Ağır sanayiden evlerde kullanılan basit aparatlara kadar, hemen hemen her sahada kullanılan eşyaların kaplanmasına yönelik olan kaplama ve boyanın ülke ekonomimize katkısı büyüktür.


İmalatta son aşama

Makine imalatının son aşaması olarak tanımlanabilen kaplama işlemi, makine parçalarındaki aşınmaların önlenmesinde yüzey kaplama yöntemlerinden önemli oranda yararlanılmasını sağlar. Makine tasarımlarında üretim teknolojisi, maliyet, performans gibi kriterler değerlendirildiğinde kaplamalı yüzeylerin çoğu kez vazgeçilmez oldukları görülür. Kaplama işlemi; yüzeyin korunması,kayma ve aşınma direncinin arttırılması, görsel etki, pasa karşı korunması ve makinenin ömrünün uzatılması gibi faydalar sağlar. Daha önce kaplanmış makine parçaları kullanım esnasında zamanla aşındığında ya da yüzey özelliğini yitirdiğinde, mevcut kaplama kaldırılıp yeniden kaplanabilir. Bu da yeni parça üretim gereksinimini ortadan kaldırdığı için zaman ve para tasarrufu sağlar. Ayrıca eski parça yeniden kullanılmış olur. Bu sayede yedek parça stok maliyeti azaltılır. Demir, pirinç, bakır gibi ana alt metallerin nikel, krom, çinko, kadmium gibi metallerle kaplanmaları günümüzde artık olağan hale geldi. Bunu yaparken uygun kalite ve ucuza mal etme ülke ekonomimiz yönünden çok önemlidir. 1910’lu yıllarda nikel kaplamalarla ilgili başlayan çalışmalar ilerleyen zaman içerisinde çeşitli gelişmelere uğramıştır.

Metallerde “sert krom kaplama” şart
Endüstriyel ortamlardaki çalışma şartları ve koşulları metalleri aşındırır. Metal yüzeylerin aşınmaya karşı dayanıklılığını arttırmak ve yüzey kayganlığı sağlamak için metal yüzeyin krom elementi ile kaplanması işlemine “sert krom kaplama” adı verilir. Sert krom kaplama; bakır, pirinç, alüminyum, çinko, zamak ve benzerleri için en iyi çözüm yoludur. Özellikle uzun çelik parçaların ısıl işlemle sertleştirme esnasında eğilme ve çarpılma gibi şekil değişikliğine uğrama tehlikesi vardır. Bu gibi parçaların yüzeyine sert krom kaplama ile yüzey sertliği verilir. Sert krom kaplama hem kaplama kalınlığı, hem de diğer özellikleri bakımından dekoratif krom kaplamadan farklıdır ve sadece endüstriyel uygulamalar için kullanılır. Sert krom kaplama; sık dokuludur, korozyona ve kimyasallara karşı dayanıklıdır. Serttir, sürtünmeye karşı çok dayanıklıdır, bakımı kolaydır. Uygulama sıcaklığı düşüktür. Korozyona, kimyevi etkilere ve yüksek ısıya (1810 ºC) dayanıklıdır, renk değiştirmez, kaynak yapılabilir. Hasara neden olmadan yüzeyden sökülür, tekrar krom kaplama yapılabildiği için uzun ömürlü ve ekonomiktir. Düşük yüzey pürüzlülüğüne sahiptir, hızlı ve kaliteli üretimi sağlar. Diğer sertleştirme metotlarındaki gibi deformasyona neden olmaz.  

Kaliteli imalat için “silindirik taşlama”
Taşlama, kesme kısımlarının geometrisi belli olmayan abrasif malzemeden yapılmış takım ile talaş kaldırma işlemidir. Taşlama, tornalama, frezeleme, planyalama veya vargelleme işleminden sonra, imalat ve yüzey kalitelerini iyileştirmek için uygulanan nihai işlemdir. Yüzeyleri sert krom ile kaplanmış veya kaplanmamış silindirlerin boyutlarının, taşlanarak toleranslara uygun hale getirilmeleri gerekir. Kaliteli bir imalat, sadece boyutları toleranslara uygun hale getirilmiş silindirlerle gerçekleştirilebilir. Ayrıca standartlara uygun bir sert krom tabakası oluşturabilmek için de kaplanacak yüzeydeki çatlak, gözenek, delik, katmer ve pas gibi hataların kaplama işlemi öncesi taşlanarak yok edilmeleri gereklidir.

