100. yılda 100 milyar dolar ihracat yapacağını taahhüt eden makine imalat sektörünün; derneklerini güçlendirip, örgütlenmesini kendi dinamikleriyle hayata geçen bir federasyonla tamamlaması ve küresel tepe örgütler içinde temsil yeteneğine kavuşması şarttır.



Sektörel Örgütlenme’yi nasıl tanımlıyorsunuz?

Önemli riskler alınarak, kısa vadede geri dönmeyecek yatırımlar yapılan bir alandan bahsederken, endüstri bunların belki de en hassası, bu alanda rekabetin serbestliği, kuralların iç ve dış pazarda rekabetçiliği sağlayacak şekilde koyulması ile sektörel ve yöresel esneklikler tanınmadan uygulanması üzerinde, yatırımcının, kendi istikbalini gözetmek, bunu etkileyecek girişimler üzerinde etki etmek, bunları koyan ve uygulayan mercilere yardımcı olmak, düşüncesini, tecrübesini aktarmak çabası çok yerinde ve gereklidir. Buna lobi faaliyeti de diyoruz ve bunu yapmak için güçlü sektörel örgütler gereklidir. Dernekler, üst dernekler yani federasyonlar, birlikler veya odalar belki, ama esas olan sektörün kendi kaynaklarıyla ayakta duran, devletle bağı bulunmayan, temsil salahiyeti tartışılmaz, sivil veya NGO dediğimiz kuruluşlar. Makine imalat sektöründe örgütlenme çabaları çok geriye gitmiyor; ama son yıllarda büyük bir hızlanma var. Yeni dernekler kuruluyor, mevcutlar güçleniyor: çok etkin sektörel çalışmalar yürütüyorlar. Biliyoruz ki, bütün gelişmiş sektörler örgütlüdür. Sektörler geliştikten sonra örgütlenmezler, örgütlendikten sonra gelişirler. Ya da şöyle diyelim, endüstriyel bir dal, bir sektör haline dönüşme potansiyeline eriştiği vakit, asgari müşterekler etrafında bir araya gelme ihtiyacı duyar. Sonra rakipler arasında bir dayanışma kültürü oluşur, örgütlenirler. Rekabet kıyasıyadır ama sektörün menfaatleri her şeyin üzerindedir. Neticede herkes aynı gemidedir. Başarılı bir örgüt, münhasıran, bir sektörün veya alt sektörün sorunlarını en iyi bilecek, onu en iyi temsil edecek, çözüm geliştirecek, lobi yapabilecek bir tüzel kişiliktir. Gelişmiş ülkelerde, makine sektöründe bugün marka dediğimiz imalatçıların bazılarının geçmişi 150 seneyi buluyor. Makine dernekleri, hatta federasyonları arasında 100 yıllık geçmişi olanlar mevcut. Bizim en eski firmalarımız 55- 60 yıllık; en eski sektörel derneğimiz ise 33 yıllık. Bunu bir handikap olarak değil, bilakis potansiyeli ve yapılacak işlerin çokluğunu ortaya koyması bakımından söylüyorum. Genç bir sektörüz, müteşebbisler de hep genç olmuş; hemen bütün firmalarımız hala birinci kuşakta; bazılarında kurucular günlük yönetimden çekilmiş ama hala yönlendirici durumda. Bu büyük bir avantaj.



