1992 yılında bilkent üniversitesi bünyesinde kurulan bilkent ileri araştırmalar laboratuvarı, kısa tarihine rağmen dünya’nın en hızlı foto dedektörleri ve taramalı hall aygıtı mikroskopu (shpm) üreten tek laboratuvarı olma başarısını...

1992 YILINDA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ BÜNYESİNDE KURULAN BİLKENT İLERİ ARAŞTIRMALAR LABORATUVARI, KISA TARİHİNE RAĞMEN DÜNYA’NIN EN HIZLI FOTO DEDEKTÖRLERİ VE TARAMALI HALL AYGITI MİKROSKOPU (SHPM) ÜRETEN TEK LABORATUVARI OLMA BAŞARISINI GÖSTERDİ.

Bilkent İleri Araştırmalar Laboratuvarı, 1992 yılında başta yarı iletken ve optik malzemeler ve aygıtlar olmak üzere ileri teknolojilerin geliştirilmesi ve bu işler için gereken yüksek lisans ve doktoralı eleman yetiştirilmesi amacıyla kuruldu. Laboratuarda geliştirilen çok çeşitli fotonik teknolojilerinin yanı sıra, yetiştirilen yüksek lisans ve doktoralı elemanlar, gerek yurt dışında gerekse yurt içinde önemli kurumlarda hizmet veriyor. Moment Expo’nun sorularını yanıtlayan Bilkent İleri Araştırmalar Laboratuarı Başkanı Profesör Atilla Aydınlı, Üniversiteye bağlı İleri Araştırmalar Laboratuarı’nda geçen 17 yılda amaçlarını gerçekleştirmiş olmanın gururunu yaşadıklarını söylüyor. Profesör Aydınlı şöyle devam ediyor: “İleri teknoloji üretimi; fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi temel bilimlerde yoğun araştırma olmaksızın üretilemez. Bu gerçeği göz önüne alarak, hedefimiz, teknoloji tabanımızı geliştirmek, temel fizik araştırmalarını daha da ön plana çıkararak önümüzdeki on yılda dünya çapında ses getirecek temel bilim araştırmalarında bulunmaktır.’’

100’DEN FAZLA ARAŞTIRMACI

Profesör Atilla Aydınlı; makine sanayi temsilcilerinin yetişmiş eleman bulmakta çektikleri zorlukların, konusunda uzman yüksek lisans ve doktoralı eleman sayısının hızla artırılması ile aşılacağını söylüyor. Aydınlı:‘’Laboratuarlarımızda yetişen yüksek lisans ve doktora öğrencileri gerek araştırma kuruluşlarında gerekse sanayinin çeşitli kollarında hizmet vermektedirler. Yüksek katma değer, ileri teknoloji ürünlerinden geçtiğine göre, bunları üretecek yüksek lisans ve doktoralı eleman sayısının hızla artırılması gerekmektedir. Halen laboratuarımızda çalışmakta olan 100’den fazla araştırmacının daha da artırılması ve benzer laboratuarların gelişmiş üniversitelerde kurulmasının da hızlandırılması gerekmektedir.’’

KOBİ TEŞVİKLERİ YETERSİZ
Bilkent İleri Araştırmalar Laboratuarı Başkanı olarak Türkiye’deki makine sektörünü değerlendiren Atilla Aydınlı, ağır sanayi ve tarım sektörünün yanı sıra, dünyada çok önemli bir sektör olan, yüksek teknoloji alanlarında da makineler üretilip, yeni ve katma değeri çok yüksek bir sektör oluşturulması gerektiğini söyledi. Bu konulardaki KOBİ teşviklerinin yetersiz olduğunu söyleyen Profesör Aydınlı, özellikle vakum, düşük sıcaklık aletleri, sıcaklık ölçüm teknolojileri ve her türlü optik, elektrik ve manyetik ölçüm cihazının ileri teknoloji alanları içinde sayılabileceğini ve bu cihazların üretimlerinin desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

ÖZGÜN  TASARIM, YENİ ÜRÜNLER

Makine sektöründe teknoloji üreten ABD ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye makine sektörünün izlemesi gereken yol haritasına da değinen Aydınlı, teknoloji pazarında dünya genelinde söz sahibi olabilmenin yolunu şu sözlerle anlattı: “Bir yandan özgün tasarımlarımızı yapıp her yönüyle yerli üretimi teşvik ederken bir yandan da dünyada mevcut alt bileşen teknolojilerini kullanarak yeni ürünler ortaya çıkarmak gerekiyor. Yüksek seviyeli bilgi birikiminin ürünü olan ileri teknoloji makine ve teçhizat üretiminin daha yaygın bir biçimde teşvik edilmesi gerekir. Sektör araştırmaya ve geliştirmeye para ayırmalı ve kendi markalarını yaratmalıdır.’’

