Lübnan pazarında ülkemiz mallarına karşı bir merak ve ilginin yanı sıra kalite imajı da yerleşmiş durumda. Pazara yönelik sistematik pazarlama, tanıtım ve markalaşma faaliyetlerine ihtiyaç bulunmakla birlikte  Lübnanın ihracat ve...



LÜBNAN PAZARINDA ÜLKEMİZ MALLARINA KARŞI BİR MERAK VE İLGİNİN YANI SIRA KALİTE İMAJI DA YERLEŞMİŞ DURUMDA. PAZARA YÖNELİK SİSTEMATİK PAZARLAMA, TANITIM VE MARKALAŞMA FAALİYETLERİNE İHTİYAÇ BULUNMAKLA BİRLİKTE  LÜBNANIN İHRACAT VE İTHALATINDA 6. SIRADA BULUNAN TÜRKİYE, 2009 YILINDA LÜBNAN’A 686 MİLYON DOLAR DEĞERİNDE İHRACAT VE 108 MİLYON DOLAR DEĞERİNDE İTHALAT GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR.

Lübnan, coğrafi büyüklük ve nüfus olarak küçük bir ülke görünümünde bulunmasına karşın, ekonomik ve ticari açıdan, tarih boyunca olduğu gibi bugün de büyük bir öneme sahiptir. Ülke, ekonomik ticari açıdan genel olarak stratejik bir konumda bulunmakta, aynı zamanda sahip olduğu kalifiye insan gücü, dünya ölçeğinde, başta ABD, Kanada, Latin Amerika, Avustralya, Afrika ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere, sahip olduğu ekonomik ve ticari ilişkiler ve iş bağlantıları nedeniyle ülkemiz açısından, Orta Doğu’ya ekonomik açılım ve nüfuz etme bakımından büyük öneme sahip bulunmaktadır. Lübnan pazarında ülkemiz mallarına karşı bir merak ve ilginin yanı sıra kalite imajının bulunduğu tespit edilmekle birlikte, pazara yönelik sistematik pazarlama, tanıtım ve markalaşma faaliyetlerine ihtiyaç bulunduğu tespit edilmektedir. Öte yandan, iç savaştan çıkılmış olması nedeniyle, Lübnan’da halen çok büyük miktarlarda yapılması gereken alt yapı ve imar faaliyetleri bulunmaktadır. Türk firmalarının bu alanlardaki deneyimleri dikkate alındığında, müteahhitlik alanında yapılarak çok sayıda iş birliği imkânı bulunduğu tespit edilmektedir. Lübnan Kalkınma ve imar Konseyi (CDR) tarafından 2006 yılında hazırlanan bir plan, 12 yıllık sürede ülkede 9,6 milyar dolarlık kamu yatırımı yapılmasını öngörmektedir.

 

SERBEST PİYASA EKONOMİSİNİN HAKİM OLDUĞU BİR ÜLKE
Lübnan pratik olarak bütün ekonomik etkinliklerde dünya ile yoğun bağlara sahip, kısıtlamasız parasal ve ticaret sistemi, hemen hemen bütün ürünler ve hizmetlerde serbest piyasa fiyatlaması ve serbest iç ticaret ve yatırım politikalarında uzun geçmişi olan bir ülkedir. Hükümet genel olarak özel yatırım karşısında müdahaleci olmayan bir tutum sergilemektedir. Lübnan vatandaşları ve vatandaş olmayanlar için sermaye ve mal hareketlerinde firmaların ve sermayenin giriş çıkışı dâhil herhangi bir kısıtlama yoktur; bu da Lübnan’ı özel sektörün gelişmesi için destekleyici bir sistem haline getirmektedir. Hükümet özel sektör için liberal bir politika çevresinde güçlü bir rol oynamaya devam etmektedir. Yabancı yatırımı memnuniyetle karşılamaktadır. Lübnan’da özel iş kurma ve işletme önünde, sınırlı istisnalar dışında hukuki bir kısıtlama bulunmamaktadır. Döviz kontrolünün olmayışı yabancı yatırımcıları istedikleri biçimde sermaye ithali ve ihracı yapma konusunda serbest bırakmaktadır. Döviz ve transfer özgürlüğü ile karakterize olan Lübnan ekonomisi özel girişime dayanmaktadır. Özel sektör ortalama talebin yüzde 80’ine katkıda bulunmakta ve tarım, sanayi, inşaat, ticaret ve turizmin yanı sıra bankacılık ve finans, otelcilik ve lokantacılık, medya ve reklamcılık, danışmanlık ve mühendislik sektörlerini ihtiva etmektedir. İmalat ve sanayi sektörleri milli gelirin beşte birine katkıda bulunmaktadır. Bu sektörler için uluslararası rekabetten sadece sınırlı düzeyde koruma vardır.

