MEYER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan’ın geçtiğimiz sayımızda yayınlanan ‘Test ve Doğrulama Dünyası-1’ isimli makalesinin ikinci bölümü; belgelendirme/sertifikasyon işlemlerinden ülkeler ve ürün markalarına dair...

Ticareti Sürtünmesiz Kılan Enstrümanlar
Yakın tarihlerde ülkemizde, üçüncü tarafı olmayan bir uygunluk onay platformu üzerinden ticaret yapılırdı. Kamu üretir, kamu onaylardı. Bugün ülkemizin uygunluk onay platformunda kamu kadar özel sektör de yer almıştır. Ancak 1980 sonrasında kamu odaklı uygunluk onay süreçlerine yabancı onay kuruluşlarının da yavaş yavaş devreye girdiğini görüyoruz. Türkiye iç içe girmiş üçlü onay mekanizmasına 2001 yılına kadar sahip olamamıştır. 1980 sonrası ihracatta üçüncü taraf onayları için yabancı kuruluşların artan payı dikkatleri çekmiştir. Bu pay yabancı kuruluşların lehine büyümesine devam etmektedir. Yabancı kuruluşların ülkemiz uygunluk pazarına egemen olması, özel sektörün desteksiz kalmasındandır. Hala ülkemizde üçüncü taraf özel sektör kuruluşları arzu edilen kapasite ve cesamete ulaşamamıştır. Henüz yeni çekirdeklenen bu kuruluşların korunmaya ve kollanmaya ihtiyaçları vardır.

Karşılıklı Güven
Güven; ekonomik faaliyetleri geliştiren en önemli dinamiktir. Ülkeleri rekabetçi kılan temel parametre, ürünlerine yönelik müşteri kesiminde oluşan bilinçtir. Küresel ekonominin temel taşı, güvenin güvencesi olan üçüncü taraf hizmetlerdir. Üçüncü taraf hizmetlerine topluca uygunluk değerlendirme hizmetleri diyoruz. Bu hizmetler karşılıklı güvenin teminatı olup, hizmeti ifa eden kuruluşların tarafsız ve yeterli donanıma sahip olması gereklidir. Endüstriyel kalkınmanın en önemli enstrümanlarından biri standartlardır. Standardizasyon; belirli bir faaliyetten ekonomik fayda sağlamak üzere, bütün ilgili tarafların katkı ve iş birliği ile belirli kurallar koyma ve kuralları uygulama işlemidir. Standartlar karşılıklı güvenin anahtarı konumundadır. Standartlar ticaretin olduğu kadar kaliteli üretimin adeta ön koşuludur. Yakın tarihlere kadar standartlar ulusal ekonomiyi ve endüstriyel alt yapıyı korumak için adeta bir tür engel olarak kullanmıştır. Geçen süre içinde özellikle ‘ISO: Uluslararası Standardizasyon Organizasyonu’ altında birleşen ulusal standardizasyon örgütleri, dünya ekonomisini geliştirecek şekilde yerel ve bölgesel özelliklerini terk etmiş adeta küresel bir nitelik kazanmıştır. Standartlar da kendi aralarında; ürün, proses ve yönetim sistemi odaklı olmuştur. Hatta yönetim standartlarında hızlı bir artış yaşanması özellikle küresel rekabette yönetimin önemini görünür kılmaktadır. Ticarette güveni oluşturan standartlar zorunlu ve gönüllü olmak üzere ikiye ayrılır. ISO 9000 gibi bir konsensüs esasına göre hazırlanıp uygulanan bu standartların uygulama zorunluluğu yoktur. Devlet veya topluluk resmi organları tarafından hazırlanan standartlar ise zorunlu standartlar kategorisinde olup uygulanması gerekli olan standartlardır. Zorunlu standartlar kamu yararını gözetmek amacı ile hazırlanmaktadır.