Makine imalat sektörümüzün örgütlenme
süreci konusunda bilgi verebilir misiniz? Nasıl bir geçmişi var?
Makine imalatında 22 mal grubu var; bunları segment, alt sektör diye de tanımlayabiliriz. Örneğin klima ve endüstriyel soğutucular, iş makineleri, takım tezgahları, pompa ve kompresörler, ambalaj makineleri gibi.. Bunları üreten segmentler veya alt sektörler, zaman içinde az evvel bahsettiğim gereksinimler ve kalkınmışlıkları doğrultusunda örgütlenmişle. Bir kısmında dernek yok, bir kısmında birden fazla var. Ama çoğunda, tam temsil yeteneğine sahip tek ve güçlü örgütler kurulmuş ve bir hayli yol almışlar. Sadece makine imalatçılarını üye kabul eden derneklerden bahsedersek; en eskileri tarım makineleri için kurulan TARMAKBİR 1978 yılında, sonra kazan ve basınçlı kaplar için KBSB ise 1985 yılında kurulmuş. Örgütlerin bir kısmı 1990’lı yıllarda kuruluyor; genel bir makine derneği olarak MİB, klimacıların, sağlık cihazları üreticilerinin, hidrolik ve pnömatikçilerin, pompa ve vanacıların dernekleri gibi. Fakat geri kalanı yani önemli bir kısmı ise ancak 2000’li yıllarda kurulmuş. Ortalama yaş 10 dersek yanlış olmaz. Bu aynı zamanda ilgili segmentlerin tecrübesini, olgunlaşmasını, yani geçmişini de belirliyor. Hepsi çok gençler. Fakat örgütlenme ihtiyaçları, yani kuruluş çabalarına bakarsanız, hemen her derneğin kuruluşu öncesinde beş on yıllık uğraşlar var; müzakereler, toplantılar, bazen başarıya ulaşamamış teşebbüsler. Genellikle insan kaynağı ve maddi sorunlar var, ama esasta dayanışma kültürü ve farkındalık söz konusu. Burada bir açıklama yapmam gerekiyor. Birçok derneğimiz var, belli bir sanayi bölgesine, sanayi sitesine dayalı tabanlara oturan. Bunlar elbette karma sektörlere hitap ettikleri için ve bir bölgenin ihtiyaçlarına yönelik ortaya çıktıkları için ayrı tutulmalı. OSTİM’in, İMES’in dernekleri gibi, daha eski, daha güçlü, ama daha spesifik hizmetler veren kurumlar. Bir de kompozit dernekler var, un üretenler ve un makineleri üretenler, mermer üretenler ve mermer makineleri
üretenler gibi. Bölgelerine veya kendi tanımlı alanlarına hizmet verirken, segmentlerimize de büyük katkıları oluyor elbette.

İleri ülkelerdeki sektörel ve örgütsel yapıya, araçlara sahip miyiz?
Örgütlenme sadece sektörün kendisince de arzulanmıyor. Yurt içinde ve dışında ilgili kuruluşlar var. Kurallar, standartlar koyan, karşılarında derli toplu bir sektör, bir muhatap istiyorlar. Sektörle konuşabilmek, onun potansiyelini veya sorunlarını daha iyi anlamak, iş yapabilmek için temsilci arıyorlar. Örneğin kamu kurumları bunu istiyor ve teşvik ediyor, yurt dışındaki örgütler temsilcilerimizi aralarında görmek istiyorlar. Zaten siz elle tutulur bir büyüklüğe gelmiş veya geliyorsanız birçok dinamik var örgütlenme sürecini başlatan ve hızlandıran. Bildiğim iki örnek, MİB’in 1990’da, Sanayi Bakanlığı’nın öncülüğünde kurulması, POMSAD’ın kuruluşunun 1996’da Avrupalı imalatçıların ısrarlı talepleri doğrultusunda ivme kazanması gibi. Örgütlenmemiş bir sektör, küresel rekabetçiliğe uzaktır. Çünkü teknik ve ticari bilgi küresel platformlarda, derneklerde, federasyonlarda ortaya konur ve bunların hemen hiçbirine firma olarak üye olamazsınız ya da devlete ait bir yanınız varsa da almazlar. MİB, sektörün tamamını temsil eden bir birlik olarak kurulduktan sonra çok önemli hizmetler yaptı ve günümüzde de bir şemsiye vazifesi görüyor. Fakat alt sektörler de geliştikçe kendi derneklerini kuruyor. Müşterek sorunlar, genel meseleler için tamam ama aşağıya; detaylara indikçe sorunlar ve ihtiyaçlar farklılaşıyor. Zamanında benim de görev üstlendiğim ve federasyona dönüşmesi için düşünce ürettiğim MİB’in bence en önemli hizmeti Makina İhracatçı Birliğini kurmuş olmasıdır. İhracatçı birliğimiz makine sektörünün üst örgütlenme ihtiyacının ve bundan beklediği faydanın en belirgin neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Birliğin en önemli hizmetlerinden biri de MSSP’nin kuruluşuna öncülük etmiş olmasıdır; ki sektörel platformumuzun temel görevi üye dernekler kanalıyla sektörlere destek vermektir. Şöyle özetleyelim, Sanayi Bakanlığı öncülüğünde MİB 1990’da kuruluyor. DTM desteğiyle ihracatçı birliğimizi 2002’de kuruyoruz. 27 sektörel örgütümüzle 2007’de MSSP’yi kuruyoruz. DTM ve MSSP üyesi derneklerin de desteğiyle 2007’de MTG’yi kuruyoruz. 2011 sonunda da MSSP üyesi dernekler, birliğimiz, MTG ve Ekonomi Bakanlığımızın da desteğiyle Makine Federasyonu’nu (MAKFED) kuracağız.

