Ülkemizde ilk iklimlendirme uygulaması TBMM Binası, Ankara’da büyük sinema yapısı ve devlet hastanelerinin ameliyathaneleri ile doğdu. İlk proje yapımcıları ve tasarımcıları yabancılardır. Ancak bu dönemde Tokar’da...



İklimlendirme terimi çoğunlukla soğutma ve iç havanın ısı konforu için neminin alınması olarak bilinir. Daha geniş bir anlamda ısıtma, soğutma ve havalandırma veya havanın durumunu iyileştirmek için dezenfeksiyon işlemleri için kullanılır. Bir klima (AC veya Kuzey Amerika İngilizcesinde A/C, İngiliz ve Avustralya İngilizcesinde aircon) bir soğutma çevrimi kullanarak, çoğunlukla binalardaki ve taşıma araçlarındaki konfor için ortamdaki ısıyı çeken, bir aygıt, bir sistem veya bir mekanizmadır. Türkiye’de 1950’lerde klima ve soğutma sektörü hayat buldu. Türkiye iklimlendirme sektörü Avrupa ve dünyada önemli bir konuma sahiptir. Türkiye, dünya iklimlendirme sektöründe yüzde 2,5, Avrupa’da 13’lük pazar payına sahiptir. 2008’de 70 milyar dolar olan dünya toplam pazarı, global krizin etkisi ile 2009’da 63 milyar dolara kadar düşmüş, 2010’da 66 milyar dolar olmuştur. Ülkemizin pazar büyüklüğü ise 2008’de 1,9 milyar dolar; 2009’da 1,2 milyar dolar, 2010’da ise 1,5 milyar dolar olmuştur.

Türkiye’de iklimlendirme ısıtmayla başladı
1960’a kadar tesisat sektörü iklimlendirme açısından sadece ısıtmaya yönelikti. Birçok ev, iş yeri gibi binalardaki ısıtma sistemleri iklimlendirme sektörünün ilk yapı taşlarını oluşturuyordu. 1960’lar başında havalandırma- klima uygulamaları da başlayınca iklimlendirme sektörü ülkemizde boyut kazandı. 1970’ler ise ülkemizde iklimlendirmeye soğutmanın da eklendiği, klima santralı, soğutma grubu, fan coil gibi imalat ve uygulamaların başladığı zamandır. Bu dönemlere gelindiğinde iklimlendirme sektöründe yaşanan gelişmeler günümüzde gerçekleşen imalatın temellerini attı. Türkiye’de iklimlendirme sektörünün öncülerinden olan Tokar, Alarko, Form, Teba, Selnikel, Uda, Üntes, Erna gibi firmalar ülkemizde iklimlendirme imalatında gerçekleşen ilkler konusunda etken oldu. Mühendislik eğitiminin gücü, yerli ürün üretme potansiyeli, yarı mamul üretiminin gelişimi, yapılardaki fonksiyon ve teknoloji gelişimi rol oynadı. Bunda mimari yarışmaların, önemli yapıların fonksiyonlarının, hastane teknolojisinin önemli rolü vardır. İlk başta sektörün açık ara en büyük müşterisi kamu binalarıyken zamanla ülkemizin genel gelişimi ve inşaat sektöründeki büyük gelişme, gerçek iklimlendirme ürün ve sistemlerinin kullanımını kamu ve özel sektörlerde ve son olarak konutlarda büyük oranda arttırdı. 1980-2000 yılları arasında turizm, modern ofis binaları, alışveriş merkezleri, spor ve sinema salonları ve yeni hastaneler gibi yatırımlarının patlamasıyla beraber ISK sistemleri de hızlı bir gelişme sürecine girdi. Yerli üretim gelişti. Bu dönemde gümrük duvarlarının kalkarak ithalatın başlamasının ve küresel rekabetin de sektörün ürünlerinin ve uygulamaların kalitesi ile verimliliğin artmasını mecbur kıldı.

Sektörün birlik faaliyetleri
Sektörde İSKİD ve TTMD gibi bazı sektörel derneklerin kurulması da yine bu dönemde gerçekleşti. Oda, dernek ve vakıfların yayın, kongre ve eğitimleri de bu dönemde çoğaldı ve yaygınlaştı. Örgütlü davranış içinde dernekleşme sektörü geliştirdi. Yapılan çalışmalarla mevcut durum ve ihtiyaçlar somut olarak ortaya kondu. Yatırımlar yapıldı, yurt içi ve yurt dışı araştırma ve tanıtımlar yapıldı. Dışarıya açılma ve ihracatın başlaması ile sektör tekrar daha iyiye doğru bir sıçrama yaşadı. 2000 yılından sonraki dönemin en önemli kavramları; çevre, enerji verimliliği ve hijyen oldu, otomasyon uygulamaları öne çıktı. Ev tipi klimalar neredeyse sıfırdan 1 milyonun üzerinde yıllık satışa ulaştı. Bugün Türkiye iklimlendirme sektörü bireysel, merkezi, endüstriyel tip ara ve ana mamuller üretiminde ve uygulamasında bölgesinin ve dünyanın önemli merkezlerinden biridir. Yurt içi pazar yanında doğrudan veya başarılı Türk müteahhitleri aracılığıyla yurt dışına da ürün ve hizmet ihraç etmektedir. Alarko, Friterm, Selnikel, Teba, Tokar, Türboterm gibi firmalar ülkemizde ilk kez 1980’li yıllarda ihracat yapmaya başlayan firmalar arasındadır. Şu anda dünya klasmanında ilk 15 içinde yer alan ülkemizde iklimlendirme sektörü üretimimizle; Avrupa’da ilk 4 veya 5 ülke içerisinde yer alıyoruz. Bölgesel üretim merkezi konumundayız.

