5 yıllık dönemde yüzde 40 oranında büyüyerek 2008 yılında 450 milyon dolarlık ticaret hacmine ulaşan Türkiye hidrolik ve pnömatik sektörü, 2009 yılında 131 ülkeye ihracat gerçekleştirdi. 2009’da sektör ihracatında en büyük payı alan ilk 20...



5 YILLIK DÖNEMDE YÜZDE 40 ORANINDA BÜYÜYEREK 2008 YILINDA 450 MİLYON DOLARLIK TİCARET HACMİNE ULAŞAN TÜRKİYE HİDROLİK VE PNÖMATİK SEKTÖRÜ, 2009 YILINDA 131 ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRDİ. 2009’DA SEKTÖR İHRACATINDA EN BÜYÜK PAYI ALAN İLK 20 ÜLKE ARASINDA İHRACAT ARTIŞI ESAS ALINDIĞINDA; YAKLAŞIK 120 KAT ARTIŞ İLE İSVİÇRE’NİN İLK SIRADA YER ALDIĞI GÖRÜLÜYOR.  

Akışkan gücü, basınçlı akış- kanların, ister sıvı ister gaz halinde olsun, enerjilerin- den faydalanarak elde edi- len güçtür. Sıvı veya gaz, ya da somut olarak su veya hava, ancak aralarında basınç farkı olan iki ortam arasında akışkan davranışı gösterirler. Bu basınç farkından meydana gelen akış, aynı zamanda bir enerji de taşı- maktadır. Endüstride yaygın kullanı- mından hareket edersek basınçlı yağın enerjisinden faydalanılan sistemler hidrolik, basınçlı havanın enerjisinden faydalananlar ise pnömatik sistemler olarak ifade edilmektedir. (Latincede ‘hydro’ ve ‘pneu’ kökenli su ve hava kelimelerinden türemektedir.) Sistem olarak akışkan gücü, hidrolik ve pnömatik sistemler en geniş çerçeve- de; güç transfer üniteleri(pompa, kom- pesör), şartlandırıcılar (filtre, regülatö- re vb.), iş elemanları (hidrolik silindir- ler vb.), akış kontrol elemanları (valfler vb.) ve bağlantı elemanlarından oluşur. Hidrolik pnömatik sektörü, 1980'li yıl- lardan itibaren gelişmeye başlayan çok genç bir sektör. İlk yıllarda, kompo- nent ithalatı ve yedek parça satışı ko- nularında faaliyet gösteren firmalar, devamında gelişen makine imalat sek- törüne paralel olarak hidrolik silindir imalatına başladılar. Bunu ise, hidrolik sistemlerin projelendirilmesi ve güç üniteleri üretilmesi ile devam edildi. Dünya hidrolik pnömatik pazarının toplam büyüklüğü ise 35 milyar dolar seviyelerinde. Bu miktarın büyük bir bölümü Almanya ve ABD'de, geri ka- lan kısmı ise AB, Japonya ve Çin’de üretiliyor. ABD, AB ve Japonya tüm dünya için bu malzemeleri üreten en büyük üreticiler. Hidrolik ve pnömatik komponentler otomasyon ekipmanları olmakla birlikte, otomatik ve otomas- yon ağırlıklı olmaya başlayan makine imalatı ve üretim hatları gibi hatlarda kullanımı çok büyük oranlarda artıyor. Gelişen teknoloji ile özellikle kalkınmış ülkeler ve teknoloji ağırlıklı üretim stratejilerinde hidrolik ve pnömatik komponentler önem kazanıyor. Türkiye hidrolik pnömatik pazar büyüklüğü tam olarak belirlenemese de 500 mil- yon dolar seviyelerine yaklaştığı tah- min ediliyor.