Gelişmiş ülkelerdeki yapıya sahip miyiz?
Bu yapı ülkeden ülkeye farklılık gözetiyor; AB ülkeleri de buna dahil. Örneğin, Almanya’da bütün sektör tek dernek şemsiyesi altında, gruplar halinde örgütlenmiş; bu biraz bizim MİB’i andırıyor. Fransa’da, İtalya’da federasyonlar var; yani her segmentin bir derneği mevcut. Ayrıca, AB nezdinde sektörün temsilcisi olan ORGALIME, Brüksel merkezli lobi kuruluşumuz. Buraya, AB üyesi ülkelerden federasyonlar katılıyor. MAKFED kurulur kurulmaz üye kabul edilecek. Şu anda MSSP, gözlemci olarak toplantılara katılıyor; oy hakkımız yok. Bizim eksiğimiz tek ve güçlü bir federasyon; onun içinde süreç işliyor.

MSSP ile MTG’nin işbirliği nasıl sağlanmaktadır? MSSP açısından MTG’nin önemi nedir?
MSSP, üyelerinin eşit düzeyde temsil edildiği bir platform. Tüzel kişiliği yok ama Dernekler Kanununda tanımlanmış. Bir düşünce ve eylem grubu diyebiliriz. Birlik olarak bizim üstlendiğimiz görev platformun sekreterya hizmetleri ve toplantıların tertibi, etkinliklerin finansmanı, basılı dokümanlar, web sitesi, iletişim gibi konular. Tanıtım gruplarının temel görevi, ihracattan oluşturdukları fonları sektörlerinin tanıtımı için kullanmaktır. İlginç bulabilir birçok kişi fakat Ar-Ge de görev tanımı içinde vurgulanmaktadır. MTG, birliğimizin genel kurulu kararıyla kuruldu. Derneklerimiz önemli görev üstlenerek MTG’nin kuruluş amacının ve sektöre getireceği faydanın üyelerimize iyi anlatılmasında katkı yaptı. Sorunsuz, genel ve büyük bir arzuyla hayata geçirdik. Elbette bunun karşılığı olarak değil, tamamen olması gerektiği üzere alt sektörlerimizin örgütlenmesine, örgütlerinin ve kendilerinin gelişmesine ve küresel rekabete açılmalarına katkı yapmaya başladık. Oluşan fonların yüzde 5’ini MSSP üyesi derneklerin desteklenmesine ayırdık ve 4 senedir bunu sürdürüyoruz. Hiçbir üst kuruluş 22 alt segmentin menfaatini birden kendileri gibi takip edemez. Derneklerin bunu yapmasından, yapabilir hale gelmesinden başka çözüm yoktur.



