Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği iştigal alanına göre; İstanbul’un 2009 yılı ihracatı yüzde 42,1 pay ile 2,3 milyar dolar gerçekleşti. Söz konusu yılda 5,6 milyar dolar ile Türkiye makine ihracatında en büyük ihracatçı şehir konumundadır...


İhracatçı Birlikleri kayıt rakamlarına göre İstanbul’un sektörler itibariyle genel ihracatı, 2008 yılında 2007 yılına göre yüzde 19,6 büyüyerek 66 milyar dolara ulaştı. 2009 yılında ise küresel kriz nedeniyle genel ihracattaki düşüşe paralel olarak yüzde 30,7 gerileyerek 45,8 milyar dolar oldu. 2009 yılında Türkiye genel ihracatının yüzde 45’ini gerçekleştiren İstanbul ülkemiz sanayi ve ihracatı açısından önde gelen illerimiz arasında yer alıyor. 2010 yılı Ocak-Eylül döneminde ilin ihracatında Almanya yüzde 10,8 pay ile ilk sırada geliyor. İngiltere, İtalya, Rusya Federasyonu, Fransa, BAE önde gelen diğer ülkelerdir. İstanbul’un sektörel ihracat rakamlarına bakıldığında, 2009 yılında “Sanayi” ihracatının 41,4 milyar dolar ve yüzde 90,4 oran ile en büyük paya sahip olduğu görülüyor. “Sanayi Mamulleri” ihracatından aldığı yüzde 7 pay ve 2,3 milyar dolar ile “Makine ve Aksamları Sektörü”, hazır giyim ve konfeksiyon, demir çelik ürünleri, taşıt araçları yan sanayi, elektrik ve elektronik sektörünün ardından geliyor.

MAKİNE İHRACATIN DA 1. İL
TÜİK verilerine göre 84. fasıl olarak tanımlanan makine ve aksamları sektöründe İstanbul’un ihracatı 2008 yılında 4.486 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 2009 yılında yüzde 16 oranında azalma kaydedildi ve 3.755 milyar dolar olarak kayda alındı. 2010 yılı 10 aylık dönemde ise 3.369 milyon dolara ulaştı. Diğer taraftan, Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği iştigal alanında yer alan GTİP’ler bazında 2009 yılında sırasıyla endüstriyel klimalar ve soğutma makineleri, pompalar ve kompresörler ile inşaat ve madencilikte kullanılan makineler en fazla ihracat yapılan ürün gruplarıdır. Bununla birlikte, tarım ve ormancılık makineleri ile inşaat ve madencilikte kullanılan makineler aksam ve parçaları ihracatında gerileme görüldü. 2009 yılında İstanbul’un makine sektörü ihracatında yer alan ilk 10 mal grubu içinde endüstriyel ısıtıcılar ve fırınlarda yüzde 11 oranında, gıda sanayi  makinelerinde yüzde 5,9 oranında artış gerçekleşirken diğer alt mal grupları ihracatında gerileme görüldü. Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği iştigal alanı itibariyle İstanbul 2009 yılı makine ihracatında 2.358 milyon dolar ve yüzde 42,1’lik pay ile 1. önemli il konumunda olup, bu sektörde İstanbul’dan ihracat yapan firma sayısı 7311’dür. 2010 yılı 10 aylık dönemde ise İstanbul’dan makine sektörü ihracatı 2.097 milyon dolar olarak gerçekleşti.

“İŞYERLERİNİN YÜZDE 35’İ İSTANBUL’DA”
İstanbul Sanayi Odası Başkanı C. Tanıl Küçük; makine sanayisinin, ülkelerin kalkınma hedefleri üzerinde belirleyici, önemli ve öncelikli bir sektör olduğunu söyledi. Başkan Küçük: “Sektör, ürettiği yatırım ve ara malları ve sunduğu hizmetler bakımından bütün önemli sanayi kolları ile stratejik işbirliği içindedir. Makine sanayinde güçlü olan ekonomiler, imalat sanayinde de diğer ülkelere göre ayırıcı üstünlüğe sahip oluyorlar. Ülkemizde, makine sektöründe son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildi. Kentimiz İstanbul bu gelişmede öncü bir rol oynadı. İstanbul; makine sektörünün merkezi konumundadır. Elimizdeki son verilere göre Türkiye genelinde makine ve teçhizat sektöründe faaliyette bulunan işyerlerinin yüzde 35,7’si İstanbul’da bulunuyor. Sektörde çalışanların yüzde 32,9’u İstanbul’da istihdam edilirken, sektörün toplam cirosunun yüzde 42,4’lük kısmı da İstanbul’da yaratılıyor.
Bu veriler çerçevesinde, makine ve teçhizat imalatı sektörü, çalışanlar sayısı ve ciro bakımından İstanbul’da, hazır giyim ve tekstil sektöründen sonra üçüncü sıradaki sektör olarak karşımıza çıkıyor. Odamızın 2010 yılında yayımladığı “İmalat Sanayinin Temel Göstergeler Açısından Yapısal Analizi” çalışmasında ise, makine sektörünün,  ekonomik katkı, katma değer, ihracata odaklılık, üretim ve istihdam gibi göstergeler açısından genel imalat sanayi ortalamalarının üzerinde olduğu görülmektedir. Ekonomiye yaptığı katkı ve yarattığı katma değer açısından böyle yüksek potansiyeli olan bir sektörümüzün gelişmesi hem İstanbul hem de ülke ekonomimiz açısından son derece önemlidir. Ayrıca, makine sektörümüzün gelişmesi, sanayimizde ve ihracatımızda hedeflediğimiz bilgi ve teknoloji içeriği ve katma değeri yüksek üretim yapısına geçiş açısından da önem taşımaktadır.”

