Türkiye’nin asfalt plenti sektörü ihracatı 2008 yılında 124 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2009 yılında sektör ihracatı yüzde 9 oranında azaldı ve 113 milyon dolar seviyesine geriledi. Ancak asfalt plentleri sektörünün önümüzdeki 5-6 yıl...

Türkiye’nin asfalt plenti sektörü ihracatı 2008 yılında 124 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2009 yılında sektör ihracatı yüzde 9 oranında azaldı ve 113 milyon dolar seviyesine geriledi. Ancak asfalt plentleri sektörünün önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde de yoğun bir çalışma temposunda olacağı tahmin ediliyor.

 

Birçok işi yabancı rakiplerimizden çok daha iyi yapıyoruz. Özellikle yoğun işçilik gerektiren işlerde en mükemmelini yapıyoruz. Kaldı ki yüksek teknoloji gerektiren elektronik parçaları herkes aynı yerden alıyor. Zorluklarla kazanılan paraların ülkemizde kalması gerekmektedir ki tekrar bizim hizmetimize dönsün.

Asfalt makineleri sektörünün önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde de yoğun bir çalışma temposunda olacağı tahmin ediliyor. Buna bağlı olarak sektörde çalışan teknik elemanların, kaliteli üretimin gerçekleştirilebilmesi için düzenli ve uzman kişiler tarafından verilecek eğitimlerden geçirilmesi gerekiyor. Türkiye’nin asfalt plenti sektörü ihracatı 2008 yılında 124 milyon dolar gerçekleşti. 2009 yılında sektör ihracatı dolar 9 oranında azaldı ve 113 milyon dolar seviyesine geriledi. Türkiye’nin 2009 yılındaki sektör ihracatı ürün bazında incelendiğinde, 92 milyon dolar ile 847490 - aksam ve parçalar makineler birinci sırada yer alırken bu mal grubunu 17 milyon dolar ile metal cevherlerini tasnif etme, eleme, ayırma/yıkamaya mahsus makineler takip ettiği görülür. 2009 yılında Türkiye’nin asfalt plenti ihracatı yaptığı ülkeler arasında Almanya 14,2 milyon dolar ile birinci sırada yer alıyor. Almanya’yı 12 milyon dolar ile Rusya ve 9 milyon dolar ile Libya takip ediyor.





ASFALTIN TÜRKİYE’DEKİ TARİHİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’ndan devraldığı yol ağı, İmparatorluğun son yıllarında yaşanan savaşlar nedeniyle bakımı yapılamamış, onarıma muhtaç 13.885 km’si şose, 4.450 km’si ise toprak tesviyeli olmak üzere bir noktadan diğerine süreklilik arz etmeyen, 18.335 km karayolu ağıdır.

1927 yılında bir kanunla yolların bakım ve onarımı İl Özel İdarelerine verilmiş, 1929 yılından başlamak üzere beş yıllık yol programları hazırlanarak Bayındırlık ve İçişleri Bakanlıklarının onayına sunulması şartı getirilmiştir. 1929 yılına gelindiğinde ise Şose ve Köprüler Kanunu çıkarılmış ve Türkiye’de asfalt yol yapımı için ilk teşebbüsler başlatılmış, Ankara civarında 200 km’lik asfalt yol yapımı ile ana arterlerin 5-10 yıl içinde asfaltlanması programda yer almıştır. 1937’de mevcut 37.000 km’lik yol ağının 22.000 km’lik kesiminin uygun nitelikli bir ağ oluşturması için Devlet Yol Ağı Programı hazırlanmıştır. 1942’de yollar Devlet Yolları, 1. Sınıf Yollar, 2. Sınıf Yollar ve Köy Yolları olmak üzere sınıflandırılmış, hükümetçe makadam yolların asfalt ve betonla kaplanması onaylanmıştır. Daha sonra 1945’de Türkiye’de karayolu ağının planlı ve programlı geliştirilmesi için uygun bir teşkilatlanma gereği gündeme getirilerek, 1946’da ABD’den destek istenilmesi kararlaştırılmıştır. 1947’de Fransızlar tarafından Antak ya civarında penetrasyon makadam tipi asfalt yol yapılmış, ABD’den sağlanan yardıma (Marshall Planı) müteakip, 1948’de makineli yol yapımı başlatılmıştır. 23.000 km’lik Devlet Yolu Programı hazırlanarak 9 yılda hayata geçirilmesi hükümetçe kararlaştırılmıştır. 1950’de Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) kuruluşunu takip eden yıllarda road-mix ve üzerine sathi kaplama yapımının yaygınlaştığını görmekteyiz. Bitümlü Sıcak Karışım (BSK) yapımına ise 1956-1957 yıllarında başlanmış, özel sektörde bir firma ilk asfalt plentini edinmiştir. 1960 yılında KGM de bir asfalt plenti satın almış, müteakip yıllarda firmalar düşük kapasiteli plentler edinmeye başlamışlardır.



