2008’DE İHRACAT YÜZDE 21,3 ARTTI
2008 yılında Türkiye’nin hidrolik-pnö- matik sektör ihracatı yüzde 21,3 ora- nında artarak 110,3 milyon Dolara,  it- halatı ise yüzde 15 oranında artarak 353,2 milyon’a yükseldi. Aynı yıl sek- tör ihracatı, Türkiye’nin toplam maki- ne ve aksamları ihracatı içinde çok kü- çük bir pay aldı (yüzde 0,08). 2009 yı- lında Türkiye’nin hidrolik-pnömatik sektörü ihracatı yüzde 15,1, ithalatı ise yüzde 29,2 oranında düşüş gösterdi. Türkiye’de makine imalatı yapan fir- maların makinelerinde kullandıkları sistemleri ve üretim hatları yatırımla- rında kullanılacak hidrolik ve pnömatik sistemleri sektör firmalarına yaptırma- ları önem taşıyor. Hidrolik pnömatik gibi yardımcı bir sektörün tek başına gelişmesi oldukça zor. Ancak makine imalat sektörü, otomotiv ve demir çelik gibi ana sektörlerin hidrolik-pnömatiği tanıması ile bu ilerleme gerçekleşebilir. Türkiye’de hidrolik-pnömatik sektörü ithalat ağırlıklı olarak başlamış, ancak gün geçtikçe yedek parça aksam satışı- na paralel olarak hidrolik silindirleri imalatı süreciyle gelişmeye başlamış, bunu takiben de hidrolik sistemlerin projelendirilmesi ve güç ünitleri üreti- mi ile sektör kendini geliştirmektedir. Sektör, 5 yıllık dönemde yüzde 40 ora- nında büyüyerek 2008 yılında 450 mil- yon dolarlık ticaret hacmine ulaşmış- tır. Hidrolik pnömatik sektörününde çözüm bekleyen önemli konuların ba- şında haksız rekabetin önlenmesi, kali- fiye personel ihtiyacı, standardizasyon ve akreditasyon olarak belirtilmekte- dir. Hidrolik ve pnömatik sektörü, kontrol ve otomasyon teknolojileri aracılığıyla pek çok üretim alanında, nitelikli hiz- met üretiminde önde gelen uygulama- lar arasında yer almaktadır. Ülkemiz- de hidrolik pnömatik sektörünün tek- noloji kullanımı ve projelendirme açı- sından oldukça iyi bir yerde olmasına rağmen üretim açısından istenilen dü- zeye ulaşılamamıştır. Ayrıca ülkemiz makine üretiminin yerli devre ve oto- masyon sistemlerini kullanımı yeterli seviyede bulunmamaktadır.

SEKTÖRÜN TÜRKİYE’DEKİ DURUMU
Hidrolik pnömatik sektörü tüm diğer ana sektörlere destek veren yardımcı bir sektördür. Demir Çelik, otomotiv gibi ağır sektörlerde hidrolik pnömatik daha yoğun olarak kullanılmakla birlik- te tüm diğer sektörlere girmiş olup makineden, tekstile, çimento ve kimya sektöründen cam sektörüne kadar irili ufaklı birçok sektörde uygulama alanı buluyor. 2008 yılında 110 milyon Dolar ihracat gerçekleştiren sektör ihracatı, 2009 yılında yüzde 15,1 oranında geri- lemiş ve 93,6 milyon Dolar seviyesine indi. Türkiye’nin 2009 yılındaki sektör ihracatı ürün bazında incelendiğinde, 29,2 milyon Dolar ile birinci sırada ‘Doğrusal Hareketli Hidrolik Güç Mo- torları (Silindirler)’ kaleminin yer aldığı görülür. 2008-2009 yıllarında ihracat artış oranı açısından incelendiğinde genel makine sektörü ve hidrolik-pnömatik sektörü ihracatında gerileme yaşanmasına rağ- men ‘Diğer Hidrolik Güç Motorları (yüzde 94,1)’, Parçalar ve Diğer Doğru- sal Deplasmanlı Pompalar (Pozitif Ha- reketli) (yüzde47), Makineleri, Diğer Motor, Kuvvet Üreten Makinelere Ait Aksam (yüzde 35,7) ürün gruplarında artışlar göze çarpmaktadır.  Aynı dönemde ihracatında en çok dü- şüş kaydedilen kalem ise ‘Hidro- lik/Pnömatik Alet Ve Cihazlar’ (yüzde 47,9) olmuştur. Hidrolik-Pnömatik sektörü 2009 yılı ih- racatımızda Almanya 17,4 milyon Do- lar ile birinci konumda yer aldı. Bu ül- keyi 11,8 milyon Dolar ile İran ve 10,5 milyon Dolar ile Avusturya’nın takip ettiği görülür. Sektörde en büyük itha- latçı konumunda olan ABD, Türki- ye’nin sektör ihracatında da yüzde 0,025’lik pay ile 8. sırada yer alıyor. 2009’da ihracatta düşüş yaşayan sek- tör, 2009 yılında (serbest bölgeler dahil olmak üzere) 131 ülkeye ihracat ger- çekleştirdi. 2009 yılında sektör ihracatımızda en büyük payı alan ilk 20 ülke arasında ih- racat artışı esas alındığında; yaklaşık 120 kat artış ile İsviçre’nin ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Bu ülkeyi 41 kat artış oranı ile Ürdün ve  yüzde 544,1 artış oranı ile Özbekistan takip ediyor. Söz konusu dönemde ihracatı- mızda en büyük düşüş ise Sudan’da (yüzde 75,7) gerçekleşti.