SANTEZ PROJESİ ÖNEMLİ

Makine sektöründe uluslararası pazarlarda teknoloji geliştirmek, değişim ve gelişimde baş döndürücü bir hıza ulaşan böyle büyük bir pazarda fazlasıyla önem arz ediyor. Profesör Aydınlı, bu noktada sektöre ve üniversiteye düşen görevleri şöyle açıklıyor: ‘’Bu alanda üniversitelerde özellikle son yıllarda artan bir biçimde çok birikim mevcuttur. Cihaz ve laboratuar alt yapısında büyük gelişmeler olmaktadır. Sanayici araştırma için kendisi laboratuar kurup, makine ve teçhizat almak yerine üniversitelerle işbirliğine girip AR-GE projelerine destek vererek daha düşük maliyette katma değeri ve karı yüksek ürünler üretebilir. Bu bağlamda Sanayi Bakanlığının San- Tez projelerinden faydalanmak yerinde olacaktır.

YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ PROTOTİPLERİ

Bilkent Üniversitesi Türkiye’nin ilk vakıf üniversitesi olarak 1984 yılında İhsan Doğramacı tarafından kuruldu. Özellikle bilim ve teknoloji alanındaki üstün başarıları sayesinde kısa zamanda dünyanın en saygın okulları arasında yerini aldı.”Bilim kenti” Bilkent’i dünyanın en iyi üniversiteleri arasında 374. sıraya oturtan en önemli artılarından biri de Bilim ve Teknoloji Laboratuarı. Profesör Atilla Aydınlı, başında bulunduğu laboratuarın, Bilkent Üniversitesi ve Türk makine sektörünün gelişimi için prototipler hazırladıklarını söylüyor: “Bilkent Üniversitesi şzik Bölümü İleri Araştırma Laboratuarlarında, başta savunma sanayii olmak üzere özel sektörün de hizmetine sunulmuş ileri teknoloji ürünleri prototip olarak geliştirilmektedir.” Aydınlı, ülke sınırlarıyla yetinmeyip dünya genelinde yapılmamış olanı denedikleri bu prototipleri şöyle sıralıyor: “Öncelikli olarak,Savunma Sanayii’nde kullanılmak üzere, gece görüş için çeşitli sensorların geliştirilmesi. Bunlar halen yüksek fiyatla yurt dışından alınıyor.Ardından mesafe ölçme gibi askeri ve sivil, özellikle inşaat sanayinde kullanılan lazer diyotların üretimi geliyor.Bu lazer diyotlar Türkiye’de ilk defa Bilkent Üniversitesi laboratuarlarında üretilmiştir. Bunların yanı sıra nanoteknolojik malzemelerin prototipleri geliştirildi. Örneğin kirlendiğinde kendini temizleyen boyalar laboratuarlarımızda geliştirilmiştir.” Aydınlı sözlerine şöyle devam ediyor: “Çok yüksek teknoloji gerektiren ve dünyada sadece birkaç ülkede yapılabilen magnetik alanları görüntüleyebilen atomik sonda mikroskopları burada geliştirilip üretilmiştir. Bu cihazlar çok daha verimli bilgisayar hard diskleri ve bilgi depolama cihazları üretiminde çığır açmaktadır. Laboratuarımızda geliştirilen bu cihazlar kurulan KOBI şirketleri ile ticari olarak satışa sunulmuştur. Son olarak su altı akustik sensorlarının geliştirilmesi. Üniversitemiz bünyesinde geliştirilen bu teknolojinin prototip üretimleri laboratuarımız da geliştirilmektedir.”

LABORATUVARIN ALTYAPISI YETERLİ

Profesör Atilla Aydınlı, Bilkent İleri Araştırmalar Laboratuvarları’nın yeterli altyapıya sahip olduğunu söylüyor. Ancak büyük bir hızla gelişen sektöre ayak uydurmanın çok masrafı olduğunu da ekliyor. Aydınlı: “Bu sektör o kadar hızlı gelişmekte ki, yeni ve daha gelişmiş sistem ve cihazların tedarikine de sürekli ihtiyaç duyulmaktadır. Bizim sektörden beklentimiz çok pahalı olan bu makine ve teçhizatın Türkiye’de imalatının yapılmasıdır. Bu tip teçhizat hem yurt dışına hem de yurt içine çok uygun fiyat ve karla satılabilir.”

SEKTÖR AKADEMİSYENLERLE İŞBİRLİĞİ YAPMALI

Üniversitelerle sanayi firmaları arasındaki işbirliğinin artı ve eksilerine de de- ğinen Aydınlı, sektörle akademik kadro arasındaki iş birliğini güçlendirmek için ileriye dönük olarak yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “Üniversite sanayi iletişiminin sempozyumlar, seminerler, konferanslarla daha da artırılmasında büyük faydalar vardır. Bilim insanları- nın da sanayii daha yakından takip etmesi gerekmektedir. Fen ve mühendislikte çalışan bilim insanlarının profesör olmadan önce sanayiide bir yıl çalışmaları nı teşvik etmek de bir çözüm olabilir. Sanayicinin üniversite laboratuvarlarını gezmesi ve bilgi alması da dahil olmak üzere daha yoğun ilişkilerin geliştirilmesi gereklidir.” 