1960-1970 yılları arasında asfalt kaplamalı yol miktarının artırılması için çaba gösterilmiş, 1970 yılı başında asfalt kaplamalı Devlet Yolu uzunluğu 17.124 km’ye ulaşmıştır. 1970’ler karayolu politikalarına yeni boyutların geldiği, çok şeritli ekspres yolların yapımına başlandığı yıllar olup, Asfalt Endüstrisi ilk büyük atılımlarını 1970’li yıllarda yapmıştır. KGM’nin emanet iş oranını azaltan politikası sonucu bir çok müteahhitlik firması, bitümlü sıcak karışım üretim ve uygulamasına yönelik makine parkları oluşturarak, aktivite alanlarına asfaltı da dâhil etmiştir.

Türkiye’de otomotiv endüstrisinin gelişimi, karayoluyla yapılan yük ve yolcu taşımacılığını artırmış, bu artış BSK kaplamalı yol ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. 1980 yılında asfalt kaplamalı karayolu uzunluğu 34.205 km’ye ulaşmış, müteakip yıllarda karayolu ağının standartlarının yükseltilmesi için rehabilitasyon projeleri uygulamaya konmuş, otoyol çalışmaları ile asfalt uygulaması giderek artmıştır. Yeni projeler ve otoyol hamlesi, Türk asfalt endüstrisine önemli gelişim ve büyüme getirmiş, yeni teknolojilerin transferi sağlanmış, plent sayılarının artması, makine parklarındaki gelişme ile asfalt müteahhitleri bugünlere gelmiştir. 2000’li yıllarda ise trafik yoğunluğu nedeniyle kapasitesinin artırılması gereken yol kesimlerinde geometrik standartlarının yükseltilmesi amacıyla bir program dahilinde Bölünmüş Yol yapım çalışmalarına başlanmıştır. Halen devam eden çalışmalar kapsamında bölünmüş yol uzunluğunun 15.000 km’ye çıkarılması hedeflenmiştir.

DÜNYADA SEKTÖRÜN DURUMU

Türkiye makine ihracatının en önemli kalemlerinden birini oluşturan asfalt plenti sektörü olarak bu çalışmada GTIP tanımları belirtilen kalemlerin toplamı olarak ele alınmıştır. 8474.10 Tasnif etmeye, elemeye, ayırmaya veya yıkamaya mahsus makinalar, 8474.32 Mineral maddeleri bitümenle karıştırmaya mahsus makinalar, 8474.90 Aksam ve parçalar.

Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre, 2008 yılında 11,3 milyar dolar olan sektör ihracatı yüzde 29,9 oranında azalarak 2009 yılında 7,9 milyar dolar değerine ulaşmıştır. Almanya sektör ihracatının yaklaşık yüzde 20’sini gerçekleştirmektedir. Almanya’nın asfalt plenti sektörü ihracatı 2009 yılında yüzde 33 oranında azalarak 1,5 milyar dolara gerilemiştir. Almanya’yı yaklaşık 1 milyar dolar ile ABD takip etmektedir. Çin, İtalya ve İngiltere de sektör ihracatında önde gelen diğer ülkeler arasında yer almaktadır. Asfalt Plenti sektörü ihracatında 2009 yılında krizin etkisiyle tüm ülkelerde düşüş kaydedilmiştir. En büyük azalma ise yüzde 48 ile İngiltere’de yaşanmıştır. Türkiye, 2008 yılında gerçekleştirdiği 124 milyon dolar ihracat 2009 yılında yüzde 9 oranında azalarak 113 milyon dolara gerilemiş ve 17. sırada yer almıştır. 2008 ve 2009 yıllarında, G.T.İ.P bazında dünya ihracatında, “8474.90 – Aksam ve Parçalar”nin ilk sırada yer aldığı görülmektedir. 2009 yılında sektör ithalatı yüzde 35 oranında azalarak 6,5 milyar dolar seviyelerine gerilemiştir. ABD 524 milyon dolar ithalat ile dünya sıralamasındaki lider konumunu korumuştur.