2009’DA SEKTÖRDE DARALMA YAŞANDI
2008 yılında 353 milyon dolar seviyele- rinde olan hidrolik-pnömatik sektörü ithalatı, 2009 yılında genel makine ve aksamları ithalatında kaydedilen yüzde 24,3 oranındaki daralmadan daha bü- yük bir oranda azalarak (yüzde 29,2) 250 milyon Dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin 2009 yılında ithal ettiği hid- rolik-pnömatik sektörü, G.T.İ.P. bazın- da incelendiğinde; 71,8 milyon Dolar ile birinci sırada ‘Diğer Döner Deplas- manlı Pompalar’ kaleminin yer aldığı, bu ürünü 66,3 milyon Dolar ile ‘Yağlı Hidrolik/Pnömatik Transmisyon Valfla- rı’ ve 33,2 milyon Dolar ile ‘Diğer Doğ- rusal Deplasmanlı Pompalar (Pozitif Hareketli)’ grubunun izlediği görülür. 2009 yılında sektör ithalatında 6’lı G.T.İ.P. bazında tüm kalemlerde gerile- me kaydedildi. En büyük düşüşler sıra- sıyla yüzde 44,4 ile ‘Yağlı Hidrolik/Pnö- matik Transmisyon Valfları’ kaleminde, yüzde 43 ile ‘Diğer Doğrusal Deplas- manlı Pompalar (Pozitif Hareketli)’ ve yüzde 39,5 ile ‘Doğrusal Hareketli (Si- lindirler) Pnömatik Güç Motorları’da kaydedildi. 2009 yılında hidrolik-pnö- matik sektörü ithalatımızda önemli yer tutan ülkeler arasında ilk üç sırayı Al- manya (65,8 milyon Dolar), İtalya (41,4 milyon Dolar) ve Fransa (27,3 milyon Dolar) aldı. 2009 yılı ithalatımızda ilk 10 firmanın değişim oranları esas alındığında; ge- nel olarak ithalat oranlarında azalış ya- şandığı kaydedilmesine rağmen yüzde 164,4 ile İspanya’dan ithalat artışı dik- kat çekmektedir. En büyük düşüş ise yüzde 62,8 ile Hollanda’dan ithalatımız- da kaydedilmiştir. 