 

LÜBNAN EKONOMİSİ HIZLA GELİŞİYOR
2006 Temmuz savaşını takiben gelen enflasyona yönelik baskılardan sonra 2006’da enflasyon yüzde 5,6 olmuştur. 2007’de enflasyon ortalama dönem bazında yüzde 4,1 olarak gerçekleşmiştir. 2007’deki enflasyon artışı Euro’nun Lübnan Lirası karşısında değer kazanması ve petrol ile diğer ürün fiyatlarındaki global artış yüzündendir. 2008 enflasyon için IMF’nin dönem sonu tahmini yüzde 6,4, dönem ortalaması bazında tahmini ise yüzde 10,8’dir. 2008’deki enflasyon artışı 2007’deki nedenlere ilaveten global mali kriz tarafından da tetiklenmiştir. 2009’un ilk 11 ayında Lübnan ekonomisi Arap ülkelerindeki ve dünya genelindeki zor ekonomik koşullara rağmen şaşırtıcı yabancı sermaye akışından yararlanmaya devam etmiştir. Bu dönemdeki yabancı sermaye akışı önceki yılların aynı dönemine oranla rekor seviyede yüksek olmuştur (18.028 milyon dolar, yıl bazında yüzde 26,3 artış). 2009’un ilk 11 ayında ülkeye gerçekleşen yabancı sermaye akışı 6.289 milyon dolarlık bir kümülâtif ödemeler dengesi fazlasına yol açmıştır. 2008’in ilk 11 ayında bu fazla 2.747 milyon dolardı. Hemen hemen iki kat olan bu artışın Lübnan ekonomisi için bir rekor olduğu ifade edilebilir.

 