ABD’nin ardından en fazla asfalt plenti ithalat gerçekleştiren Kanada ise 2009 yılında 390 milyon dolar ithalat gerçekleştirmiştir. Sektör ithalatında önde gelen diğer ülkeler sırasıyla Çin, Almanya, Avustralya ve Fransa’dır. Asfalt Plenti sektörü ithalatında ilk 25 sırada yer alan ülkeler arasında ithalatında genel olarak azalış görülse de, Çin ve Bulgaristan 2009 yılında artış göstermiştir. İthalatında en çok azalma kaydedilen ülkeler ise Rusya, ABD ve İngiltere’dir.

2009 yılı sektör ithalatında 25. sırada bulunan Türkiye’nin, 2008 yılında ithalatı 121 milyon dolar iken 2009 yılında bu rakam yüzde 30 oranında azalarak 85 milyon dolara ulaşmıştır. 2008 ve 2009 yıllarında G.T.İ.P bazında en fazla ithal edilen asfalt plenti sektörü “8474.90 – Aksam ve Parçalar” olduğu görülmektedir.

SEKTÖRÜN TÜRKİYE’DEKİ DURUMU

Türkiye’nin asfalt plenti sektörü ihracatı 2008 yılında 124 milyon dolar gerçekleşmiştir. 2009 yılında sektör ihracatı dolar 9 oranında azalmış ve 113 milyon dolar seviyesine gerilemiştir. Türkiye’nin 2009 yılındaki sektör ihracatı ürün bazında incelendiğinde, 92 milyon dolar ile 847490 - aksam ve parçalar makineler birinci sırada yer alırken bu mal grubunu 17 milyon dolar ile metal cevherlerini tasnif etme, eleme, ayırma/yıkamaya mahsus makineler takip etmektedir.






Asfalt Plenti sektörü mal grubu arasından GTİP bazında ihracatında artış incelendiğinde aksam ve parça ihracatının büyük bir pay sahibi olduğu görülmektedir. 2009 yılında Türkiye’nin asfalt plenti ihracatı yaptığı ülkeler arasında Almanya 14,2 milyon dolar ile birinci sırada yer almaktadır. Almanya’yı 12 milyon dolar ile Rusya ve 9 milyon dolar ile Libya takip etmektedir. Tayland ve Türkmenistan, en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk on ülkeler arasında en çok ihracat artışı kaydedilen ülkelerdir. Türkiye’nin asfalt plenti sektörü ihracatı gerçekleştirdiği ilk 10 ülke arasında ihracatımızda en büyük düşüş Azerbaycan, Almanya ve Ukrayna’da yaşanmıştır. Türkiye’nin 2008 yılında 121 milyon dolar seviyelerinde olan asfalt plenti sektörü ithalatı, 2009 yılında yüzde 30 azalarak 85 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin 2009 yılında asfalt plenti sektörünün ithalatı G.T.İ.P. bazında incelendiğinde 45,3 milyon dolar ile aksam ve parçaların ilk sırada yer aldığı görülmektedir. 2009 yılında sektör ithalatında G.T.İ.P. bazında tüm kalemlerde gerileme kaydedilmiştir. En büyük düşüş yüzde 64 ile “metal cevherlerini tasnif etme, eleme, ayırma/yıkamaya mahsus makineler” kaleminde kaydedilmiştir. 2009 yılında asfalt plenti sektörü ithalatımızda önemli yer tutan ülkeler arasında ilk üç sırayı Almanya (35 milyon dolar), İtalya (26 milyon dolar) ve İngiltere (5,7 milyon dolar) almıştır. Türkiye’nin asfalt plenti sektörü ithalatının yarısından fazlası Almanya ve İtalya’dan gerçekleşmektedir. Türkiye’nin 2009 yılı sektör ithalatında ilk 10 ülkenin bir önceki seneye göre değişim oranlarına bakıldığında tüm ülkelerde gerileme kaydedilmiştir. En büyük düşüş ise Danimarka, Kanada ve ABD’ye yönelik olmuştur.“TANITIMIN TEK YOLU FUARLAR”Simge Group Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı ve E-Mak Genel Müdürü M. Nezir Gencer, Almanya’nın Hamburg, Frankfurt, Berlin, Düseldorf, Münih gibi büyük şehir otobanlarında yol alırken, tabelalarda sık sık ‘Messe’ ifadesine rastladığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Nedir Almanların bu kadar önemsediği Messe? Almanca bilenler ya da Almanya’ya gidenler bilir ki Messe Almanların en çok önemsediği ve olmazsa olmazı bir kavramdır. Teknolojik bilgisi ve üretkenliği sayesinde dünyadaki en zengin ve refah düzeyi en yüksek ülkeler arasında başı çekmenin yoludur ‘Messe.’ Çünkü istediğiniz kadar tekniği bilin ve üretin, satamazsanız hiçbir önemi yoktur. Satabilmek için kaliteli ürün tek başına yetmiyor. Bu ürünü kullanıcısına tanıtmak gerekiyor.”


