Takim Sözleşmesi yapılmalıdır.

Satıcı ve alıcı, sözleşme yaparken herhangi bir ihtilafın ortaya çıkması halinde hangi tarafın hukuki mevzuatının uygulanacağı hususunu kararlaştırmalıdırlar. Ülkelerin "Milletlerarası Özel Hukuk" mevzuatı uyuşmazlık halinde uygulanacak kuralları belirlemesine rağmen, bu kurallar ülkelere göre farklılıklar göstermektedir. Zira, bazı ülkelerin mevzuatı uygulanacak yasanın sözleşmenin düzenlendiği ülke mevzuatına tabi olması esasını getirmişken, bazı ülkeler alıcının bulunduğu ülke mevzuatının esas olduğunu kabul etmişlerdir. Dış ticarette satıcı ve alıcılar emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla sözleşmelerine istedikleri hükümleri koymakta serbesttirler. Ticaret hukukunda "sözleşme özgürlüğ ü" diye isimlendirilen bu prensip geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Taraflar, hak ve yükümlülüklerini bir satış sözleşmesinde belirlerken ortak iradelerine uyan standart veya tek tip sözleşmelerden, muhtelif ticari kayıtlardan (örneğin; Incoterms 2000 veya Malların Uluslararası Satışına dair Birleşmiş Milletler Konvansiyonu hükümlerinden) veyahut mahalli örf ve adetlerden yararlanabilirler. Alım-satım konusu menkul malların sözleşmelerinin mutlaka yazılı olarak yapılması gereklidir. Yazılı sözleşmelerin, tarafları bağlamaları nın yanı sıra bir anlaşmazlık durumunda "ispat evrakı" vasfını taşıdığı, sözlü sözleşmelerin ise bu vasfının olmadığı açıktır. Ülkemizde başta ihracatçılarımız olmak üzere ithalatçılarımıza da finansal olanaklar temin eden Türk-Eximbank' ın kısa vadeli ihracat kredisi sigortası programında da "ihracatçı sevkiyatı mümkün olduğu kadar yazılı belgelere dayandırarak yapmalıdır. Bu çerçevede, alıcı ile bir satış sözleşmesinin düzenlenmesi, ödeme vade ve şeklinin ve alıcı ile satıcının mutabık kaldığı sevkiyata konu mala ilişkin gözetim raporu düzenlenmesi hususlarının bu sözleşmede yer alması, siparişin yazılı ve ayrı ntılı olarak alınması ve alıcının kabulünü taşıyan bir senedin düzenlenmesi, zararın ortaya çıkması halinde, ihracatçının haklılığını kanıtlayan unsurlar olmakta ve büyük önem taşımaktadır" denilmektedir. Ayrıca, kredili olarak ithal edilecek malların ihracata yönelik malları n üretiminde kullanılması amacıyla ithalat finansman kredisinden yararlanmak isteyen Türk ithalatçı firmaları, öncelikle işlemin ticari esasları üzerinde ihracatçılar ile mutabakat sağlayarak, bunu tevsik eden ticari sözleşmeleri Türk Eximbank'a sunmak zorundadırlar.

SATIŞ SÖZLEŞMELERİNE YARDIMCI SÖZLEŞMELER

Bir iş ilişkisi özellikle malla ilgili ise, satış sözleşmesinin yanı sıra bir dizi yardımcı sözleşme (ancillary contracts) yapma durumunu ortaya koymaktadır. Bu itibarla, satıcı aşağıdaki işlemleri de tamamlamak zorundadır.

Faaliyet:

• Sipariş konusu mamullerin üretilmesiamacıyla finansman temini için birbankaya başvuru

• İhracat kredi sigortası için başvuru

• Vesaik gönderilmesi için bankaya başvuru

• Malların sevki için başvuru

• Malların sigortalanması için başvuru

Sözleşme:

* Banka ile kredi sözleşmesi

* İhracat kredi sigortası sağlayacak kuruluş ile sözleşme (Türk-Eximbank)

* Akreditif veya belgeli tahsilât için banka ile yapılacak sözleşme

* Nakliyeci şirket veya nakliye komisyoncusu ile yapılacak navlun veya eşya taşıma sözleşmesi

* Bir sigorta şirketi ile yapılan sözleşme