MSSP’nin, MTG desteği ile üyesi olan
dernek ve birliklere sağladığı destekler nelerdir? Desteklerimizi üç ana başlık altında topladık ama bütün bunlardan daha fazla önem atfettiğimiz ek bir desteğimiz var bu yıl; bundan, öncelikle sektörün uluslararası tepe örgütlerde temsil edilebilir hale gelmesini hedefliyoruz. NGO sayılmadığımız için birliğimizin yurtdışında böyle bir hizmet vermesi mümkün olmuyor; zaten doğru da olmaz. Biz sektör kendi üst kuruluşunu kursun istiyoruz; bir federasyon, kendi dinamikleriyle ortaya çıkmalı ve yaşamalıdır; biz sektörün kendi kaynaklarından bir kısmını bu federasyonun kuruluşu için ayırdık. MAKFED’in kurucusu olacak MSSP üyesi derneklere, aidat desteği vereceğiz. Bakanlığımız bunu onayladı. Sayın Zafer Çağlayan’ın sektörel örgütlenmeye verdiği destek ve duyduğu inanç, bugünü ve geçmişiyle apaçık ortadadır ve MAKFED’in bir an evvel kurulmasını bizzat istemiştir; müteşekkiriz. Üç temel destek başlığı şunlar: İlki, uluslararası temsil, ikincisi, sektörel bilgiyi özümsemek ve yaymak, Ar-Ge tabanını güçlendirmek; üçüncüsü, tanıtım faaliyetleri. Bunların alt başlıkları var, çok çeşitli. Birçok sektörel dernekte yöneticilik yaptığım için rahatlıkla söyleyebilirim, hepsi de çok önemli ve faydalı desteklerdir. Biz, birlik ve MTG’de görev yapan arkadaşlarım adına da ifade edeyim, çok farklı hizmetler sunuyoruz. Önemli görevler üstlendik ama bu destek mekanizması ve elde edilen neticeler, bizim için en büyük tatmin unsurlarından biri oldu; bunun giderek de artacağını düşünüyorum, seneden seneye çeşitlendiriyor, bütçemizi artırıyoruz. Yeter ki derneklerimiz güçlensin ve daha etkin olsunlar, daha çok proje üretsinler. Yurt dışı tanıtımla, fuarlarla ilgili öyle projeler üretilmeye başlandı ki, ilgili derneğimizle mesai halinde doğrudan biz üstlenebiliyoruz; kriterlerimiz içinde bu da var. Herhangi bir yere yazmamış olsak da, birlik veya MTG olarak katıldığımız genel makine fuarlarına bütün derneklerden görevli götürmek, onlara stantlarımız içinde yer vermek gibi hizmetlerimiz de oldu; üç defa, Çin’de, Almanya ve Brezilya’da. Çok yeni bir desteğimiz derneğin sektörünü tanıması, tanımlaması, tanıtması için tesis edildi. Temsil ettikleri alt sektörlerle ilgili envanter hazırlamaları, sektörün sınıflandırılması, ürünlere göre ayrımı, teknolojik yapısı, dış ticaret durumu, sektörde yabancı sermaye, Ar-Ge çalışmaları, patent ve inovasyon, pazarlama, dağıtım kanalları, sektörün rekabet gücü, sorunları ve çözüm önerilerine yönelik yapılan araştırmalarla ilgili masrafların yüzde 75’ini karşılayacağız. Şu anda sektörel araştırma yaptırabilmiş dernek sayısı yok denecek kadar az; çünkü oldukça masraflı bir iş; aslında dernekler buradan başlamalılar. Bu araştırmalar yapıldıkça, makine imalat sektörümüzün tamamını tanımlamak mümkün olacak; bu başka türlü gerçekleşemez. Yani genel bir araştırma yapalım derseniz detaylara inemezsiniz.

Kurulduğu günden bu yana MSSP’nin üyelerine verdiği desteklerin ulaştığı rakamsal değer nedir?
Dört yılda 100’ün üzerinde projeyi destekleme kararı verdik. Uluslararası temsil görevi için verdiğimiz destek 260 bin TL’ye ulaştı. Bilginin yayılması ve Ar-Ge tabanının güçlendirilmesi desteği 110 bin TL’yi buldu. Tanıtım projeleri ile ilgili destekler ise 230 bin TL’ye erişti. Fakat, bütçe rakamlarımız üzerinden konuşursak; ilk tam yıllık uygulama 2008’de idi, bütçemiz 250 bin TL kadardı; 2011’de 750 bin TL’ye çıkardık. 2012 yılı için Bakanlığımızın onayına sunduğumuz bütçe kalemi 800 bin TL. Bu artışlar, üye derneklerin giderek güçlenmesi, etkin görev yapar hale gelmesine paralel olarak gerçekleştirilmiştir. Bütçelenen rakamların tamamını harcayamıyoruz henüz; ama bütçe hazır, projeler çoğaldıkça gerçekleşen destek tutarları da artacak. 2012’de desteklerimizi daha da çeşitlendireceğiz ve dernek başına koyduğumuz yıllık 40 bin TL üst sınırı daha da yükselteceğiz; dileğimiz bütün derneklerimizin bu desteklerden yararlanmak arzusunda olmaları. Prosedürlerimiz gayet pratik ve zahmetsiz, ödemelerimiz gayet hızlı; Müsteşarlığımıza müteşekkiriz. Şunu sevinerek gözlemliyoruz, desteklerden yararlanmaya başlayan dernekler hemen ertesi, bilemediniz sonraki yıl tavan değere çıkabiliyor; çünkü kaynak mevcut olunca proje üretmek kolaylaşıyor. MSSP’nin federasyona dönüşme çalışmalarının hızla devam ettiği biliniyor.