Dünya bazında sektörün gelişimi
1820’de, İngiliz bilim adamı ve mucidi Michael Faraday sıkıştırılan ve sıvılaştırılan amonyağın, buharlaşabildiğinde, havayı soğuttuğunu keşfetti. 1842’de, Florida’lı doktor John Gorrie buz üretmek için ki bu buzları Apa - lachicola’daki hastanesindeki havayı soğutmak için kullanıyordu, kompresör teknolojisini kullandı. Buz yapan makinesini sonunda binaların sıcaklıklarını ayarlamak için kullanmayı umuyordu. Tüm şehri soğutan merkezi bir sistemi dahi düşünüyordu. Prototipinde kaçak olmasına ve düzgün çalışmamasına rağmen Gorrie buz yapan makinesi için patenti 1851’de aldı. Hemen ardından baş finansal destekçisi ölünce başarı umutları yok oldu, Gorrie makineyi geliştirmek için ihtiyaç duyduğu parayı alamadı. Biyografi yazarına göre (Vivian M. Scherlok) “Buz Kralı” Frederick Tudor’u, kendi başarısızlığından dolayı suçluyordu; çünkü Tudor’un kendi icadına karşı bir kampanya yürüttüğünden şüpheleniyordu. Dr.Gorrie 1855’de fakirlik içinde öldü ve iklimlendirme fikri 50 yıllığına ortadan kayboldu. İklimlendirme sağlamak için ısıyı makineleri kullanarak taşımak modern bir icattır, binaları soğutmak ise değildir. Antik Romalıların belirli evleri soğutmak için su kemerinden gelen suyu o evlerin duvarlarında dolaştırdığı bilinir. Bu şekilde suyun kullanımı pahalı olduğu için sadece zengin kişiler böyle bir lüksü karşılayabiliyorlardı. Orta çağ İran’ı ise sarnıçlarla ve rüzgar kuleleriyle sıcak mevsimde soğutulan binalar vardı: Sarnıçlar (merkezi bir avluda bulunan geniş havuzlar, yer altı tankları değil) yağmur suyunu toplardı; rüzgar kuleleri rüzgara karşı pencerelere ve hava akışını binanın altına yönlendirmek için dahili pervanelere sahipti, genellikle sarnıcın üzerine ve rüzgar soğutma kulesine doğru yönlendirirler. Sarnıçtaki su buharlaşarak binanın içindeki havayı soğuturdu. İklimlendirmenin ilk ticari uygulamaları kişisel rahatlıktan çok endüstriyel işlemlerde kullanıldı.1902’de ilk modern elektrikli klima Willis Haviland Carrier tarafından icat edildi.Bir basım fabrikasındaki işlem kontrolünü geliştirmek için tasarlanan icadı sadece sıcaklığı kontrol etmekle kalmıyor aynı zamanda nemi de kontrol ediyordu. Düşük ısı ve nem uygun kâğıt ölçülerini yakalamayı ve mürekkep hizalamasını sağlayacaktı.Daha sonra Carrier’in teknolojisi, iş yerlerindeki verimliliği arttırmak için kullanıldı ve Carrier şirketi artan talebe uymak için şekillendi.Zaman geçtikçe iklimlendirme ev ve araçlarda rahatlığı arttırmak için kullanılır hale geldi.1950’lerde konutlara olan satışlar ani bir şekilde arttı. İlk klimalar ve buzdolapları amonyak, metil klorid ve propan gibi, kaçak durumunda ölümcül kazalara sebep olabilecek, zehirli ve yanıcı gazları kullanıyorlardı. Thomas Midgley, Jr.1928’de ilk kloroflorokarbon gazı olan Freon’u yarattı. Bu insanlar için daha güvenliydi; fakat daha sonra ozon tabakasına zararlı olduğu anlaşıldı. İklimlendirme teknolojilerinde yenilikler, özellikle enerji verimliliğini arttırma ve iç mekân hava kalitesini arttırma konusunda, devam ediyor.