“DÜNYA SIRALAMASINDA İLK 4 FİRMA ARASINDAYIZ”
Araç üstü ekipmanları sektöründe fa- aliyette bulunan Galipoğlu Hidromas Yurt İçi Satış Müdürü Mustafa Özka- vak, Konya Organize Sanayi Bölge- si’nde 10 bin metre kapalı alana kurulu fabrikasında 160 çalışanı ile silindir, pompa, valf, PTO ve hidrolik kit olmak üzere beş ana grupta üretim yaptıkları- nı söylüyor. “Bu ürünler başta damper dorse olmak üzere kasa damper çöp araçları araç üstü vinçler presler ve sa- bit platformlarda kullanılmaktadır. Hidromas A.Ş. Avrupa’da ve Türki- ye’de kendi alanında entegre üretim yapan tek firma konumundadır. Kaliteli ürün anlayışı, geniş ürün yelpazesi, re- kabetçi fiyat uygulaması ve güçlü dağı- tım ağı ile kendi sektöründe dünya sı- ralamasında ilk dört firma içerisinde yer almaktadır.” Hidromas olarak beş ana grupta üre- tim yaptıklarını aktaran Özkavak, “Baş- ta teloskobik silindir olmak üzere hid- rolik pompa Güç aktarma kutusu (PTO) valf ve hidrolik kit üretmekteyiz” diyor. Üretilen bu ürünlerin gerek bağlantı şekli olarak gerek kapasite olarak bir- çok çeşidi bulunduğunun altını çizen Özkavak, “Yoğun olarak damperli araç- ların silindir ve pompa ihtiyaçlarını karşılamaktayız. Ancak Hidromas ola- rak araç üstü ekipmanlarda hidrolik sistemin güvenliği, birbiri ile uyumlu- luğu vearaç üstü imalatın verimliliği açısından müşterilerimize hidrolik kit tavsiye etmekteyiz” diye konuşuyor. Araç üstü imalat sektörünün hidrolik ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyleyen Özkavak, araç üstü imalata yönelik de- ğerlendirmelerini ise şöyle yapıyor: “2008 yılının son çeyreğinde yaşanan iş daralması sektördeki birçok firmanın küçülmesine sebep oldu. İş daralmasına bağlı olarak yaşanan mali sıkıntılar işleri daha da zorlaştırdı. 2009 araç üstü imalat sektörü için kayıp yıl oldu diyebiliriz. Krizin etkilerini biranda orta- dan kaldırmak, 2009 yılının kayıp- larını telafi etmek şüphesiz kolay olma- yacak. Ancak 2010 yılından ümitliyiz. Sektör olarak geçen yılın telafisi için çalışıyoruz.”

“KALİTEYLE İLGİ YATIRIMLAR DURDURULDU”
“Hidrolik sektörünün bize göre en önemli sorunu kalite- ye ilişkin yaklaşımlar” diyen Özkavak şöyle devam ediyor: “Sektörde özellikle yaşanan krizden sonra kaliteye ilişkin yapılan yatırımlar durdurularak yerini ürün maliyetlerini aşağı çekmek için yapılan çalışmalara bıraktı. Sektöre katma değer sağlamak ve ürün kalitesi- ni Avrupa standartlarına ulaştırma için Kalite anlayışının yerleşmesi ve ürünle- re yansıması açısından  kalite yatırım- larına devam edilmesi gerekir”. İhracatın yeni pazar çalışmaları yeni yatırımlar gerektirdiğini de belirten Özkavak şöyle devam ediyor: “Özellikle Pasifik bölgesindeki üst yapı pazarını değerlendirmek için yaptığımız çalış- malar 1,5 yıla yakın bir süre devam et- tikten sonra Hindistan’da üretim tesisi kurulmasına karar verdik. Yaklaşık 15 Milyon dolarlık bir yatırım ile kurdu- ğumuz yeni fabrikada 2010 yılının tem- muz ayında ilk silindir banttan çıkmış olacak. 9 bin metrekare alana kurulu bulunan fabrikamızda sadece silindir üretimi yapacağız. Buradan Hindistan, Bangladeş, Nepal, Malezya, Endonez- ya, Filipinler, Avusturalya gibi ülkelere ihracat yapacağız. Yapılan yatırımın 4 yıl içerisinde geri dönüşünü hedefliyo- ruz.” 2010 yılının araç üstü ekipman üretici- lerinin toparlanma ve yeni yatırımlara başlama yılı olduğunu sözlerine ekle- yen Özkavak, “Kayıp yıl olan 2009’un telafi edilmesi için sektör yoğun bir mesai hazırlığında. Hidromas olarak bu döneme destek veriyor ve bizde çalışmalarımıza bu doğrultuda yön veriyoruz” diye konuşuyor.