Belgelendirme / Sertifikasyon
Laboratuvar hizmetinin, muayenenin, ürün, sistem veya personelin belirli bir standart veya teknik düzenlemeye uygun olduğunun yazılı olarak üçüncü taraf (bağımsız) bir kurum veya kuruluş tarafından belirlenmesi faaliyetidir. Bir ürünün, sürecin veya sistemin standardına uygunluğunu belgeleyen dokümandır. Standarda uygunluk gönüllülük esasına göre belgelendirilmektedir. Ancak özellikle AB tarafından geliştirilen ürün uygunluk alt yapısında standartlar yerine AB Direktifleri- Yönetmelikler egemendir. AB Ürün Uygunluk mevzuatının temeli AB Ürün Yönetmelikleri’dir. Bu bakımdan AB pazarında ürün uygunlukları, bir bakıma ürünlerin standartlara değil; fakat yasalara uygunluklarını ifade etmektedir. Standartlara uygunluğu kanıtlayan belgeler gönüllü sertifikalar olup, sadece standart ve düzenlemelere uygunluğu kanıtlar, ancak yasalara uygunluğu kanıtlayan belgeler ise yasalara uygunluğu doğrular. Ürünlerin AB yasalarına uygunluğunu doğrulama yetkisi AB Komisyonu’nca verilir. CE işaretini kanıtlayan beyanname bir zorunlu belgedir. Bu beyannameyi verebilen kuruluşlar bir bakıma teknik noterler gibidir. Teknik noterlik kavramı sadece AB üye ülkelerinde bulunmaktadır. Bu süreci gerçekleştiren kuruluşlara ‘onay lanmış kuruluşlar-notified body’ adı verilmektedir. 1/95 AB Ortaklık Anlaşması ile getirilen AB teknik müktesebatına uyumluluk koşulu iç pazarımızı tam on yıl yabancı onaylanmış kuruluşların oyun alanı haline getirmiştir. Henüz AB’ye yeni üye olan ülkeler bile ülkemizden evvel AB Yasaları’na uygunluk onay yetkisi almış, sanayicimiz uzun bir süre bu kuruluşların elinde kalmıştır. 2005 yılından itibaren yerli kuruluşlarımız da bu kervana katılmış, CE sürecinin ucuna yerleşebilmiştir. AB Ürün Yasaları’na uygunluğu sembolize eden CE işaretini henüz iş dünyamız yeterince tanıyamamıştır. Birçoğu hala CE işaretini bir kalite markası olarak görmekte, sorumluluklarını düşünmeden ucuzu aramaktadır. CE bir yasal uygunluk işareti olup her durumda imalatçıyı bağlamaktadır. Bu konuda, yetkin otorite ve belgelendirme kuruluşları tarafından daha yoğun bilinçlendirme eğitimleri verilmeli, bu eğitimler ulusal otoritelerce desteklenmelidir. Belgelendirme platformu aşağıda şekillendirilmiştir:

Belgelendirme Platformu
Üçüncü taraf hizmetleri ülkemizde henüz yeni şekillenmektedir. Bu hizmetlerin maliyeti yüksektir. Uygunluğu doğrulamak amacı ile testler, kontrol ve ölçümler yapılmaktadır. Bu alanda çalışan personelin deneyimli ve bilgili olması gereklidir. Test ve kontrol gereçleri de pahalıdır. Milyon usd mertebelerinde analiz ve test cihazları vardır. Bu cihazların sürdürülebilirliği de pahalıdır. Her yıl bu cihazların kalibrasyonu yapılmalıdır. Kalibrasyon maliyetleri oldukça yüksektir. Test ve kontrol alt yapısının kurulması ve işletilmesi çok zor olduğundan genellikle yabancıların elinde bulunmaktadır. Ülkemizin 2023 vizyonu için test ve belgelendirme alt yapısı kritik alt yapılardandır. Hükümetimiz, kritik alt yapılara yönelik koruyucu önlemleri almak durumundadır. Kamu odaklı uygunluk onay alt yapısında muazzam laboratuvar yatırımları yapılmıştır. Bu laboratuvarların birçoğu atıl durumdadır. Benzer tarzda üniversiteler de atıl laboratuvar yatırımları yapmaktadır. Bu yatırımlar ulusal çıkarlarımızı değil bireysel egoları tatmin etmektedir. Kamu laboratuvarları ya aktifleştirilmeli veya özelleştirilerek ekonomiye kazandırılmalıdır. Bu olumsuzluklara rağmen hala kamu odaklı laboratuvar yatırımlarını görmek üzüntü vermektedir.