“Hassas taşlama” ile pürüzsüz yüzeyler
Taşlanmış yüzeylerin üzerinde geometrik eşitsizlikler, çizikler ve benzeri bozukluklar bulunur. Bazı üretim silindirlerinde bunları gidermek, gerilmeleri ve yanmaları bertaraf ederek yüzey bütünlüğünü yeniden oluşturmak gerekir. Yüzey kalitesini iyileştirmek ve tam boyuta getirmek için özel abrasif malzeme kullanılarak yapılan bu çok ince talaş fonksikaldırma yöntemleri, honlama, hassas taşlama, lepleme, parlatma gibi işlemlerden meydana gelir. Sadece yüzey kalitesinin iyileştirilmesi istenen yüzeylere uygulanan hassas yüzey işlemlerinden biri olan hassas taşlama (parlak taşlama) işlemi, taşlama işleminden sonra yapılır. Bu nedenle elde edilen yüzey kalitesi, taşlama işleminin kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. Ve bu kalite yüzey pürüzlülük değerleri (Ra, Rz, Rt, Rmax) ölçülerek tespit edilir.

Tarım makinelerinin korunma yöntemleri
Tarım alet ve makineleri gerek yapısal, gerek çalışma ortamları açısından genel makinelerden ayrılmasına karşın, özde yapı malzemeleri açısından aralarında pek fark bulunmuyor. Genel makine kullanım alanlarından farklı olarak özellikle bulundukları ve çalıştırıldıkları ortamlarda tarım alet ve makinelerinin sürekli korozif etki içinde olmaları bilinen bir gerçektir. Toz, toprak, yağmur, çamur ve güneş altında çalışan makinelerde dış etkilere karşı gerekli konstrüktif çözümler uygulanmış olsa bile bünyesinde bulunan malzemelerin korozyona uğraması beklenen bir sonuçtur. Tarım alet ve makinelerinde metalik yüzeylerin korozyondan korunmasında en çok kullanılan yöntem boya ile koruma yöntemidir. Temelde bağlayıcılar, pigmentler ve çözücülerden oluşan boyaların bünyelerine eklenen katkı maddeleri ile fonksiyonel yetenekleri arttırılabilmektedir. Özde boyalar korozyon açısından bakıldığında; geçirgen olmaması, frenleyici özellik göstermesi ve katodik koruma sağlaması yönünden tercih nedeni olmuştur. Boyama işleminin başarılı olması; metale ve ortama en uygun boyanın seçimine, metal yüzeyinin iyi hazırlanmasına, uygulama yönteminin doğru seçilmesine, uygulama koşullarının uygun olmasına bağlıdır.  

En çok püskürtme yöntemi tercih ediliyor
Tarım alet ve makineleri imalatında daha çok püskürtme yöntem tercih edilmekte, daldırma yöntemi de ancak küçük parçaların boyanmasında kullanılmaktadır. İmalatçıları genel yapılarından dolayı imalatta tek katlı boya uygulaması yapılmakta, bir başka deyişle astar boya uygulaması yapılmamaktadır. Oysa korozyona maruz kalan tüm tarım alet ve makinelerinde çok katlı boya uygulaması yapılması zorunludur. Çok katlı boya uygulaması üç aşamada yapılmaktadır. Birinci aşamada korozyona karşı asıl korumayı yapan primer tabaka katmanı oluşturulur. Ayrıca primer katmanın yüksek iç mukavemette ve uygun esneklikte olması gerekmektedir. İkinci aşamada ara katman oluşturulur ki, bu katman toplam kaplama kalınlığının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu tabaka yüksek kimyasal dirençte, su buharı geçişini engelleyici yapıda, elektriksel dirence sahip ve çok iyi yapışabilme özelliğinde olmalıdır. Son katman ise örtü tabakasıdır ve kaplama sistemini koruyucu, temasta olunan ortam ya da ortamlara ilk engel olmalı ve görünüşü de oldukça iyi olmalıdır.