“SEKTÖR SON 10 YILDA GELİŞME GÖSTERDİ”
Akon Hidrolik Pazarlama Müdürü Çağlar Çelikbilek ise sektörün duru- munu şöyle değerlendiriyor: “Hidrolik pnömatik sektörü birçok sanayi dalın- da olduğu gibi özellikle son 10 yılda ciddi gelişmeler gösteren bir sektör. İthalata çok bağımlı olan bu sektör son yıllarda yerli üretimin de gelişme- siyle ciddi rakamlarda ihracat da ya- pabilen bir hal aldı. Bugün hidrolik si- lindir, hidrolik pompa, hidrolik hor- tum, kumanda kolları, valfler, rekorlar gibi birçok hidrolik ve pnömatik ele- man Türkiye’de başarıyla üretilip hem yerli üreticilerin hizmetine sunuluyor hem de birçok ülkeye ihraç ediliyor. Tüketici de artık daha bilinçli. Sadece ucuz olduğu için kalitesiz ithal ürünleri tüketmekten artık sakınıyor ve kalite-fi- yat oranı daha uygun olan ürünlere yö- neliyor. Bu da sektörde genel olarak kalite bilincini yükseltiyor ve üreticileri daha kaliteli üretmeye, ithalatçıları da daha kaliteli markalarla ilgilenmeye yönlendiriyor. Ayrıca sektörün müşte- rileri yani makine imalatçıları makina- larının, dolayısıyla hidrolik pnömatik sistemlerinin bakımlarına daha fazla önem vermelerini sağlıyor. Daha iyi bakımı yapılan makinelerin ömürleri hidrolik-pnömatik aksamlarının ömür- leri uzayarak kaliteli ürünle kalitesiz arasındaki farkın daha anlaşılır olması- nı sağlamaktadır.” Ucuz ve kalitesiz ürün ithalatının sektö- rün en önemli sorunlarından biri oldu- ğunu aktaran Çelikbilek, “Ancak artan kalite bilinci tüketicileri gittikçe daha kaliteli ancak pahalı olmayan ürün ya- da hizmetlere yönlendiriyor” diyor. Çe- kilbilek’e göre sektördeki bir diğer sı- kıntı ise yetişmiş yetkin eleman bulma- nın zorluğu. “Ülkemizde hidrolik pnö- matik sektörü artan üretim kapasitesiy- le üniversite sanayi işbirliği için önemli sektörlerden biri olmaya adaydır, dola- yısıyla bu konuya verilecek önem ve yapılacak yatırımların karşılığının faz- lasıyla alınacağını böylece bu sektörün ihracat potansiyelini çok daha iyi de- ğerlendirebileceğini düşünüyoruz. Bence bir başka sorun sektörde çok fazla yeni distribütör firmanın kurulu- yor ve büyüklüğü belli olan pastadan pay almaya çalışıyor olmasıdır. Reka- bet güzeldir ama teknik ve pazar altya- pısı çok kuvvetli olmadan kurulan fir- malar sadece fiyat rekabetine ağırlık vermek zorunda kalarak bazen sektöre zarar verebiliyorlar. Bizim gibi ihracat yapan firmalar için bir diğer sıkıntı dö- viz kurunda son zamanlarda yaşanan istikrarsızlıklardır. Ancak bu malum sa- dece bu sektörü değil her sektörü ya- kından etkileyen bir durumdur.” Son yıllarda sektördeki üretici firmala- rın, artan Uzakdoğu rekabetine karşı en büyük avantajlarının kalite ve tesli- mat olduğunun bilinciyle başarılı yatı- rımlar ve çalışmalar yaptıklarını da sözlerine ekleyen Çelikbilek şöyle de- vam ediyor: “Bu sektör genel olarak makine sektörlerine ara ürün tedarik eden bir konumda olduğu için ve Tür- kiye’nin sürekli artan makine ihracatı da düşünüldüğünde üreticiler de kali- teli malzeme seçiminin ne denli önemli olduğunun bilincine daha çok varıyor- lar. Örneğin biz kendi ürünlerimizi ihraç ettiğimiz gibi iç piyasadaki birçok müşterimiz de bizim ürünlerimizi kul- landıkları makineleri ihraç ediyorlar. Böylece aslında kolektif olarak ülkeye birlikte döviz girdisi sağlamış oluyoruz. Bu da artık makine üreticilerinin ithal ürünlere çok yüksek bedeller ödeme- den ama kaliteden de ödün vermeden üretim ve ihracat yapmalarını sağlıyor.