Tanıtımın tek yolunun fuarlar olduğunu da sözlerine ekleyen Gencer, “Nasıl ki çok iyi bir futbol takımı kendisini stadyumda, çok iyi bir güreşçi minder de takdim ediyorsa, iyi ürünlerde fuarlarda takdim edilir ve müşterisini orada bulur” diyor. “O ortamdan alabildiği güç ile katma değer yaratır. Üreten firma ve ülke bu katma değerden güç kazanır. Son yıllarda bizde bunu idrak ettik. Özellikle madencilik anlamında ülkemizde de çok güzel fuarlar oluşmaya başladı. Bildiğiniz gibi inşaat ve maden makineleri fuarı ‘BAUMA MESSE’ 3 yılda bir Münih’de düzenlenir. 550 Bin metre kare alanda tertiplenen bu fuar her anlamda dünyanın en büyük fuarıdır. Bu fuarın 3 yılda bir düzenlenme sebebi de katılımcıların ürünlerini yenilemeleri ve yeni buluşlar yapmalarını sağlamaktır. Bu fuar her ne kadar da enternasyonal bir fuar olsa da ülke isimleri ön plana çıkmadan markaların yarıştığı bir fuar gibi gözükür. Aslında tamamen ülkelerin teknolojik güç savaşıdır. Mecbur kalmadıkça ülkelerinin parası dışarı çıkmamalıdır. Eğer bu paralar içeride kalırsa ülkeleri güç kazanır.”

“RAKİPLERİMİZDEN DAHA İYİYİZ”


Artık Türkiye’nin de bir değişim içinde olduğunu belirten Gencer şöyle devam ediyor: “Mühendisi de değişti, işçisi de değişti. Birçok işi rakiplerimizden çok daha iyi yapıyoruz. Özellikle yoğun işçilik gerektiren işlerde en mükemmelini yapıyoruz. Kaldı ki yüksek teknoloji gerektiren elektronik parçaları herkes aynı yerden alıyor. Zorluklarla kazanılan paraların ülkemizde kalması gerekmektedir ki tekrar bizim hizmetimize dönsün. E-MAK olarak 2004 Bauma’ya 16 TIR makine taşıdık ve sergiledik. 2007’de 28 TIR, 2010 da ise dünyada bilinmeyen teknolojilerden oluşan tam 40 TIR makine ile katıldık. En güzel stantları biz kurduk. Güzel bayrağımızı tepe noktalara diktik.”

Münih de ve yakın şehirlerde yaşayan gurbetçilerin de daha fuar başlamadan arabalarıyla, minibüslerle, otobüslerle akın akın kendilerini ziyarete ettiklerini aktaran Gencer, “Gördükleri karşısında sevinç gözyaşları döktüler” diyor ve şöyle devam ediyor: “Çünkü E-MAK standı her bakımdan en iyi stantlardan birisi idi. Teknoloji hep oralardan gelirdi. Şimdi bizden onlara gidiyordu. Çünkü biz bilinenleri aşmıştık. Fuara gelenler bunu yakinen gördüler. Rakiplerimiz bile bizi korkutuyorsunuz dediler. Biz Alman üreticilere en kaliteli ürünü siz ve biz yapıyoruz dediğimizde: ‘Hayır biz artık eskisi gibi değiliz. Şimdi sizin ürünleriniz bizden kaliteli diyecek kadar da dürüst oldular. Keşke bu düşüncelerini müşterilere de söyleseler. Ama nerde? Onu da bizim azmimiz sayesinde sağlayacağız inşallah. 2013 Bauma’da bizi yalnız bırakmayın lütfen.”