Ülkeler ve Ürün Markaları

Kuzey Amerika’daki tüketiciler ve işler, güvenilir kaliteli ürünlere ihtiyaç duymaktadır. Hem Amerika, hem de Kanada hükümetleri bu tip özel ürünlerin piyasaya arz edilmeden önce regülâsyonları mutlaka yerine getirmesi zorunluluğu getirmiştir. makale Amerikan hükümetinin ürünlerin, ilgili standarda göre belgelendirebilecek ulusal olarak tanınan bir test laboratuvarına ihtiyacı vardır (NTRL). Kanada Standart Konseyi üreticilerin işaretleri kullanarak piyasaya uygunluğunu gösterebilmeleri için çoğu Amerikan standardını uyumlu hale getirmiştir. Aşağıda verilen örneklerin bazılarında, Amerika ve Kanada pazarlarında kullanması kabul edilen güvenlik işaretlerine yer verilmiştir.
• UL Uygunluk İşareti
• TUV Uygunluk İşareti
• CSA Uygunluk İşareti
Özellikle kazanlar ve basınçlı kaplar için ASME, hijyen için NSF ve sayısız ürün markaları Kuzey Amerika’da ticaretin anahtarı konumundadır. AB için ürün ticaretinin anahtarı CE işaretidir. AB ürünlerini bir pasaport olarak gördüğü CE markasına yönlendirir. CE kısaltmasının anlamı ‘Avrupa’ya Uygunluk’ tur. Bu terim EC işareti olarak kullanılmışsa da 93/68/eec direktifi ile CE işareti olarak değiştirilmiştir. Şimdi tüm resmi AB dokümanlarında CE işareti şeklinde ifade edilmektedir. Ürünün üzerindeki CE işareti üreticinin ürününü ilgilendiren AB’nin sağlık, güvenlik ve çevre korumaya yönelik yeni yaklaşım direktifleri olarak bilinen mevzuatı yerine getirdiğini gösteren bir deklarasyondur.

