‘Outsource’ ülkemizde yeni yeni gelişen bir kavram. ‘Dış kaynak kullanımı’
olarak tanımlanan bu oluşum, ülkemize ve yatırımcılara büyük kolaylıklar
sağlıyor. Yaklaşık 20 yıldır Türkiye’de outsource yapan Itaco Makina ile
outsource’un püf noktalarını konuştuk.

Moment Expo olarak bu sayımızda outsource’u mercek altına aldık. Outsource’u; bir şirketin sunduğu hizmetleri kendisinin
üretmesi yerine, dışarıdan daha ucuza ve kalitesi daha yüksek olarak temin etmesi olarak tanımlamak mümkün. Outsource’un işleyişi, avantajları, dezavantajları üzerine bir outsource firması olan Itaco Makine’nın Genel Müdürü Hicham Abou El Nasr ile röportaj gerçekleştirdik.
 
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
 
Mısır’ın Kahire şehrinde 1966 yılında doğdum. Kahire Üniversitesi’nde Ekonomi eğitimi aldım. Fransa’nın Jesuites bölgesinde College de la Sainte Famille ve Paris Üniversitesi’nde eğitimimi tamamladım. Itoca Makina’da Genel Müdür olarak görev yapıyorum. Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Romanca, Türkçe ve Arapça biliyorum.
 
Dış kaynak kullanımı (outsource) ne demek? Siz firma olarak outsource’a ne zaman başladınız?
 
Outsource, taşeron gibi işleyen bir sistem. Uygun üreticileri buluyoruz, bu firmalardan parça temin ediyoruz. Biz ITACO Makina olarak press ve CNC makineleri üretiyoruz ve büyük firmalara satıyoruz. Sektörün büyük lider firmalarına ürün temin ediyoruz. Ana makinenin yanı sıra makineler için yedek parça ve çok az miktarda da yeni makineler satıyoruz. Yüzde 5-10 civarında yeni pres makineleri satıyoruz. Genel anlamda tüm dünyayabizim ihracatımız yüzde 70 civarında. Bunu da Amerika’ya, Fransa’ya ve
Almanya’ya gerçekleştiriyoruz. Büyük firmalara ürün temin etmek için ilk olarak 1998-1999 yılında Romanya’ya gittik. Romanya’da üretime başladık.
 
Dış kaynak kullanımının işleyişi nasıl ilerliyor? Siz firma olarak nasıl bir süreçten geçtiniz?
 
1999 yılında özellikle döküm ucuz olduğu için parçaları Romanya’dan temin etmeyi düşündük. Fabrikamızı Romanya‘ya taşıdık.
Ancak Türkiye’den fiyat teklifi aldıkça fiyatların daha uygun olduğunu gördük. Ben 1990 yılında Kahire’de çalışırken Türkiye pazarı ile çalışmaya başladım.
 
Bu tecrübeyi Romanya’da da uygulamak için araştırmalara başladım. Bükreş ile İstanbul arası 600 km.
Türkiye’nin çok büyük avantajları var. Ayrıca Türkiye çok büyük bir pazar. Çok çeşitli malzemeler var. Pazar çok büyük olduğu için firmalar çok özel fiyatlar veriyor.
 
 Bu özel fiyatlar bizim için büyük bir şans. 2000-2001 yıllarında da outsource yapmaya başladık;
ancak Türkiye bu konuda tecrübeli değildi. Birçok problem yaşadık. Günümüzde ise Türkiye’den 0,5-1 ton ağırlığında yedek parçaları
temin edebiliyoruz.
 
Bunun yanı sıra bu yıl, 40-50 ton’luk büyük parçalarıda Türkiye’den almaya başladık. Türkiye’de döküm sektörü çok başarılı ve biz de parçaları Türkiye’den alıyoruz.
 