Platformun federasyona dönüşmesinin sağlayacağı artılar neler olacak?
MTG, Makina Sanayii Sektör Platformu’nun, üst düzeyde temsil vasfına kavuşabilmesini, uluslararası lobi kuruluşları ve konfederasyonlarda yer alabilmek için gerekli hükmi şahsiyete sahip olabilmesini sağlayacak bir federasyona dönüştürülmesi çalışmalarına öncülük etmeyi kararlaştırdı. Az evvel bahsettiğim gibi, Bakanlığımız da bunu onaylamış ve desteklemiştir . Küresel rekabette söz sahibi olmak amacındaki sektörün en önemli ek - sikliklerinden biri olan bu MAKFED’in kuruluşu, 2023 ihracat hedeflerine ulaşılmasının gereklerinden biridir. Sivil bir örgüt olarak, sektörü en üst düzeyde yurt dışında temsil edebi - lecek bir örgüt federasyonu elbette yurtiçinde birçok görev yapacaktır ama biz ihracat odaklı bir yaklaşımla bu desteği veriyoruz. Ayrıca sektörün üyeleri olarak bunun eksikliğini en çok duyanlarız; şu anda, Türkiye makine imalat sektörünü, yurtdışında hiçbir NGO’da, kimse temsil edemi - yor. Halbuki sektörel bütün bilgiler buralarda; stratejiler, teknik gelişmeler, standartlar, kurallar buralarda oluşuyor. Alt sektörlerde sorun yok ; birçok derneğimiz kendisiyle ilgili Avrupa derneğine üye ve bu çarkın içinde. Ama tepede yokuz.

MAKFED’in kurulması için daha ne kadar zaman var?
10 derneğimiz, genel kurullarında kurucu olmak kararı aldı, temsilcilerini belirledi. Bu zaman alıcı bir süreç idi, yoksa tüzüğümüz bir yıldan fazladır hazır. Tek bir işimiz var; bir araya geleceğiz, tüzük üzerinde son rötuşları yapacağız; yapısal bazı kararlar alacağız, merkezi nerde olsun, kadrosu nasıl olsun, aidatı ne kadar olsun gibi, bir protokol yapıp dernekler masasına başvuracağız. Daha az sayıda dernekle kurmak istemedik; diğerlerinin de genel kurul yapmalarını beklemeyi tercih ettik. Yani hazırız.

MAKFED’in destekleri platformun desteklerinden farklı mı olacak? Bu farklar nelerdir?
Doğrusu zihnimizi meşgul eden birçok soru var. Federasyona kurucu olmak bir fedakarlık gerektiriyor; MTG destekleri bunun tamamını karşılamayacak; bazı dernekler bu güçte değil; öte yandan bu fedakarlığı yapan derneklerin de farklı bir şekilde desteklenmesi lazım. Yeni kurulacak bir federasyonun da can suyuna ihtiyacı var; herhangi bir MSSP üyesi gibi desteklemek yeterli olmayabilir. Platform federasyona mı dönüşür, ikisi iki koldan devam mı ederler yaşayarak göreceğiz. Çözümler geliştireceğiz, Bakanlığımızın onayına sunacağız; önemli olan hangi çatı altında olursa olsun etkin ve üretken olunması, kaynak var, destek var ve devam edecek.

Kutlu Karavelioğlu Kimdir?
Makina Yüksek Mühendisi, ODTÜ 1984 mezunu, yüksek lisans konusu bilgisayar yardımıyla tasarım(CAD), SMS Samsun Makina Sanayi A.Ş.’inde Başkan Yardımcılığı, Layne Bowler A.Ş.’de Murahhas Azalık görevlerini yürütüyor. Sektörel örgütlenme alanında, 1996’dan beri görev yapmakta. OAİB Makina ve Aksamları İhracatçı Birliğinin kurucularından ve halen Başkan Yardımcısı; MTG Başkan Yardımcısı; EUROPUMP, Avrupa Pompa İmalatçıları Derneği İcra Konseyi Üyeliği 2001 yılından, MSSP, Makina Sanayi Sektör Platformu İcra Kurulu Başkanlığı 2007 yılından itibaren sürmekte. POMSAD, Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği kurucularından olup; 3 dönem Başkanlık görevini yürütmüş; MİB, Makina İmalatçıları Birliğine de, 1 dönem Yönetim Kurulu Üyesi olarak hizmet vermiştir. Makina Mühendisleri Odasının 25025 numaralı üyesidir.

MSSP’nin üyelerine verdiği destekler
● Dört yılda 100’ün üzerinde projeyi destekleme kararı alındı.
● Uluslararası temsil görevi için verdiği destekler 260 bin TL’ye ulaştı.
● Bilginin yayılması ve Ar-Ge tabanının güçlendirilmesi desteği 110 bin TL’yi buldu.
● Tanıtım projeleri ile ilgili destekler 230 bin TL’ye erişti.
● 2011 yılı bütçesini 750 bin TL’ye çıkardı.
● 2012 yılı için Ekonomi Bakanlığı onayına sunulan bütçe kalemi 800 bin TL.
● 2012’de destekler daha da çeşitlendirecek ve dernek başına koyulan yıllık 40 bin TL üst sınırı daha da artırılacak.