Metal sektöründe “mangan fosfat kaplama” yaygın
Mangan fosfat, metal sektöründe genelde yağlı ortamda çalışan hareketli parçaların kaplamasında kullanılır. Mangan fosfat kaplanan metal parça koruyucu yağı bünyesine alarak uzun süre tutar. Bu sayede metal parçaların sürtünme kat sayısı düşerek aşınmaları engellenmiş olur. Silah, otomotiv, dişli ve makine sanayinde kullanımı oldukça yaygındır. Mangan fosfatlama demir, çelik ve döküm parçalar için uygun bir kaplama yöntemidir. Koruyucu çinko fosfat gri, mangan fosfat siyah renkte bir kaplama yapar. Mangan fosfat kaplanmış parçalar durulama banyosuna girer. Ardından koruyucu yağ banyosuna alınarak yağ ile muamele edilir. Koruyucu yağ, mangan fosfat kristalleri arasına girerek metali korozyona karşı dayanıklı hale getirir. Mangan fosfatlama sonucunda parçalar koyu gri-siyah arası bir renk alır. Ayrıca mangan fosfat ile kaplanan parçalar yüksek basınç ve sıcaklığa dayanıklı hale gelir.

 

Erkan Afacan
Genel Müdür

Elkap Elektrolitik Kaplamacılık
ve Makine Sanayi
“Kaliteyi üst seviyede tutmak, en
mühim konuyu oluşturuyor”
“Türkiye’de imalat yapmak zordur. Yurt dışında imalat yapmak ile Türkiye’de imalatçı olmak arasında büyük farklılıklar var. Bu farklılıkların esasında döviz politikasından vergilendiremeye kadar uzanan hükümet politikası geliyor. Maliyetleri aşağı çekmek ise önemli bir konu. Zaten bu sektördeki pazar çok büyük değil. Elkap olarak bizim faaliyet alanımız çok geniş. Savunma sanayisinden demir çelik sanayisine uzanan bir alanda kaplama yapıyoruz. Alanımız geniş ama yine de pazar sınırlı. Bu sektörde faaliyet gösteren firmalar arasında alanı en geniş olan firmalardan biriyiz. Bu bizim teknik özelliklerimiz ve Ar-Ge’ye verdiğimiz önemle ilintili. Biz 2000’li yıllara dek Ar-Ge için bütçemizin yüzde 50’sine varan bir kaynak ayırıyorduk. Bu çok ciddi bir rakamdır. DuPont firmasının dünya çapındaki fabrikalarının tedarikçisiyiz. Geçtiğimiz yıllarda kendi özelimizde ihracat hamlelerimiz de oldu. İngiltere, Endonezya gibi ülkelere ihracat yaptık. Şu an için buna de vam etmiyoruz. Bu sektörde fuarların pek de önemli bir geri dönüş sağladığını düşünmüyorum. Bizim tanınma ile ilgili bir problemimiz yok. Bizim problemimiz yüksek maliyet rakamları ve piyasadaki kalite düşüklüğüyle ilgili. Denetimler, çok doğru ve yeterli yapılmıyor. Kontrol mekanizmasının yeterince sağlıklı işlediğine ve caydırıcı olduğuna inanmıyorum. Bazı firmalar yapamayacağı işin ihalesine girip olmayacak fiyatlar veriyorlar. Zaten ihracat açısından bizi sıkıntıya düşüren bir yüksek değerli TL durumumuz var. Kalite yükselince fiyat artmalı, bu normal. Ama Çin aynı malı 5 kuruşa yaparken biz neden 5 TL’ye yapıyoruz? Bu kadar fark olmamalı. Mesela Hindistan’dan ne farkımız var? Aynı işi yapıp daha değerli parayla satış yapamayız. Paranın değeri düşürülmeli ki, ihracat yapılabilsin. Son zamanlarda TL’nin değeri aşırı bir artış gösterdi, bu da imalat maliyetlerini arttırdı. Maliyetleri yükselten de vergilendirme politikasıdır. Bizim sektörümüze herhangi bir devlet teşviki bulunmuyor. Aslında ihracat politikası yüksek bir sektör. Ancak devlet politikası bu yönde ilerliyor. Kaliteyi üst seviyede tutmak, en mühim konuyu oluşturuyor. Ne devlette, ne de özel sektörde, kaliteli üretim için yeterli yaptırım ve uygulamaların olmadığını görüyoruz. En acımasız, en katı kontrol sistemleri kurulmalı ve kalitesiz üretime hiçbir şekilde geçiş verilmemeli. İhaleler açılıyor ve kimi firmalar yapamayacağı iş için düşük teklifler veriyor. Bu da balon, topal bir serbest piyasa oluşmasına yol açıyor. Ortada sadece rakamlar var, performans yok. Başkasının ucuz fiyat önerisiyle kaptığı iş; ancak iki ay dayanırken o işi siz yapsaydınız en az on ay dayanacaktı. Ama kalitesiz üretim firma sizin verdiğiniz teklifin yarısını verip işi kapıyor. Kalitesizlik buradan başlıyor. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Bu işi Amerika’da yapıyor olsaydım, ihya olurdum.”