“MAKİNE SEKTÖRÜNE ÖZEL ÇALIŞMA YAPTIK”                 
Başkan Tanıl Küçük; İstanbul Sanayi Odası’nca şu an yürütülen ve başlanması planlanan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Küçük: “Odamızın yürüttüğü çalışmalar, sanayimizin uluslararası rekabet gücü kazanmasına ve ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmak olarak tanımlayacağımız iki temel amaca hizmet ediyor. Bu çerçevede, hizmetlerimiz, esas itibarıyla, sanayimizin  genelini, sektörlerimizin tümünü hedef alıyor Ancak, zaman zaman, sektörlerimize özel çalışmalarımız da oluyor. Bunlardan önemli bir tanesi, 2001 yılından bu yana yürüttüğümüz, AB’ye Tam Üyelik Sürecinde İSO Meslek Komiteleri Stratejileri  Geliştirilmesi Projesi’dir. Projemiz kapsamında sektörel raporlar hazırlanıyor. 2010 yılında yayımlanan, altıncı raporumuzda, makine sektörümüz ele alındı ve raporumuzda, makine sektörümüzün güçlü ve zayıf yönleri ve gelişmesi için yapılması gerekenler kapsamlı bir şekilde analiz edildi.” Makine sektörünün Türkiye’nin her bölgesinde gelişmeye açık olduğunun altını çizen C. Tanıl Küçük, sahip olduğu nitelikli eleman sayısı ve pazara yakınlığı göz önüne alındığında İstanbul’un en büyük avantaja sahip il olduğunu belirtti. Küçük: “Öncelikle, ekonomiye katkı potansiyeli düşünüldüğünde, makine sektörümüzün ülkemizin her
bölgesinde gelişmesinin önemli olduğu açıktır. Ancak, İstanbul’un bir metropol olarak, işgücü piyasası, özellikle de nitelikli  eleman ve pazara yakınlık açısından makine sektörümüzün gelişmesine daha uygun bir ortam sunduğu açıktır. Diğer taraftan, bizler, her zaman bölgesel ve sektörel teşviklerin altını çiziyoruz. İstanbul için orta ve uzun vadede öngörülen, temiz teknolojili, yüksek katma değerli sanayi yapısı göz önüne alındığında, bu tanıma uygun düşen sektörlerden biri olan makine sektörümüzün İstanbul bölgesinde, özel olarak teşvik edilmesi gündeme gelebilir. Makine sektörü raporumuzun bulgularından da faydalanmak istiyorum. Raporumuz kapsamında, sermaye yetersizliği, ölçek ekonomisinden uzak işletme büyüklükleri, dışa bağımlılık, teknoloji yatırımı ve Ar-Ge, markalaşma, dağıtım ağı, nitelikli eleman temini gibi alanlardaki eksiklikler, sektörün temel sorunları olarak tespit edildi.

“DÖRT STRATEJİ GELİŞTİRDİK”
Başkan Tanıl Küçük, makine sektörü raporuna bağlı olarak belirledikleri vizyon hakkında da şunları söyledi: “Vizyonumuz, “orta ve yüksek teknolojiye dayalı ürünlerle uluslararası yüksek rekabet gücüne sahip bir makine sanayi olmak” şeklinde benimsendi. Bu vizyon temelinde de dört stratejik amaç geliştirildi. İlki; özgün, kaliteli, katma değeri yüksek, uluslararası pazarlarda bilinen ve aranan makine ve teçhizat üretimini gerçekleştirmektir. İkincisi, ülkede istihdam yaratılmasına katkıda bulunmak, üçüncüsü hızla
gelişen teknolojilere sahip olmak ya da geliştirerek uluslararası düzeyde Ar-Ge yapar duruma gelmektir. Dördüncü stratejik amaç ise güçlü, güvenilir ve ekonomik ölçeği yakalamış makine ve teçhizat imalatçısı olmaktır. Bu bağlamda, makine sektörümüzün ihtiyaçlarına cevap veren insan kaynağının yetiştirilmesi, rekabetçi finansman olanaklarının sağlanması, verimliliğin artırılması,
sektöre özgün destekleme politikalarının devreye girmesi, hedef ülkelerde Türk malı imajının geliştirilmesi, üründe yüksek kalite, müşteriye özgünlük yani, müşteri odaklı anlayışa ve yenilikçiliğe daha fazla önem verilmesi, kurumlar arası işbirliğinin, özellikle de üniversite sanayi işbirliğinin gelişmesi, makine sektörümüzün gelişimi bakımından öncelik arz eden alanlar olarak karşımıza çıkıyor. Makine sektörümüzün, hem İstanbul’da hem ülkemiz genelinde gelişebilmesi için, eksikleri giderici ve benimsenen vizyonda ortaya konan hedeflere ulaşmayı mümkün uygulamaların hayata geçmesine ihtiyaç var. Bu noktada da hem kamuya hem de özel sektöre ayrı ayrı görevler düşüyor ve iki kesim arasında sağlam bir işbirliği zeminin geliştirilmesi gerekiyor.”