” İMALATÇI VE DİSTRİBÜTÖRLER BİR ARADA AKDER
Akışkan Gücü Derneği Yöne- tim Kurulu Başkanı Mehmet Kürtöz ise sivil toplum kuruluşlarının yönetimler- de daha etkin olduğu bu dönemde, Türkiye’nin Hidrolik ve Pnömatik Sek- törü imalatçı ve distribütörlerinin bir araya gelerek kurdukları derneğin, kendi alanında önemli çalışmalar yaptı- ğını söylüyor. “Sektörümüz esas olarak makine ve tesis tasarım ve imalatçıları ile çalışmakta olan makine ve tesislerin yedek parça ve bakım hizmetlerini des- teklemektedir. Bu hizmetler arasına as- keri makine ve teçhizatlar girdiği gibi, özellikle de ihracat yapan makine ima- latçıları önemli bir müşteri kitlesi ola- rak karşımıza çıkmaktadır. Derneğimiz bu sektöre ait; ekonomik ve ticari ista- tistik, teknik standartlar, sektörsel de- ğerler ve dayanışma, kamu yönetimi ile gerekli olan ilişkilerin yürütülmesi vb. konularda sektörü temsil etmektedir.”

“MTG’YE TEŞEKKÜRLER”
Hidrolik-Pnömatik sektörünü ve Türki- ye’yi bekleyen en önemli sorunlardan birinin kalitesiz, standart dışı yeterince test edilmemiş Uzakdoğu ürünlerinin Türkiye pazarına elini kolunu sallaya- rak girmeleri olduğuna değinen Kür- töz, “Bu konu ile ilgili gerek ithalatçı arkadaşlarımız gerekse kullanıcılarımız bilinçlendirilmeli ve bu tür ürünlerin kullanılmaması sağlanmalıdır” diyor. Ayrıca devlet açısından bakıldığında bu tür ürünlerdeki haksız rekabeti ön- lemek amacı ile gelişmiş ülkelerin dahi uyguladığı bir takım engelleme politi- kalarının devreye sokulmasının gerek- liliğine de vurgu yapan Kürtöz şöyle devam ediyor: “Örneğin bu tür ürün- lerle ilgili gümrüklerin ulaşımı daha zor ve maliyeti arttırıcı bölgelerde ku- rulması gibi tedbirler alınabilir. Bir di- ğer sorun ise gene haksız rekabete ne- den olan kalite ve standart olarak, ol- ması gerektiği gibi olmayan merdiven altı üretim dediğimiz üretime çözüm bulunması gerekmektedir. Standartlara uymadığı gibi kayıt dışı çalışan bu tür üreticilerin standarda uygun üretim yapmaları konusunda denetleyecek mekanizmaların kurulmasının yanında kayıt içine alınmaları da gerekmekte- dir. Devlet açısından bakıldığında ise her ne kadar liberal ekonomi dense de, bu kriz bizlere bir kez daha göstermiş- tir ki sanayi politikalarının genel çerçe- vesi belirlenmeli ve önemli sektörler bu konuda desteklenmelidir. Öncelikle devlet ihalelerinde yerli üre- timi teşvik etmek amacı ile ülkemizde üretilmiş ürünlerin kullanımı ve alımı tercih edilmeli, bazı ihalelerde belirti- len ithal ürün tercih edilir ibaresi kaldı- rılmalıdır.” Tüm sanayide diğer ülkeler ile rekabet edici istihdam politikası uy- gulanması gerektiğini vurgulayan Kür- töz, istihdam üzerindeki ağır yüklerin azaltılmasının yanı sıra kredi maliyetle- rinin de düşürülmesi gerektiğini söylü- yor. Yetişmiş eleman sorununun en önemli sorun olarak her zaman ön sı- raya koyan AKDER- İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSOV) arasında imzalanan protokol hayata geçirildi. Akatlar’da bulunan İSOV-DİNÇKÖK Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde, Dernek ön- cülüğünde Ulusal Akışkan Gücü Eği- tim Merkezi (UAGEM) kuruldu ve Ni- san-Mayıs aylarında 2 adet eğitim ger- çekleştirildi. Bu merkezin kurulmasın- da yer tahsis eden, başkaca birçok ko- nuda da desteklerini esirgemeyen İs- tanbul Sanayi Odası ve İstanbul Sanayi Odası Vakfı yöneticilerine teşekkür eden Kürtöz şöyle devam ediyor: “İs- tanbul’daki bu eğitim merkezimize özellikle OAİB Makine Tanıtım Grubu- nun maddi desteğini de ifade etmek ve teşekkürlerimizi sunmak isteriz. Kaynaklar: - Türkiye İstatistik Kurumu - International Trade Center (ITC) www.trademap.org - Akışkan Gücü Derneği (AKDER) www.akder.org  