Türkiye’deki tedarikçiler çok disiplinli çalışıyor
ve kaliteye önem veriyor. Ürettikleri çeşitli
modellerde de kaliteyi yakalarsa Avrupa
ülkeleri ile yarışır.
  
 Outsource, Türkiye’de ne zaman başladı?Sizden önce de yapılıyor muydu?
Benim hatırladığım kadarıyla Türkiye’de, 1990 yılında kimse outsource yapmıyordu. 1990’larda, Mısır’da çalışırken Türkiye’den ürün temin ediyordum. O zamanlar Türkiye’de kimse outsource yapmıyordu. Hatta Mısır’da kimse Türkiye pazarını bilmiyordu.
Şimdi çok acil ihtiyacımız olduğunda hemen Türkiye’den yedek parça istiyoruz. Türkiye’de insanlar çok çalışkan.
24 saatte istediğim siparişleri yetiştirebiliyorlar. Bu anlamda Türkiye’ye yatırım yapmak gerekiyor. Örneğin; ben hidrolik silindirleri Türkiye’den alıyorum. Bunu yapan iyi firmalar var.Eskiden büyük firmalardan alıyordum. Örneğin; Amerika’dan alıyordum. Şimdi
Türkiye’den alıyorum.
Outsource yapmanın avantajları nelerdir?
Fiyat açısından outsource yapmak daha ucuz. Orta ölçekli firmalar ile anlaşma yapmak çok kolay. Türkiye’de de orta ölçekteki firmalar çoğunlukta ve onlarla anlaşma yapmak çok daha kolay oluyor. Büyük ölçekli firmalar için bazen küçük siparişler anlamlı olmuyor; ancak orta ölçekli ya da küçük ölçekli firmalar için 2 milyon euro çok büyük bir rakam olabiliyor.
Biz de seri üreticiyiz; ancak çok büyük değiliz. Orta ölçekli firmalar bizim için daha avantajlı; çünkü onlar daha hızlı çalışıyor ve daha az bürokrasiye takılıyor. Türkiye’de düzgün firmalar var. Bazı firmalar çok iyi fiyatlar veriyor; ancak kalite kontrolleri yetersiz olabiliyor.
Bazı tedarikçiler de var ki, onlar disiplinli çalışıyor. Kaliteye çok önem veriyor. Türkiye’de çok fazla model var. Bu modellerde kalite yakalanırsa Türkiye, Avrupa üreticileri ile yarışıyor.
Türkiye makine sektörüne olan güveni nasıl sağladınız?
Öncelikle neye ihtiyacımız olduğunu tespit ettim. Yavaş yavaş aşamaları geçtim. Kullandığımız makinelere Amerika’da üretilen parçalar gerekiyordu. Bu makineler Amerika’da çok pahalı. Aradığımız parçanın Türkiye’de üretildiğini söylediler. Distribütör olduğum için arada aracı olmasını istemiyordum. Amerika’dan ve Romanya’dan üretimi denetleyecek iş arkadaşlarımı çağırdım. Amerika’daki
birim fiyatını ve Türkiye’deki birim fiyatını hesapladık.
Amerika’daki ürünlerin birim fiyatı, Türkiye’dekine göre yüzde 10-20 daha fazla. Örnek olarak bir malzeme Amerika’da 100 bin dolar, ben hedef olarak 80 bin dolara Türkiye’den almak istiyorum ve ihracat
yapmak istiyorum. Bu şekilde Türk firmalarla outsource yapmak istedik ve firmalar bulduk.
Outsource’un dezavantajları var mı?
Türkiye’de çok çeşitli firmalar var. Bazen bazıları sözlerini tutmuyor. Organizasyon sorunu yaşanıyor ve bu durum yaşadığımız en büyük problem. Tarih ve teslim süresi bizim için çok önemli. Türkiye’de her şey yapılıyor; ancak teslim konusunda aksamalar yaşanıyor. Biz de buna bir çözüm bulduk ve rapor tutuyoruz. Her hafta verilen siparişleri ve teslim tarihlerini yazıyoruz. Bazen