MAKİNE OSB YÜKSEK TEKNOLOJIYI HEDEFLIYOR
Makine OSB; İstanbul ve yakın çevresinde faaliyet gösteren Makine İmalat ve Sanayicileri ile Makine Yan Sanayi ve Elektrik-Elektronik Sanayi’sini bir alanda toplayarak organize etmek ve Türk Makine Sanayi’sine yeni bir güç yaratmak amacıyla kuruldu.
Bölge, yüksek teknoloji gerektiren sanayi makinelerinin geliştirilmesinde öncülük yaparak on binlerce kişiye istihdam imkanı yaratmayı hedefliyor. Yılda yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilecek olmasının yanında, yerli sanayi makineleri üretimini arttırarak sanayi makineleri ithalatı için ödenen milyarlarca dolarlık maliyetlerin azaltılması ile önemli bir döviz tasarrufu sağlanacak. Projenin hayata geçmesi ile birlikte Türkiye sanayileşmesinin önü açması ve sanayi makinelerinin gelişmesinde lokomotif görevini üstlenmesi bekleniyor. Bölgenin, ülkemiz adına da yüksek katma değer sağlaması hedefleniyor. Bölge Özel Hukuk Tüzel Kişisi olup Statüsü İHTİSAS Organize Sanayi Bölgesi’dir. Kocaeli - Gebze IV İstanbul Makine ve İmalat Sanayicileri Organize Sanayi Bölgesi adı altında tescil edilen bölge, bir Makine İhtisas Sanayi Bölgesi olarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca 27.03.1998 tarihinde Gebze ve Yakın Çevresi Çevre Düzeni Nazım İmar Planında “Organize Sanayi Bölgesi” olarak onanmış bulunuyor. Organize Sanayi Bölgesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nezdindeki sicil defterinde “89” sicil numarası ile kayıt ve tescil edildi.

İOSB MÜTEŞEBBISLERIYLE BÜYÜYOR

Türkiye sanayini oluşturan işletmelerin ekonomik ölçekleri ve üretime katkıları, çağdaş sanayi ölçekleri dışında bulunuyor. Toplam 270 bin imalat sanayi işletmesinin 269 bini (yüzde 99,5’i) KOBİ işletmesi olarak; Türkiye sanayinde 4,5 milyon çalışandan
3 milyonu KOBİ’de istihdam ediliyor. Bu rakamlar ışığında İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’ne bakıldığında, 27.301 işletmenin İOSB sınırları içinde faaliyet gösterdiği görülüyor. İOSB’den alınan bilgilere gore, genelde 210 bin çalışan, KOBİ’lerde çalışanların ise yüzde 7’si İOSB’de faaliyet gösteriyor Türkiye sanayinin ürettiği katma değer; GSMH’nın yüzde 40’ını (264 milyar dolar/yıl) oluşturuyor.İkitelli OSB kaynaklarından alınan bilgilere gore ise bölgenin ürettiği yıllık katma değer 6 milyar doları buluyor. İOSBTürk sanayisinin ürettiği katma değerin yüzde 2.22’sini üretiyor. Türkiye sanayisi, kapasitesinin yüzde 70’ini kullanarak bu katma değere ulaşıyor. KOBİ kapsamındaki firmalar, 50 milyar dolarlık sabit sermaye ile 105 milyar dolarlık katma değer üretirken, İOSB KOBİ’leri Türk KOBİ’lerinin ürettiği katma değerin yüzde 5.7 ‘sini üretiyor.. İOSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuri Konak; İOSB’nin müteşebbisleriyle birlikte kalkındığını söyledi. Konak: “Ülkemiz sanayi üretiminin önemli bir organizasyonu olan Birlik, Dayanışma ve Ortak akılda kendini her geçen gün artarak aşan İkitelli OSB; gerçekleştirdiği üretim, İstihdam ve katma değerleriyle çok çalışan ve dünyanın 5 kıtasında 100 ülkeye ‘’Made in Turkey (İOSB)’’ markasıyla yayılan müteşebbislerimize ve onları bir ara getiren Sanayi Siteleri yönetimlerine çok şey borçluyuz. Birlik, dayanışma ve ortak akılda hedefimize ilerlediğimiz projelerimizle bölgemiz ardı ardına eksiklerini gidererek örnek bir OSB ve iş yaşam merkezi olma yolunda ilerliyor. “