TÜRKİYE’NİN LÜBNAN’LA TİCARİ İLİŞKİLERİ ÜST DÜZEYDE
BM verilerine göre; bir önceki yıla kıyasla Lübnan’ın ihracatı yüzde 23,5 artarak 2008 yılında 3,5 milyar dolara yükselmiştir. Ülkenin genel ihracatında en çok payı alan ilk üç ülke sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, İsviçre ve Irak olmuştur. Lübnan’ın ihracatında en büyük payı alan ilk 20 ülke arasında en çok artış kaydedilen ülkeler ise sırasıyla; Brezilya, İran ve Türkiye’dir. 2008 yılında Lübnan’ın önemli ihraç ürünleri incelendiğinde ilk üç sırayı “inciler, kıymetli taş ve mamulleri”, “elektrikli makine ve cihazlar” ve “makine ve aksamları” kalemlerinin aldığı görülmektedir. Lübnan’ın ithalatı ise yüzde 36,6 artarak 2008 yılında 16,1 milyar dolara ulaşmıştır. Aynı yılda ülkenin genel ithalatında en çok payı alan ilk üç ülke sırasıyla ABD, Çin ve Fransa olmuştur. Lübnan’ı n ithalatında en büyük payı alan ilk 20 ülke arasında en çok artış kaydedilen ülkeler ise sırasıyla; Ukrayna, Romanya ve Kuveyt’dir. Önemli ithal kalemleri ise “mineral yakıtlar ve yağlar”, “motorlu kara taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer”, “makine ve aksamları”dır. 2009 yılı verileri bir önceki yıl ile kıyaslandığında Lübnan’a ihracatımızda %3,2 oranında bir artış, Lübnan’dan ithalatımızda ise yüzde 39,6 seviyesinde bir azalış gerçekleştiği görülmektedir. Ülkemiz ile Lübnan arasındaki ticaret hacmi 2009 yılında yüzde 5,9 gerilemiş ve 794,4 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. İki ülke arasında son yıllarda Türkiye lehine ortalama olarak yüzde 100 civarında olan dış ticaret dengesindeki değişim oranı ise 2009 yılında yüzde 19’da kalmıştır. 2009 yılı ihracatımızda yüzde 0,67 pay ile 33. sırada bulunan Lübnan, aynı yıl ithalatımızda yüzde 0,08 pay alarak 69. sırada konumlanmıştır. 2008 yılında Türkiye’nin makine ve aksamları ürün grubu Lübnan’ın toplam ihracatından yüzde 7,1 pay almıştır. Lübnan’ın 2008 yılında makine ihracatı ise yüzde 10,1 artmış ve 247,1 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Makine ihracatında ilk sırada yer alan ülkeler Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Hong Kong ve Mısır’dır. Değer bazında ilk 20 içinde yer alan ülkeler arasında ihracat artışına göre sıralama yapıldığında, Hong Kong, Mısır ve Fildişi Sahili’nin ilk üçte yer aldığı görülmektedir. 2008 yılında Lübnan’ın makine ve aksamları ihracatında ilk sırayı 58,6 milyon dolar ile “buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları”, 21,1 milyon dolar ile “alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar”, 14 milyon dolar ile “Kâğıt hamuru, kâğıt isleme, kesme makine ve cihazları” almıştır. Lübnan’ın 2008 yılında gerçekleştirdiği makine ve aksamları ihracatında en çok pay alan ilk 20 pozisyon arasında ihracatı en çok artan alt gruplar sırasıyla; yüzde 146,9 ile ısı değişikliği yöntemi ile maddeleri islemek için cihazlar, yüzde 100,8 hava-vakum pompası, hava/gaz kompresörü, vantilatör, aspiratör ve yüzde 76,7 ile dizel, yarı dizel motorlar (hava basıncı ile ateşlenen, pistonlu) olmuştur. 2008 yılında Lübnan’ın genel ithalatında ise makine ve aksamlarının payı yüzde 5,8 seviyesinde kaydedilmiştir. Lübnan’ı n 84. fasıl bazında makine ithalatı 2008 yılında bir önceki seneye göre yüzde 11,5 oranında artış göstererek 942,4 milyon dolara çıkmıştır. Çin, Almanya, İtalya, ABD ve İngiltere, Lübnan’ın makine ithal ettiği başlıca ülkelerdir. Lübnan’ı n makine ithal ettiği başlıca ülkeler arasında değer bazında artışa göre yapılan sıralamada Ürdün, Malezya ve İsveç ilk üçte yer almaktadır. 2008 yılında, Lübnan’ın makine ve aksamları ithalatındaki başlıca kalemler arasında ilk sırayı “Otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri” almaktadır. Bu kalemi; “Klima cihazları-vantilatörlü, ısı, nem değiştirme tertibatlı”, “Buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları” takip etmektedir. Lübnan’ın 2008 yılında gerçekleştirdiği makine ve aksamları ithalatında en çok pay alan ilk 20 pozisyon arasında, ithalatı en çok artan alt gruplar sırasıyla; yüzde 251,1 ile toprak, taş, metal cevheri vb. ayıklama, eleme vb. için makineler, yüzde 62,8 ile dozerler, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici, yükleyici vb. ve yüzde 58 ile matbaacılığa mahsus baskı makineleri, yardımcı makinelerdir. İthalatında en çok düşüş görülenler ise sırasıyla; yüzde 58,6 ile alternatif-rotatif kıvılcım ateşlemeli, içten yanmalı motorlar, yüzde 24,4 ile kendine özgü fonksiyonlu makine ve cihazlar ve yüzde 1 ile dizel, yarı dizel motorlar olmuştur.



TÜRKİYE – LÜBNAN MAKİNE VE AKSAMLARI SEKTÖRÜ DIŞ TİCARETİ

BM verilerine göre 2008 yılında Lübnan’ın makine ihraç ettiği ülkeler arasında 52. sırada yer alan Türkiye, Lübnan’ın makine ithal ettiği ülkeler arasında ise 10. sırada bulunmaktadır. TÜİK verilerine göre; 2009 yılında ülkemizin 84. fasıl itibariyle makine ve aksamları sektörü ihracatında 53. sırada bulunan Lübnan, sektör ihracatımızdan yüzde 0,3 pay almıştır. Anılan yılda Lübnan’a makine ve aksamları ihracatımız yüzde 13,8 azalarak 24,1 milyon dolara gerilemiş; Lübnan’dan ithalatımız da yüzde 89,8 oranında azalarak 23,7 bin dolara düşmüştür. Lübnan ile Türkiye arasındaki makine ve aksamları dış ticaret hacmi 2009 yılında yüzde 14,5 gerilemiş, dış ticaret farkı da yüzde 13,2 azalmış ve ülkemiz lehine 24,1 milyon dolar fazla vermiştir. 84. fasıl itibariyle sektör ihracatında önemli yer tutan kalemler pozisyon bazında incelendiğinde 2009 yılında; ilk sırada “buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları”, ikinci sırada “çamaşır yıkama makineleri”, üçüncü sırada ise “yıkama, temizleme, kurutma, doldurma vb. işler için makine, cihaz”ların yer aldığı görülmektedir. 2009 yılında pozisyon bazında Türkiye’nin Lübnan’dan 84. fasıl itibariyle en fazla ithal ettiği ürün grupları sırasıyla, “otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri“, “metal dökümü için kasalar, plakanan’ılar, kalıp modelleri”, “el ile kullanılan pnömatik/motorlu aletler” ve “yıkama, temizleme, kurutma, doldurma vb. işler için makine, cihaz” olmuştur.