KUTULAR:
  ALMANYA’NIN 2008 İHRACATI 9,9 MİLYAR DOLAR Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre, 2007 yılında yaklaşık 28 milyar Dolar olan sektör ihracatı yüzde 19,8 oranında artış göstererek 2008 yılında 33,4 mil yar Dolar değerine ulaştı. 2007 yılında tüm ülkelere yapılan ihracat değeri bazında, en yakın rakibinin üç katı kadar pa- ya sahip olan Almanya’nın 2008 yılı ihracatı yüzde 21,6 ar tarak 9,9 milyar Dolar seviyesine ulaştı. Bu ülkeyi 3,8 milya Dolar ile ABD ve 2,9 milyar Dolar ile Japonya takip etti. Hidrolik pnömatik sektörün ihracatında ilk 20 ülke arasında en fazla ihracat artışını yüzde 85 ile Danimarka göstermiş ve Meksika (- yüzde 3,7) ile Tayvan (-yüzde 2,5) dışındaki tüm ülkeler sektördeki ihracat paylarını artırmışlardır. Türki- ye 2008 yılında gerçekleştirdiği 110 milyon Dolar ihracat il sektörün dünya ihracatından yüzde 0,3 pay almış ve sırala- mada 23. konuma yerleşti. İHRACATIMIZDA ALMANYA BİRİNCİ Hidrolik-Pnömatik sektörü 2009 yılı ihracatımızda Almanya 17,4 milyon Dolar ile birinci konumda yer aldı. Bu ülkeyi 11,8 milyon Dolar ile İran ve 10,5 milyon Dolar ile Avusturya’nın takip ettiği görülür. Sektörde en büyük itha- latçı konumunda olan ABD, Türkiye’nin sektör ihracatında da yüzde 0,025’lik pay ile 8. sırada yer alıyor. 2009’da ihracat- ta düşüş yaşayan sektör, 2009 yılında (serbest bölgeler dahil olmak üzere) 131 ülkeye ihracat gerçekleştirdi. 2009 yılında sektör ihracatımızda en büyük payı alan ilk 20 ülke arasında ihracat artışı esas alındığında; yaklaşık 120 kat artış ile İsviçre’nin ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Bu ülkeyi 41 kat artış oranı ile Ürdün ve  yüzde 544,1 artış oranı ile Özbekistan takip ediyor. Söz konusu dönemde ihracatımızda en büyük düşüş ise Sudan’da (yüzde 75,7) gerçekleşti.     SEKTÖR İTHALATI YÜZDE 21,1 ARTTI 2008 yılında sektör ithalatı yüzde 21,1 artarak 34,2 milyar Dolara yükseldi. ABD 6 milyar Dolara aklaşarak dünya sıra- lamasında lider konumunu korudu. ABD’yi 4 milyar Dolarla Çin, 3,7 milyar Dolar ile Almanya ve 1,6 milyar Dolar ile Fransa izledi. 2008 yılında, hidrolik-pnömatik ithalatında ilk 20 ülkenin verileri incelendiğinde; yüzde 41,5 artış ile Çin en fazla artış kaydeden ülkeler arasında ilk sırada yer aldığ ve bu ülkeyi Norveç (yüzde 38,7) ile Avustralya’nın (yüzde 35,2) takip ettiği görülür. Bu ülkeler arasında ithalatında dü şüş kaydedilen ise olmadı. 2008 yılı sektör ithalatında 20. sırada bulunan Türkiye, 2007 yılında 307,2 milyon Dolar değerinde ithalatı yüzde 21,9 oranında artarak 2008 yılında 353 milyon Dolar seviyelerine ulaştı. Dünya geneli ithalattan ise yüzde 1 pay aldı.    

SPOT:   “ Yetişmiş eleman sorununun en önemli sorun olarak her zaman ön sıraya koyan AKDER - İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSOV) arasında imzalanan protokol hayata geçirildi. Akatlar’da bulunan İSOV-DİNÇKÖK Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde, Dernek öncülüğünde Ulusal Akışkan Gücü Eğitim Merkezi (UAGEM) kuruldu. İstanbul’daki bu eğitim merkezimize özellikle OAİB Makine Tanıtım Grubunun maddi desteğini de ifade etmek ve teşekkürlerimizi sunmak isteriz.”