Yeni Yaklaşım Direktifleri: Yeni yaklaşım direktifleri ürünün uygunluğunu sağlaması gereken ‘zorunlu koşullar’ ve/veya ‘performans şartları’ ve/veya ‘performans düzeyi’ içermektedir. Harmonize standartlar birçok standart hazırlama ajansı tarafından oluşturulan teknik spesifikasyonlardır. Ürünün üzerindeki CE işareti hükümet mensuplarına ürünün kendi ülkelerindeki pazarlarına sürüldüğünü gösterir. Ürünün üzerindeki CE işareti AB pazarında serbest dolaşma hakkını elde ettiğini gösterir.
CCC Markası: Çin Cumhuriyeti tarafından geliştirilen zorunlu bir ürün markasıdır. Çin devleti 132 ürün kategorisini 19 grupta toplamış ve her grup için özgün bir belgelendirme yol haritası geliştirmiştir. Çin devleti ürünlere yönelik iki basamaklı bir kontrol sistemi uygulamaktadır. Birinci basamakta ithal ve ihraç edilen ürünlerin muhtevaları kontrol edilir. İkinci aşamada standart bir prosedür izlenerek ürün kalitesi kontrol edilmektedir. 1989 yılında geliştirilen bu sistem 2002’den itibaren CCIB işareti ile 47 kategoride toplanan ürünler için bu sürece uygunluk aranmaktadır. Elektriksel ürünler için toplam 7 kategori oluşturulmuş ve CCEE (Çin Seddi Markası) aranmaktadır. 1989 yılından itibaren geliştirilen bu markalar 2002 yılından sonra CCC markası olarak tek bir ürün markasına dönüştürülmüştür. Çin pazarının anahtarı CCC işaretidir.
GS İşareti:
Avrupa’da kullanılan gönüllü bir test işarettir. Ürüne iliştirilen ve 3’üncü tarafın ürününü güvenlik şartları açısında test ettiğini vurgulayan bir işarettir.
CB yapıları: CB elektrik ve elektronik ürünlerinin güvenlik test raporlarının kabulünde dünyanın ilk uluslararası sistemidir. CB katılımcı ülkeleri (şu anda 40’ın üzerinde ülke) arasında tüm üyelerin karşılıklı tanıdığı prensiplere dayanan çok yönlü bir anlaşmadır. Üretici organizasyonlardan birinin yayınladığı CB test raporunu kullandığında CB’nin çatısındaki diğer tüm üye ülkeler ulusal sertifikasyon elde edebilir. CB’nin yapısı, IEC standartlarını temel almaktadır. Bazı durumlarda üyelerin ulusal standartları IEC standartlarıyla tamamıyla harmonize olamamaktadır; bu nedenle ulusal farklılıkları diğer üyelere açıkça deklare edilirse buna izin verilir. CB yapısı, CB test sertifikalarının ürün numunelerinin başarıyla testten geçtiğini ve ilgili IEC standartlarının şartlarıyla uyumlu olduğunu beyan edilmesine ve ulusal farklılıkları çeşitli üye ülkelere deklare edildiğini gösterilmesine imkân verir. CB yapısının temel hedefi ulusal standartların uluslararası standartlarla harmonize olmasını teşvik ederek uluslararası ticareti kolaylaştırmaktır. Sistem katılımlı organizasyonlar arasındaki iş birliğini üreticileri ideal konsept olan ‘tek ürün, tek test, tek işaret’ konseptine bir adım daha yaklaştırmak amacıyla arttırır. CB yapısı uygulanmadan önce, üreticiler ürünleri için ülkelerin spesifik şartlara uygunluğunu sağlamak zorundaydı. Bu da birçok laboratuvar ve/veya sertifikasyon kurumu tarafından zorlu, zaman harcayan ve maliyetli süreçler içeren test ve belgelendirmeyi gerekli kılıyordu. Birçok ülke ürün güvenliğine yönelik işaretler geliştirmiştir.
GOST İşareti:
GOST, standardizasyon ve metroloji konularında faaliyet gösteren Rusya Federasyonu’nun ithal mallar için uygunluk sisteminin uygulamakla görevli devlet komitesidir. Rusya’ya ihraç edilen malların GOST-R işaretini taşıması gerekliliği 1994’ten itibaren zorunlu hale gelmiştir. GOST-R işaretini taşıyan ürünlerin ilgili standartlarla uyumlu olduğunu akreditasyonu olan bir belgelendirme kurumu tarafından bir GOST-R sertifikasının yayınlanmış olduğunu göstermektedir.
Arjantin IRAM
İşareti: IRAM, Arjantin’in standartlar enstitüsüdür. Arjantin pazarındaki elektrik ve elektronik ürünlerin, IRAM Resulution 92’ye, resmi uygunluk yasasına uyumlu olmak şartıyla IRAM güvenlik işaretini taşıması gerekmektedir. Uygunluk işaretini taşıması için üretim fabrikasında ürünün ilk muayenesi gereklidir. Lisans alındığında, lisansının statüsünü koruması için takip muayenesi gereklidir. IRAM lisansı ürünün regülâsyonlar ile uygunluğu sağlanması şartıyla sahiplerinin ilgili ücretleri ödediği sürece geçerlidir. IRAM Güvenlik işareti ulusal bir IRAM standardının veya IEC standardının güvenlik şartları ile uyumluluk esaslı olduğunu gösterir.