LÜBNAN’LA TİCARİ ANLAŞMALAR İHRACATI OLUMLU ETKİLEDİ

Türkiye ile Lübnan arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin henüz istenen düzeye ulaşmadığı görülmektedir. Ancak son yıllarda gerek iki ülke arasındaki ticareti kolaylaştırıcı anlaşmaların imzalanması, gerekse karşılıklı ziyaretlerle ticari ilişkilerde canlanma imkânları ortaya çıktığı görülmektedir. İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin yasal çerçevesini ve altyapısını oluşturan başlıca protokoller şunlardır: Ticari, Ekonomik, Sınaî, Teknik ve Bilimsel İş birliği Anlaşması (10 Ekim 1991), Hava Ulaştırma Anlaşması (16 Eylül 1947), Turizm İş birliği Anlaşması (18 Eylül 1968), Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması (19 Aralık 1994), Denizcilik Anlaşması (19 Aralık 1994), Tarım Alanında İş birliği Protokolü (12 Mayıs 2004), Bayındırlık İşleri ve Doğal Afet Zararlarının Azaltılması Konusunda Bilimsel ve Teknolojik İş birliği Protokolü (12 Mayıs 2004), Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması (12 Mayıs 2004),Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması (12 Mayıs 2004). 2004 yılında imzalanan söz konusu belgelerden “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması” her iki ülkede de onaylanarak 4 Ocak 2006 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması”nın onay süreci de tamamlanarak, Ağustos 2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Lübnan’ın Avrupa Birliği ile Ocak 2002’de “Euro-Med” Ortaklık Anlaflması’nı parafe etmesinin ardından, AB ile Gümrük Birliği kapsamındaki yükümlülüklerimiz de dikkate alınarak, Lübnan’a bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanması önerilmiştir. Bu amaçla, ilk tur STA müzakereleri 14-15 2003 Temmuz tarihleri arasında Beyrut’ta, ikinci tur müzakereler ise 20 Ocak 2004 tarihinde Ankara’da yapılmıştır. Üçüncü tur müzakereler 2006 Mart ayında Beyrut’ta, dördüncü tur müzakereler ise, 3-4 Haziran 2006 tarihlerinde Ankara’da yapılmıştır. Ancak dördüncü tur müzakerelerden hemen yaklaşık bir ay sonra İsrail-Lübnan savaşı yaşanması ve ardından Lübnan’da ortaya çıkan siyasal kriz nedeniyle, beşinci tur müzakerelere geçilmesi gecikmiş ancak söz konusu müzakereler Ocak 12-13, 2009 tarihlerinde Beyrut’ta gerçekleşmiştir. Türkiye, Lübnan’a 2001 yılında bir “Gümrük İş birliği Anlaşması” taslağı sunmuştur. Lübnan tarafı, ilke olarak anlaşma metnini uygun bulunmakla birlikte, Gümrük Yüksek Konseyi’nin personel ve donanım eksiklikleri giderilinceye kadar anlaşmanın imzalanmasının ertelenmesini önermiştir. Lübnan, makine ithalatında yoğunlukla yüzde 0 ila yüzde 5 arasında gümrük vergisi uygulamakta olup bu durum bazı GTİP’lerde yüzde 10- yüzde 20 ila yüzde 30’ları bulabilmektedir. Lübnan pazarı ile ilgilenen firmalarımızın ihraç etmeyi düşündükleri ürünün gümrük vergilerini http://madb.europa.eu WEB adresinden “Applied Tariffs Database” bölümüne girerek öğrenmelerinde fayda görülmektedir.

 

KAYNAKLAR:

• BM İstatistik Bölümü Verileri

• TÜİK Verileri

• DTM Verileri

• Müşavirlik Raporları

• CIA, The World Factbook

 

SPOT:
“2009 yılında Türkiye’nin Lübnan’a yönelik makine ihracatı incelendiğinde; ilk sırada buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları, ikinci sırada çamaşır yıkama makineleri, üçüncü sırada ise yıkama, temizleme, kurutma, doldurma vb. işler için makine, cihazların yer aldığı görülmektedir.”