“SATIŞ REKORLARI KIRIYORUZ”

Tekno Makine Genel Koordinatörü Kazım Bayölken ise asfalt makineleri sektörünün durumunu şöyle değerlendiriyor: “Asfalt makine sektörü içerisinde Tekno Asfalt Grubu olarak bizim konumuz olan ana kalem bilindiği üzere komple asfalt üretim tesisleridir. Piyasada genel adıyla asfalt plenti olarak adlandırılan bu tesislerle ilgili olarak TCK’nın BSK (Bitümlü sıcak karışım) uygulamalarını içeren ihalelerinin 2007 yılından bu yana artarak devam etmesi nedeni ile taleplerde büyük artışlar görülmüştür. Tekno Asfalt Grubu olarak satışlarımıza her sene yeni bir rekor kırarak devam etmekteyiz. 2009 yılında ki rekor satışlarımızdan sonra, 2010 Ocak- Eylül arasında da 21 yeni Benninghoven asfalt plenti ve 3 adet 2.el asfalt plenti olmak üzere toplamda 24 adet asfalt plentinin satışını gerçekleştirerek yeni bir Türkiye ve Avrupa rekoru kırmış olduk. Yılsonu itibari ile bu rakamın otuzun üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz. Asfalt plentlerinde olduğu gibi diğer yol imalatlarını ilgilendiren makine sektöründe de kriz sonrası söz konusu ihalelerin Türkiye genelinde, Kuzey Afrika ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlerde faaliyet gösteren Türk Müteahhitlerinin almış olduğu çok sayıda yol ihaleleri nedeni ile diğer inşaat makinaları sektöründeki taleplerin çok üzerinde satışlar gerçekleştirilmektedir.” Bayölken sektörün sorunlarına da değinerek “İnşaat makineleri sektörü genel olarak krizlerden ve krizler neticesi yatırımların azalmasından doğan duraklamalardan çok fazla etkilenmektedir” diyor. Bayölken şöyle devam ediyor: “Anitalep artışları dönemlerinde piyasaya teknik ve kalite yönünden yetersiz olan birçok ürün ve markanın girebildiğini görmekteyiz. Bu tür makinelerin piyasalara girmeleri asfalt plenti ve genel diğer iş makineleri kullanıcılarına büyük maliyetlerle geri dönmekte bu da yatırımcıyı ve sektörü genel olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Tekno Asfalt Gurubu olarak temsil etmekte olduğumuz Alman Benninghoven firması tarafından üretilmekte olan asfalt plentleri dünyanın en gelişmiş ve enerji tasarrufu açısından müteahhitlerimize büyük avantajlar sağlayan sistemlere sahiptir. Benninghoven firmasının üretmiş olduğu brülörler sayesinde diğer markalara kıyasla büyük verimlilik farkları mevcuttur.

Talebin yüksek olduğu dönemlerde rekorlar kırmamıza rağmen teslim süreleri açısından, cevap veremediğimiz birçok müşterimiz teknik yönden daha zayıf ve özellikle enerji tasarrufu konusunda gelişmiş teknolojilere sahip olmayan birçok firmanın ürünlerini kullanmak zorunda kalmıştır. Bu da ekonomik açıdan hem müteahhitlerimize hem de ekonomimize uzun vadede maddi bir takım yükler getirmektedir.”

“ENERJİ TASARRUFU ÇOK ÖNEMLİ”

Asfalt makineleri sektöründe bulunan müteahhitlerin elverdiğince teknolojik olarak enerji tasarrufuna önem vermeleri gerektiğine de değinen Bayölken, “Çevreye duyarlı tesisleri kurmakta özen göstermeleri ve bunları ileriye yönelik uzun vadeli programlar dahilinde planlayarak gerçekleştirmeleri hem ülke ekonomisine hem de mali yapılarına güç kazandıracaktır. Tekno Asfalt Grubu olarak bu konularda tüm müteahhitlerimize elimizden gelen maksimum desteği sunabilecek güce sahibiz” diye konuşuyor.

Asfalt makineleri sektörünün önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde de yoğun bir çalışma temposunda olacağını tahmin ettiklerini de sözlerine ekleyen Bayölken şöyle devam ediyor: “Buna bağlı olarak sektörde çalışan teknik elemanların, kaliteli üretimin gerçekleştirilebilmesi için düzenli ve uzman kişiler tarafından verilecek eğitimlerden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Teknik eğitim konusunda yeterli personelin eğitilmesi için Tekno olarak müşterilerimize konuyla ilgili olarak eğitim seminerleri, çeşitli kurslar düzenlemekte ve hatta müşterilerimizin operatörlerine yönelik teknik eğitim kursları ve özel eğitimler konusunda her türlü desteği sağlamaktayız. Verimlilik ve eğitim konularına önem verildiği gelişmiş ülkelerde çevreye duyarlı, daha kaliteli ve konforlu yollar üretilebilmektedir. Tekno-Benninghoven olarak geleceğe yönelik tüm çalışmalarımız daha verimli daha ekonomik çözümler sunmak üzerine planlıyoruz.”

KAYNAKLAR

-Türkiye İstatistik Kurumu -Birleşmiş Milletler İstatistik Bölümü (www.trademap.org)