 

Dağhan Erkavun
Polikim Metal
Yüksek Bilgisayar Mühendisi Genel Koordinatör
“Gayri nizami çalışan merdiven altı
en önemli sorun”
“Kaplama ve boyama sektörü içerisinde metal kaplama konusunda uzmanlaşmış kadrosuyla farklı sektörlere çözüm ortağı olan firmamız, sanayinin son işlemi olarak nitelendirilen metal üzerine koruyucu kaplamalar sunarak müşterilerinin ürünlerine koroziv ortamda avantajlar sunuyor. Bahsi geçen sektörde döneminin duayenleri ile rotasını çizmiş bir firma olarak en önemli sıkıntımız eğitimsiz ve gayri nizami çalışan merdiven altı şeklinde tabir ettiğimiz firmalarla mücadele etme veyahut karşılaştırılmaya maruz kalmaktadır. Piyasadaki intiba daldırıp çıkartma şeklinde çok basite indirgendiği; fakat olayın bir bütünleyici olarak ürüne kimlik kazandıran ve ürünü en önemlisi son kullanıcı nezdinde vitrine çıkaran bir unsurla pazarlama strajesinin bir parçası konumundadır. Sektöre hem otomatik, hem de manuel sistemle hizmet vermek zaruri konuma gelmiştir. Her iki sistemin de kendine göre avantajı ve dezavantajı vardır. Sektörün bir diğer sorunu ise arıtma tesislerinin tahsisi ve bu konuda bertaraf edilmesinde devlet teşvikleridir. Yurt dışında bu tip atıkları bir değer karşılığı ile alınması görülmektedir. Çevresel faktörlerin değerlerin üstüne çıkması engellenmeli ve bu konuda danışmanlık yapılması gerekmektedir. Fiyat farklılaştırılmasında da sorunlar gözükmekte, emek yoğun süreçte yapılan işçiliklerin yadsınamayacak kadar değerli olduğu bilinmeli ve kaliteli ürün almak için işin layıkıyla yapılması sağlanmalıdır. Bu bağlamda test ekipmanları ve ürüne özel tecrübe çok önemlilik arz etmektedir.”

 

Ahmet Güneşoğlu
Güneş Boya
Genel Müdür
“Sektör yeniliğe açık değil”

“Yerel pazardaki deneyimlerini kısa zamanda ulusal pazara çıkaran Güneş Boya, her türlü metal ve makinenin elektrostatik boyamasını yaparak, boyama işlemlerinde Qualicoat belgeli boyalar kullanarak hizmetlerini güvence altına almıştır. Son dönemde değişim, teknoloji ve yenilikleri göz ardı etmeden müşterilerimize daha kaliteli bir hizmet sunmak adına otomatik kumlama makinesi ile güvencemizi daha da arttırmış bulunmaktayız. Türkiye’de faaliyet gösteren kaplama ve boyama sektöründeki firmaların yaşadığı sıkıntılar; yeniliğe açık olmayan ve işlerinde gereken önemi göstermeyen firmaların bulunmasının sebep olduğu görüşündeyiz. İnsanların kaliteyi seçmelerinin, iyi olanı tercih etmelerinin bu sıkıntıyı ortadan kaldıracağına inanmaktayız.”