de kalite konusunda sorunlar yaşıyoruz; ama kalite konusunda yaşanan sorunların çözümü daha kolay. Firmaları araştırıyoruz ve kaliteye önem veren firmalar ile çalışıyoruz.
Türkiye’de outsource yapan firma sayısı nedir?
Her sektörde kendine göre küçük ya da büyük ölçekli firma bulmak mümkün. Ancak birkaç sektörde outsource yapan kaliteli firma bulmak zorlaşıyor. Buna örnek olarak döküm sektörünü söyleyebilirim.
Hangi alanlarda outsource yapılabilir?
Türkiye’de outsource konusunda çok büyük bir potansiyel var. Ben Mısırlıyım. Kendi ülkemde büyük sıkıntılar yaşanıyor. Şahsen Mısır’dan parça almıyorum. Mısır’ın en büyük sıkıntısı bir sistem yok. Mısır’da doğal gaz, petrol, turizm, su var; ancak bunların
kullanılması için bir sistem yok. Türkiye, bu konuda daha sistemli çalışıyor. Bu sebeple Türkiye’de birçok sektörde
outsource yapmak mümkün.
Türkiye’de outsource faaliyetlerini devlet destekliyor mu?
Devlet verdiği teşviklerle outsource’u destekliyor. Bunun yanı sıra bazı problemler de yaşamak mümkün. İnsanlar outsource yapmak istiyor; ama burada en büyük sıkıntı vergi. Maalesef vergiler çok yüksek. Vergilerin düşük olması, insanları bu alana daha fazla teşvik edecek. Avrupa ülkelerinde vergi bu kadar yüksek değil. Türkiye, Arap ülkelerine göre daha iyi; ancak Avrupa ülkelerine göre vergiler çok yüksek ve maaşlar düşük.
Türkiye için outsource’un geleceği nasıl olur?
Türkiye için outsource’ın geleceği kesinlikle çok parlak. Yapılabilecek çok fazla şey var. Firmalar ürünleri daha kontrollü üretirlerse daha fazla outsource yapabilir. Yani, outsource yapan firmalar kaliteli ve sistemli olan bu firmaları tercih eder. Outsource yapan firmalar da daha fazla araştırma yapmalı, çalıştıkları firmaları tanımalı. Outsource ortak yapılan bir iş, tarafları da birbirini iyi tanımaları gerekiyor.
Outsource’un makine sektörü için avantajları nedir? Makine sektörüne ne gibi yararlar sağlıyor?
Türkiye’de üretilen makineler çok iyi, hiçbir sorunla karşılaşılmıyor. Ancak, Türkiye’de büyük CNC makineler üretilmiyor. Bunun yanı sıra Türkiye’de fason üretim de çok fazla. Bunun da önüne geçilmeli. Makine üreticilerine teşvikler veriliyor, bu teşviklerle büyük CNC makineler üretebilirler. Türkiye’nin CNC makinelere çok ihtiyacı var, bu pazar çok önemli.
Outsource için en önemli şey sadece iç pazarı bilmek ve görmek değildir. İç pazar güçlü olabilir; ama dış pazarı da çok iyi tanımak ve araştırma yapmak gerekiyor. Bu işi yapan ülkeleri çok iyi bilmek lazım. Gelişmiş ülkeler bizimle çalışmak için gelmiyor, bizim gidip onları bulmamız gerekiyor. İnternetten gelişmeler sürekli takip edilmeli. Örneğin; ‘Arap ülkelerinde böyle bir endüstri yok, bu pazara girmek lazım’ demeliyiz. Outsource yapmak isteyen firmaların bunları göz önünde bulundurması gerekiyor. Bütün bunların gerçekleşmesi için daha zamana ihtiyaç var.
Türkiye’de outsource konusunda çok büyük bir potansiyel var.