“TEMİZ ODA”LARDA ÜRETİLEN NANOTEKNOLOJİ
Bilkent İleri Araştırmalar Laboratuvarları’ nda çok küçük boyutlarda saç telinin 50’de 1’i hassasiyette yani 1 mikron boyutlarında ve atom seviyesinde (nanoteknoloji) optik ve elektronik yarı iletken devre elemanları tasarımı ve üretimi gerçekleştiriliyor. Bunlara basitçe yonga (çip), tümleşik (entegre) devre ve diyot deniyor. Bunların kullanım alanları; bilgisayarlardan cep telefonlarına, fiber optik haberleşme hatları ve savunma sanayiinde erken uyarı sistemlerine dek geniş bir alana yayılıyor. Bu gibi küçük boyutlu yüksek teknoloji ürünlerini üretebilmek için temiz oda denilen özel tozsuz ortamlara ihtiyaç duyuluyor. İleri Araştırmalar Laboratuarı temelde iki adet temiz odadan oluşuyor. Bunlar 10000 sınıfı temiz oda ve 100 sınıfı temiz odalar olarak adlandırılıyor. Odalardan büyük olanı 10000 sınıfı,1 metre küpteki 1 mikron boyutundaki toz sayısı 10000 veya daha aşağıda olacak şekilde tasarlanmı ştır. Bu oda da temel olarak 100 sı- nıfında üretilen yongaların (çiplerin) elektriksel ve optik karakterizasyonları yapılıyor.  

“TÜRKİYE’NİN EN
TEMİZ ORTAMI”
100 sınıfı temiz oda,üretim yapılan yerdir. Burada da ortamdaki 1 mikron toz sayısı yüz taneden azdır. Bu odada solunulan havada ise bu sayı milyonları hatta milyarları buluyor. Bilkent Bilim ve Araştırmaları Laboratuarı Başkanı Atilla Aydınlı, 100 sınıfı temiz oda diye tabir edilen odanın Türkiye’deki en temiz ortam oldu- ğunu söylüyor. Aydınlı, açıklamasını şöyle sürdürüyor:”Tüm temiz oda sistemimiz yılın 365 günü 24 saat durmaksızın çalışmaktadı r. İçeride pozitif basınç vardır. Kapılar aralık kalsa bile içeriye dışarıdan hava girmemektedir. Tavanlar tamamen filtre kaplı olup hava oralardan içeri girmekte ve aşağıdan toplanmaktadır. İçerisi yaz kış 21 derecedir.”  

SHPM MİKROSKOPU ÜRETEN
TEK LABORATUVAR Bilkent İleri Araştırmalar Laboratuvarı’ nda temiz odaların yanında özel mikroskoplar yapılan başka laboratuarlarda bulunuyor. Bunlardan Taramalı Tünelleme Mikroskopu (ingilizcesi STM) ile atomlar görülebiliyor,hatta atomların yerleri değiştirilip,yazı yazılabiliyor. Aydı nlı bu yüksek teknolojiyi şöyle anlatı- yor:”Bu mikroskopu kullanarak tırnak büyüklüğündeki bir alana milyonlarca ciltlik kütüphane biligisini sığdırabiliriz. Bunun yanında Atomik kuvvet mikroskopu da tıpkı STM gibi atomik boyutta iletken olmayan malzemelere insan dokusuna, hücrelere bakmak için kullanılmaktadı r. Yine bilgisayar disklerinin ve manyetik bilgi depolama sistemlerinin kapasitesini arttırmak için yaralanılan ve manyetik alanların görüntülenmesinde kullanılan Taramalı Hall Aygıtı Mikroskopu (SHPM) de laboratuvarlarımızda üretilmekte ve dünyada kullanılmaktadı r. Tüm bu mikroskoplar dünyada çok yeni ve son teknoloji ürünleri olması na rağmen bunların sıfırdan üretimini gerçekleştirmekteyiz SHPM mikroskopu dünyada yalnız Bilkent Üniversitesi İAL de üretilmektedir.”    


Prof. Dr. Atilla Aydınlı
Bilkent İleri Araştırmalar Laboratuarı Başkanı Bilim insanlarının da sanayii daha yakından takip etmesi gerekmektedir. Fen ve mühendislikte çalışan bilim insanlarının profesör olmadan önce sanayiide bir yıl çalışmalarını teşvik etmek de sektörü geliştirici bir çözüm olabilir.